Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/30 E. 2021/449 K. 01.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/30 Esas
KARAR NO : 2021/449

DAVA : Maddi ve Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ : 19/11/2008
KARAR TARİHİ : 01/07/2021

Mahkememizde görülmekte olan tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin …Şti Kozmetik ve Cilt Bakımı ürünleri alanında ithalat ve yurt içinde satış ve dağıtımı konusunda faliyet gösterdiğini, …’in de şirket ortağı ve yetkilisi olduğunu, müvekkili firmanın dava dışı 3. şahıs olan …Tic. Ltd. Şti isimli firma ile 01.03.2006 tarihinde mülkiyete … A.Ş ye ait olan… Caddesi 41 nolu da açılması öngörülen 9 katlı güzellik merkezine Distribütörü olduğu … markalı renkli kozmetik markasının konsepti doğrultusunda satış ve pazarlamasını yapılması, yine Distiribütörü olduğu … markalarının cilt bakımı-ürünleri konsept doğrultusunda güzellik merkezi ve dermotolog doktor gözetiminde kabin bakım ve tedavi metotlarının uygulanması ve satış ürünlerinin satışa arzı için alt işletme sözleşmesi imzaladığını, 01.03.206 ve 31.12.2007 tarihleri arasında geçerli olması karlaştırılan sözleşme uyarınca dava dışı 3. şahıs … Ltd. Şti ne toplam 136.500,00 TL bedelinde çek verildiğini, bu çeklerin güvene dayalı TEMİNAT ÇEKLERİ olarak düzenlenen ve anılan güzellik merkezinin 01.03.2006 tarihinde açılmamış olması nedeni ile bedelsiz hale geldiği işletmenin açılmaması nedeni ile dava dışı 3. şahsın şirket ile yapılan sözleşme hükümsüz kalmış ve bu nedenle verilen çek ve senetlerin geri istendiğini, müvekkilinin alt işletmecisi olduğu sözleşmeyi 26.06.2006 tarihinde fesh ettiğini, çeklerin kullanılması üzerine … 4 ATM nin … esas sayılı dava dosyası ile sözleşmenin feshi ile çeklerin iadesi -iptali konulu dava açtıklarını bu davanın halen devam ettiğini, taraflar arasında geçerli olmak üzere verildiğinden dava konusu çekleri eline geçiren 3. şahıslar tarafından icraya verildiğini tahsil edildiğinden bu davanın bir anlamının kalmadığını, …Ltd. Şti yetkilisi … ile yapılan görüşmede işyerini … ‘ e devir ettiğini ve kendisine verilen teminat çeklerini de ona verdiğini… ve … hakkında ayrı ayrı olarak nitelikli Dolandırıcılık suçu ile … C. Başsavcığının …hazırlık numarası ile suç duyurusunda bulunduğunu, hazırlanan felzeke ile … 7 Ağır Ceza mahkemesinin … esas ile dava açıldığını, davalı … hakkında ise Takipsizlik kararı verildiğini yapılan itiraz üzerine … 2. Ağır ceza mahkemesinin… müt. kararı ile takipsizlik kararının esas ve usulen uygun olduğuna karar vererek itirazın reddine karar verdiğini, müvekkilinin dava konusu çeklerden dolayı … 1 İcra Müdürlüğünün …, … 6.İcra müdürlüğünün … , … 3. İcra Müdürlüğünün …sayılı takiplerine maruz kaldığını dava sonunda haklı çıkma ihtimali ve davalıların bu dava sonuçlanıncaya kadar malvarlıkklarını elden çıkma girişimilerinin önüne geçebilmesi için davalıların menkul ve gayrimenkul mal varlıklarının dava değeri kadarına dava sonuna kadar. 3. şahıslara devrinin veya borçlandırıcı her türlü tasarrufun önlenmesi bakımından ihtiyati tedbir konulmasını, müvekkili … Ltd. Şti açısından 252.961,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işletilecek ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline,…Şti açısından 30.000,TL, müvekkili … açısından 20.000 TL manevi tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiş, davacılar vekili . 27/04/2015 tarihli ıslah dilekçesi ile davadaki davalılar … Ltd. Şti ve … hakkındaki maddi tazminata ilişkin taleplerini 1.254.960 TL ye çıkardıklarını beyan etmiştir.
Davalılar vekili davaya cevap dilekçesinde;
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle ;dava dilekçesinin müvekkiline tebliğ edilmediğini, müvekkilinin davadan ancak … 10. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen birleştirme kararından, sonra mahkemeniz tarafından tebliğ edilen birleştirme kararı üzerine haricen haberdar olduğunu, mahkemenizde görülmekte olan davadaki davalı … Ltd. Şti, -dava dışı- … A.Ş. ile 13.02.2006 tarihinde “ …” adresinde bulunan işletmenin işletilmesi amacıyla bir sözleşme imzaladığını, … Ltd.Şti, -dava dışı- … A.Ş. ile yapmış olduğu 13.02.2006 tarihli sözleşmeye istinaden davacı … Ltd.Şti ile 01.03.2006 tarihinde bir alt-işletme sözleşmesi imzaladığını, …Ltd.Şti -dava dışı- … A.Ş ile imzalamış olduğu sözleşmedeki yükümlülüklerini yerine getirmediğinden -dava dışı- … A.Ş ile davalı … Ltd.Şti 13.02.2006 tarihli asıl işletme sözleşmesini karşılıklı olarak feshettiklerini, daha sonra -dava dışı- … A.Ş ile … 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas dosyasında davalı … Ltd.Şti. arasında 29.06.2006 tarihinde “…” adresindeki işletmenin işletilmesi amacıyla işletme sözleşmesi imzalandığını, diğer davalı … Ltd.Şti. ile … Ltd.Şti. farklı tüzel kişiliğe sahip iki farklı şirket olduğunu, davalı … Ltd. Şti. ile davalı … Ltd.Şti. arasında hiçbir hukuki ve ticari ilişki bulunmadığını, davalı … Ltd.Şti. ile davalı … Ltd.Şti. arasında herhangi bir işyeri ve işletme devrinin olmadığını, müvekkili … ile davalı … Ltd. Şti. arasında hiçbir hukuki ve ticari ilişkinin de bulunmadığını, müvekkili … ile davacı şirket …Şti. ve diğer davacı … arasında da hiçbir hukuki ve ticari ilişkinin de bulunmadığını, müvekkili ile davacılar arasında bugüne kadar herhangi bir hukuki ticari bir ilişki olmadığı gibi müvekkilinin ve davalılar arasında da herhangi bir alacak ve borç ilişkisi bulunmadığını, müvekkili …’in, davacı …. Ltd.Şti. ile diğer davalı … Ltd.Şti arasında yapılmış olan 01.03.2006 alt işletme akdinin tarafı ve yükümlüsü olmadığını, bu nedenlerle müvekkilinin bu davada taraf sıfatının bulunmadığını, bu nedenle davanın husumet yokluğundan reddinin gerektiğini, ayrıca davacının açmış olduğu iş bu davada müvekkili açısından ticari bir iş olmadığını ve müvekkilinin tacirde olmadığını, davacıların haksız fiil ve sebepsiz zenginleşmeden kaynaklandığını iddia ettikleri alacaklarını kabul edildiği farzedilmiş olsaydı dahi (Kesinlikle davacıların bu iddiaları haksız ve mesnetsizdir) TTK 21/2. maddesinin uygulanabilmesi için taraflar arasındaki ilişkinin bir sözleşmeden kaynaklanmasının gerektiğini, taraflar arasındaki ilişkinin bir haksız fiilden yada sebepsiz zenginleşmeden doğuyorsa anılan hükmün uygulanmasının mümkün olmadığını, davacılar tarafından müvekkiline karşı açılan iş bu davanın müvekkili açısından Asliye Hukuk Mahkemesinde açılmasının gerektiğini, bu nedenlerle hukuka ve usule aykırı açılan iş bu davanın iş bölümü açısından reddinin gerekeceğini, davacının açmış olduğu iş bu davanın davalı müvekkilinin ikametgâh adresinin … olduğunu, Hukuk Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun 9. maddesi uyarınca davanın davalının ikametgâhının bulunduğu yer mahkemesinde açılmasının gerektiğini, buna göre müvekkilimin ikametgâhının bağlı bulunduğu yer mahkemesinin Bakırköy Mahkemeleri olduğunu, iş bu dava Bakırköy Asliye Hukuk mahkemelerinin yetki alanına girdiğini, bu nedenle yetki itirazlarının kabulü ile dosyanın yetkili Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesinin gerektiğini, davacıların müvekkiline karşı açmış olduğu iş bu davadaki taleplerinin müvekkilinin haksız fiili ve sebepsiz zenginleşmesinden kaynaklandığının belirtildiğini, haksız fiil nedeniyle uğranılan zararların tazminini talep hakkının Borçlar Kanunu’nun 60. maddesi uyarınca haksız fiilin meydana geldiği andan itibaren bir yıl geçmekle zamanaşımına uğrayacağını, sebepsiz zenginleşme nedeniyle uğranılan zararların tazmini ile ilgili Borçlar Kanunu’nun 66. maddesi uyarınca “Haksız surette mal iktisabından dolayı ikame olunacak dâva, mutazarrır olan tarafın verdiğini istirdada hakkı olduğuna ıttılaı tarihinden itibaren bir sene müruriyle ve her halde bu hakkın doğduğu tarihten itibaren on senenin müruriyle sakıt olur.” denildiğini, buna göre, haksız fiil ve sebepsiz zenginleşmeden doğan tazminat davalarında talep haksız fiilin meydana geldiğinden itibaren, sebepsiz zenginleşmede ise sebepsiz zenginleşmenin oluştuğu tarihten itibaren 1 yıl geçmekle zamanaşımına uğradığını, somut olaya bakıldığında davacıların iddia ettikleri haksız fiili (Kesinlikle müvekkilim açısından haksız fiil yoktur) davacıların 29.06.2006 tarihinde öğrenmelerine rağmen iş bu davayı 2 yıl 1 ay 23 güln sonra yani 19.11.2008 tarihinde açtıklarını, bu nedenler davacıların müvekkiline karşı açmıs olduğu iş bu davadaki maddi ve manevi tazminat talebinin zamanaşımına uğradığını, ayrıca davacıların açmış olduğu davada yukarıda belirtilen usule ilişkin itirazlarının kabul görmese dahi, açılan iş bu dava Haksız ve Hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davacıların, daha önce diğer davalı … Ltd.Şti. ile yapmış olduğu sözleşme nedeniyle verilen çeklerin müvekkili tarafından haksız ve hukuka aykırı ele geçirildiği iddiasının da haksız ve mesnetsiz olduğunu, davacı … Ltd.Ştinin toplam 10 adet çeki keşide ederek rızasıyla diğer davalı … Ltd.Şti.’ne verdiğini ikrar ettiğini, dava konusu olan çeklerin keşideci-davacı şirket tarafından hukuka uygun şekilde keşide edilerek lehdara teslim edildiğini, davacının iş bu çeklerin keşide edilmesi ve ciro edilmesinde basiretli bir tacir gibi davranmadığını, davacı şirketin tüzel kişi tacir olduğunu, TTK m.20/II uyarınca ticari faaliyetlerinde basiretli davranmak, gereken özen ve tedbiri göstermek zorunda olduğunu, bunun için çeklerin kira bedeli karşılığında verildiğini iddia edebilmesi için diğer davalı … Ltd.Şti. ile imzalamış olduğu alt-işletme sözleşmesiyle yükümlülük altına girdiği üzere çek numaralarının tek tek sözleşmede belirtilmiş olmasının gerektiğini, bir an için iddiasının doğru olduğu kabul edilseydi dahi üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmediği için ortaya çıkan sonuçtan dolayı bizzat kendisi sorumlu olduğunu ve zarara da katlanmasının gerektiğini, buna göre davacının kendi rızası ile keşide ettiği çeklerin kullanmasından dolayı bizzat sorumlu olduğunu, bu nedenle davacının iş bu olayda kusurlu ve kötüniyetli olduğunu, davacıların dava dilekçesinde belirtmiş oldukları davacı … Şti. için 252.961,00-YTL maddi ve 30.000,00-YTL manevi tazminat talebi, diğer davacı … için 20.000,00-YTL manevi tazminat talebi de haksız ve gerçek dışı olup hukuki dayanaktan yoksundu olduğunu, tazminatın doğması için ilgili olayla eylemin yasaya veya sözleşmeye aykırı olması, eylem sonucunda bir zarar doğmuş olmalı ve bu zararla eylem arasında uygun nedensellik bağının bulunmasının gerektiğini, dava konusu olayda davacıların iddia ettiği zararın … Ltd.Şti. ile yapmış olduğu alt işletme akdinden doğduğunu, müvekkilinin ise bu sözleşmeye taraf olmadığını, ve bu sözleşmeden dolayı herhangi bir borç altına girmediğini, davacının iddia ettiği zararı ile doğrudan ya da dolaylı hiçbir bağının bulunmadığını, ayrıca davacıların talep ettiği tazminat miktarlarının fahiş olup, ticari teamüllere de aykırı olduğunu, davacı şirket ile diğer davalı … Ltd.Şti ile yapmış olduğu 01.03.2006 tarihli işletme sözleşmesinin bu taraflar arasında hüküm ifade ettiğini, bundan doğan bir zarar da yine sözleşmenin tarafı olan …. Ltd. Şti’nin sorumluluğu dâhilinde olduğunu, kaldı ki işletmenin sahibi olan -dava … A.Ş.ile … Ltd. Şti. arasındaki işletme sözleşmesinin feshine neden diğer davalı … Ltd.Şti’nin taahhütlerini yerine getirmemesi olup, müvekkili … in davacı şirketle ile diğer davalı … Ltd.Şti. arasında yapılan işletme sözleşmesinin tarafı olmadığını, aynı zamanda … Ltd.Şti ile davacı şirket arasında yapılan işletme sözleşmesinden de haberdar olmadığını, kaldı ki müvekkilinin taraflar arasındaki ticari faaliyetleri bilmediği gibi bilmek zorunda da olmadığını, bundan dolayı da müvekkilinin hukuken sorumlu tutulamayacağını, davacıların dava dilekçelerindeki ifadeleri, müvekkilinin sorumluluğunu iddia ettikleri olay ya da işlemlerin ayrıca müvekkilinden talepleri ve dayanaklarının ise anlaşılmadığını, davacı tarafından talep edilen maddi tazminat bedelinin davacıların alt-işletme sözleşmesinin ifa edilmemesi nedeniyle ortaya çıkan ve bu anlaşmaya güvenerek işyeri için yapılan masrafların tazmini ve bu sözleşmeden beklenen ancak elde edilemeyen kazançtan ve … Ltd.Şti lehine keşide ettiği çeklerin bedelinden ve ferilerinden oluştuğunu, bu bağlamda davacıların dava dilekçelerine konu ettikleri iş bu 10 adet çekten (bu çeklerin teminat çeki değildir) sadece 01.12.2006 tarihli ve 01.01.2007 tarihli toplam 26.000.00 YTL bedelli iki adetini müvekkili ile ilişkilendirmeye çalıştığını, müvekkilinin bu çeklerde cirosunun bulunmadığını, Ancak davacıların haksız, mesnetsiz ve kötüniyetli davranarak müvekkilinden … Ltd.Şti ile yapmış olduğu sözleşmeden doğduğunu iddia ettikleri zararların tazminini talep ettiklerini davacıların müvekkilini sorumlu tutukları maddi miktarı ve bunun dayanaklarını açıklamalarının gerektiğini, bu nedenlerle davacının açmış olduğu iş bu davadaki tazminat taleplerinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin tüm kamuoyu tarafından tanınan başarılı, dürüst bir sporcu olduğunu, davacıların 3. kişilerle yapılmış akitlerin sonuçlarından müvekkilini sorumlu tutmak istemesinin davacıların kötü niyetli olduğunu gösterdiğini, davacıların tüm iddia ve taleplerini reddettilerini, davayı kabul etmediklerini ve iddiaların iddiaların haksız, yersiz ve kötüniyetli olduğunu bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Ticaret sicil kayıtları, bilirkişi incelemesi, … 7. Ağır Ceza Mahkemesi … esas, … karar sayılı dosyası, taraflarca dosyaya sunulan belgeler ve yazılan müzekkere cevapları ile taraf açıklamaları.
GEREKÇE :
Tefrik edilen asıl dava taraflar arasında imzalanan 01/03/2006 tarihli işletme sözleşmesinin feshi ve davalı tarafa verilen teminat çeklerinin iptali, ödenenlerin istirdatı ve sözleşmenin yerine getirilmemesinden kaynaklı 1.000 TL maddi tazminat talep edilmiştir.
Birleşen davada ise davacı şirketin uğramış olduğu zarar karşılığı maddi tazminat ve manevi tazminat olduğu anlaşılmıştır.
Asıl dava dosyası (davalısı … Ltd Şti) tefrik edilerek mahkememizin 2021/48 esasına kaydı yapılarak davanın feragat nedeni ile reddine karar verilmiştir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2017/4190 esas, 2017/7430 karar sayılı ilamı ile mahkememizce birleşen davanın reddine ilişkin verilen ilk hükmün “dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacı vekilinin birleşen davaya ilişkin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.” gerekçesi ile onanmasına karar vermiştir.
Onama kararına karşı davacı taraf karar düzeltme yoluna başvurmuştur. Daire 2018/1167 esas, 2019/8148 karar sayılı ilamı ile; … 7. Ağır Ceza Mahkemesi kararının kesinleşmesi beklenilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde eksik incelemeye dayalı olarak karar verilmesi doğru görülmediğinden birleşen davaya yönelik karar düzeltme istemlerinin kabulü ile, 20.12.2017 tarih, … E-… K. sayılı onama ilamının kaldırılarak, birleşen davada verilen kararın açıklanan gerekçelerle, birleşen davada davacılar yararına bozulmasına hükmetmiştir.
… 7. Ağır Ceza Mahkemesi …esas, …karar sayılı kararı Tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin ticari faaliyetleri sırasında dolandırıcılık suçundan sanıklar …, …, … ve …’ ın ve sanık …’nın ayrıca görevi kötüye kullanma suçundan;
“Sanıkların savunmaları ve dosya kapsamına göre; Olayda sanıklar …, …, … ve …’nın birlikte hareket ederek şikayetçilere karşı bilerek ve isteyerek hileli davranışlarda bulundukları, şikayetçilerin zararına olarak menfaat temin ettikleri, suç işleme kastlarının bulunduğu yönünde mahkememizce vicdani kanaate varılamamıştır. Dolandırıcılık suçunun manevi unsuru olan kast unsurunun bulunmaması nedeniyle sanıklar hakkında CMK 223/2-a maddesi gereğince beraat kararı vermek gerekmiştir.”
Gerekçesi ile beraat kararı vermiştir.
Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2020/1586 esas, 2021/1928 karar sayılı ilamı ile Sanık … hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan kurulan hükme yönelik katılan … vekilinin süre tutum dilekçesinde sanık …’nın ismini yazmadığından, süresinden sonra yaptığı temyiz inceleme başvurusunun reddine,
Sanıklar … ve … hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan kurulan hükümlere yönelik katılanlar … ve … vekilleri ve sanık … hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan kurulan hükme yönelik katılan … vekilinin temyiz istemlerinin reddi ile beraat hükmünün onanmasına,
Sanık … hakkında görevi kötüye kullanma suçundan kurulan beraat hükmünün kamu davasının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddesi uyarınca düşmesine,
Karar vermiştir.
Dosyamızın davacısı olanı …ile dava dışı … A.Ş nin … adresindeki taşınmazın kişisel bakım ve güzellik merkezi olarak işletilmesi hususunda13/02/2006 tarihli işletme sözleşmesi yaptıkları ancak daha sonra bu sözleşmenin 26/06/2006 tarihli fesih protokolü ile karşılıklı olarak feshedildiği anlaşılmıştır.
Davacı … Tic. Ltd. Şirketinin dava dışı … A.Ş’den işletme sözleşmesi ile devraldığı … adresindeki taşınmazı daha sonra 01/03/2006 tarihli alt işletme sözleşmesi ile tefrik edilen asıl dosyada davalı … Dış Tic. Ltd. Şti’ne devrettiği, taraflar arasındaki sözleşmenin 2-11. maddesinde davacı …’ in, davalı … Limited Şirketine bir yıllık işletme bedellerinin karşılığı olarak 10 adet çek ve iki adet senedi vereceğinin kararlaştırıldığı ve bu kapsamında davacının tefrik edilen asıl dosyanın davalısı olan … Limited şirketine 01/06/2006, 01/07/2006, 01/08/2006,01/09/2006, 01/10/2006,01/11/2006, 01/12/2006, 01/01/2007 vade tarihli ve her biri 13.000 TL olan çekler ile vade tarihi 01/02/2007 olan 13.000 TL lik bir adet senet verdiği, davacının dava tarihine kadar asıl davanın davalısına 19.540 TL ödemede bulunduğu, yargılama aşamasında da diğer çeklerin tahsil edildiği anlaşılmıştır.
Birleşen dosyanın davalısı olan … Tic. Ltd. Şti ile dava dışı …A.Ş arasında … adresinde bulunan taşınmaza ilişkin olarak 29/06/2006 tarihinde işletme sözleşmesi imzalandığı, davalı …’in sözleşmenin tarafı olmadığı anlaşılmıştır.
Deliller toplandıktan sonra bilirkişi incelemesi yaptırılmış, yeminli bilirkişi …mahkememize ibraz etmiş olduğu, 10/09/2008 tarihli raporunda davacı şirket ile dava dışı …A.Ş arasında 13/02/2006 tarihinde imzalanan işletme sözleşmesine dayalı olarak davacı ve asıl dosyanın davalısı … Kozmetik arasında 01/03/2006 başlangıç ve 31/12/2007 bitim tarihli alt işletme sözleşmesinin imzalandığını, bu sözleşmenin 2.11.maddesinde yer alan ödeme ile ilgili taahhüt gereğince davacı şirket tarafından davalı … ‘e 136.500 TL tutarında çek ve senet verildiğini, davacı ve dava dışı … A.Ş arasındaki sözleşmenin 26/06/2006 tarihinde karşılıklı olarak feshedildiğini, bu kez dava dışı … Aş ile birleşen dosyanın davalısı …arasında 29/06/2006tarihinde işletme sözleşmesi imzalandığını, davacının dava tarihine kadar 19.500 TL dava tarihinden sonra da faiz ve fer’ileri hariç 104.000 TL olmak üzere 123.500 TL ödeme yaptığını, 01/07/2007 tarihli senetle ilgili olarak henüz bir ödemenin bulunmadığını beyan etmiştir.
Bu rapora itiraz edilmesi üzerine dosyamız birleşen dosyada dikkate alınarak rapor düzenlenmesi için bilirkişiler …, Ticaret HukukçusuYard.Doç. Dr. … ve Yeminli Mali Müşavir … ye tevdii edilerek rapor alınmış, bilirkişi heyeti ibraz etmiş olduğu, 20/09/2011 tarihli raporlarında davacı … ile dava dışı … AŞ arasında … adresinde bulunan taşınmazın kişisel bakım ve güzellik merkezi olarak işletilmesi hususunda 13/02/2006 tarihinde sözleşme imzaladıklarını, daha sonra davacı …ile asıl dosyanın davalısı … Kozmetik arasında 01/03/2006 tarihinde alt işletme sözleşmesi imzalandığını, bu süreç içerisinde davacı … ile dava dışı … AŞ arasında imzalanan 26/06/2006 tarihli fesih sözleşmesi ile davacı ile dava dışı … AŞ arasındaki sözleşmenin feshedildiği, … AŞ nin 29/06/2006 tarihinde birleşen dosyanın davalısı olan … Ltd. Şti arasında sözleşme imzalandığını, davacının sözleşme kapsamında davalıya 8 adet çek ve bir adet senet verdiğini, davacının ticari kayıtlarına göre 141.918 TL asıl davanın davalısı olan … Kozmetik ‘e ödeme yaptığını, birleşen dosyanın davalılarının herhangi bir sorumluğunun bulunmadığını, manevi tazminat yönünden takdirin mahkemeye ait olduğunu beyan etmişler, aynı bilirkişiler mahkememize vermiş oldukları, 02/02/2015 tarihli ek raporlarında da kök rapordaki görüşlerini aynen muhafaza ettiklerini davacı tarafın asıl dava kapsamında asıl dosyanın davalısından 141.918 TL talep edebileceğini, birleşen dosya kapsamında talep edebileceği alacak tutarının 22.653 TL olduğunu, mahkemece kabulü halinde davacının aylık olarak 59.760 TL tutarında net kardan mahrum kaldığını beyan etmişlerdir.
Toplanan deliller ve yaptırılan bilirkişi incelemelerine göre tefrik edilen asıl dosyanın davacısı olan …ile dava dışı … AŞ arasında … adresinde bulunan işletmenin işletilmesi amacıyla 13/02/2006 başlangıç tarihli sözleşme imzalandığı, bu sözleşmeye istinaden davacı ….’ in asıl dosyanın davalısı olan … Ltd. Şti arasında 01/03/2006 başlangıç ve 31/12/2007 bitiş tarihli işletme sözleşmesi imzalandığı, daha sonra davacı şirket ile dava dışı … AŞ arasındaki asıl işletme sözleşmenin 26/06/2006 tarihinde feshedildiği, bunun üzerine dava dışı … AŞ ile birleşen dosyanın davalısı olan …Tic. Ltd. Şti arasında ayrı bir asıl işletme sözleşmesinin imzalandığı, davalı … Ltd. Şti ile davalı … Ltd. Şti nin farklı tüzel kişiliklerinin bulunduğu bu nedenle … Ltd. Şti nin sorumluluklarını yerine getirmemesi nedeniyle diğer davalı … Ltd. Şti nin herhangi bir sorumluğunun bulunmadığı, davalı …. Şti nin, davacı … Şti ile diğer davalı … Ltd. Şti arasında yapılmış olan 01/03/2006 tarihli alt işletme sözleşmesinin tarafı ve yükümlüsü olmadığı, ayrıca davalı … ‘in kişisel olarak hiçbir sözleşmenin tarafı olmadığı, … 7. Ağır Ceza Mahkemesi … esas, …karar sayılı ilamının beraat gerekçesi uyarınca iş bu davada davalılar … ve …Şti nin pasif husumetlerinin bulunmadığı kanısına varıldığından bu davalılar hakkındaki birleşen davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM; Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-)Birleşen davanın Reddine ,
2-)Alınması gereken 59,30. TL harçtan davacı tarafından yatırılan 20.823,91.TL. Peşin +Islah Harcından mahsubu ile fazla yatan 20.764,61.TL. harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-)Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden red nedenine göre …Ü.T ne göre maddi tazminat yönünden 4.080,00 TL maktu ile manevi tazminat yönünden 4.080,00 TL maktu vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalılara verilmesine,
4-)Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
Dair,taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karara karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 15 günlük yasal süre içerisinde mahkememize veya başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.. 01/07/2021

Başkan …
(e-imza)

Üye …
(e-imza)

Üye …
(e-imza)

Katip …
(e-imza)