Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/324 E. 2022/95 K. 08.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/324 Esas
KARAR NO : 2022/95

DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Alacak)
DAVA TARİHİ : 19/11/2018
KARAR TARİHİ : 08/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Alacak)davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ve duruşmada özetle; 04/01/2018 tarihinde müvekkili şirket temsilcisi tarafından şirkete ait … Bankası … Şubesindeki hesabından davalı …Şubesi mudilerinden diğer davalı …’ın nolu hesabına cep telefonundaki … programından EFT Havalesi yolu ile hatalı olarak 8000 TL gönderildiğini, ancak müvekkili şirket yetkilisi kendi cep telefonundaki … programında kayıtlı olan …’ya bu parayı göndermesi gerekirken hatalı olarak ve dikkat etmeden aynı … programında kayıtlı olan davalı …’a yanlış tuşa basması sonucu gönderdiğini, her iki kişinin isminin aynı olması ve bir anlık dikkatsizlik ve yanlış tuşa basılması sonucu bu paranın davalı …’ın hesabına EFT yapıldığını, davalı … adlı kişiye EFT yolu ile gönderilen bu paranın haklı bir nedene dayanılarak gönderilmiş bir para olmadığını, hatalı ve dikkatsizlik sonucu gönderildiğini, bir başkasının mal varlığından veya emeğinden dolayı haklı bir sebep olmaksızın zenginleşen kimselere sebepsiz zenginleşme davası açılacağından davalılar haksız olarak zenginleştiğini ve bu zenginleşmeyi geri vermekle yükümlü olduğunu, davalı … adlı kişinin ayakkabıcılık işi ile uğraştığından, müvekkili şirkete ayakkabıcılık işiyle uğraştığı için müvekkili şirketten aldığı mallardan dolayı müvekkili şirkete 24.315,58 TL borcu bulunduğunu, dolayısı ile kendisine borcu olan bir şahsa alacaklı olan birinin para göndermesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, hatalı olarak gönderilen 8000 TL ve 254,10 TL ihtarname masrafının 04/01/2018 tarihinden itibaren en yüksek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücrtenin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Bank A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı …’ın müvekkili Banka’nın … şubesinde açılmış hesabı bulunduğunu, davacının parayı EFT yapmak suretiyle diğer davalının hesabına gönderdiğini, burada müvekkili Banka’ya yöneltilecek bir husumet bulunmadığını, davaya ilişkin olarak husumet yönünden itirazı bulunduğunu, dava konusu edilen işlemlerden dolayı diğer davalı … menfaat elde etmiş olup davanın menfaat elde etmeyen müvekkili Banka’ya karşı dava açılmasının yasa ve usule aykırı olduğunu, bu nedenle davanın doğrudan müvekkili Banka’ya yöneltilmesinin yasa ve usule aykırı olduğunu, davacı talebinin haklı bir gerekçesi ve yasal dayanağı bulunmadığını, davacının bir şirket olduğu dikkate alındığında, basiretli bir iş adamı olarak davranması gerektiğini, müvekkili Banka müşteri hesabına gelen para ile ilgili neden geldiği ve nereden geldiğini araştırma yükümlülüğü bulunmadığını, diğer davalının hesabına gelen tutarın imzalan Genel Kredi Sözleşmesi gereğince kredi borcuna mahsup edildiğini, davacının iddia ettiği zararın, dava konusu işlem tamamen davacının ihmali ve özensizliği sonucu meydana geldiğini, bu nedenlerle hukuki dayanaktan yoksun ve mesnetsiz bulunan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …’a dava dilekçesi ve tensip tutanağı tebliğ edilmiş, davalı tarafça davaya cevap verilmemiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda 15/02/2019 tarih, 2018/1091 Esas, 2019/118 Kararımız ile görevsizlik kararı verilmiş, davalı vekilinin istinaf etmesi üzerine dosya BAM’a gönderilmiş, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi’nin 29/05/2020 tarih, 2019/971 Esas, 2020/496 Karar sayılı kaldırma ilamı ile kararımız kaldırılarak yargılamaya devam olunmuştur.
Mahkememizce tarafların bildirmiş olduğu deliller toplanmış, bilirkişi raporu dosyamız arasına alınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, sebepsiz zenginleşme hükümler çerçevesinde hata ile gönderildiği ileri sürülen 8.000,00 TL ve masrafın ödenmesi istemine ilişkindir.
Somut olayda davacı taraf, dava dışı 3.kişiye göndermek istediği parayı haklı bir nedene dayanmaksızın hatalı şekilde davalı …’a gönderdiğini, davalı bankaya bu durumun bildirildiğini, ancak banka tarafından davalının borcuna istinaden el koyduğunu, bankanın kötü niyetli olması nedeniyle sorumluluğunun bulunduğunu beyan ederek, sebepsiz zenginleşme kapsamında gönderilen miktarın geri ödenmesini talep ve dava etmiş, davalı banka davanın reddini savunmuş, diğer davalı tarafından ise yasal cevap süresi içerisinde herhangi bir beyanda bulunulmamıştır. Buna göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacı tarafından iddia edildiği şekilde hatalı EFT sonucu, gönderilme gereği bulunmayan ve davalıya gönderilen paranın, davalıdan ve davalının kredi borcu sebebiyle el koyan diğer davalı Banka’dan, sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayalı olarak ödenmesi isteminin yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Tarafların bildirmiş olduğu delillerin toplanmasının ardından Mahkememizin 09/08/2021 tarihli ara kararı gereğince dosyamız bankacı ve akit uzmanı bilirkişilere tevdi edilmiş, bilirkişi heyeti tarafından ibraz edilen 29/10/2021 tarihli raporda özetle;
“Dosya içerisinde bulunan bilgi ve belgelerin incelenmesi ve yukarıda yapılan tespitler ve yürürlükteki mevzuat hükümleri çerçevesinde yapılan değerlendirmeler sonucu;
Davalı bankanın yasalar gereği edinimlerini yerine getirdiği, kaldıki davacı da havalenin hatalı gönderildiğini kabul ettiği dikkate alındığında, davalı bankaya atfedilecek bir kusur bulunmadığı,
… adlı şahsın davacı şirkete 24.315,58 TL. borcu bulunduğu ve dolayısıyla kendisine borcu olan bir şahsa, alacaklı olan birinin para göndermesi hayatın olağan akışına ters olduğu dikkate alındığında davalı …’ın iş 8.000.00 TL lık tutardan sorumlu olduğu” yönünde görüş ve tespitlerde bulunulmuştur. Alınan raporun dosya kapsamına uygun, hüküm kurmaya elverişli tespit ve değerlendirmeler içermesi nedeniyle davacının yeniden rapor alınması yönündeki talebinin reddine karar verilmiştir.
Bu kapsamda davalı banka yönünden yapılan değerlendirme neticesinde;
Bilindiği üzere IBAN’ın amacı, bankalardaki her bir müşteri hesap numarasını uluslararası ölçekte tanımlamak suretiyle, para transferlerinin hatasız ve hızlı bir şekilde gerçekleşmesini sağlamaktır. İBAN ile hesap numaraları … no.lu standarda göre uygun formatta düzenlendiğinden ve bankalarca özel bir şifreleme algoritması ile doğruluğu kontrol edilmesi de zorunlu olduğundan para transferlerindeki söz konusu hatalar en aza indirilmektedir.
Bir başka ülkeye ya da bankaya para transfer etmek isteyen bir müşteri, elindeki IBAN’ı gönderici bankaya verdiğinde, para, alıcı bankaya gitmeden önce alıcı hesabın IBAN’ı gönderici bankada kontrol edilir. İBAN yanlış ise para karşı bankaya gönderilmez ve yanlış işlem engellenmiş olur. Burada belirtilmek istenen geçerli bir İBAN olup, olmadığının kontrolüdür. Dolayısıyla IBAN numarasının kimin adına kayıtlı olduğuna ilişkin bir kontrol değildir. Somut olaya bakıldığında da davalı banka geçerli bir IBAN söz konusu olduğundan ilgili EFT işlemini gerçekleştirmiştir. Davalı banka müşteri hesabına gelen para ile ilgili neden geldiği ve nereden geldiğini araştırma yükümlülüğü bulunmamaktadır.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) tarafından, IBAN’ın bankalarca uygulanmasına ilişkin esas ve usulleri belirlemek üzere, Resmi Gazete’nin 10 Ekim 2008 tarih ve 27020 sayısında “Uluslararası Banka Elesap Numarası Hakkında Tebliğ” adı altında bir tebliğ yayımlanmıştır. Tebliğ, 19 Ekim 2005 tarihli, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu nun 3.Maddesinde tanımlanan bankaları kapsamaktadır. Tebliğin amacı, IBAN’ın bankalarca uygulanmasına ilişkin esas ve usulleri belirlemektir. Tebliğ. Türkiye İBAN’ının özelliklerini ve oluşturulma biçimini de açıklamaktadır.
( TBB / IBAN Uygulaması / Ekim 2009 )
“Madde 7- (2) : Bankalara gelen ve alıcı hesap numarası IBAN olarak belirtilen para transferlerinde IBAN’ın doğrulanması zorunludur. Bankalar, bir başka bankadan gelen para transferlerinde alıcının IBAN’ı belirtilmiş ise, bunu sistemleri aracılığıyla doğrulamak zorundadırlar. Alıcının İBAN’ının belirtilmediği durumlarda böyle bir zorunluluk yoktur. Banka içi havalelerde ise (eğer varsa) alıcının IBAN’ı işlem anında zaten tespit edilebilmekte olduğundan, alıcı tarafta tekrar doğrulama işlemi yapmaya gerek kalmamaktadır. “
Dava konusu EFT işleminde ise davacı İBAN numarasını bankalar arası sistemde kayıtlı bir numara olarak yazarak talimat vermiştir. Davalı Banka İBAN numarasının doğruluğunu kendi sisteminde kontrol etmiş ve davacının EFT talimatını gerçekleştirmiştir. Davacı tarafından yazılan İBAN numarasının, sistemde kayıtlı olması nedeni ile işlemi gerçekleştirmekten başka seçeneği olmadığı, bankalar arası uygulama sistemi bakımından açıktır.
Davalı … yapılan değerlendirme neticesinde ise; Havale, daima üçlü ilişkiyi gerektiren bir borçlar hukuku müessesidir. Havale ile, havaleyi veren, havale alıcısına bir miktar parayı tahsil ve havale ödeyicisine de parayı ödeme konusunda yetki vermektedir. (Bankacılık Yönünden Borçlar Hukuk Kuralları-Prof. Dr. Seza REİSOĞLU Gözden geçirilmiş 3. baskı T. Bankalar Birliği yayını sayfa 187)
B.K. md. 457’de havalenin bir sözleşme olduğu ifade edilmekle birlikte, doktrinde ittifakla kabul edildiği üzere, havale çifte yetkilendirmeyi içeren tek taraflı varması gerekli bir hukuki işlemdir. Mevduat sahibi bankaya verdiği havale talimatı sonucunda, bankayı kendi hesabından belirli bir miktar para çekip havale alıcısına ödemeyi yetkili kılmaktadır. Bunun yanında havale işleminin özelliği gereği, havale talimatı sayesinde, havale alıcısı da, havale edilen tutarı kendi adına tahsil etme yetkisine kavuşmuş olur. (Yrd. Doç. Dr. Mustafa ÇEKER Hukuki Yönüyle Banka Mevduatı -sayfa 135- Karahan Kitabevi 2004) TBK 555’e göre, “Havale, havale edenin, kendi hesabına, para, kıymetli evrak ya da diğer bir mislî eşyayı havale alıcısına vermek üzere havale ödeyicisini; bunları kendi adına kabul etmek üzere havale alıcısını yetkili kıldığı bir hukuki işlemdir”.
TBK 555’te yapılan bu tanıma göre, havale öyle bir hukuki ilişkidir ki, onunla havale eden (muhil), bir yandan havale edileni (havale ödeyicisini, muhalünaleyhi) bir miktar para, kıymetli evrak ya da misli bir eşyayı kendi hesabına havale alıcısına (muhalünlehe) teslim etmeye, öte yandan da havale alıcısını yapılan ödemeyi kendi adına kabul etmeye yetkili kılmaktadır. Havale çift yönlü yetki verilmesidir. Bir yandan havale edilene (ödeyicisine) ödeme, öte yandan da havale alıcısına ödemeyi kabul etme yetkisi verilmektedir (Prof. Dr. Aydın Zevkliler/ Doç. Dr. Emre Gökyayla, Borçlar Hukuku Özel Borç İlişkileri, Ankara 2015, s. 671; Prof. Dr. Cevdet Yavuz, Borçlar Hukuku Özel Hükümler, İstanbul 2014, s. 731). YARGITAY HUKUK GENEL KURULU 2016/19-269 ESAS 2016/529 K SAYILI İLAMI
“………..Öte yandan, mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 457 (Türk Borçlar Kanunu m. 555 vd.) ve ardından gelen maddelerinde düzenlenmiş olan havale, hukuksal nitelikçe bir ödeme vasıtasıdır. Eş söyleyişle, havalenin, mevcut bir borcun ödenmesi amacıyla yapıldığı yolunda yasal karine mevcuttur. Bu yasal karinenin tersini (havalenin borcun ödenmesinden başka bir amaçla yapıldığını) ileri süren havaleci (muhil), bu iddiasını kanıtlamakla yükümlüdür. (Arif B. Kocaman, Türk Borçlar Hukukunda Havale, Banka ve Ticaret Hukuku Araştırma Enstitüsü Yayını, Ankara 2001; Hukuk Genel Kurulunun 12.03.2003 gün ve 2003/3-118 E., 2003/158 K.; 10.10.2012 gün ve 2012/13-264 E., 2012/700 K. sayılı ilamları).
Somut olayda, havaleci durumundaki davacı, değinilen yasal karine karşısında, davalıya yaptığı dava konusu havalenin, bir borcun ödenmesinden başka bir amaca yönelik bulunduğunu kanıtlama yükümü altındadır. Başka bir ifadeyle, havale kavramından hareketle yapılacak değerlendirmeye göre de somut olayda kanıtlama yükümlülüğü davacıya aittir.
Bu durumda; davacı, davaya konu ödemelerin ileride teslim alınacak mal karşılığı olarak gönderildiği yolundaki iddiasını kanıtlamakla yükümlüdür; buna bağlı olarak, davalının davacı ile aralarındaki ilişkiyi kanıtlama yükümlülüğü bulunmamaktadır.
Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında bir kısım üyeler tarafından, davacı tarafından davalı hesabına EFT’lerin yapıldığı ve yapılan bu EFT’lerin davalı tarafından kabul edilerek tahsil edildiği, davalının bu EFT ödemelerine ilişkin hukuku ilişkiyi, diğer bir deyişle borç ödemesine ilişkin olduğu yönündeki beyanı karşısında ispat yükünü üzerine aldığından, yapılan EFT’lerin borç ödemesine yönelik olduğunu kanıtlaması gerektiği, bu nedenle Özel Daire bozmasının yerinde olduğu ileri sürülmüş ise de, Kurul çoğunluğu tarafından bu görüş kabul edilmemiştir.
Hal böyle olunca; yerel mahkemenin “ispat külfetinin davacıda olduğuna yönelik” direnme kararı yerinde olup, taraf vekillerinin işin esasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Özel Dairesine gönderilmesi gerekmektedir……” şeklindedir.
Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında somut olayda, davalı bankanın yasalar gereği edimlerini yerine getirdiği, davacının havalenin hatalı yapıldığını kabul ettiği de dikkate alındığında davalı bankaya atfedilecek herhangi bir kusurun bulunmadığı, bankanın kusurunun bulunmaması sebebiyle havale tutarından da sorumlu olmadığı, diğer davalı yönünden ise davacı tarafın yapılan havale işleminin yanlışlıkla yapıldığı, davalı …’a böyle bir borcu olmadığı iddiası ile ilgili davalı … tarafından herhangi bir aykırı beyanda bulunulmadığı da dikkate alındığında, davalı …’ın yanlışlıkla havale edilen 8.000TL tutardan sorumlu olduğu, davacının diğer talepleri bakımından istemin yerinde olmadığı kanaatine varıldığından davanın kısmen kabul kısmen reddine, davalı … yönünden açılan davanın ispatlanamadığından reddine, davalı … yönünden açılan davanın ise kısmen kabulü ile 8.000,00 TL sebepsiz zenginleşme tarihi olan 04/01/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Açıklanan gerekçeye göre;
Davanın kısmen kabul kısmen reddine,
1-Davalı … yönünden açılan davanın ispatlanamadığından reddine,
2-Davalı … yönünden açılan davanın kısmen kabulü ile 8.000,00 TL sebepsiz zenginleşme tarihi olan 04/01/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
3-Karar tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan Harç Tarifesi gereğince hesaplanan 546,48 TL harçtan peşin alınan ‭140,96‬ TL harcın mahsubu ile bakiye ‭405,52‬ TL harcın davalı …’dan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 546,48 TL harç masrafının davalı …’dan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı duruşmalarda kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen miktar yönünden hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalı …’dan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davalı … kendisini duruşmalarda vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince ret edilen miktar yönünden hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile bu davalıya verilmesine,
7-Davacının yapmış olduğu toplam: 2.005,9‬0 TL yargılama giderinin davalı …’dan tahsili ile davacıya verilmesine,
8-Davalı …’ın yapmış olduğu toplam: 28,95 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
9-Davacı tarafından yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
10-Davalı tarafından yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya iadesine,
Dair verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliyesi ( İstinaf Mahkemesi ) nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usülen anlatıldı. 08/02/2022

Katip …
(e-imza)

Hakim …
(e-imza)

MASRAF BEYANI
35,90 TL Başvuru Harç Masrafı
1.700,00 TL Bilirkişi Ücreti
270,00 TL tebligat ve müzekkere gideri
TOPLAM : ‭2.005,9‬0 TL