Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/502 E. 2021/96 K. 03.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/502 Esas
KARAR NO : 2021/96

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 08/06/2020
KARAR TARİHİ : 03/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili İstanbul 6. Tüketici Mahkemesine sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; Davacı müvekkilinin 05.02.2020 tarihinde …. plakalı, …, …, 2013 model aracı internet üzerindeki satış ilam üzerine …’dan satın almak istediğini, müvekkili aracın satış bedelini ödemeden önce aracın Oto Eksperine gösterilerek araçtaki küçük çizikler vs. hariç olmak üzere, kaporta ve mekanik kısmında ciddi hasar-ayıp olmaması halinde aracın satış bedelini ödeyeceğini ve aracı kabul edeceğini beyan ettiğini, bu hususun araç malikinin ve davalının da kabul ettiğini, davalının yönlendirmesi neticesinde birlikte davalı ….Ltd. Şti. Sultanbeyli şubesine giderek ekspertiz raporunun çıkartılmasını talep ettiğini, davalı şirketin araç hakkında Motor Ön-Alt Mekanik Ekspertiz, Araç Îç-Dış Ekspertizi, Boya Kaporta Ekspertiz raporu olmak üzere inceleme ve değerlendirme raporu düzenlendiğini, davalı şirket raporunda: Boya Kaporta Ekspertiz raporunda aracın muhtelif yerlerinde göçükler ve çizikler mevcut sol kapı ic kısımları havalı 11 denilerek raporun tanzim edildiğini, aracın üst tavan sol köşe dış yüzeyinde resimde çizildiği şekilde küçük bir çizgi ile ifade edilmiş olan lokal şekilde bir boya yapıldığı şifahi olarak söylenmiş olduğunu, davalıların hasar ve ayıpları gizleyerek aracı davacı müvekkiline satmış olduğunu, müvekkilinin mağduriyetinin ayıp ve hasar değer kaybı oranının 15,000,00 TL. ile 20,000,00 TL, civarında olduğunu beyanla ayıp-hasar kaybı tutarının müvekkili tarafından belirlenebilir olmaması sebebi ile şimdilik 12.000,00 TL. ile tahkikat aşamasında uzman bilirkişi tarafından hesaplandığında alacağın belirli hale gelmesinden sonra tüm alacak tutarının taraflarınca artırılarak dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve mütelselsilen tahsili ile müvekkiline ödenmesine, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin davalılara tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; 19.12.2018 RG tarih, 7155 Sayılı Kanunun 20’nci maddesi ile TTK’ya eklenen 01.01.2019 yürürlük tarihli madde 5/A hükmü uyarınca ticari uyuşmazlıklarda dava şartı niteliğinde arabuluculuk sürecinin işletilmesi gerektiğini, arabuluculuk dava şartı sağlanmamış olduğundan davanın usulden reddinin gerektiğini, gerek davalıların adresleri, gerekse de davaya konu ekspertiz ve araç satış sözleşmelerinin ifa yeri İstanbul Anadolu yakası olmasına rağmen huzurdaki davanın İstanbul yargı çevresinde ikame edilmesinin usule aykırı olduğunu, bu nedenle dosyanın yetkili İstanbul Anadolu Ticaret Mahkemelerine gönderilmesine karar verilmesi gerektiğini, esasa ilişkin olarak ise, dava konusu araç nevinin tüketici mahkemesince ticari olması sebebiyle davanın TTK 23 vd. hükümleri tabi olduğunu, TTK 23. maddesinde ticari satışın düzenlendiğini, anılan maddenin 1. fıkrasının c bendinin ”malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belliyse alıcı 2 gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse, alıcı malı teslim aldıktan sonra 8 gün içinde incelemek veya incelettirmek ile ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda Türk Borçlar Kanununun 223. maddesinin 2. fıkrası uygulanır.” şeklinde olduğunu, taraflar arasındaki satım sözleşmesi uyarınca, 34 KH 1158 plakalı otomobilin 05.02.2020 tarihinde teslim edildiğinin davacının beyanıyla sabit olduiğunu, davacının aracı teslim aldığı tarihten itibaren 8 gün içinde muayene etmek suretiyle bu muayene sonucunda arızalı olduğunun tespiti durumunda satıcıya bildirmekle yükümlü olduğunu, anılan şekilde yapılan muayene ile tespitin yapılamaması halinde TBK 223/2. maddesinin uygulanması gerektiğini, TBK 223/2. maddesinin ”Alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak satılanda olağan gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması halinde bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmelidir, bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır.” şeklinde düzenlendiğini, bir an için aksi düşünülse dahi, yani olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayan bir ayıp olarak kabulü halinde dahi, 2 aydan fazla bir sürede aracın aktif olarak kullanıldığını, bu süre zarfında aracın herhangi bir hasara uğrayıp uğramadığının bilinmediği gibi, 2 ay sonra 14.04.2020 tarihinde ikinci kez ekspertiz raporu alındığını, bu rapor ile dava tarihi arasında da hukuki yollara müracaat edilmediğini, dava dilekçesine 2’nci ekspertiz raporunun da eklenmediğini ileri sürerek davanın usulden ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
… 6. Tüketici Mahkemesi … Esas – …Karar sayılı 14/07/2020 tarihli kararı ile; ” Toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre; dava, davacının satın aldığı aracın ayıplı olduğu iddiasıyla alacak talebine ilişkindir. Tüketici mahkemeleri 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un 73. maddesine göre kurulmuş ve bu Kanundan doğan uyuşmazlıkların çözümüne bakan birer ihtisas mahkemesidir. Görev alanı kanun ile sınırlandırılmış olup çıkacak görev sorunu kamu düzeni ile ilgili olduğundan mahkemece re’sen gözetilmesi gerekecektir. 6502 sayılı yasanın 3 maddesinin (k) fıkrasında “tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek kişiyi, (I) maddesinde; tüketici işlemi, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan eser, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık ve benzeri sözleşmelerde dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder” denilmektedir. Dosyanın incelenmesinden, … tarafından 34 KY 1158 plakalı aracın araç satın alınırken beyan edilen ve düzenlenen rapordan daha hasarlı çıkması nedeniyle ayıp oranında bedel istemiyle dava açtığı, ancak dava konusu olan araç hakkında Uyap üzerinden GİB sorgulaması yapıldığında kullanım şeklinin “ticari” amaçlı olduğu tespit edilmiştir. Bu durumda, davalının tüketici sıfatının olmadığından, uyuşmazlığa bakma görevini TTK’nın 4. ve 5.maddeleri gereğince Asliye Ticaret Mahkemesinde görülüp çözümlenmelidir…” ifadelerine yer verilerek görevsizlik kararı verilmiş ve dosya mahkememize tevzi edilmiştir.
Türk Ticaret Kanunun 4.maddesinde, bu kanundan doğan hukuk davalarının ticari dava sayıldığı, aynı kanunun 5.maddesinin 2. fıkrasında, bir yerde ticaret mahkemesi varsa asliye hukuk mahkemesinin vazifesi içinde bulunan ve bu kanunun 4.maddesi hükmünce ticari sayılan davalara ticaret mahkemesinde bakılacağı hususları düzenlenmiştir.
Türk Ticaret Kanunun 3.maddesinde, ”Bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir.” düzenlemesi getirilmiştir.
Bir hukuki işlemin veya fiilin TTK’nun kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen bu kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bir hukuki işlemin veya fiilin olması gerekir.
Somut olayda, dava, davacının satın aldığı hususi aracın ayıplı olduğu iddiasına dayalı alacak davasıdır. Dava konusu olan aracın GİB sorgulaması sonucu kullanım şeklinin “hususi” olduğu, davacı vekilinin de beyanlarının bu doğrultuda olduğu, dava konusunun TTK 4.maddesi kapsamında kalmadığı ve davanın ticari dava sayılmadığı, mahkememizin görevli olmadığı, görevli mahkemenin tüketici mahkemesi olduğu anlaşılmış, davanın görev nedeni ile reddine, HMK 20. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinin ardından iki haftalık yasal süresi içerisinde talep edilmesi halinde dosyanın görevli İstanbul Tüketici Mahkemesine gönderilmesine, mahkememiz ile İstanbul 6. Tüketici Mahkemesi arasında görev uyuşmazlığı oluştuğundan yargı yerinin belirlenmesi yolunda dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi’ne gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Açıklanan yasal gerektirici nedenlere göre;
Davanın görev nedeni ile reddine, HMK 20. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinin ardından iki haftalık yasal süresi içerisinde talep edilmesi halinde dosyanın görevli İstanbul Tüketici Mahkemesine gönderilmesine,
Mahkememiz ile İstanbul 6. Tüketici Mahkemesi arasında görev uyuşmazlığı oluştuğundan yargı yerinin belirlenmesi yolunda dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi’ne gönderilmesine,
Dair tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 03/02/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır