Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/4 E. 2023/726 K. 03.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/4 Esas
KARAR NO : 2023/726

DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/01/2020
KARAR TARİHİ : 03/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ve duruşmalarda özetle; davalı, alacaklı firma … 20. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile müvekkili, borçlu gözüken firmaya karşı kambiyo niteliğine mahsus takip yolu ile icra takibine giriştiğini, ancak, icra takibine dayanak belge (çek) üzerindeki imza müvekkili şirket yetkilisine ait olmadığını, müvekkili firma yetkilisi takibe konu çekte keşideci olarak gözüktüğünü, fakat çekler üzerindeki imza hiçbir şekilde müvekkili şirket yetkilisinin eli ürünü olmadığını, 21.09.2018 tarihinde, müvekkili firmaya ait büroda yaşanan hırsızlık olayı sonucu, müvekkili şirket yetkilisinin ofisinde bulunan ufak bir kasa çalınmış olup çalınan bu kasa içerisinde … ait çek karnesi de boş ve imzasız olarak bulunduğunu, icra takibine konu çekte çalınan bu çek karnesine ait çeklerinden olduğunu, bu hususta 21.09.2018 tarihinde müvekkili şirket yetkilisi, … Polis Merkezi Amirliği’ne şikayet başvurusunda bulunduğunu, boş ve imzasız iken çalınan çek karnesinde keşideci olarak gözüken müvekkili firmanın yerleşik yargıtay kararlarına göre çek iptali davası açamayacağından 15.11.2018 tarihinde, önlem amaçlı, çek yaprağının ait olduğu banka şubesine, çek yaprağının boş ve imzasız olarak çalındığı bildirildiğini, haksız ve hukuksuz olarak takip konusu çekte müvekkili şirketin imzası sahte olarak üretildiğini, gerekli imza incelemesinin yapılmasını, davalı alacaklıya müvekkili şirketin borçlu olmadığının tespit edilmesini, dava sonuçlanıncaya kadar, işin ivediliği sebebiyle müvekkili şirketin uğraması muhtemel telafisi güç zararların önüne geçilebilmesi amacıyla takibin, hmk madde 209 kapsamında uygun göreceği teminat karşılığı veya teminatsız olarak tedbir konularak takibin yargılama sonuna kadar durdurulmasını, davalının icra takibinin %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve duruşmalarda özetle; Somut olayda menfi tespit davasının icra takibinden sonra açıldığından davacıların usul ve yasaya aykırı tedbir talebinin reddedilmesi gerektiğini, davacı şirket adına kambiyo taahhüdünde bulunmaya yetkili fakat ticaret siciline kayıtlı olmayan ticari mümessil ve ticari vekillerin senet üzerindeki imzanın sahibi olabileceğini, bu hususların ancak yetkili şahısların araştırılması ve tespiti halinde imza örneklerinin bilirkişi marifeti ile incelenmesi neticesinde netlik kazanacağını, müvekkilinin, dava konusu çekin meşru, haklı ve iyi niyetli hamili olduğunu, bu nedenle çekin zayi edilmiş olmasının müvekkilinin yetkili hamil olmasına engel teşkil etmediğini, davacı tarafından talep edilen kötüniyet tazminatının haksız olduğunu, müvekkilinin senedi takibi koymada kötü niyeti ve ağır kusuru olmadığından tazminat talebinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, usul ve yasaya aykırı tedbir talebinin reddine, usul ve yasaya aykırı davanın reddine, davacı aleyhine tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin de karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizin 03/01/2020 tarihli ara karar gereği “Davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin HMK 209. maddesi uyarınca kabulü ile, … 20. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasının davacı-borçlu şirket açısından durdurulmasına” dair karar verilmiştir.
Mahkememizce tarafların bildirdiği deliller toplanmış dosyamız arasına alınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, kıymetli evraktan kaynaklanan menfi tespit istemine ilişkindir.
Somut olayda taraflar arasındaki uyuşmazlık, … 20 İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra dosyasına konu çek üzerindeki imzanın davacıya ait olup olmadığı, davacının söz konusu takip nedeni ile davalıya borçlu olup olmadığı hususunda toplanmaktadır.
Tarafların bildirmiş olduğu delillerin toplanmasının ardından takibe dayanak 06/01/2019 keşide tarihli 30.000,00 TL bedelli çekteki imzanın davacı şirket yetkilisi …’ın eli ürünü olup olmadığının tespiti için dosyanın grafolog bilirkişiye tevdine dair 26/07/2023 tarihli ara karar kurulmuş, bu doğrultuda davacı vekiline bilirkişi incelemesi ve tebligat giderlerine esas olmak üzere ek delil avansı yatırması için 2 haftalık kesin süre verilmiş, delil avansının yatırılmaması durumunda bilirkişi incelemesinden vazgeçmiş sayılacağı ve mevcut delil durumuna göre karar verileceği ihtarını içerir 26/07/2023 tarihli ara kararımız 02/08/2023 tarihinde e-tebliğ olarak davacı vekiline tebliğ edilmiş olmasına rağmen verilen süre içerisinde gerekli delil avansının yatırılmadığı görülmekle eldeki davada kambiyo senedindeki imzanın sahte olduğu hususunda ispat yükünün davacı borçlu üzerinde olduğu, ispat için bilirkişi incelemesinin zorunlu olmasına rağmen bilirkişi ücretinin yatırılmadığı, bu nedenle mevcut dosya kapsamına göre davacının davasını ispatlayamadığı anlaşıldığından davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Açıklanan gerekçeye göre;
1-Davanın reddine,
2-Karar tarihine göre alınması gereken 269,85 TL harçtan peşin alınan 734,34 TL harcın mahsubu ile bakiye ‭ 464,49‬ TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacı yana iadesine,
3-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13,14. Maddeleri ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26.maddesi gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri gereğince hesaplanan 17.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı ve davalı tarafından yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair verilen karar davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliyesi ( İstinaf Mahkemesi ) nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usülen anlatıldı. 03/10/2023

Katip
✍e-imzalı

Hakim
✍e-imzalı