Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/506 E. 2021/730 K. 26.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/506 Esas
KARAR NO : 2021/730

DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/09/2020
KARAR TARİHİ : 26/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … 24.İcra Dairesinin… Esas sayılı dosyasıyla davalılardan … A.Ş tarafından davalı …’a karşı icra takibi başlatıldığını ve bu takip neticesinde takip dışı olan müvekkile hukuk dışı borç yüklenmiş ve zorla ödettirildiğini, söz konusu takip dosyası borcuna müteakiben 15.12.2018 tarihinde talimatla alacaklı vekilince bildirilen adrese hacze çıkıldığını, haciz mahallinde müvekkilinin vergi levhasıyla birlikte takip borçlusu davalı …’a ait vergi levhası olduğu tespit edilmiş ve bundan ötürü müvekkilinin mallarına haciz konulduğunu, müvekkil, haczedilen ve kendisine ait olan bu malları haciz tarihinden yaklaşık 6 ay önce 25.06.2018 tarihinde toplamda 21.492 TL karşılığında davalı …’a sattığını ve kiracısı olduğu iş yerini de kendisine devrettiğini, fakat davalı …’ın işlerinin iyi gitmediğini gerekçe göstererek sürekli ödeme yapmaktan kaçındığını, satın aldığı malların satış bedelini ödemeyen davalı … işbu malları yine aynı bedel üzerinden müvekkiline 05.12.2018 tarihinde sattığını ve iş yerini müvekkiline devrettiğini, haciz esnasında davalı …’a ait vergi levhasının bulunmasının sebebi bu olup müvekkilinin istihkak iddialarına rağmen haciz gerçekleştirildiğini, … Vergi Dairesi Müdürlüğü’nde mübrez iş yeri yoklama bilgilerine bakıldığında davalı …’ın söz konusu iş yerinde işe başlama tarihi 15.02.2018, işi bırakma tarihi ise 01.12.2018 olduğunu, haciz işlemi ise davalı …’ın işi bırakma tarihinden 14 gün sonra 15.12.2018 tarihinde gerçekleştirildiğini, müvekkilin işinin devamını sağlayabilmek için kullanmak zorunda olduğu araçlara haciz konulduğunu, cebri icra tehdidiyle karşı karşıya olan müvekkil, sade bir vatandaş olarak, icra prosedürüne ve işleyişine dair bilgiye haiz olmadığından mallarının elinden alınarak satılmasından korktuğunu, işini idame ettirip ailesinin geçimini sağlayabilmek adına haczedilen mallara ihtiyacı olduğundan işbu haczin kaldırılması için dosya alacaklısı davalı …A.Ş. ‘ye 03.04.2019 tarihinde banka kanalıyla 24.966,87 TL ve sonrasında 3.000,00 TL elden vermek suretiyle dosya borcunu ödediğini, bu nedenle müvekklinin borçlu olmadığının tespiti ile 27.966,87 TL nin yasal faiziyle birlikte sebepsiz zenginleşme bükümleri uyarınca davalılardan alınarak müvekkiline ödenmesine, vekalet ücretinin davalılar üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; yapılan haciz işlemleri hukuka uygun olarak tahakkuk edildiğini, davacının ifadeleri çelişkilerle dolu olduğunu, hukukun kendisine tanıdığı hakları kullanmaktan imtina eden bir kişinin mağdur olduğunu ileri sürmesi hayatın doğal akışına aykırı olduğunu, müvekkili şirket tarafından talep edilen tüm tahakkuk ve hesaplamalar elektrik piyasası mevzuatına uygun olarak yapıldığını, nihayetinde haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddini, yargılama giderleri ile ücret-i vekaletin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce tarafların bildirmiş olduğu deliller toplanmış, icra dosyası, bilirkişi raporu dosyamız arasına alınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, takip dosyası kapsamında borçlu olunmadığının tespiti ve ödenen miktarın sebepsiz zenginleşme kapsamında iadesi istemine ilişkindir.
Somut olayda davacı vekili, davalılardan … tarafından diğer davalı hakkında dava konusu takibin başlatıldığını, haciz işlemleri sırasında işyerinde davalı …’ın da vergi levhasının bulunması nedeniyle müvekkiline ait mallara üzerinde haciz konulduğunu, müvekkilinin haczedilen ve kendisine ait olan malları haciz tarihinden yaklaşık 6 ay önce 25/06/2018 tarihinde bedeli karşılığında kiracısı olan davalı …’a sattığını, iş yerinin devredildiğini, daha sonra sürekli ödeme yapılmasından kaçınılması nedeniyle aynı bedel üzerinden 05/12/2018 tarihinde söz konusu malların ve işyerinin müvekkiline geri devredildiğini, buna rağmen müvekkili tarafından icra tehdidi altında dosya borcunun ödendiğini beyan ederek borçlu olunmadığının tespiti ve ödenen miktarın sebepsiz zenginleşme kapsamında iadesini talep ve dava etmiş, davalılardan … yapılan hacizlerin hukuka uygun olduğunu, davanın reddi gerektiğini savunmuş, diğer davalı tarafından yasal süresi içerisinde cevap dilekçesi sunulmadığından davacının iddialarını inkar etmiş sayılmıştır.
Buna göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının … 24.icra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası kapsamında borçlu olup olmadığı ve takip dosyasına yapmış olduğu ödemenin sebepsiz zenginleşme hükümleri kapsamında davalılardan talep edip edilemeyeceği hususunda toplanmaktadır.
Davaya konu … 24. İcra Müdürlüğünün… Esas sayılı icra dosyasının sureti getirtilip incelendiğinde; davalı … A.Ş tarafından … aleyhine 20.141,16 TL asıl alacak, 18.999,25 TL işlemiş faiz, 3.419,95 TL olmak üzere toplam 42.560,36 TL’lik ilamsız takipte bulunulduğu, 15/12/2018 tarihinde haciz işlemlerinin gerçekleştirildiği anlaşılmıştır.
Davacının istihkak iddiasına ilişkin … 2. İcra Hukuk Mahkemesinin …E. Sayılı dosyasının incelenmesinde, mahçuza müşterek zilyet olunması nedeniyle takibin devamına, istihkak davası açmak için süre verilmesine karar verildiği, verilen kararın tebliğe çıkartılmadığı anlaşılmıştır.
Gelir İdaresi Başkanlığının müzekkere cevabında, davalı …’ın belirtilen adreste 15/02/2018 tarihinde işe başladığı, 05/12/2018 tarihinde faaliyetini sonlandırdığı bildirilmiştir.
Toplanan deliller ışığında eldeki davada, haczedilen menkullerin borçlunun olduğu ve davacı Erdal ile davalı Mehmet arasında yapılan satışın muvazaalı olduğunu ispat yükünün davalı alacaklı … üzerinde olduğu, tüm dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesi neticesinde, devir tarihlerinin yakın oluşu, takip tarihinden sonra ilk hacizden 10 gün önce son devrin yapılmış olduğu, fatura, kira sözleşmesi gibi belgelerin her zaman düzenlenebilecek nitelikte belgelerden olduğu göz önünde bulundurulduğunda taraflar arasında yapılan devrin muvazaalı olduğu kanaatine varılmış, bu nedenle davacının talebinin yerinde olmadığı anlaşıldığından davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Açıklanan gerekçeye göre;
1-Davanın reddine,
2-Karar tarihine göre alınması gereken 59,30 TL harcın peşin alınan 477,61 TL harçtan mahsubu ile bakiye 418,31 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13,14. Maddeleri ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26.maddesi gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davalı … A.Ş kendisini duruşmalarda vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 4.195,03 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile bu davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı tarafından yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliyesi ( İstinaf Mahkemesi ) nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usülen anlatıldı. 26/10/2021

Katip
(e-imza)

Hakim
(e-imza)