Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/392 E. 2022/741 K. 23.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/392 Esas
KARAR NO : 2022/741

DAVA : İtirazın İptali (Genel Kredi Sözleşmesine Dayalı)
DAVA TARİHİ : 29/07/2020
KARAR TARİHİ : 23/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Genel Kredi Sözleşmesine Dayalı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA VE TALEP :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı-borçluya karşı kullanmış olduğu ticari krediye istinaden … T.A.Ş. tarafından … 14. İcra Müdürlüğü’nün …E sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını,… 14. İcra Müdürlüğü …E. Sayılı icra takibi … T.A.Ş. tarafından … 11. Noterliğimin …tarih ve … yevmiye no’lu “tahsili gecikmiş alacakların satış ve temliki sözleşmesi ile … A.Ş. tarafından temlik alındığını, … A.Ş. … A.Ş.; … A.Ş. ise 23.11.2018 tarihli sözleşme ile … A.Ş. adı altında birIeştiğini, … 19. İcra Müdürlüğü’nün…E. Sayılı dosyası ile tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile davalı borçlu aleyhine örnek 7 ilamsız icra takibi başlatıldığını, borçlunun vekili aracılığı ile takibe itiraz ederek icra takibini durdurduğunu, itirazın iptali için arabuluculuk başvurusu yapıldığını, ancak yapılan görüşmeler neticesinde anlaşmaya varılamadığını ileri sürerek davalı tarafından yapılan itiraz haksız olduğundan itirazın iptali ile takibin aynen devamına, davalı-borçlu aleyhine alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı tarafa usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen davalı tarafça cevap dilekçesi sunulmamıştır.
DELİLLER :
… 19. İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyası, taraflar arasında imzalanan sözleşme, ihtarname, bilirkişi raporu.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ KABUL VE GEREKÇE:
Davacı tarafından açılan dava, İİK 67.maddesine dayalı itirazın iptali davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davalı ile temlik eden … T.A.Ş arasındaki genel kredi sözleşmesine dayalı olarak davacının davalıdan alacağı olup olmadığı, alacağı varsa miktarı hususlarındadır.
İlgili … 19. İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyasının incelenmesinde, davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 290.709,14 TL asıl alacağın tahsili amacı ile 06/03/2019 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçluya 16/04/2019 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlunun 19/04/2019 tarihli itiraz dilekçesinde özetle; alacaklı görünen ile borca ilişkin herhangi bir sözleşme yapılmadığını, borcunun bulunmadığını ileri sürdüğü, davacı alacaklının iş bu davayı açmakta hukuki yararı bulunduğu, takibin yetkili icra dairesinde yapıldığı, geçerli haciz yolu ile ilamsız genel takip bulunduğu, borçlu tarafından yasal süresi içerisinde yapılmış ve takibi durdurmuş geçerli bir itiraz olduğu, davanın bir yıllık yasal süresi içerisinde açıldığı, itirazın iptali davasının koşullarının oluştuğu anlaşılmıştır.
İtirazın iptali davası yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabidir. İspat yükü kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Kanuni bir karineye dayanan taraf sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda ön görülen istisnalar dışında karşı taraf kanuni karinenin aksini ispat edebilir. (HMK M.190). İtirazın iptali davasında ispat yükü kural olarak davacı alacaklıdadır. Ancak borçlunun itirazındaki beyana göre ispat yükü yer değiştirebilir. Borçlu itirazın iptali davasına karşı vereceği cevapta ödeme emrine itiraz ederken bildirmiş olduğu itiraz sebepleri ile bağlı değildir, borçlu her türlü borca itirazını ödeme emrine itirazından bağımsız olarak ileri sürebilir. Somut olayda, davalı borçlu icra takibine itirazında alacaklı görünen ile borca ilişkin herhangi bir sözleşme yapılmadığını ileri sürdüğünden bu iddialarını ispat ile yükümlüdür. Dava dışı temlik eden banka ile dava dışı asıl borçlu … A.Ş arasında 11.07.2008 tarihinde 800.000.00 TL limitli, Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığı, imzalanan bu sözleşme kapsamında davalı asıl borçluya krediler kullandırılması nedeniyle ticari bir ilişkinin doğduğu, davalı kefil … söz konusu sözleşmeyi müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığından doğan borçtan 800.000.00 TL kapsamında sorumlu olduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle davalı tarafın borca ilişkin herhangi bir sözleşme yapılmadığı itirazı yerinde değildir. Bu durumda, borcun varlığı hususunun ispat yükü davacı alacaklıya geçmiştir.
Taraflar arasında imzalanan sözleşmenin “Delil” başlıklı 40.maddesinin ” Müşteri ile banka aralarında çıkan uyuşmazlıklarda bankanın defter kayıt ve belgelerinin yazılı delil anlaşması niteliğinde olduğunu kabul eder ” hükmü uyarınca davalı banka kayıtları esas alınmıştır.
Deliller toplandıktan sonra mahkememizce tespit edilen uyuşmazlık konularında bilirkişi raporu düzenlemesi için dosya bankacı …’a tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından mahkememize sunulan rapor, dosya kapsamına uygun, ayrıntılı, açıklayıcı ve denetime elverişli olup hükme esas alınmıştır.
Taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 18.maddesi kefalet hükümlerini içerdiği,
Bir haktan peşinen feragat etmenin yasa ve kamu düzeni ile uyumlu olmadığı düşünülmesine karşın, yüce Yargıtay’ın buna cevaz veren kararları karşısında kefilin (ilgili dönemde mer’i..) B.K’nun 493. ve 494. mad. göre kefaletten kurtulma talebinde bulunamayacağının dahi peşinen kabul ve taahhüt edilmiş olduğu bilinmekle, diğer yandan kefilin İİK 295.m ve B.K 490. ve 502. mad. haklarından feragat ettiklerini peşinen kabul ve taahhüt etmiş olmaları nazara alınarak,
Temerrüt Faizinin Tespiti :
Taraflar arasında imzalanan sözleşmenin, Temerrüt Faizi başlıklı 38.1maddesi, ” Müşteri, temerrüdün doğduğu tarihten itibaren fiili ödemeyi gerçekleştirdiği güne kadar geçecek günler için, temerrüt tarihinde aynı tür krediler ve hesaplar için Banka’ca belirlenen en yüksek cari faiz oranının (%50) fazlası olarak hesaplanaca oranda Temerrüt Faizi ödeyecektir. ” hükmünde olduğu,
Dava dışı banka tarafından dava dışı asıl borçluya kullandırılan taksitli krediye aylık %1.84 yıllık % 22.08 oranında akdi faiz uygulanmış olup sözleşme şartlarına göre %50 fazlası %33.12 olarak hesaplanmaktadır. Ancak davacı banka %30 fazlası (22.08×1.30=) %28.70 oranında faiz talebinde bulunduğundan talebinin yerinde olduğu,
Temerrüt Tarihinin Tespiti :
Davacı banka ; davalı borçluya … 7.Noterliğinin … tarih … yevmiye nolu ihtarnamesi keşide edildiği,
Davalı kefile gönderilen ihtarnamenin tebliğ şerhinin sunulmadığı,
Temerrüt: Davalı kefile gönderilen ihtarnamenin tebellüğ şerhinin sunulmaması nedeniyle Yasa ve emsal Yargıtay kararlarına göre, temerrüdünün 11.04.2019 takip tarihi itibarı ile gerçekleşmiş sayılabileceği mütalaa olunmaktadır.
Takip Tarihi İtibarı ile Davacı Banka Alacağı:
Davacı banka tarafından dava dışı asıl borçluya 01.08.2008 tarihinde kullandırılan 314.042.44 TL lık kredinin ilk 3 taksidinin ödendiği kalan taksitlerin ödenmemesi nedeniyle dava dışı banka hesapları kat etmiş ise de daha sonra dava dışı asıl borçlu tarafından ödemeler yapılmış olup bu ödemelerin mahsubu neticesinde davacının davalıdan takip tarihi itibarı ile, 282.322.21 TL anapara 551.569.85 TL işlemiş faiz ve 27.578.49 TL BSMV olmak üzere toplam 861.470.55 TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir.
Dava dışı temlik eden banka ile dava dışı asıl borçlu … A.Ş arasında 11.07.2008 tarihinde 800.000.00 TL limitli, Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığı, sözleşme kapsamında davalı asıl borçluya krediler kullandırılması nedeniyle ticari bir ilişkinin doğduğu, davalı kefil … söz konusu sözleşmeyi müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığından doğan borçdan 800.000.00 TL kapsamında sorumlu olduğu, davalı kefile gönderilen ihtarnamenin tebliğ şerhinin sunulmadığı, dolayısıyla davalı kefile gönderilen ihtarnamenin tebellüğ şerhinin sunulmaması nedeniyle Yasa ve emsal Yargıtay kararlarına göre, temerrüdünün 11.04.2019 takip tarihi itibarı ile gerçekleşmiş sayılabileceği, kaldı ki davacının da takip tarihinde sadece asıl alacak talebinde bulunduğu dikkate alınarak davacı bankanın kredi alacağına ilişkin davalı kefilden 11.04.2019 takip tarihi itibarı ile tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile 282.322.21 TL asıl alacaklı olduğu anlaşılmış, davacı davasını kısmen kanıtlamış, davalı tarafından … 19. İcra Müdürlüğünün … E sayılı icra dosyasına yöneltilen itirazın 282.322,21 TL asıl alacak yönünden iptaline ve takibin bu miktar üzerinden devamına, geçerli bir ilamsız genel icra takibinin varlığı, borçlunun yedi günlük süre içerisinde ödeme emrine itiraz etmiş olması, bir yıl içinde açılmış bir itirazın iptali davası bulunması, davacı alacaklının tazminat istemini dava dilekçesinde açıkça talep etmiş olması ve takip konusu alacağın miktarının belli (likit) olması dikkate alınarak borçlunun itirazının haksız olması nedeniyle asıl alacağın % 20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Açıklanan yasal, gerektirici nedenlere göre;
Davanın kısmen kabulü kısmen reddi ile, davalı tarafından … 19. İcra Müdürlüğünün … E sayılı icra dosyasına yöneltilen itirazın 282.322,21 TL asıl alacak yönünden iptaline ve takibin bu miktar üzerinden devamına, asıl alacağın % 20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Harçlar Kanununca alınması gerekli 19.285,43 TL ilam harcı ve 54,40 TL başvuru harçlarıı toplamı 19.339,83 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13,14 ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26.maddeleri gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davanın kabul / ret oranına göre 1.281,91 TL’sinin davalıdan, 38,09 TL’sinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince hesaplanan 42.525,11 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan 800,00 TL bilirkişi ücreti, 115,70 TL tebligat ve müzekkere giderlerinden oluşan toplam 915,70 TL yargılama giderlerinden davanın kabulü oranında 889,28 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı.23/11/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır