Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/440 E. 2023/304 K. 06.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/440 Esas
KARAR NO : 2023/304

DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 24/08/2020
KARAR TARİHİ : 06/04/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit ve İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
ASIL DAVADA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davala şirket arasında 01/04/2020 tarihinde interaktif ve Adreslenebilir Televizyon Reklam Satış sözleşmesi akdedildiğini ve sözleşmenin aynı tarihte yürürlüğe girdiğini, ve sözleşme uyarınca müvekkili tarafından 2020 yılı için ödenecek reklam bedelinin 2.500.000 TL +KDV olarak belirlendiğini, ancak sözleşmenin kurulmasından sonra beklenmedik değişikliklerin meydana geldiğini, ülkenin hatta dünyanın maruz kaldığı Covid-19 pandemi durumunun reklam sektörünü nasıl etkileyeceği ve etkilerinin ne kadar devam edeceğinin tahmin edilmesinin mümkün olmadığı, sözleşmenin imza tarihinde dahi tahmin edilemeyen bu durumun müvekkili şirketten kaynaklanmadığını, pandemi döneminde reklam sektöründe %50 daralmalar yaşandığını, müvekkili şirketin hedef kitlesinde yer alan reklam verenlerin ya hiç çalışamaz hale geldiği veya reklam bütçelerini başka ödemelere yönlendirdiğini, bu nedenle müvekkili şirket tarafından sözleşmenin mali şartlarını düzenleyen 6. Maddesinin uyarlanmasını ve bedel indirimi talepli olarak davalı şirket ile çelişti görüşmelerde bulunduğunu, ancak bu girişimlerin herhangi bir netice alamadıklarını, bunun üzerine müvekkili tarafından davalı şirkete … 31.Noterliğinin …tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesini keşide ettiğini davalı şirket ise bu ihtara karşı … 11 Noterliğinin …tarih ve … yevmiye numarası ile ihtarname keşide ederek sözleşmenin aynen ifasını, aynen ifa edilmediği taktirde 7 iş günü içinde sözleşmenin feshedileceğini, reklam veren markalara ödemelerin yapılmadığına ilişkin bildirim yapılacağı ve davalı şirketin yoksun kalınan kar talep edeceklerini ihtar ettiklerini, davalının bu ihtarına karşı cevap verdiklerini sözleşmenin değişen koşullara göre uyarlanması gerektiğini, sözleşmenin sadece 2020 yılı için uyarlanmasını, tüm bunlara rağmen sektördeki marka sahibi firmalara mesnetsiz iddialara ilişkin müvekkil şirket aleyhine bilgilendirme yazılarının gönderilmesi halinde haksız rekabet teşkil edeceğini ve tüm hukuki yollara başvuracaklarını ihtar ettiklerini, müvekkilinin uyarlama taleplerinin kabul edilmesi halinde bakiye sözleşme bedelini ödeyeceğini taahhüt etmesine rağmen davalının kötü niyetli yaklaşımı ile aynen ifaya zorlandığını ve davalı tarafça sözleşmenin 29/07/2020 tarihi itibari ile haksız olarak feshedildiğini, sözleşmenin haksız feshi akabinde müvekkili şirket aleyhine … 28 icra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile Nisan , Mayıs, Haziran ve Temmuz 2020 aylarına ait toplamda 1.164.596,78 TL fatura alacağı için icra takibi başlattığını, müvekkili tarafından iş bu icraya itiraz ettiklerini, müvekkilinin davalıya borcu bulunmadığını, davalı tarafından itirazın iptali davasının açılmasını beklemeden menfi tespit davası açmakta hukuki yararlarının bulunduğunu, müvekkili şirketin sözleşme şartlarını yerine getirmek için yaşadığı güçlük müvekkilinden kaynaklanmadığını, sözleşmenin uyarlanması koşullarının oluşmasına rağmen sözleşme feshedildiğinden müvekkil şirketin ne miktarda burçlu olduğunun tespite muhtaç olduğunu, müvekkili şirketin davalıya karşı aynen ifası talep edilen miktarda borcu bulunmadığını beyan ederek, fazlaya ilişkin her türlü hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkili şirketin sözleşme kapsamında borçlu olmadığının tespitine yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Davaya Cevabında :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davacı şirket arasında interaktif ve adreslenebilir televizyon satış sözleşmesi akdedildiğini, sözleşme uyarınca davacının müvekkil şirketin yayın hakkı sahibi olduğu kanalların hibrit yayın genişbant TV haklarının satışında tek yetkili kılındığını, sözleşme gereğince davacının müvekkiline KDV hariç 2020 yılı için 2.500.000 TL, 2021 yılı için 5.000.000 TL, 2022 yılı için 7.000.000 TL ödemekle yükümlü kılındığını, müvekkilinin sözleşmenin imzalanmasından itibaren edimlerini eksiksiz yerine getirdiğini, buna karşılık davacının sözleşme imzalanır imzalanmaz ödeme borcunda temerrüde düşmeye başladığını ve ödemeleri sürekli olarak aksattığını, sözleşmenin akdedilmesinden itibaren hiçbir şekilde ödemelerini doğru şekilde yapmayan davacının sözleşmenin akdedilmesinden 3 hafta önce 11/03/2020 tarihinde … tarafından pandemi ilan edilen Covid-19 salgınını gerekçe gösterdiğini, ve sözleşmenin ilk yıl için taahhüt ettiği 2.500.000 TL lik ödeme turarının 1.350.000 TL ye indirilmesini aşırı ifa güçlüğüne sığınarak talep ettiğini, davacının temerrüdü sebebiyle müvekkili şirket tarafından muaccel borcunun 7 gün içinde ödemesi aksi halde sözleşmenin fesholunacağı hususunda noter vasıtasıyla ihtarname keşide ettiğini, ihtarnameye karşı davacı cevabında indirim talebinde direttiğini buna karşın muaccel borçlarını ödemesi için herhangi bir girişimde bulunmaması üzerine müvekkili şirket tarafından haklı sebeplerle sözleşmenin feshedildiğini, müvekkili şirket tarafından muaccel alacağı için … 28.İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasından davacı aleyhine icra takibi başlattığını, takibin davacının itirazı üzerine durduğunu, takibin durması akabinde davacının sözleşmeden kaynaklı borcunun tespiti için huzurdaki davaya ikame ettiğini, davacının tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmadığı gibi davacının aksine müvekkiline takip tutarı kadar borcu olduğunu, davacının müvekkili şirkete olan borcunun sözleşme ve ek protokol ve davacının beyanları ile sabit olduğunu, dava konusu sözleşmenin müvekkili tarafından haklı nedenlerle feshedildiğini, sözleşmeden kaynaklı borcun sükutunun söz konusu olmadığını, davacının borç durumunun sözleşmeye göre tayin edilmesi gerektiğini, çünkü sözleşmenin uyarlanmadığını, davacının aşırı ifa güçlüğü iddiasının hiçbir dayanağının bulunmadığını, öngörülemeyen durum şartının mevcut olmadığını, sözleşmenin pandemi ilanından sonra akdedildiğini, aynı zamanda davacının uyarlama talebinde bulunurken hali hazırda temerrüde düşmüş bulunduğunu, davacının ikame ettiği davanın tamamen haksız ve kötüniyetli biçimde ihdas edildiğini beyan ederek davanın usulden reddine, her halukarda davanın esastan reddine karar verilerek yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
BİRLEŞEN DAVADA:
Davacı vekili dava dilekçesinde :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, Müvekkili Şirket ile Davalı-Borçlu Şirket arasında 1 Nisan 2020 tarihinde “İnteraktif ve Adreslenebilir Televizyon Satış Sözleşmesinin akdedildiğini, sözleşme uyarınca Davalı-Borçlu Şirket, Müvekkil Şirket’in yayın hakkı sahibi olduğu kanalların …”) haklarının satışında tek yetkili olup, sözleşme uyarınca Davalı, Müvekkil Şirket’e Katma Değer Vergisi (KDV) hariç: 2020 yılı için 2.500.000 TL, 2021 yılı için 5.000.000 TL, 2022 yılı için 7.000.000 TL ödemekle yükümlü kılındığını, taraflar arasında yapılan Sözleşme’ye ek olarak 27 Nisan 2020 tarihinde Davalı-Borçlu Şirket’e ödeme kolaylığı sağlamak adına ek protokol imzalandığını, ek protokol uyarınca ödemelere ilişkin takvimde Davalı-Borçlu Şirket lehine tadile gidildiğini, ödeme takvimindeki bu düzeltme dışında Sözleşme’nin diğer hükümlerinin aynen yürürlükte kalacağının kabul edildiğini, müvekkili Şirketin Sözleşme’nin imzalanmasından itibaren söz verdiği ettiği edimleri eksiksiz yerine getirdiği, buna karşı Davalı-Borçlu Şirketin sözleşme imzalanır imzalanmaz ödeme borcunda temerrüde düşmeye başladığını ve ödemeleri sürekli olarak aksattığını, davalı şirketin COVİD 19 salgının gerekçe göstererek sözleşme’nin ilk yılı için açıkça taahhüt ettiği 2.500.000 TL’lik ödeme tutarının “aşırı ifa güçlüğüne” sığınarak 1.350.000 TL’ye indirilmesini talep ettiğini, Davalı-Borçlu Şirket’in temerrüdü sebebiyle müvekkili Şirket tarafından … 11. Noterliği’nden… tarihli … yevmiye numarası ile keşide edilen ihtarname ile muaccel borcun 7 (yedi) gün içerisinde ödenmesinin talep edildiğini, aksi durumda Sözleşme’nin feshedileceği ihtar edildiğin ancak davalı şirketin muaccel borçlarının ödemesi için hiçbir girişimde bulunmadığını, sözleşmenin haklı nedenlerle feshedildiğini, sözleşme uyarınca Davalı-Borçlu Şirket’in Müvekkil Şirket’e; toplamda 1.164.596,78.-TL borcu bulunduğunu, Davalı-Borçlu Şirket aleyhinde … 28. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası nezdinde icra takibi başlatıldığını, ancak söz konusu icra takibine karşı Davalı-Borçlu Şirket vekili tarafından 24.08.2020 tarihli itiraz dilekçesi ile “takipte talep edilen borcun tamamına, faizine ve tüm fer’ilerine ve yetkiye” kötü niyetli olarak haksız ve hukuka aykırı bir şekilde itiraz ettiği ve takibin durduğunu belirterek, Kötü niyetli olarak yapılmış haksız itirazın iptaline, Takibin kaldığı yerden devamına, (fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile), Mevcut borca yönelik olarak … 28. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasına takip tarihinden itibaren ticari faiz uygulanmasına, Tüm hakları saklı kalmak kaydı ile İİK’nun 67. maddesi gereğince likit borca itirazı sebebiyle kötü niyetli hareket eden borçlu Davalı Şirket aleyhine, söz konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Davaya Cevabında :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, Müvekkili Şirket … A.Ş. ile Davacı taraf arasında 01.04.2020 tarihinde İnteraktif ve Adreslenebilir Televizyon Reklam Satış Sözleşmesinin akdedildiğini ve Sözleşmenin aynı tarihte yürürlüğe girmesinin kararlaştırıldığını, sözleşmenin 6. maddesi uyarınca Müvekkili Şirket tarafından 2020 yılı için ödenecek Reklam Bedeli 2.500.000,- TL * KDV olarak belirlendiğini, Sözleşmesel ilişkinin 01.04.2020 tarihinde başlamasının akabinde mücbir sebep olarak nitelendirilebilecek durumların ortaya çıktığını, halihazırdaki sözleşmenin kurulu olduğu dönemde beklenmedik değişikliklerin meydana geldiğini, bunun akabinde Müvekkil Şirket tarafından … 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile menfi tespit davasının ikame edildiğini, İşbu ikame edilen dava ile işbu davanın davacısı/menfi tespit davasının davalısının haksız olarak taraflar arasında imzalanan sözleşmeyi feshetmesi nedeniyle, müvekkil şirketten aynen ifası talep edilen 1.164,596,78 TL miktar bakımından müvekkil şirketin borcu olmadığının tespiti talebi olduğu, zira müvekkilin talep edilen bu miktar kadar da hizmet almadığını, sözleşmenin haksız olarak feshedildiğini, sözleşmenin haksız feshi akabinde işbu davanın konusunu oluşturan … 28. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile Nisan, mayıs, haziran ve temmuz 2020 aylarına ait toplamda 1.164.596,78 TL fatura alacağı için icra takibi başlatıldığını, taraflarınca takibe itiraz edilmiş olup takibin durdurulduğunu belirterek, öncelikle, … 4. Asliye Ticaret Mahkemesi…Esas Sayılı Menfi Tespit davasının bekletici mesele yapılmasına, Haksız ve dayanaksız olarak ikame edilen Davanın Bir Bütün Olarak Reddine, Yargılama giderleri ve ücreti vekaletin Davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmişlerdir.
DELİLLER;
Taraflar arasında imzalanan sözleşme ve protokol, ihtarnameler, faturalar, icra dosyası, bilirkişi incelemesi, taraf açıklamaları ve tüm dosya kapsamı.
17.09.2021 tarihli bilirkişi raporunda;
“İncelenen ve davacı şirkete ait olan 2020 ticari defterlerinin açılış tasdikleri ile yılsonunda yaptırılması gereken kapanış tasdiklerinin yasal süresinde olduğu, Davacı şirketin 2020 yılı ticari defterlerinin TTK hükümlerine göre usulüne uygun tutulmuş olduğu,
Davacı yanın incelenen 2020 yılı ticari defterlerinde davalı yan ile olan hesap hareketlerini 320.A03 nolu hesap kodunda takip etmekte olduğu, davacı yanın incelenen 2020 yılı ticari defterlerinde davalı yana 31.12.2020 yılı sonu itibariyle 1.699.253,56 TL borçlu olduğu,
İncelenen ve davalı şirkete ait olan 2020 ticari defterlerinin açılış tasdikleri ile yılsonunda yaptırılması gereken kapanış tasdiklerinin yasal süresinde olduğu, Davacı şirketin 2020 yılı ticari defterlerinin TTK hükümlerine göre usulüne uygun tutulmuş olduğu,
Davalı yanın incelenen 2020 yılı ticari defterlerinde davacı yan ile olan hesap hareketlerini ilgili nolu hesap kodunda takip etmekte olduğu, davalı yanın incelenen 2020 yılına ait ticari defterlerinde 25.08.2020 tarihi itibariyle hesap bakiyesini sıfır (0) TL olduğu,
Somut uyuşmazlık bakımından yapılan incelemelerde, Pandeminin taraflarca öngörülemeyen bir olgu olarak karşımıza çıktığı, aşırı ifa güçlüğü yaratan olgunun (pandeminin) mağdur olan taraftan (davacıdan) kaynaklanmadığı, bu durumun sözleşmesel yükümlülükleri borçlu aleyhine güçleştirdiği, borcun kısmen henüz ifa edilmediği tespit edilmiş ve bu şartlar altında Türk Borçlar Kanunu’nun 138.maddesi kapsamında aşırı ifa güçlüğüne dayanarak sözleşmenin yeniden günümüz şartlarına göre uyarlanabileceği,”
21.04.2022 tarihli bilirkişi ek raporunda;
“1- Sözleşmenin değerlendirilmesi ve yorumlanması bakımından görüşlerimizde bir değişiklik olmadığını ve sözleşmenin mevcut şartlara göre uyarlanması gerektiği; bununla birlikte -detayları yukarıda açıklandığı üzere- sayın mahkemenin “öngörülemezlik” hakkında yaptığımız değerlendirmelerin aksine “objektif özen ölçüsünü” dikkate alması halinde, sözleşmenin uyarlanması şartlarının da oluşmayabileceğini, bu konudaki nihai takdirin ve hukuki değerlendirmenin münhasıran sayın mahkemeye ait olduğu,
2- Sektörel inceleme bakımından yukarıda detaylı olarak açıkladığımız şekilde, pandemi döneminde dünya çapında bütün sektörlerde olduğu gibi televizyonculuk ve reklam sektöründe de pandemi nedeni ile ekonomiler daraldığı,
3- Mali inceleme bakımından yapılan değerlendirmede, sektörü bilirkişisinin tespitleri doğrultusunda yaklaşık 4020 daralma meydana geldiği göz önünde bulundurularak, uyarlamanın da 9620 oranında yapılabileceği, buna göre 2.500.000 TL * KDV olarak belirlenen bedelin 420 oranında düşürülerek 2.000.000 TL * KDV olarak uyarlanabileceği,”
Bilirkişi ikinci ek raporunda;
“4.1 İncelenen davacı/k. davalı şirkete ait olan 2020 ticari defterlerinin açılış tasdikleri ile yıl sonunda yaptırılması gereken kapanış tasdiklerinin yasal süresinde olduğu, Davacı/k. davalı şirketin 2020 yılı ticari defterlerinin TTK hükümlerine göre usulüne uygun tutulmuş olduğu,
4.2 İncelenen davalı/k. davacı şirkete ait olan 2020 ticari defterlerinin açılış tasdikleri ile yıl sonunda yaptırılması gereken kapanış tasdiklerinin yasal süresinde olduğu, davalı/k. Davacı şirketin 2020 yılı ticari defterlerinin TTK hükümlerine göre usulüne uygun tutulmuş olduğu,
4.3 Davacı/k. davalı yanın incelenen 2020 yılı ticari defterlerinde, davalı/k. davacı yana 31.12.2020 yılı sonu itibariyle 1.699.253,56 TL borçlu olduğu,
4.4 Davalı/k. davacı yanın incelenen 2020 yılına ait ticari defterlerinde, davacı/k. davalı yandan 19.08.2020 tarihi (birleşen … 12. Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. sayılı dosyasında) ve icra takip tarihi olan 19.08.2020 tarihi itibariyle 1.164.596,78 TL alacaklı olduğu,
4.5 Taraflar arasındaki bakiye farklılığının raporun 2.3.2 bölümünde detaylıca izah edildiği, bu anlamda davalı/k. davacı yan davacı/k. davalı yandan 1.164.596,78 TL talep edebileceği,
4.6 Davalı/k. davacı yan tarafından düzenlenen faturalara davacı/K. davalı yan tarafından itiraz edildiğine dair dosya münderecatında herhangi bir itiraz belgesinin sunulu olmadığı gibi davacı/k. davalı yan tarafından davalı/k. davacı yana iade faturası düzenlenmediği, davacı/k. davalı yanın ticari defterlerinde 28.08.2020 tarihinde yapmış olduğu 4×293.096,78 TL = 1.172.387,12 TL muhasebe kaydı ile davalı/k. davacı yanı borçlandırdığı, aynı tarihli başka bir muhasebe kaydı ile bu defa aynı tutarda davalı/k. davacı yan lehine alacak kaydı yaptığı,
Somut uyuşmazlık bakımından yapılan incelemelerde, Pandeminin taraflarca öngörülemeyen bir olgu olarak karşımıza çıktığı, aşırı ifa güçlüğü yaratan olgunun (pandeminin) mağdur olan taraftan (davacı/karşı davalıdan) kaynaklanmadığı, bu durumun sözleşmesel yükümlülükleri borçlu aleyhine güçleştirdiği, borcun kısmen henüz ifa edilmediği tespit edilmiş ve bu şartlar altında Türk Borçlar Kanunu’nun 138.maddesi kapsamında aşırı ifa güçlüğüne dayanarak sözleşmenin yeniden günümüz şartlarına göre uyarlanabileceği, Sözleşmede kararlaştırılan bedelin ne oranda indirilebileceğinin sayın mahkemenin takdirinde olduğu,” Sonuç ve kanaatine varılmıştır.
GEREKÇE :
Asıl dava, pandemi nedeni ile sözleşmenin değişen şartlara uyarlanması istemine ilişkindir.
Davalı şirket ile davacı arasında 1 Nisan 2020 tarihinde “İnteraktif ve Adreslenebilir Televizyon Satış Sözleşmesi imzalanmıştır. Akabinde 1 Nisan 2020 tarihli sözleşmeye ek olarak 27 Nisan 2020 tarihinde ödeme takviminin revize edilmesine dair protokol (Ek protokol 1) imzalanmıştır.
Davacı, … 31. Noterliği, … tarihli, … yevmiye numaralı ihtarname ile pandemiye dayanarak sözleşmenin ilk yıllı için açıkça taahhüt ettiği 2.500.000 TL’lik ödeme tutarının 1.350.000 TL’ye indirilmesini “aşırı ifa güçlüğüne” dayanarak talep etmiştir.
Davacı şirket … 11. Noterliği … tarihli, … yevmiye numarası ile keşide ettiği ihtarname ile muaccel borcun 7 gün içerisinde ödenmesini, aksi durumda sözleşmenin feshedileceğini ihtarda bulunmuştur. Davacı verilen süre içerisinde muaccel borçların ödememesi sebebiyle … 11. Noterliği, … tarih ve … yevmiye numarası ile gönderilen ihtarname ile sözleşmenin 13.2. maddesi uyarınca davalı şiket tarafından sözleşme feshedilmiştir.
Fesih sonrası davalı, davacıdan olan muaccel alacağı için … 28. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasından icra takibi başlatmıştır. Davacının takibe itirazı ile davalı tarafından itirazın iptali (Birleşen dosya) davası açılmıştır.
Davacı tarafından davalıya gönderilen 2.04.2020 tarihli e-mail içeriğinde “Salgın konusu herkesi fena vurdu ve yeni çalışma şartları ve insanların sağlık ve ruhsal problemleri en önemlisi tabii ki. Bu bağlamda iş dünyası da fena etkilendi ve hiçbir şey maalesef eskisi gibi değil ve olmayacak. TV sektörü orta ve uzun vade de bu işten en az etkilenecek alanlardan. Allah’tan işlettiğimiz restoran falan yok…
Tüm bu şartlar dahilinde herkese en uygun ödeme konularını şöyle yapabiliriz.
1- Genel şartlarımızda bir değişiklik talep etmiyoruz ve yapmıyoruz.
2- Yıllık ve 3 yılık taahhütlerimizi de aynı tutuyoruz bir değişiklik yok…” ifadeleri yer almaktadır.
6098 sayılı Kanun’un 138 inci maddesinin birinci fıkrası şöyledir:
“Sözleşmenin yapıldığı sırada taraflarca öngörülmeyen ve öngörülmesi de beklenmeyen olağanüstü bir durum, borçludan kaynaklanmayan bir sebeple ortaya çıkar ve sözleşmenin yapıldığı sırada mevcut olguları, kendisinden ifanın istenmesini dürüstlük kurallarına aykırı düşecek derecede borçlu aleyhine değiştirir ve borçlu da borcunu henüz ifa etmemiş veya ifanın aşırı ölçüde güçleşmesinden doğan haklarını saklı tutarak ifa etmiş olursa borçlu, hâkimden sözleşmenin yeni koşullara uyarlanmasını isteme, bu mümkün olmadığı takdirde sözleşmeden dönme hakkına sahiptir. Sürekli edimli sözleşmelerde borçlu, kural olarak dönme hakkının yerine fesih hakkını kullanır.” hükmünü amirdir.
Sözleşmenin değişen şartlara uyarlanması ile ilgili doğrudan hüküm 6098 sayılı Kanun’un “Aşırı ifa güçlüğü” başlığı altındaki 138 inci maddesi ile getirilmiştir. Bu madde 6098 sayılı Kanun’un Üçüncü Bölümü olan “Borçların ve Borç İlişkilerinin Sona Ermesi Zamanaşımı” üst başlığı altında yer almaktadır. 6098 sayılı Kanun’un 138 inci maddesi gereğince aşırı ifa güçlüğünde sözleşmenin uyarlanmasının istenmesi için bir takım şartların birlikte bulunması gerekmektedir. Bu kapsamda sözleşmenin değişen şartlara uyarlanması için öncelikle sözleşmenin kurulduğu andaki şartların önemli ölçüde değişmiş olması, bu değişen şartların taraflarca öngörülmeyen ve öngörülmesi de beklenmeyen olağanüstü bir durum oluşturması ve bu durumun oluşmasının da borçludan kaynaklanmamış olması gerekmektedir. Bu olağanüstü durum sebebiyle sözleşmenin yapıldığı sıradaki olguların borçlu aleyhine değişmesi ve bu değişimin dürüstlük kurallarına göre borçludan ifanın beklenememesi kadar esaslı bir değişim olması gerekir. Ayrıca sözleşmenin uyarlanması için borçlunun borcunu henüz ifa etmemiş olması veya ifanın aşırı güçlüğü hâlini saklı tutarak ifa etmiş olması gerekmektedir. Sözleşmenin uyarlanması için gereken tüm bu şartların bir arada bulunması zorunludur. Başka bir deyişle 6098 sayılı Kanun’un 138 inci maddesinde belirtilen bu şartlardan bir tanesi dahi bulunmazsa sözleşmenin uyarlanması söz konusu olmayacaktır. (YHGK 2021/11-972 E, 2023/67 K,)
11/03/2020 tarihi öncesinde yapılmış olan kira sözleşmelerinde; Covid-19 salgın hastalığının, kiralananın sözleşmede öngörülen kullanım amacını ve tarafların borçlarını etkilediği ölçüde, sözleşmenin yapılması sırasında öngörülemeyen olağanüstü bir durumun sonradan ortaya çıktığının ve buna bağlı olarak 6098 sayılı Kanun’un 138. maddesinde öngörülen uyarlamanın ilk koşulunun gerçekleştiği kabul edilmelidir. (Yargıtay 3. HD 2022/2200 E, 2022/8401 K,)
COVİD-19 hastalığının, Dünya Sağlık Örgütü tarafından 11.03.2020 tarihinde Pandemi olarak ilan edilmesinin ardından, ülkemizde buna ilişkin ilk yargısal tedbir, duruşma ve keşiflere ilişkin olarak Hâkimler ve Savcılar Kurulu Genel Sekreterliği tarafından 13.03.2020 tarihinde alınmış, bunu takiben 22.03.2020 tarihinde, İİK’nun 330. maddesine dayanılarak, İcra ve İflas Takiplerinin Durdurulması Hakkında 2279 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı yayımlanmıştır. Buna göre; COVID-19 salgın hastalığının ülkemizde yayılmasını önlemek amacıyla alınan tedbirler kapsamında Karar’ın yürürlüğe girdiği tarihten (yayım tarihi olan 22.3.2020’de.) 30.04.2020 tarihine kadar, nafaka alacaklarına ilişkin icra takipleri hariç olmak üzere, yurt genelinde yürütülmekte olan tüm icra ve iflas takiplerinin durdurulmasına ve bu çerçevede taraf ve takip işlemlerinin yapılmamasına, yeni icra ve iflas takip taleplerinin alınmamasına ve ihtiyati haciz kararlarının icra ve infaz edilmemesine karar verilmiştir. Pandemi sürecinde yargısal tedbirlere ilişkin yapılan en kapsamlı düzenleme ise 25.3.2020 tarihinde kabul edilerek 26.03.2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 7226 sayılı Kanun’un Geçici maddeleridir.
Görüldüğü üzere sözleşmenin imzalanmasından önce 11 Mart 2020 tarihinde Dünya Sağlık Örgütü tarafından COVID-19 salgını nedeniyle pandemi ilan edilmiş ve ülkemizde pandemi nedeni ile ciddi tedbirler alınmıştır.
Bu kapsamda sözleşmenin değişen şartlara uyarlanması için öncelikle sözleşmenin kurulduğu andaki şartların önemli ölçüde değişmiş olması, bu değişen şartların taraflarca öngörülmeyen ve öngörülmesi de beklenmeyen olağanüstü bir durum oluşturması ve bu durumun oluşmasının da borçludan kaynaklanmamış olması gerekmektedir. Somut olayda ise; Covid-19 hastalığı, Dünya Sağlık Örgütü tarafından 11.03.2020 tarihinde Pandemi olarak ilan edilmiştir. Taraflar arasındaki sözleşme ise 01.04.2020 tarihinde imzalanmıştır. Sözleşmenin imzalandığı tarihte pandemi nedeni ile ülkemizde cidi tedbirler alınmaya başlanmıştır. 27.04.2020 tarihli protokol tarihinde ise sokağa çıkma yasakları da uygulanmaya başlanmıştır. Sözleşmenin kurulduğu anda pandemi mevcut olup uyarlanma talep dilen tarihte sözleşmenin kurulduğu andaki şartlarda herhangi bir değişiklik olmamıştır. Nitekim 23.04.2020 tarihli e-mailde de davacı pandeminin ve etkilerinin farkında olduğunu TV sektörünün orta ve uzun vade de bu işten en az etkilenecek alanlardan olduğunu düşündüğünü ve ek protokol ile sözleşmenin genel şartlarında ve yıllık ile üç yıllık taahhütlerinde bir değişikliğe gitme talebinin bulunmadığını açıklaması da bu hususu kanıtlamaktadır. Dolayısıyla sözleşmenin kurulduğu andaki şartların önemli ölçüde değişmiş olması, bu değişen şartların taraflarca öngörülmeyen ve öngörülmesi de beklenmeyen olağanüstü bir durum oluşturması şartı gerçekleşmemiştir.
Nitekim Yargıtay 3. Hukuk Daireside 2022/2200 E, 2022/8401 K, sayılı ilamında 11/03/2020 tarihi öncesinde yapılmış olan sözleşmelerde; Covid-19 salgın hastalığının, sözleşmede öngörülen kullanım amacını ve tarafların borçlarını etkilediği ölçüde, sözleşmenin yapılması sırasında öngörülemeyen olağanüstü bir durumun sonradan ortaya çıktığının ve buna bağlı olarak 6098 sayılı Kanun’un 138. maddesinde öngörülen uyarlamanın ilk koşulunun gerçekleştiği kabul edilebileceğine hükmetmiştir.
Davacı tarafın ödemelerde temerrüde düştüğü tarafların da kabulündedir. Taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 13.2 maddesine göre ödemelerin zamanında yapılmaması halinde yazılı bildirime rağmen 7 gün içinde ödeme yapılmaması halinde sözleşme tek taraflı olarak haklı nedenle feshedilebilir. Temerrüt nedeni ile davalı tarafça … 11. Noterliği, … tarih ve … yevmiye numaralı ihtarname ile sözleşmenin 13.2. maddesi uyarınca sözleşme haklı nedenle feshedilmiştir. Sözleşmenin uyarlanmasına dair bu dava ise 24/08/2020 tarihinde yani sözleşmenin feshinden sonra açılmıştır. TBK md. 138 e göre borçlu, hâkimden sözleşmenin yeni koşullara uyarlanmasını isteme, bu mümkün olmadığı takdirde sözleşmeden dönme hakkına sahiptir. Somut olayda ise temerrüt nedeniyle feshedilen sözleşmenin uyarlanması talep edilmiştir. Dolayısıyla davacının temerrüde düşmesi ve sözleşmenin bu nedenle fesih edilmiş olması karşısında bu yönden de sözleşmenin uyarlanması şartları oluşmamıştır.
Bu nedenle, bilirkişilerin TBK md. 138 de düzenlenen şartların oluştuğuna ilişkin görüşü benimsenmemiş ve TBK’nın 138. maddesinin uygulanması şartları oluşmadığından davanın reddine karar verilmiştir.
Birleşen Dosya Yönünden;
Birleşen dava, faturaya dayalı alacağın tahsili için başaltılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Birleşen dosyada davacı 1 Nisan 2020 tarihli “İnteraktif ve Adreslenebilir Televizyon Satış Sözleşmesi” nden kaynaklanan ticari ilişki kapsamında düzenlenen 30.04.2020 tarihli, 31.05.2020 tarihli, 28.06.2020 tarihli ve 14.08.2020 tarihli faturalar doğan toplam 1.164.596,78 TL alacağın tahsili için … 28. İcra Müdürlüğünün…E. sayılı dosyasından icra takibi başlatmıştır. Davalı borçlu 24.08.2020 tarihinde takibe konu alacağa itirazda bulunmuştur.
Davalı taraf talep edilen miktarda hizmet almadığını, temmuz 2020 faturasına … 31. Noterliğinin … tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile itiraz ettiğini açıklamıştır.
… 31. Noterliğinin … tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesinin incelenmesinde … numaralı, 28.07.2020 tarihli ve 293.096,78 TL bedelli faturaya itiraz edildiği görülmüştür. İtiraz edilen fatura icra takibine konu edilmeyen uyuşmazlık konusu olmayan faturadır.
Yapılan bilirkişi incelemesinde takibe konu faturaların davalı borçlu ticari defter ve kayıtlarında kayıtlı olduğu, davalı borçlunun kendi ticari defter ve kayıtlarına göre davacıya 1.699.253,56 TL borcu bulunduğu, faturalara karşı süresinde ileri sürülen herhangi bir itiraz belgesinin bulunmadığı ve iade faturası düzenlenmediği tespit edilmiştir.
Davacı alacaklının incelenen ticari defter ve kayıtlarına göre ise davacının 1.164.596,78 TL alacağı bulunduğu anlaşılmıştır.
Süresi içinde itiraz edilmeyerek kesinleşen faturadaki alacakla ilgili olarak, itiraz süresi geçtikten sonra, faturaların doğrudan iade edilmesi veya iade faturası kesilmesi alacağın varlığını ortadan kaldıran bir sonuç doğurmayacaktır. Faturaya itiraz edilmemesi sözleşme ilişkisini kanıtlamaz ise de, sözleşme ilişkisinin kanıtlanması halinde, bu sözleşme gereğince düzenlenmiş olan ve süresinde itiraz edilmeyen faturadaki miktar kesinleşir.(Yargıtay 15 HD. 2019/1984 E, 2020/62 K,)
Tarafların ticari defter ve kayıtlarındaki alacak borç durumu, sözleşme ilişkisi kapsamında düzenlenen ve süresinde itiraz edilmeyerek kesinleşen faturalar ile davacının davalı borçludan 1.164.596,78 TL alacağının bulunduğu sabit görülmekle; … 28. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takibine vaki itirazın iptali ile takibin takip talebinde yazılı şartlarla kaldığı yerden devamına, alacak likit ve itiraz haksız olduğundan alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçeye göre;
1- Asıl davanın REDDİNE,
2- Birleşen davanın KABULÜ ile … 28. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takibine vaki itirazın iptali ile takibin takip talebinde yazılı şartlarla kaldığı yerden devamına,
3- Birleşen davada alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
ASIL DAVADA
4- Davacı tarafından yatırılan 19.888,41 TL Peşin harçtan 179,90 TL karar ve ilam harcının mahsubu ile 19.708,51‬ TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
5- Davalı vekilli lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince red olunan kısım üzerinden hesaplanan 141.167,74 TL TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6- Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
7- Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL nin davacıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
BİRLEŞEN DAVADA
8- Alınması gereken 101.450,49.-TL nispi karar harcından peşin yatırılan 19.539,65 TL harcın mahsubu ile bakiye 81.910,84.-TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
9- Davacı vekili lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hükmolunan kısım üzerinden hesaplanan 166.811,87 TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
10- Arabuluculuk ücreti olan 1.320 TL nin davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
11- Davacı tarafından yatırılan 19.539,65 TL peşin harç, 59,30 TL başvuru harcı, 8,50 TL vekalet harcı, 4.800 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 24.407,45 TL yargılama giderinden davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
12- Asıl ve birleşen davalar yönünden taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadasine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karara karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde mahkememize veya başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.06/04/2023

Başkan …
(e-imza)
Üye …
(e-imza)
Üye …
(e-imza)
Katip …
(e-imza)