Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/469 E. 2022/847 K. 21.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/469 Esas
KARAR NO : 2022/847

DAVA : Tazminat (Ticari Niteliktekinde Haksız Fiilden Kaynaklanan (2918 S.K.Hariç))
DAVA TARİHİ : 02/09/2020
KARAR TARİHİ : 21/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ticari Niteliktekinde Haksız Fiilden Kaynaklanan (2918 S.K.Hariç)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin 02/09/2020 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirket …’da bulunan tedarikçisi … firmasından satın aldığını, ürünlerin karşılığı olarak toplam 29.852,68-Euro’nun … firmasının hesaplarına havale edilmesi için 27 Ocak 2020 tarihinde … Bank …Şubeye yazılı olarak talimat verdiğini, talimat ve söz konusu ticari alıma ilişkin fatura ekte sunulduğunu, müvekkilin … Bank …Şube nezdinde sahip olduğunu, ve talimata konu hesap numarası … olduğunu, müvekkil şirket tarafından söz konusu talimat verilirken transfer yapılacak banka hesap bilgileri (IBAN) numarasının yanlış bildirildiğini fark ettiğini, ödemenin durdurulması ve söz konusu bedelin iade edilmesi için 10 Şubat 2020 tarihinde davalı bankaya ikinci bir yazılı talimat verdiğini, aynı tarihte 10 Şubat 2020 günü, yazılı talimatla yetinilmediğini, telefon kayıtları ile de sabit olduğu üzere şube yetkilileri ile defalarca ve çok ısrarcı olarak görüşüldüğünü, ve müvekkile paranın muhabir bankada bulunduğunu, endişe edilecek bir durum olmadığını, çok kesin bir dille söylendiğini, 10 Şubat 2020 tarihinde davalı banka ile yapılan telefon görüşmelerine ilişkin kayıtların ekte sunulduğunu, bu talimat üzerine davalı bankanın …Şube yetkilileri ile yapılan yazışmalar ve telefon görüşmelerinde söz konusu bedelin 3 gün içinde müvekkil hesaplarına iade edileceği yazılı ve sözlü olarak müvekkile bildirildiğini, bedelin en geç 3 gün içerisinde iade alınacağına ilişkin davalı banka yetkilisi … tarafından gönderilen 11 Şubat 2020 tarihli ekte de sunulan e postada “3 gün içerisinde iade gelmesi beklenmektedir, bedel iade geldiğinde tarafınıza bilgi verilecektir” mesajı yazılı olarak iletildiğini, yukarıda açıklanan nedenlerle gerek hesap sahibi ile IBAN numarası uyuşmayan bir hesaba para transferi yapılmasını, muhabir seçimindeki özensizlik sürecin doğru takip edilmemesi ve müvekkile uzun süre yanıltıcı beyanlarda bulunduğunu, müvekkilin oluşan zararın önüne geçmesini engellediğini, ve diğer kusur ve ihmaller nedeni ile fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava hakkının saklı kalmak kaydı ile 29.852,68-Euro zararın 10 Şubat 2020 tarihinden itibaren işlediğini, ve işleyecek ticari faizi ile birlikte davalından alınmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de davalıya yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı tarafından dosyaya cevap dilekçesi sunulmadığı anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Bilirkişi raporları, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası yazı cevabı, Türkiye Bankalar Birliği yazı cevabı, faturalar, İhtarname suretleri, Arabuluculuk son tutanak sureti dosya arasında delil olarak mevcuttur.
Dosyaya sunulan bilirkişi raporu ile; huzurdaki davada davacı şirket tarafından Almanya’da bulunan tedarikçisi … firmasından satın almış olduğu ürünlerin karşılığı olarak toplam 29.852,68-Euro’nun … firmasının hesaplarına havale edilmesi için 27 Ocak 2020 tarihinde … Bank … Şubeye yazılı olarak talimat verdiğini, talimata uygun olarak Proforma Fatura bedeli olan 29.852,68 EUR’nun… BANK S.A nezdindeki IBAN. ES … nolu hesabına davacının davalı bankanın … Şubesi nezdindeki hesabından transfer edildiğini, talimatta ekli fatura karşılığı eft yapılması talebi belirtilmesi karşısında davalı banka tarafından Proforma faturasının atıf yaparak, …’nın de proforma faturasında aynen yer aldığını, ve alıcı banka isminin hemen altında yer alan IBAN numarasının yer almış olması nedeniyle davacının talimatla vermiş olduğu bilgiler çerçevesinde davalı banka tarafından fatura bedeli transferinin Bankacılık uygulama ve teamülleri uluslararası para Transfer (SWİFT) kurallarına uygun olarak işlemleri gerçekleştirildiğini, ancak davacı tarafından verilen 2.inci talimatla havalenin iptal edilmesinin istenildiğini, yurtiçi EFT işlemlerinde IBAN doğrulamada Yurtiçi bankalar arasında işbirliği bulunduğunu ve IBAN doğrulaması yükümlülüğü bulunan alıcı bankanın IBAN hesabı ile alıcı eşleşmesi olmadığı hallerde EFT bedelinin gönderici bankaya iade edildiğini, veya bloke edildiğini, ancak yurt dışı transferlerde alıcının ve hesabının yurt dışında olması nedeniyle her hangi bir doğrulama imkanın olmadığı gibi her ülkenin farklı uygulamalarda bulunduğu bilindiğini, dolayısıyla davalı bankaya atfedilecek bir kusur olup olmadığı, bu husustaki takdir mahkemeye ait olduğu kanaatine varıldığı görülmüştür.
Dosyaya sunulan bilirkişi raporu ile; TC Merkez Bankasının IBAN uygulamasına yönelik Tebliğ hükümleri ile bankaları fiili uygulamaları karşısında davalı bankanın havale alıcısının IBAN numarasını ve unvanını sistemsel olarak doğrulama ve eşleştirmekle yükümlülük altında olmadığı söylebildiğini, çünkü yurtdışı gerçek ve tüzel kişilerin IBAN no.ları normal koşullar altında yurtiçi bankalar portföyünde/sisteminde kayıtlı bulunmadığının bilindiğini, bu noktada IBAN ve alıcı unvanı eşleştirme olanağı da haliyle davalı bankada bulunmadığını, dolayısıyla hali hazırdaki mevcut delillere göre davalı bankaya bir kusur isnat ettirilemediği söylenebildiğini, sayın mahkemece TCMB ve/veya TBB- Türkiye Bankalar Birliğinden görüş istenilmek suretiyle, yurtdışı gerçek ve tüzel kişilerin IBAN no.larının yurtiçi bankalar nezdinde bulunduğunun teyit edilmesi ve havale göndericisi bankanın havale alıcısı IBAN ve unvanını eşleştirme yükümlüğü altında olduğunun belirtilmesi halinde davalı bankanın 29.852,68 EURO’nun gerçek alıcısına ulaştırılmaması nedeniyle davacı zararını tazminle yükümlülük altında sayılabileceği söylenebildiği, bu husustaki takdirin mahkemeye ait olduğu kanaatine varıldığı görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, bankacılık işleminden kaynaklı zararın tazmini davasıdır.
Davacı yan, Almanya’da bulunan tedarikçisi … firmasından satın aldığını, ürünlerin karşılığı olarak toplam 29.852,68-Euro’nun … firmasının hesaplarına havale edilmesi için 27 Ocak 2020 tarihinde … Bank …Şubeye yazılı olarak talimat verdiğini, davacı tarafından transfer yapılacak banka hesap bilgileri (IBAN) numarasının yanlış bildirildiğini fark ettiğini, ödemenin durdurulması ve söz konusu bedelin iade edilmesi için 10 Şubat 2020 tarihinde davalı bankaya ikinci bir yazılı talimat verdiğini, aynı tarihte 10 Şubat 2020 günü, yazılı talimatla yetinilmediğini, telefon kayıtları ile de sabit olduğu üzere şube yetkilileri ile defalarca görüşüldüğünü, buna rağmen hesap sahibi ile IBAN numarası uyuşmayan bir hesaba para transferi yapılmasından kaynaklı zararın tazmini amacıyla işbu davanın açıldığı, açılan davaya davalı yanca savunma yapılmadığı görülmüştür.
Dosya kapsamında hazırlanan 16.07.2021 tarihli bilirkişi raporunda; “Yurt dışı transferlerde, arada muhabir bankanın bulunduğu ve alıcının ve hesabının yurt dışında olması ve arada muhabir banka bulunması nedeniyle her hangi bir doğrulama imkanın olmadığı gibi her ülkenin farklı uygulamalarda bulunduğu bilinmektedir. Tüm bu inceleme ve değerlendirmeler doğrultusunda davacı tarafından verilen talimat ekinde EFT alıcısı hesabına ilişkin Hesap sahibi, IBAN ve diğer hesap bilgilerinin yer aldığı Hesaba Kaydı ve Proforma Fatura kaydı iletildiği,davalı banka davacının talimatına uygun olarak Davacının belirttiği hesabından alıcı adına talimat ekinde bildirilen hesap bilgilerinde yer alan IBAN’a belirtilen açıklama ile EFT yapıldığı, İşbu işlemler(SWIFTbelgesi sunulmasa da tarafların kabuünde olması nedeniyle) SWIFT kaydı ile sabit olduğu,davalı bankanın talimata uygun olarak yapılan işlemde her hangi bir kusur ve sorumluluğu bulunmadığı,EFT alıcısı hesap davalı banka nezdinde bir hesap ve hatta Türkiye’de mevcut bir hesap olmamakla , EFT işlemine ilişkin iddia ve talep olunan kontrollerin davalı banka tarafından gerçekleştirilebilmesinin mümkün olmadığı, EFT işlemi davacının talimatına ve talimat ekinde bildirilen hesap kaydında yer alan IBAN numarasına gerçekleştirildiği, “Ahcı banka” ve “alıcı banka hesabı” davalı banka dışında ve hatta yurt dışında yer alan bir banka ve hesap olduğu,davalı bankanın ne alıcı banka hesabının ne de hesap sahibinin kontrol edilmesinin mümkün olmadığı, davalı bankanın bu yönde bir yükümlülüğü bulunmadığı gibi bu yönde bir inceleme yapılması imkanı veren bir sistem de olmadığı, davacının iban numarasının sehven yanlış bildirildiğini iddia ettiği işlem nedeniyle iddiaları doğru ise dava dışı alıcının yersiz zenginleşmiş olduğu, ortada gerçekten zarar varsa bu zarar dolayısıyla havale alıcısına husumet yöneltilmesi gerektiği ve dolayısıyla davalı bankaya atfedilecek bir kusur olmadığı,” belirtilmiştir.
Davacı yanca yapılan itiraz üzerine alınan 16.07.2021 tarihli bilirkişi raporunda; “TC Merkez Bankasının IBAN uygulamasına yönelik Tebliğ hükümleri ile bankaları fiili uygulamaları karşısında davalı bankanın havale alıcısının IBAN numarasını ve unvanını sistemsel olarak doğrulama ve eşleştirmekle yükümlülük altında olmadığı söylebildiğini, çünkü yurtdışı gerçek ve tüzel kişilerin IBAN no.ları normal koşullar altında yurtiçi bankalar portföyünde/sisteminde kayıtlı bulunmadığının bilindiğini, bu noktada IBAN ve alıcı unvanı eşleştirme olanağı da haliyle davalı bankada bulunmadığını, dolayısıyla hali hazırdaki mevcut delillere göre davalı bankaya bir kusur isnat ettirilemediği söylenebildiğini, sayın mahkemece TCMB ve/veya TBB- Türkiye Bankalar Birliğinden görüş istenilmek suretiyle, yurtdışı gerçek ve tüzel kişilerin IBAN no.larının yurtiçi bankalar nezdinde bulunduğunun teyit edilmesi ve havale göndericisi bankanın havale alıcısı IBAN ve unvanını eşleştirme yükümlüğü altında olduğunun belirtilmesi halinde davalı bankanın 29.852,68 EURO’nun gerçek alıcısına ulaştırılmaması nedeniyle davacı zararını tazminle yükümlülük altında sayılabileceği söylenebildiği,” belirtilmiştir.
Bilirkişi raporu kapsamında TCMB ve Türkiye Bankalar Birliğinden, yurtdışı gerçek ve tüzel kişilerin IBAN numaralarının yurtiçi bankalar nezdinde bulunup bulunmadığı ile yurtiçi havale göndericisi bankanın yurtdışı havale alıcısının IBAN ve ünvanını eşleştirme yükümlülüğü altında olup olmadığı hususunda görüş bildirmelerinin istenilmiştir.
Bu kapsamda TCMB tarafından verilen 26.10.2022 tarihli cevabi yazıda; Bankamızca hazırlanan ve 10 Ekim 2008 tarih ve 27020 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Uluslararası Banka Hesap Numarası Hakkında Tebliğ’in 7 nci maddesinin birinci fıkrasında Avrupa Ekonomik Alanında yer alan ülkelerdeki hesaba yapılan para transferlerinde alıcıya ait IBAN’ın doğrulanması ve kullanılması zorunludur. Ancak, ödeme hizmeti sağlayıcıları ile yurtdışında sınır ötesi ödemeleri – gerçekleştiren – finansal – kuruluşlar – arasında kendi nam ve – hesaplarına gerçekleştirilen işlemler ile talep edilmesine rağmen alıcıya ait IBAN’ın bildirilmeyeceğine ilişkin müşterinin beyanının alındığı işlemlerde bu zorunluluk aranmaz. Ödeme hizmeti sağlayıcılarının yurt dışındaki finansal kuruluşlarla olan ilişkilerine ilişkin düzenlemeler saklıdır.” hükmü amir olup, Avrupa Ekonomik Alanında yer alan ülkelerden birine gerçekkeştirilmek istenen para transferinde müşteri tarafindan alıcıya ait IBAN’n bildirilmesi halinde, havale göndericisi bankanın altcıya ait IBAN’ı doğrulaması zorunludur. Ancak, yapılacak bu doğrulama anılan Tebliğin 3 numaralı ekinde gösterilkn … yöntemi kullanılarak IBAN’ın … no.lu standarda göre uygun formatta oluşturulup oluşturulmadığını dolayısıyla IBAN’ın geçerli bir IBAN olup olmadığını doğrulamakla sınırlı olup, bankalara havale alıcısının IBAN ve unvanını eşleştirme yükümlülüğü getirmediği, belirtilmiş.
Yukarıda anlatılan gerekçe ile 2 farklı bilirkişi raporu ve TCMB tarafından verilen 26.10.2022 tarihli cevabi yazıda belirtilen hususlar birlikte değerlendirildiğinde, yapılan işlemde davalı bankanın herhangi bir kusurunun bulunmadığı anlaşılmak davanın reddi gerekmiştir.
Dava konusu uyuşmazlık kapsamında davacının alacağının EURO cinsinden olduğu kabul edilmiş, bu alacağın hangi tarihteki döviz kuru üzerinden karar bağlanacağı hususunun öncelikle açıklanması gerektiği anlaşılmaktadır. Mahkememizce reddedilen 29.852,68 EURO alacağının davacının talebi doğrultusunda karar tarihi olan 21.12.2022 tarihindeki Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası efektif satış kuru üzerinden 1 EURO 19.8642 TL olacak şekilde TL’ye çevrilerek hesaplanan 592.999,61 TL üzerinden vekalet ücretine hükmetmek gerekmiştir.
7036 sayılı Yasa ile getirilen zorunlu arabuluculuk müessesi gereği aynı yasanın 3/14, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/13 ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26/2. Maddeleri, 6100 sayılı HMK 297/1-ç, 326.maddeleri uyarınca, arabuluculuk faaliyeti sonunda tarafların anlaşamamaları halinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre ileride haksız çıkan taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenir. Bakanlık bütçesinden ödenen arabuluculuk ücreti yargılama giderlerinden sayılır. Bu nedenle zorunlu arabuluculuk ücretinin devlet tarafından ödenen kısmının davada haksız çıkan taraftan re’sen alınmasına karar verilmesi gerekli olup, Devlet bütçesinden karşılanan zorunlu arabuluculuk ücretinin davadaki haklılık oranına göre davacıdan tahsiline karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM; Açıklanan yasal gerektici nedenlere göre;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 3.339,25 TL harcın ve 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin mahsubu ile bakiye 1.938,55 TL harcın davacıya iadesine,
3-Davalı vekili lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince reddolunan kısım üzerinden hesaplanan 83.229,96 TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
5-Taraflarca yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karara karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde mahkememize veya başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/12/2022

Katip ..
(e-imza)

Hakim …
(e-imza)