Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/484 E. 2022/99 K. 08.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/484 Esas
KARAR NO:2022/99

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:09/09/2020
KARAR TARİHİ:08/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ve duruşmalarda özetle; müvekkilinin keşide ettiği, … numaralı … … Şubesi’ne ait 17/02/2020 vade tarihli 70.000,00 TL tutarlı çeki, … …’a verdiğini, çeki teslim alan … … kendi cirosunu attıktan sonra, alacağını tahsil etmek amacıyla 11/02/2020 tarihinde takas amacıyla çeki muhatabı olan …’ın … … Şubesine tevdi ettiğini, müvekkilinin çekin bedelinin vade tarihinde … …’a ödediğini, … … müvekkile çek bedelinin tahsil ettiğine ilişkin el yazısı ve imzasına müstenit yazılı beyan verdiğini, … …’ın çek bedelini almasını müteakip bankaya başvurarak takasta duran çekin iadesini talep etmişse de çekin iadesi için işlemlere başlandığı süreçte bankanın sorumluluğunda olan taşeron kurye çalışanı nezdinde iken çalındığını, çek çalındıktan sonra 1 gün sonra 21/02/2020 tarihinde çek muhatap bankaya ibraz edildiğini, çalıntı çek üzerinden ….Asliye Ticaret Mahkemesinin … D.İş sayılı dosyasından alınan ihtiyati haciz kararı ile çekin …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası üzerinden takibe konduğunu, müvekkilinin banka nezdinde ve gözetim yükümlülüğü altında çekin çaldırılmasıyla birlikte karşılığını hamiline ödemiş olduğu halde haciz baskısı altında 96.623,52 TL ödeme yapmak durumunda kaldığını ve maddi olarak beklenmedik bir yük içerisine girerek ticari hayatında diğer ödemeleri ile sıkıntıya girdiğini, bu durum ticaret yaptığı firmalar nezdinde güven kaybetmesine neden olduğunu, davalının haksız ve kötü niyetli itirazının iptali ile takibin devamına, davalının kötüniyetli itirazları nedeniyle % 20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; huzurdaki davanın pasif husumet yokluğundan reddi gerektiğini, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı … soruşturma numaralı dosyasının bekletici mesele yapılması gerektiğini, davacı her ne kadar davaya konu çekle ilgili mükerrer ödeme yaptığını beyan etmekte ise de, HMK 200 madde düzenlemesi gereğince senetle ispat yükümlüğünü karşılar belge ibraz edilmemesi nedeniyle davanın reddi gerektiğini, haksız fiiil şartlarının oluşmaması nedeniyle davanın reddi gerektiğini, müvekkil bankaya karşı haksız ve kötü niyetli olarak ödeme emri düzenlenmiş olması nedeniyle %20’den aşağı olmamak üzere tazminat ödemesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce tarafların bildirmiş olduğu deliller toplanmış, icra dosyası dosyamız arasına alınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davalı aleyhine başlatılan takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Somut olayda davacı vekili, müvekkilinin keşide ettiği 17.02.2020 vade tarihli ve 70.000,00 TL bedelli çeki dava dışı … …’a verdiğini, çeki teslim alan … tarafından ciro atılarak muhatap banka olan davalıya takas amacıyla ibraz edildiğini, müvekkilinin çek bedelini vade tarihinde ödediğini, …’ın bankadan çeki iade talep etmesiyle çekin taşeron kurye çalışanı nezdinde iken çalındığını, çek çalındıktan bir gün sonra bankaya ibraz edildiğini, ilerleyen süreçte alınan ihtiyati haciz kararı ve buna bağlı takip nedeniyle çek bedelini ödemek zorunda kalındığını, çekin kaybolması ve mükerrer ödeme yapılması nedeniyle oluşan zararda davalı bankanın kusursuz sorumluluğunun bulunduğunu, bu kapsamda takibe yapılan itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiş, davalı banka ise davanın reddini savunmuştur.
Buna göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, dava konusu çek nedeniyle davacının takip dosyası kapsamında davalıdan tazminat talebinde bulunup bulunmayacağı, davalının herhangi bir sorumluluğunun bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Davaya konu ….İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyası dosyamız arasına alınıp incelendiğinde; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 23/06/2020 tarihinde haksız fiil alacağından kaynaklı 70.000,00 TL asıl alacak, 1.777,81 TL işlemiş faiz, 26.623,52 TL asıl alacak, 131,29 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 98.532,62 TL’lik ilamsız takipte bulunulduğu, ödeme emrinin borçluya 29/06/2020 tarihinde tebliğ olduğu, davalı borçlu vekili 02/07/2020 tarihli dilekçesi ile borca itiraz etmesi üzerine takibin durduğu ve süresi içerisinde itirazın iptali davası açıldığı görülmüştür.
Her ne kadar davalı taraf, dava konusu çekin çalınması olayına ilişkin başlatılan İstanbul CBS’nin … sor. numaralı dosyasının bekletici mesele yapılmasını talep etmiş ise de soruşturma dosyasının dosyamız sonucuna etki etmeyeceği görüldüğünden bekletici mesele yapılması yönündeki talebinin reddine karar verilmiştir.
6102 sayılı TTK’nın “Senetten doğan borç” başlıklı 646.maddesi “(1) Kıymetli evrakın borçlusu, ancak senedin teslimi karşılığında ödeme ile yükümlüdür. (2) Hile veya ağır kusuru bulunmadıkça borçlu, vade geldiğinde, senedin niteliğine göre alacaklı olduğu anlaşılan kişiye ödemede bulunmakla borcundan kurtulur.” hükmünü içermektedir.
Kıymetli evrak borçlusu ancak senedin teslimi mukabilinde ödeme ile mükellef olduğu gibi bir bono, hamilin elinde bulunduğu surece borcun ödenmemiş olması asıldır. Borçlu ödemede bulunurken, hamil tarafından senedin metnine bir ibra şerhi yazılmasını veya ödediği bononun tarih ve numarası yazılı bir makbuz verilmesini istemek zorundadır. Bunları yapmayan borçlu HUMK.nun 288 ve 290. madde uyarınca ödeme defini ancak yazılı delil ile kanıtlamak zorundadır (HGK 02.04.2003 gün 2003/19-261 E – 266 K sayılı ilamı).
Yapılan açıklamalar ve yasal düzenlemeler ışığında tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasındaki ihtilafın kambiyo senedinden doğan borcun mükerrer şekilde ödenmesine davalı bankanın sebep olduğu ve bankanın adam çalıştıran hükümleri çerçevesinde kusursuz sorumluluğunun bulunduğu iddiasından kaynaklandığı, ancak tarafların da kabulünde olduğu üzere dava konusu çekin MNG kargo nezdinde iken çalındığı, bu kapsamda davalı bankanın 6098 sayılı TBK’nın 66.maddesi kapsamında adam çalıştıran olarak sorumluluğundan söz edilemeyeceği, bununla birlikte dava konusu çekin keşidecisi olan davacının TTK’nın 646.maddesinde belirtildiği üzere ancak senedin teslimi karşılığında ödeme yapmakla yükümlü olduğu, davacının ödeme karşılığında senedi teslim almasının gerektiği, çeki elinde bulundurmayan dava dışı …’a ödeme yaparak borcundan kurtulmasının hukuken mümkün olmadığı, davacı tarafça …’a ödeme yapmak suretiyle borcun sona erdirildiğine ilişkin dava dilekçesi ekinde yer alan belgede imzası yer alan … …’ın tanık olarak dinlenmesi talep edilmiş ise de 6100 sayılı HMK 202/2.maddesi gereğince delil başlangıcının, söz konusu hukuki işlemi muhtemel gösteren ve kendisine karşı ileri sürülen kimse veya temsilcisi tarafından verilmiş veya gönderilmiş belge olduğu, oysa eldeki davada davacı tarafça dava dilekçesi ekinde sunulan ve yalnızca dava dışı …’ın imzasının bulunduğu belgenin her zaman düzenlenebilecek nitelikte bir belge olduğu ve delil başlangıcı olarak nitelendirilemeyeceği, HMK 200 maddesine göre eldeki davada yapılan ödemeye ilişkin senetle ispat zorunluluğunun bulunduğu ve davalı tarafın tanık dinlenmesine muvafakati bulunmadığı nazara alınarak ödeme karşılığında senedi teslim alma yükümlülüğünü kusurlu olarak yerine getirmeyen davacının yazılı delillerle iddiasını ispatlayamadığı, davalı bankanın davacının iddiaları ve kusurlu davranışları karşısında sorumluluğunun bulunduğundan bahsedilemeyeceği kanaatine varıldığından davanın reddine, kötüniyet tazminat talebinin yasal şartları oluşmadığından reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Açıklanan gerekçeye göre;
1-Davanın reddine,
2-Kötüniyet tazminat talebinin yasal şartları oluşmadığından reddine,
3-Karar tarihine göre alınması gereken 80,70 TL harcın peşin alınan 1.190,04 TL harçtan mahsubu ile bakiye ‭1.109,34‬ TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
4-Davalı kendisini duruşmalarda vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 13.310,60 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13,14. Maddeleri ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26.maddesi gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
6-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı tarafından yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
8-Davalı tarafından yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya iadesine,
Dair verilen karar davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliyesi ( İstinaf Mahkemesi ) nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usülen anlatıldı. 08/02/2022

Katip …
(e-imza)

Hakim …
(e-imza)