Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/454 E. 2021/640 K. 05.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/454 Esas
KARAR NO : 2021/640

DAVA : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 27/08/2020
KARAR TARİHİ : 05/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ve duruşmalarda özetle; davacı … tarafından sigortalısı dava dışı … firmasınca organize edilen taşıma sürecinde olası risklerin … numaralı sorumluluk sigortacısı sıfatı ile sigortalandığını, dava dışı … firmasına ait yükün sigortalı sorumluluğunda taşıması sürecinde, 36 palet bira emtiasının …’dan …’a ve oradan …’ya taşımasının fiilen davalının sigorta ettireni … Nakliyat tarafından yürütüldüğünü, 12.07.2019 tarihinde davalı sigortalısı … firması tarafından …–… plakalı taşıtla taşıma sırasında 13.07.2019 tarihinde … güzergahında “sürücünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi ve yolda yan tarafta şarampole devrilmesi” şeklinde yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, Tutulan 19.07.2019 tarihli tutanak gözetildiğinde taşınan emtianın kısmen zayi olduğunun tespit edildiği, trafik kazası tespit tutanağına göre sürücünün asli ve tam kusurlu olduğu, yük ilgilisi … firması tarafından taşıma işleri organizatörü … firmasına 31.07.2019 tarihli 234.303,081 TL bedelli hasar faturası tanzim edildiği, davacının sorumluluk sigortası kapsamında bu tutarı ödediği, ödeme dekontu ile ödemenin sabit olduğunu, davalının da dava dışı fiili taşıyıcı … firmasının sorumluluk sigortacısı olduğu, davacının rücuen tazmin talebini karşılaması gerektiği, ödemeyi davacıya yapması gerekirken, davalının sigortalısına 71.961,14 TL tazminat ödemesi yaptığını, hem davalı hem de sigortalısı … firmasına önce noter ihtarı gönderildiği, sonra takibe girişildiği, arabuluculuk sürecinden geçildiği, ancak davacının rücu talebinin karşılanmadığını, bu nedenle açılan davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı taleplerinin “sorunlu mali mesuliyet sigortası” kapsamında olmadığından davanın reddi gerektiğini, sigorta poliçesi “A.6 teminat dışında kalan haller” klozu incelendiğinde, taşınan emtia kaynaklı 3.kişi zararlarının sorumluluk sigortası kapsamında olmadığının görüldüğünü, davalının sadece Karayolları Trafik Kanunu kapsamında sorumluluk sigortacısı olduğunu, taşıyıcı sorumluluk sigortacısı olmadığını, kaza nedeni ile davalının hiçbir sorumluluğu bulunmadığını belirterek açılan davanın reddini talep etmiştir.
Mahkememizce tarafların bildirmiş olduğu deliller toplanmış, trafik kayıtları, hasar dosyası, icra dosyası, bilirkişi raporu dosyamız arasına alınmıştır..
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, taşıyıcı sorumluluk sigorta poliçesi nedeniyle yapılan ödemenin rücusu talebine dayalı takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Somut olayda taraflar arasındaki uyuşmazlık, dava ve takip dosyası kapsamında davacının taleplerinin teminat kapsamında olup olmadığı, davalıdan talep edilebilecek bir miktar bulunup bulunmadığı, 13/07/2019 tarihli kazadaki kusur durumu, davacının … 30 İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra dosyasında davalıdan alacaklı olup olmadığı ve miktarı hususunda toplanmaktadır.
Davaya konu … 30. İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı icra dosyasının uyap kayıtları incelendiğinde, borçluların …Ltd. Şti. ve … Sigorta A.Ş. gösterildiği, 221.333,63 TL asıl ve 22.714,36 TL işlemiş faiz talebinde bulunulduğu, davalı borçlu vekilinin borca itiraz etmesi üzerine takibin durduğu ve süresi içerisinde itirazın iptali davası açıldığı görülmüştür.
Taraflarca bildirilen delillerin toplanmasının ardından Mahkememizin 11/05/2021 tarihli ara kararı gereğince dosyamız rapor hazırlanmak üzere taşıma hukuku, sigorta hukuku ve taşınan emtia konusunda uzman bilirkişilere tevdi edilmiş, bilirkişi heyeti tarafından ibraz edilen 25/08/2021 tarihli raporda özetle;
“1- Meydana gelen tek taraflı trafik kazasında şoför…’ın tam kusurlu olduğu, TTK m.879 gereği akdi ve fiili taşıyıcıların bu kusurdan dolayı sorumlu olacağı,
2- Davalının, dava dışı … firması için emtia nakliyat sigortası ve karayolu trafik sigortası kapsamında sigortacı sıfatının bulunduğu,
3- Dosya kapsamında davalının “yurtiçi taşıyıcı sorumluluk sigortacısı” sıfatının sabit olmadığı, bu nedenle doğrudan TTK m.1478 gereği pasif husumet yöneltilemeyeceği,
4- Somut olayda davacının sigortalısı … firmasının AKDİ TAŞIYIC, dava dışı … firmasının FİİLİ TAŞIYICI sıfatları ile müteselsilen sorumlu olduğu zararı tazmin sorumlulukları olduğu,
5- Davacının, sigortalısına söz konusu sorumluluk gereği 221.333,63 TL tazminat ödediği, ödenen miktarın sigortalı beyanına itibar edilerek hazırlanan sigorta ekspertiz raporuna dayandığı,
6- Davalının sigortacısının hesabının alt sınırlardan %30 hasar oranı ile yapıldığı ve miktarının 71.961,14 TL belirlendiği, bu miktarın özellikle hsar sonrası elleçleme, ayıklama ve yeniden ambalajlama sürecinde oluşacak hasarları göz ardı ettiğinin değerlendirildiği,
7- Somut olayda, hasar oranı belirlemesinde %90 çok yüksek, %30 düşük kaldığı gözetilerek, meydana gelen azami zararın %50 oranında olabileceği; hesaplanan 118.821,91 TL tazminatın somut olaya uygun ve kadri marufunda miktarlara işaret ettiğinin değerlendirildiği,
8- Davalının, varsayım olarak sorumluluk sigortacısı veya yük ilgilisinin … olduğu şartlarda sigortacı olması halinde; belirlenen 118.821,91 TL zararı TTK m.1478 gereği tazmin etmesi gerekebileceği” yönünde görüş ve tespitlerde bulunulmuştur. Raporun dosya kapsamına uygun, hüküm kurmaya elverişli tespit ve değerlendirmeler içerdiği görüldüğünden yeniden rapor alınması yönündeki talebin reddine karar verilmiştir.
Bilirkişi raporunda yapılan tespitlere göre, sigorta sözleşmesi ilişkisi, sigorta ettiren ile sigortacı arasında nispi ilişki kuran bir sözleşme ilişkisidir. Sigorta ettiren ile sigortalı farklı olarak düzenlendiğinde sigortalı da sigorta sözleşmesinden yararına – menfaatine sigorta yapılan kişi olarak sigorta tazminatı talep edebilmektedir.
Aktif zarar sigortalarında sigortacının sorumluluğu teminat altına alınan risk gerçekleştiğinde sigortalanan menfaat gözetilerek zararın giderilmesidir. Menfaat sahibi ile sigorta ettiren aynı olmak zorunda değildir. Bu durumda, sigorta ettiren başka, sigortalı başka olabilmektedir. Somut olayda ise sigorta ettiren ve sigortalı aynı kişi olarak taşıyıcı gösterilmiştir. Taşıyıcının burada kendi menfaati için sigorta yaptırdığı, 3.kişiye karşı sorumluluk riski veya 3.kişiye ait maldaki 3.kişi menfaati için sigorta yaptırmadığı gözlenmektedir.
Sorumluluk sigortalarında (menfi zarar sigortası) ise sigorta ettiren kendisinin sorumlu olması halinde sorumlu tutulacağı tazminatın sigorta tarafından karşılanması için sigorta yaptırmaktadır. Bu durumda, gerek sigortalı-kendisi, gerekse asıl zarar gören zararının tazmini için sorumluluk sigortasına müracaat edebilmektedir. Sorumluluk sigortacısına başvuru şartlarını belirleyen yine sigorta ettiren ile sigortacı arasında sigorta sözleşmesi ve sigorta poliçesi olmaktadır.
Ancak, sigortalı kendi sorumlu olduğun tazminatı karşılamadığı, zarar katlanmadığı sürece sorumluluk sigortacısından tazminatı kendi nam ve hesabına tahsil edememelidir. Böyle bir aşamada ödeme yapan sigortacı ödemesi hatır ödemesi-ex gratis ödeme olarak değerlendirilecektir.
Buna karşın; gerek zorunlu trafik sigortası veya “yurtiçi nakliyeci sorumluluk sigortası” gibi ihtiyari olarak düzenlenen sorumluluk sigortalarında TTK m.1478 gereği, zarar gören 3.kişikerin zarar verene-sorumlu kişiye ve gerekse onun sorumluluk sigortacısına doğrudan husumet yöneltme hakkı vardır. Bu durumda sorumlu olan sigortalı ile sigortacı arasında sözleşme ilişkisine göre sigortacının sorumluluğuna gidilebiliyor olması gerekir.
Bu noktada sorumluluk sigortacısının ödeme yükümlülüğü için sigorta sözleşmesi gereği ödeme yükümlülüğü altında olması gerekir. Somut olayda düzenlenen poliçe; sigorta ettireni ve sigortalısı taşıyıcı olan ve sigortanın konusu taşınan emtia olan bir “emtia nakliyat sigorta poliçesi” olup; aktif zarar sigortası niteliğindedir. Oysa, dava dışı sigortalının kendi adına ve kendi hesabına taşınan malda menfaati yoktur.
Buna karşın, düzenlenen poliçe incelendiğinde “kamyon klozu” şartlarında yurtiçi nakliyat risklerine karşı hem sigorta ettireni, hem de sigortalısı kendisi olacak şekilde, taşınan yük için kendi menfaati için sigorta yaptırdığı açıktır. Kamyon klozu en dar teminata referans vermekte olup, sadece yüklü taşıtın bir kazaya karışması halinde tazminat ödemesi yapılmasını öngörmektedir.
Somut olayda, meydana gelen tek taraflı trafik kazası, … klozu şartlarında tazminat ödemeyi gerektiren bir kaza olup, emtia nakliyat sigortasında sigortalı dava dışı … firması olmak gerekirken, dava dışı … sigortalıdır. Bu poliçeye göre ancak sigortalı taşıyıcı ödeme talep etme hakkını haiz durumda olup, ancak kendisine ödeme yapılabilir. Nitekim beyanında “…doğacak sorumluluk firmamıza aittir. Edilen fatura bedeli fırmamızca karşılanmış olup bütün sorumluluklardan firmamız sorumludur. … nolu hasar dosyasının ödenmesini şirketimiz …Ltd. Şti. Firmasına ödenmesini rica ve talep ederiz….” içeriği gözetildiğinde, dayanak sigorta poliçesine göre davacının TTK m. 1478 hükmüne dayanarak davalıdan talepte bulunamayacağı sonucuna ulaşıldığından davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Açıklanan gerekçeye göre;
1-Davanın reddine,
2-Davalının kötüniyet tazminat talebinin yasal şartları oluşmadığından reddine
3-Karar tarihine göre alınması gereken 59,30 TL harcın peşin alınan 2.559,59 TL harçtan mahsubu ile bakiye 2.500,29 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
4-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13,14. Maddeleri ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26.maddesi gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
5-Davalı kendisini duruşmalarda vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 23.943,35 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı tarafından yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
8-Davalı tarafından yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya iadesine,
Dair verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliyesi ( İstinaf Mahkemesi ) nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usülen anlatıldı. 05/10/2021

Katip …
(e-imza)

Hakim …
(e-imza)