Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/300 E. 2021/573 K. 15.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/300 Esas
KARAR NO : 2021/573

DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/12/2017
KARAR TARİHİ : 15/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA VE TALEP :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin hesabından bilgisi dışında 22.12.2008 tarih ile 31.12.2008 tarihinde yapılan usulsüz işlemler ile 25.609,17 TL’nin hesabından kaybedildiğini, hesap ekstresi incelendiğinde müvekkilinin hesabında 22.12.2008 tarihinde çok sayıda işlem yapıldığını, bu tarihte hesap bakiyesinin 31.967,09 TL olduğunu, bundan sonra 31.12.2008 tarihinde yapılan 5 TL lik işlem sonucunda müvekkilinin hesap bakiyesinin bir anda 2.489,39.TL’ye düştüğünü, müvekkilinin hesabından bir anda ne olduğu anlaşılamayan şekilde yüklü miktardaki bir paranın yok olduğunun görüldüğünü, bu durumun bilirkişi incelemesi ile de açıkça anlaşılacağını, müvekkilinin hesabında bilgisi dışında işlemler yapıldığını, 22.12.2008 tarihinde bilgisi dışında para çekilerek vadeli hesap açılışı olarak gösterildiğini, aynı gün bu paranın hesaba geri iade edildiğini, davalı bankanın müvekkilinin hesabında müvekkilin bilgisi ve onayı dışında işlemler yaptığını, davalı bankanın bu usulsüz ve yolsuz işlemleri sonucunda müvekkilin hesabından büyük miktarda bir paranın ne olduğu belli olmayan şekilde kaybolduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 2.609,17 TL nin dava tarihinden itibaren en yüksek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline verilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu edilen işlem tarihinin 22.12.2008 olması nedeniyle zamanaşımı definde bulunduklarını, davacı/ … (…) , müvekkili Bankanın … Şubesi müşterisiyken, 07.01.2004 tarihli yazılı talebiyle, tüm hesaplarını … Şubesi’ne aktardığını ve bankanın hizmetlerinden faydalanmaya devam ettiğini, banka kayıtlarına göre … müşteri numaralı davacının, nakdi- gayrınakdi kredi kullanımları dahil, Bankanın bir çok ürün yelpazesinden faydalandığını, davacı müşterinin, huzurdaki davada iddiası, 22.12.2008-31.12.2008 tarihleri arasında hesabından bilgisi dışında toplam 25.609,17 TL’nın kullanıldığı yönünde olduğunu, varlığı iddia edilen usulsüz işlem tarihlerinin günümüzden (10) yıl öncesine dayanmasındaki hayatın olağan akışına aykırılığın dava dilekçesinin ilk dikkat çeken çelişkisi ve art niyet göstergesi olduğunu, 2008 yılı şartlarında, 25.609,17 TL gibi ciddi bir para kaybı yaşadığı iddiasında olan bir şahsın işbu kaybının telafisi için bu kadar süre beklemeyeceğini, davacının sigorta acenteliği işleten bir tacir olduğunu, işi dolayısıyla bankalarından nakdi ve gayrı nakdi krediler kullandığını, … Sigorta A.Ş. ile olan ilişkisinde de sorunlar yaşayan ve neticede işbu firmayla da davalı konuma gelen davacının, banka kredi ilişkisinin süre geldiği zaman boyunca ileri sürdüğü imzaya itiraz-teminat çekleri tahsilatlarına dair itirazlar-hesap bakiyesine itiraz ve benzeri bilumum itirazlarının da basiretli bir tacir olarak vakıf olması gereken işletmesine ait hesap dökümlerine dair bilgisizliğinden kaynaklandığının banka kayıtlarında tespit edilebileceğini, banka yetkililerince belgeleriyle birlikte dikkatine sunulan açıklamalar neticesinde itirazlarını geri çeken davacının, günümüz itibariyle açtığı iş bu davanın ise, “Ya tutarsa” mantığıyla açıldığı izlenimi edinildiğini, dilekçe ekinde, hesap ekstrelerini, davacı / müşterinin şikayetlerine binaen, Banka Teftiş Kurulu Başkanlığı adına kaleme alınan 12.02.2016 tarihli 2016-3-7-7 sayılı Soruşturma Raporu ve eklerini ve diğer ilgili bilgi-belgeyi sunduklarını, evvel emirde bankanın müşteri şikayetlerini yanıtsız bıraktığı, davacı/müşterinin banka yetkililerince oyalandığı iddialarının samiyetsizliğini ortaya koyan ekli bilgi ve belgelerin 22.12.2008 tarihinde davacının … nolu vadeli mevduat hesabının erken kapatıldığını, zira bankaları tarafından, davacı/müşteri lehine … Sigorta A.Ş.’ne hitaben keşide edilmiş olan iki adet teminat mektubunun tazminin istendiğini ve … nolu hesaba aktarılan paranın, 23.000,00 TL olarak … Sigorta A.Ş. hesabına EFT işlemiyle aktarıldığını gösterdiğini, kayıtlarda davacı lehine keşide edilmiş olan başkaca teminat mektuplarının da ilerleyen tarihlerde tazmin olduğunun da görüleceğini, internet şubesi vasıtasıyla da hesaplarında işlem yaptığı görülen davacının hesaplarında, kredili mevduat hesabı bakiyesi ödemesi, virman, ekspertiz bedeli ödemesi, devre faizi tahsilatları, para çekme ve benzeri şekilde gerçekleşen sair işlemlerin tümünün de yasal olduğunu ve davacı/müşterinin incelemesi ve idrakini mümkün kılan açıklıkta olduğunu beyan ederek haksız ve mesnetsiz davanın reddine, yargılama masrafları ve ücreti vekaletin davacıya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Taraflar arasında imzalanan sözleşme, hesap hareketleri, teftiş raporu, bilirkişi raporu.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ KABUL VE GEREKÇE:
Davacı tarafından açılan dava, bankacılık işlemlerinden kaynaklanan alacak davasıdır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının bilgisi dışında davalı bankadaki hesabından kaybedilen para nedeniyle davalı bankanın kusuru ve sorumluluğu bulunup bulunmadığı, davalı tarafın zaman aşımı definin yerinde olup olmadığı hususlarındadır. Dava, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu 62.maddesi gereğince on yıllık zamanaşımına tabi olup davalı tarafın zaman aşımı defiinin reddine karar verilmiştir.
Deliller toplandıktan sonra mahkememizce tespit edilen uyuşmazlık konularında rapor düzenlenmesi için dosya bankacı bilirkişi …’a tevdi edilmiş, bilirkişi mahkememize hitaben düzenlemiş olduğu raporunda özetle; Davacının hesabından bilgisi dışında 22.12.2008 tarih ile 31.12.2008 tarihinde yapılan usulsüz işlemler ile 25.609,17 TL hesabından kaybedildiğini iddia etmesine karşın yapılan incelemede davacının 22.12.2008 tarih ile 31.12.2008 tarihleri arasında hesabından 25.609,17 TL kaybedildiğine ilişkin herhangi bir kayda rastlanılamadığı, ayrıca banka müfettişi tarafından yapılan teftiş neticesinde, ” …, bankamızdan aktif olarak işlem yaptığı dönemde sigorta acenteliği alanında faaliyet göstermekte olup Türk Ticaret Kanunu’na göre bir sigorta acentesi işletmesinin basiretli bir tacir gibi davranması gerekmektedir. Bunun yanı sıra bir sigorta acentesi işletmesinin Türk Ticaret Kanunu ve diğer muhtelif özel kanunlarla düzenlenmiş olan defter ve kayıt tutma yükümlülüğü bulunmakta olup bu yükümlülük kapsamında dönemsel biçimde finansal tablolar düzenlemek ve ilgili mercilere bu tabloları sunmak zorundadır. Bu bağlamda; sigorta acenteliği alanında faaliyet gösteren …’in bankalar nezdindeki cari hesabındaki işlemleri hakkında bilgi sahibi olmamasının ve bu işlemleri kendi kayıtları ile finansal raporlarına yansıtmamış olmasının mevcut düzenleme ve işleyiş itibariyle makul olmadığı, dolayısıyla müşterinin hesapları ile ilgili işlemlerden uzun süre haberdar olmamasının mümkün olamayacağı kanaati edinilmiştir.” şeklinde kanaat bildirildiği, davacının itirazına konu 22.12.2008 tarih ile 31.12.2008 tarihi arasındaki işlemlerin tablolaştırıldığı, tablodan da görüleceği üzere davacının 22.12.2008 tarih ile 31.12.2008 tarihleri arasında hesabından 25.609,17 TL kaybedildiğine ilişkin herhangi bir kayda rastlanılamadığı beyan edilmiştir. Bilirkişi Raporu, dosya kapsamına uygun, ayrıntılı, açıklayıcı ve hükme esas almaya elverişlidir.
Davacının iddiası, hesabından bilgisi dışında 22.12.2008 tarih ile 31.12.2008 tarihinde yapılan usulsüz işlemler ile 25.609,17 TL’nin kaybedildiği yönündedir. Davalı taraf ise, davacıya ait hesap hareketleri dökümüne dair bilgilerin davacı iddiasının gerçeğe aykırılığını kolaylıkla ve tereddüte mahal vermeyecek bir netlikle ortaya koyduğunu beyan etmektedir.
Davacı 30.11.2015 tarihinde davalı bankanın teftiş kurulu başkanlığına şikatte bulunarak bilgisi dahilinde ve bilgisi dışında açılan tüm hesapların incelenmesini talep etmiştir. Davacının şikayeti üzerine hazırlanan teftiş raporu ile, davacının hesapları üzerinde yapılan incelemelerde para çıkışlarına dair (EFT, Havale ve Para Çekme) işlem dekontlarında bulunan imzaların müşterinin Genel Kredi Sözleşmesi’nde beyan ettiği imzası ve şikayet dilekçeleri üzerinde bulunan imzaları ile mutabık olduğu, müşterinin internet bankacılığı işlemleri de yaptığı, müşterinin bilgisi dışında açılmış olduğunu öne sürdüğü … no’lu hesabın vadeli mevduat hesabı olduğu ve vade sonunda hesapta yer alan meblağ ile teminat mektubu tazmin bedeline tahsilat sağlandığı, müşterinin teminata verdiği çeklerin riske tahsil edildiği/iade edildiği/karşılıksız çıktığı ve iade edilen çekler yerine ilave çek alındığı mütalaa edilmiş olup açılan hesaplarda ve teminata alınan çekler ile ilgili yapılan işlemlerde müşterinin bilgisi dışında veya müşteriyi zarara uğratabilecek herhangi bir husus bulunmadığı, ayrıca davacı bankadan aktif olarak işlem yaptığı dönemde sigorta acenteliği alanında faaliyet göstermekte olup Türk Ticaret Kanunu’na göre bir sigorta acentesi işletmesinin basiretli bir tacir gibi davranması gerektiği, bunun yanı sıra bir sigorta acentesi işletmesinin Türk Ticaret Kanunu ve diğer muhtelif özel kanunlarla düzenlenmiş olan defter ve kayıt tutma yükümlülüğü bulunmakta olup bu yükümlülük kapsamında dönemsel biçimde finansal tablolar düzenlemek ve ilgili mercilere bu tabloları sunmak zorunda olduğu, bu bağlamda sigorta acenteliği alanında faaliyet gösteren …’in bankalar nezdindeki cari hesabındaki işlemleri hakkında bilgi sahibi olmamasının ve bu işlemleri kendi kayıtları ile finansal raporlarına yansıtmamış olmasının mevcut düzenleme ve işleyiş itibariyle makul olmadığı, dolayısıyla müşterinin hesapları ile ilgili işlemlerden uzun süre haberdar olmamasının mümkün olamayacağı bildirilmiştir.
Tarafların iddia ve savunmaları, Banka Teftiş Kurulu Başkanlığı Raporu, mahkememizce aldırılan bilirkişi raporu hep birlikte değerlendirildiğinde, banka hesap ve işlemlerinde davacının bilgisi dışında veya davacıyı zarara uğratabilecek herhangi bir husus bulunmadığı, sigorta acenteliği alanında faaliyet gösteren davacının defter ve kayıt tutma yükümlülüğü kapsamında dönemsel biçimde finansal tablolar düzenlemek ve ilgili mercilere bu tabloları sunmak zorunda olup davalı banka nezdindeki cari hesabındaki işlemleri hakkında bilgi sahibi olmamasının ve bu işlemleri kendi kayıtları ile finansal raporlarına yansıtmamış olmasının makul olmadığı ve hesapları ile ilgili işlemlerden uzun süre haberdar olmamasının mümkün olamayacağı anlaşılmış, davacının itirazına konu 22.12.2008 tarih ile 31.12.2008 tarihi arasındaki işlemlere ilişkin tabloda davacının 22.12.2008 tarih ile 31.12.2008 tarihleri arasında hesabından 25.609,17 TL kaybedildiğine ilişkin herhangi bir kayda rastlanılamadığı da dikkate alınarak davacının bilgisi dışında davalı bankadaki hesabından kaybedildiği ileri sürülen para nedeniyle davalı bankanın kusuru ve sorumluluğu bulunmadığı kanısı ile davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Açıklanan yasal gerektirici nedenlere göre;
Davanın reddine,
Harçlar Kanununca alınması gerekli 59,30 TL ilam harcından peşin yatırılan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 27,90 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince hesaplanan 4.080,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iade edilmesine,
Dair tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen davacı vekilinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 15/09/2021

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır