Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/474 E. 2021/938 K. 14.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/474 Esas
KARAR NO : 2021/938

DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/09/2020
KARAR TARİHİ : 14/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ve duruşmalarda özetle;müvekkili şirket … Ltd. Şti. yurt içinden satın aldığı kumaşları yine yurt içinde giyime hazır hale getirerek ihracatını gerçekleştirmekte olduğunu, müvekkili şirket tarafından ticari faaliyetinin gereği olarak davalı … Tic. Ltd. Şti.’ den işbu dilekçeleri ekinde sunmuş oldukları 07.06.2018 tarihli Kumaş Satın Alma Formu ile 5700 kg kumaş siparişi verildiğini, bahse konu kumaşlar davalı tarafından taahhüt edilen tarihten sonra olsa da müvekkili şirkete teslim edildiğini ve satın almaya konu kumaşlar ile müvekkili şirket tarafından üretim aşamasına geçildiğini, siparişi verilen 5700 kg kumaşa karşılık olarak …bank … Şubesi’nden alınmış … tarih ve … seri numaralı çek … lehine keşide edildiğini,…’den temin edilen kumaşlar kullanılarak müvekkili şirketçe üretim gerçekleştirildiğini ve bahse konu ürünler yurt dışına ihraç edildiğini, müvekkili şirketin yurtdışında satışını gerçekleştirdiği dava dışı “…” tarafından ürünlerin satışına başlandığını, sürecin devamında müşterilerinden gelen olumsuz dönüşler sonrası müvekkili şirket ile irtibat kurularak ürünler ile ilgili yaşanan sorunlar taraflarına bildirildiğini, dilekçe ekinde sunmuş oldukları elektronik posta yazışmalarından da görüleceği üzere; ihracatın gerçekleştirildiği şirket, müşterilerinden gelen olumsuz dönüşler ve iadeler sonrası ürünler üzerinde laboratuar ortamında testler gerçekleştirdiğini ve test raporları ile kumaşların ayıplı olduğu tespit edildiğini, dava dışı şirketçe taraflarına laboratuar ortamında yapılan testlerin sonucu iletildiğini ve ürünlerin ayıplı olduğunun tespit edildiğini bildirerek ticari itibarını zedeleyecek ölçüde ayıplı olan ürünlerin satışını durdurduğunu, dava dışı şirket tarafından ürünler üzerinde gerekli bilimsel testlerin gerçekleştirildiği ve düzenlenen raporda kumaşların ileri boyutlarda ayıplı olduğunun saptandığı kendilerine bildirilerek ürünlerin satış ortamından çekileceği ve kendilerine iade edileceği bildirildiğini, raporda yer alan ve teste tabi tutulan kumaşlara ait görseller, teknik bilgi birikimine sahip olmayanların dahi gözlemleyebileceği derecedeki ayıbı çok açık bir şekilde göstermekte olduğunu, söz konusu durumun davalıya ihbar edilmek üzere … 23. Noterliği’nden keşide edilen … tarih ve … yevmiye numaralı ihtarname ile diğer tüm zarar kalemlerini talep etme hakları saklı tutularak, düzenlenen reklamasyon faturası iletildiğini ve ödemede kullanılmış olan ilgili çekin kendilerine iadesi talep edildiğini, davalı şirketçe çekin iade edilmesi yahut zararın giderilmesi söz konusu olmadığını ve gönderilmiş reklamasyon faturasına da herhangi bir hukuki gerekçe sunulmaksızın itiraz edildiğini, çek müvekkili şirkete iade edilmediğinden zorunlu olarak ödemesi yapıldığını, kullanılma, yıkanma ve bunlara bağlı olarak oluşan yıpranma yahut laboratuar marifetiyle tabi tutulacak testler neticesinde anlaşılabilen söz konusu ayıbın, olağan bir gözden geçirme ile anlaşılmayacağı ve bu sebeple ilgili mevzuat uyarınca gizli ayıp teşkil ettiğini, bu itibarla, hukuka uygun şekilde gerçekleştirilen ayıp ihbarının, müvekkili şirketin seçimlik haklarını kullanmasına olanak sağladığını, taraflar arasında akdedilen 07.06.2018 tarihli Satın Alma Formu sözleşme niteliğinde olup mevcut formun 4. Maddesi ile; …’nin teslim aldığı kumaşın mamül haline getirilip ihraç edildiğinde, satış yapılan firmaya kumaştan dolayı reklamasyon ödemek zorunda kalınırsa …’nin işbu zararının tedarikçi firma tarafından karşılanacağı, açıkça düzenlendiğini, taraflar arasında mevcut sözleşme hükümlerinin gerekleri davalı şirket tarafında yerine getirilmediğini, sözleşmeye aykırı davranılarak müvekkili şirketin zararına sebep olunduğunu, ürünlerin ayıplı çıkması sonucu müvekkili şirket yurtdışında müşterilerine karşı itibar kaybı yaşadığını, tüm bu hususların yanı sıra mevcut tüm ürünlerin iade edilmesi sonucu maddi olarak büyük bir zarara uğradığını, bu kapsamda müvekkili şirketin uğramış olduğu tüm zararların davalı şirket tarafından karşılanması gerektiğini, somut olayda kumaşların ayıplı olduğu alınan test raporları ile sabit olduğunu, müvekkili şirketin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu uyarınca seçimlik hakların kullanılması için gerekli koşullar mevcut olmakla birlikte, müvekkili şirketin ilgili zararının ihbar süreleri gözetilmeksizin davalı şirkete yansıtılması konusunda tacir olan taraflarca Kumaş Satın Alma Talep Formu’nun 1. maddesi ile mutabakata varıldığını, ekte sunulan Kumaş Satın Alma Talep Formu’nda, formun sözleşme niteliğini haiz olduğu (7. madde), müvekkilinin kumaştan kaynaklanan herhangi bir reklamasyon ödemek zorunda kalması halinde zararın Şahin Örme tarafından karşılanacağı şüpheye mahal bırakmayacak şekilde düzenlenmiş olduğundan sadece kumaş bedeline ilişkin olarak davalı şirket adına düzenlemiş oldukları 56.801,74-USD tutarında reklamasyon faturasının gereği olarak düzenledikleri çekin iadesinin sağlanması ve uğramış oldukları sair tüm zararlarının davalı şirket tarafından karşılanması gerektiğini, iş bu dava kapsamında dava tarihine kadar müvekkillerine müşterisi tarafından yansıtılan 18.576,00-EURO reklamasyon faturası tutarını talep ettiklerini, reklamasyon faturasına ek olarak müvekkili şirketin ayıplı kumaş nedeniyle iade almak zorunda kaldığı ürünler için ayrıca zararı oluştuğunu, Gümrük müşavirliği maliyetleri, ardiye ödemeleri ve navlun ücreti için fazlaya dair hakları saklı tutmak kaydı ile şimdilik 11.075,41-TL ve 700,00 EURO talepleri bulunduğunu, fazlaya dair başvuru hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik, müvekkili şirkete iş bu dava tarihi itibariyle müşterisi tarafından yansıtılmış olan 18.576,00-EURO’nun müvekkili şirkete ihtarnamenin tebliğ tarihinden işleyecek mevduata uygulanan en yüksek faizi ile birlikte, fiili ödeme tarihindeki Merkez Bankası tarafından belirlenen Euro Satış Kuru karşılığının ödenmesine, davalının temin ettiği ayıplı kumaş nedeniyle ürünlerin iade alınması sürecinde katlanmak zorunda kaldıkları maliyetlerin tazmini için şimdilik dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte 11.075,41-TL’nin tahsiline, davalının temin ettiği ayıplı kumaş nedeniyle ürünlerin iade alınması sürecinde katlanmak zorunda kaldıkları navlun ücretinin tazmini için şimdilik 700,00-EURO’nun dava tarihinden işleyecek mevduata uygulanan en yüksek faizi ile birlikte, fiili ödeme tarihindeki Merkez Bankası tarafından belirlenen Euro Satış Kuru karşılığının ödenmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekâletin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; ayıp ihbarı süresinde yapılmadığını, davacı taraf dava konusu malları 07.06.2018 tarihinde sipariş ettiğini, teslim aldıktan üretim aşamasına geçtiğini ve üretilen mallar da ihraç edilmiş olup aradan geçen 5 aylık sürede müvekkili şirkete herhangi bir ayıp ihbarında bulunulmadığını, dava dilekçesi 3. Maddesinde bizzat davacı tarafından ” teknik bilgi birikimine sahip olmayanların dahi gözlemleyeceği derecede bir ayıbın ” söz konusu olduğu belirtildiğini, davacı aynı dilekçe içinde ayıbın hem “gözle görülebilir” hem de “gizli “olduğunu beyan ederek çelişkiye düştüğünü, ancak hem gizli hem de gözle görülebilir ayıba ilişkin kanuni ihbar sürelerine riayet etmediğini, davacı yanca üretilen mallar ihraç edildiğini ve dava dışı alıcı tarafındandavacı şirkete maldaki ayıp ihbar edildiğini,. davacı tarafından dosyaya ibraz edilmiş olan dava dışı şirket ile yazılmış elektronik ileti (mail) yazışmaları 25.07.2018 tarihli olduğunu, ayıbı asla kabul etmemekle birlikte davalı şirket dava konusu malın ayıplı olduğu yönünde 25.07.2018 tarihinde bilgilendirildiğini, davacı tarafından dosyaya ibraz edilmiş olan ve müvekkili şirkete gönderilen “ayıp ihtarı” tarihi ise 12.10.2018 olup müvekkili şirkete süresi içinde ayıp ihbarında bulunulmadığını, dava konusu malın ayıplı mal olmadığını, kumaşlar üretilmeden önce davacı tarafından numuneler alındığını, gerekli testler yaptırıldığını, verilen onayın ardından müvekkili şirketin üretime geçtiğini, üretim aşamasında da gerekli kontroller yapıldığını ve mallar davacıya eksiksiz ve kusursuz olarak teslim edildiğini, dava konusu edilen ve satın alma talep formu ise davacının tek taraflı olarak düzenlemiş olduğu bir belge olup işbu belgenin müvekkili şirkete yükümlülük getirmeyeceği ve müvekkili şirketin davacının ödemiş olduğu reklamasyon bedelinden sorumlu tutulamayacağını, bu nedenle açılan davanın reddine, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce tarafların bildirmiş olduğu deliller toplanmış, bilirkişi raporu dosyamız arasına alınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davacı tarafça satın alınan ürünlerdeki ayıp iddiasına dayalı olarak uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir.
Somut olayda taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacı tarafından satın alınan üründe ayıp olup olmadığı, var ise gizli ayıp mı açık ayıp mı olduğu, süresinde ayıp ihbarında bulunulup bunulmadığı, davacının dava dilekçesinde belirttiği talepleri kapsamında davalıdan alacaklı olup olmadığı ve miktarı hususlarında toplanmaktadır.
Tarafların bildirmiş olduğu delillerin toplanmasının ardından Mahkememizin 19/01/2021 tarihli ara kararı gereğince dosyamız rapor hazırlanmak üzere mali müşavir, ayıp konusunda uzman ve tekstil mühendisi bilirkişilere tevdi edilmiş, bilirkişi heyeti tarafından ibraz edilen 14/06/2021 havale tarihli raporda özetle;
“1)Mali İnceleme Sonucu:
a) – Davacı şirket e-Yevmiye ve e- Defter-i Kebir defterlerinin kayıtlarını yasal sürede Gelir İdaresi sistemine aktararak E-Defter beratlarını aldığı, e-defter kapsamında olmayan Defterlerinde noterde açılış ve kapanış tasdiki süresinde yapıldığı, defterlerin usulüne uygun tutulduğu ve her üç defter kayıtları birbirini teyit ettiği tespit edildiğinden, davacı şirket ticari defterlerinin delil niteliği taşıdığı kanaatine varıldığı,
– Davalı şirket e-Yevmiye ve e Defter-i Kebir defterlerinin kayıtlarını yasal sürede Gelir İdaresi sistemine aktararak E-Defter beratlarını aldığı, e-defter kapsamında olmayan Envanter Defterinin de noterde açılış tasdiki süresinde yapıldığı ve her üç defter kayıtları birbirini teyit ettiği tespit edildiğinden, davalı şirket ticari defterlerinin delil niteliği taşıdığı kanaatine varıldığı,
b)- Davacı şirket, ticari defterlerinde 388.597,80 TL alacaklı olduğu,
Davacı şirket, davalı şirket ticari defterlerinde ise alacağı veya borcu bulunmadığı,
2)Teknik İnceleme Sonucu:
a) – 25.07.2018 tarihli … nolu test raporuyla davalının davacıya teslim etmiş olduğu kumaşların bir kısmının 5.000 devir aşınma testi sonrası görünüm, 1.000 ve 5.000 devir aşınma testi sonrası kütle kaybı ve yıkama sonrası görünüm değerlerini karşılamadığından ayıplı olduğu tespit edildiği, ancak davalının davacıya teslim etmiş olduğu kumaşlardan ne kadarının ayıplı olduğu, ayıplı olan kumaşların tamir edilip edilmediği veya davalıya iade edilip edilmediği hususunun dosyaya sunulan belgelerden anlaşılamadığı,
b)- Davacının davalının teslim etmiş olduğu kumaşları kullanarak 9.158 adet t-shirt ürettiği ve 05.09.2018 tarihinde yurt dışına …şirketine ihraç ettiği, … şirketinin teslim almış olduğu ürünlerden 2.580 adet t-shirtü 05.02.2019 tarihinde davacıya iade ettiği,
c)- Davacı müşterisinin davacıya iade ettiği 2.580 adet tişörtün bilirkişi incelemesine sunulmadığı, bu ürünlerin davalının teslim ettiği kumaşlar nedeniyle ayıplı hale geldiğine dair tarafsız kişi veya kurumlarca düzenlenmiş tespit raporu da sunulmadığından, davacının müşterisinin davacıya iade ettiği 2.580 adet tişörtün davalının kumaşlarının ayıplı olması nedeniyle ayıplı hale geldiği ve iade edildiği iddiasının ispata muhtaç olduğu,
3)Sayın Mahkemeniz davacı şirket lehine karar verdiğinde;
Davacı şirket,
– Dava dışı … firmasının 2.580 Adet T-Shirt iadesinden 18.576 Euro’yu ve bu tutar üzerinden ihtarnamenin 14.11.2018 tebliğ tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi gereğince Devlet Bankalarının EURO ile açmış olduğu bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranından temerrüt faizi talep edebileceği,
– Dava dışı … Ltd. Şti.’ne ödemiş olduğu Navlun Ücretinden 700 Euro’yu ve bu tutar üzerinden dava tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi gereğince Devlet Bankalarının EURO ile açmış olduğu bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranından temerrüt faizi talep edebileceği,
-Ayıplı ürünlerin iadesinden yurda girişte yapmış olduğu masraflardan toplam 1.509,30 (11.075,41 TL – 9.566,11 TL İade edilen malın yurda girişinde ödenen KDV ) TL’yi ve dava tarihinden itibaren T.C.Merkez Bankasınca avans işlemlerine uygulanan değişen oranlardaki avans faizini talep edebileceği,
4)Sonuç olarak, davacının ayıptan haberdar olduktan yaklaşık iki buçuk ay sonra ayıp ihbarında bulunması sebebiyle süresi içerisinde ayıp ihbarında bulunmadığı ve buna bağlı seçimlik haklarını kullanamayacağı” yönünde görüş ve tespitlerde bulunulmuştur.
Tarafların rapora yönelik itirazlarını bildirmelerine üzerine Mahkememizin 07/09/2021 tarihli ara kararı gereğince dosyamız itirazları karşılar ek rapor hazırlanmak üzere bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, bilirkişi heyeti tarafından ibraz edilen 14/10/2021 teslim tarihli raporda özetle;
“I) Mali İnceleme Sonucu: Taraf şirket vekillerinin kök rapora karşı beyan ve itirazları tek tek incelendiğinde, kök rapordaki tespit ve değerlendirmelerdeki alacak tutarı belirlemede hiçbir değişik getirmediği,
II) Teknik İnceleme Sonucu: Ayıplı olduğu iddia olunan ürünler bilirkişi incelemesine sunulmadığından ve davacıya iade edilen ürünlerin davalının teslim ettiği kumaşlar nedeniyle ayıplı hale geldiğine dair tarafsız kişi veya kurumlarca düzenlenmiş tespit raporu sunulmadığından, davacının müşterisinin davacıya iade ettiği 2.580 adet tişörtün davalının kumaşlarının ayıplı olması nedeniyle ayıplı hale geldiği iddiasının ispata muhtaç olduğu, kök rapordaki değerlendirmelerimizde herhangi bir değişiklik olmadığı,
Sonuç olarak; dava konusu ayıplı olduğu iddia edilen ürünlerin davalının kumaşları nedeniyle ayıplı hale geldiği iddiasının bu konuda davacı tarafın dosyaya sunduğu bir tespitin olmaması sebebiyle ispat edilemediği, 25.07.2018 tarihinde ayıp konusunda davalıya yapılan bilgilendirmenin ayıp ihbarı şartlarını taşımadığı, bu şartlar altında davacının iddiasını ispatlayamadığı” yönünde görüş ve tespitlerde bulunulmuştur. Kök ve ek raporların aynı yönde tespitler içerdiği, raporların ayrıntılı, gerekçeli, dosya kapsamına uygun nitelikte düzenlenmiş olduğu, hüküm kurmaya elverişli tespit ve değerlendirmeler içerdiği görülmüş, bu nedenle yeni rapor alınması yönündeki taleplerin reddine karar verilmiştir.
Taraflar arasında 07/06/2018 tarihinde sözleşme niteliğinde “Kumaş Satın Alma Talep Formu” düzenlendiği hususunda herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır. Dosya kapsamından davacının teslim aldığı ürünlerin ayıplı olduğu hususundan 25.07.2018 tarihi itibariyle haberdar olduğu anlaşılmaktadır.
Davacı vekili, davalı şirkete … 23. Noterliğinden keşide ettiği … tarih ve … yev. no.lu ihtarnamesinde; “ Muhatap şirketten 07.06.2018 tarihli Kumaş Satın Alma Formu ile siparişi verilen 5700 kg kumaş taahhüt edilen tarihten sonra olsa da müvekkil şirkete teslim edilmiş ve satın almaya konu kumaşlar ile müvekkil tarafından üretim aşamasına geçilmiştir. Üretimin tamamlanması üzerine bahse konu kumaşların kullanılmış olduğu ürünler yurtdışına ihraç edilmiş ancak ürünlerin satışı yapılan müşteri tarafından yaptırılmış olan testlerle de teyit ettirilmiş olduğu üzere kumaşın ayıplı çıkmış olması nedeniyle üçüncü şahıs tarafından şirketimize reklamasyon faturası düzenlenmiş ve ürünler iade edilmiştir.
Tacir olan taraflar arasında akdedilen 07.06.2018 tarihli Satın Alma Formu’nun sözleşme niteliğinde olduğu ve 4. madde de …’nin teslim aldığı kumaşın mamül haline getirilip ihraç edildiğinde, satış yapılan firmaya kumaştan dolayı reklamasyon ödemek zorunda kalınırsa …’nin işbu zararının tedarikçi firma tarafından karşılanacağı açıkça düzenlenmiştir. Kumaşın ayıplı çıkması nedeniyle üçüncü şahıs tarafından müvekkil şirkete düzenlenmiş olan reklamasyon faturası nedeniyle müvekkil şirket zarara uğramıştır. Bu tutara ticari itibarın sarsılması nedeniyle manevi tazminat ve ürünlerin gönderilmesi ve getirtilmesi için gerekli masraflar dahil değildir. Hal böyleyken fazlaya dair tüm talep haklarımızı saklı tutarak şimdilik sadece kumaş bedeli olan 56.801,74-USD için tarafınıza düzenlemiş olduğumuz reklamasyon faturasını sözleşmeye uygun olarak işbu ihtarnamenin ekinde muhataba iletmekteyiz. Bu kapsamda 30.11.2018 tarihli 56.801,74-USD tutarlı çekin tarafımıza iade edilmesini aksi takdirde yasal yollara başvuracağımızı,…” ihtarında bulunmuştur. Söz konusu ihtarname davalı şirket çalışanına 14.11.2018 tarihinde tebliğ edilmiştir.
Türk Ticaret Kanunu uyarınca ticari alım satımlarda alıcı açık ayıplar için iki, gizli ayıplar için ise sekiz günlük olan yasal süreler içerisinde muayene külfetini yerine getirip ayıp ihbarında bulunulmalıdır. Bu hak düşürücü sürelere tabi muayene külfetini yerine getirmeyen alıcının ayıba bağlı hakları da ortadan kalkmaktadır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun “Ticari Satış ve Mal Değişimi” başlıklı 23. Maddesinin (c) bendinde; “Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda Türk Borçlar Kanunu’nun 223’üncü maddesinin ikinci fıkrası uygulanır.” şeklinde düzenleme mevcuttur.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 223’üncü maddesinin ilgili fıkrasında ise; “(1) Alıcı, devraldığı satılanın durumunu işlerin olağan akışına göre imkan bulunur bulunmaz gözden geçirmek ve satılanda satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp görürse, bunu uygun bir süre içinde ona bildirmek zorundadır. (2) Alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Yasal süre içinde ayıp ihbarının yapılmaması alıcının Kanundan doğan seçimlik haklarına başvuramaması sonucu doğurmaktadır. Bu durumda, alıcı tacir malı satın aldığı hali ile kabul
etmekte ve seçimlik haklara başvuru hakkını kaybetmektedir. Bu seçimlik haklar; alıcının, satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme hakki; satılanı alıkoyup, ayıp oranında
bedelde indirim yapılmasını isteme hakki; aşırı bir masraf gerektirmediği takdirde, tüm masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme hakki; imkân varsa, satılanın ayıpsız
bir benzeri ile değiştirilmesini talep hakkıdır.
Yapılan açıklamalar ve anılan yasal düzenlemeler ışığında, bilirkişi raporu ve dosya kapsamında yer alan tüm bilgi ve belgeler birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasında sözleşme niteliğinde “Kumaş Satın Alma Talep Formu” imzalandığı hususunda herhangi bir ihtilafın bulunmadığı, davacının davalıdan satın almış olduğu kumaşları tişört haline getirerek yurt dışı müşterisine ihraç ettiği, ancak ihracat sonrasında ürünlerle ilgili olumsuz geri dönüşler yapılması neticesinde satın alınan kumaşların ayıplı olduğunun anlaşıldığı ve zarar oluştuğu iddiası ileri sürüldüğüne göre HMK’nın 190.maddesi gereğince eldeki davada davacının satıma konu ürünlerin ayıplı olduğu ve yasal yükümlüklerin yerine getirildiği hususunda iddiasını ispatla mükellef durumda olduğu anlaşılmaktadır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda yapılan tespitlere göre, dosya kapsamında sunulan belgelerden davacıya iade edilen 2.580 adet tişörtün iade sebebinin anlaşılamadığı, kesim, dikim ve ütü paket hataları nedeniyle de iade edilmiş olabileceği, davacının müşterisinin davacıya iade ettiği 2.580 adet tişört bilirkişi incelemesine sunulmadığından ve bu ürünlerin davalının teslim ettiği kumaşlar nedeniyle
ayıplı hale geldiğine dair tarafsız kişi veya kurumlarca düzenlenmiş tespit raporu sunulmadığından, davacının müşterisinin davacıya iade ettiği 2.580 adet tişörtün davalının kumaşlarının ayıplı olması nedeniyle ayıplı hale geldiği ve iade edildiği iddiasının ispata muhtaç kaldığı, aksi düşünülse dahi davacının ayıptan haberdar olduktan yaklaşık iki buçuk ay sonra ayıp ihbarında bulunması sebebiyle süresi içerisinde ayıp ihbarında bulunmadığı ve buna bağlı seçimlik haklarını kullanamayacağı sonucuna ulaşılmakla davacının, ayıp ve yasal yükümlülüklerin yerine getirildiği iddiasını usulüne uygun şekilde ispatlayamadığı anlaşıldığından davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Açıklanan gerekçeye göre;
1-Davanın reddine,
2-Karar tarihine göre alınması gereken 59,30 TL harcın peşin alınan 3.072,58 TL harçtan mahsubu ile bakiye ‭3.013,28‬ TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13,14. Maddeleri ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26.maddesi gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davalı kendisini duruşmalarda vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 21.042,37 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı tarafından yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair verilen karar davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliyesi ( İstinaf Mahkemesi ) nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usülen anlatıldı. 14/12/2021

Katip … Hakim …
(e-imza) (e-imza)