Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/295 E. 2022/636 K. 18.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/295 Esas
KARAR NO : 2022/636

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/06/2020
KARAR TARİHİ : 18/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ve duruşmalarda özetle; 30.01.2018 olay tarihinde … plakalı araç sürücüsü …’ın, müvekkili firma tarafından … Şirketi’nden uzun süreli kira sözleşmesi ile kiralanan ve … sevk ve idaresinde bulunan … plakalı araca çarparak, aracın perte çıkmasına sebebiyet verdiğini, müvekkili firma tarafından kiralanan ve ambulans şoförü olarak görev yapan … sevk idaresinde bulunan … plakalı araç ile …’dan … istikametine doğru sol şeritte yaklaşık 50 km hızla seyir halinde iken sola dönüş için yeşil ışık yandığını ve şoförün … Hastanesi’ne giriş yapmak üzere dönüş yaptığını, Ambulans şoförünün sola dönüş yapıp yola çıktığı sırada … istikametinden gelmekte olan … plaka sayılı ticari taksi aracının orta şeritte ambulansın sağ ortasına aşırı hızla çarpması neticesinde ambulansın devrildiğini, kaza sonrası ambulans ile birlikte … Hastanesi’ne gidilerek tedavi işlemlerinin yapıldığını, tüm tetkikler yapıldıktan sonra ambulans şoförü …’ın polis merkezine giderek ifade verdiğini, kaza tarihinde pert işlemlerinin tamamlanıp, pert bedeli ödemesi yapılan 04.05.2018 tarihine kadar aracın kullanılamadığı gibi kiralama şirketine kira bedelinin de ödenmeye devam ettiğinden müvekkil firmanın kazanç kaybının yanında maddi zarara da uğradığını, olay yeri kaza tespit tutanağına göre kazanın oluşumundan … plakalı araç sürücüsü …’ın asli kusurlu olduğunun tespit edildiğini, kazada kusuru bulunan … plakalı araç adına kaza tarihinde geçerli olan … Nolu ZMM sigortasını düzenleyen davalı şirkete 15.01.2020 tarihinde başvuru yapıldığını, yapılan başvuru ile müvekkilinin uğramış olduğu kazanç kaybı ve maddi sair zararın, sigorta eksperlerince hesaplanarak tazmin edilmesinin talep edildiği, davalı şirket tarafından 15 günlük yasal süre içerisinde herhangi bir ödeme yapılmadığını, bu nedenle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 6100 sayılı yasanın 107. Maddesi uyarınca toplanacak delillere göre, trafik kazası sonucunda oluşan müvekkilinin uğramış olduğu aracın pert bedeli ödenene kadar meydana gelen kazanç kaybı ile kullanılmayan aracın kira bedelinin ödenmesi sebebiyle oluşan maddi zarar için şimdilik 50.-TL ve aracın eksik ödenen pert bedeli için şimdilik 50.-TL olmak üzere toplam 100.-TL maddi tazminatın davalının temerrüde düştüğü tarihten itibaren işleyecek faizi ile birlikte ödenmesi taleplerinin kabulüne, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalı firma üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve duruşmalarda özetle; Davacı tarafın aracın maliki olmadığını, aracın malikinin dava dışı … A.Ş olduğunu, davacının aracı kullanıyor olmasının ona mülkiyet hakkı tanımadığını, bu itibarla davanın husumet yokluğ nedeniyle reddine, kabul anlamına gelmemek üzere, sorumluluk sigortaları meblağ sigortalarından farklı olarak gerçek hasar bedeli teminat altına alındığından poliçede yazılı teminatın, zarar gördüğünü iddia eden tarafın, sigortalının kusurunun ispat etmesine müteakip gerçek hasar bedelinin de objektif olarak tespiti ile rizikonun, zaman ve geçerlilik şartları bakımından poliçe güvencesi altında olduğunun ispatı sonucu geçerlilik kazandığını, sigortalı aracın sürücüsünün kusursuz olduğunu, sigortalı araç sürücüsünün tramvay yolunun ikiye ayırdığı yolda kendi yolunda trafik ışığı veya trafik işaretçisi tarafından konulmuş bir engel olmaksızın seyir halindeyken davacının ilgili bulunduğu ambulans sürücüsünü geçme hakkını kendisine verilmeden, tehlikeli bir şekilde tramvay yolunu bybass ederek karşı yola geçtiğini, sigortalı araç sürücüsünün geçiş hakkını hiçe sayarak karşı yola girdiğini, dolayısıyla davacının ilgili bulunduğu ambulans sürücüsünün %100 kusurlu olduğunu, zarar gördüğü iddia olunan araçta değer kaybı oluşmadığını, müvekkilinin araç mahrumiyetinin zararı bakımından da sorumluluğu bulunmadığını, davacının mülkiyet hakkı bulunmadığından tazminat talebini devralamayacağından davanın husumetten reddine, davanın zamanaşımı sebebiyle reddine, ıslah halinde ıslahın da zamanaşımı sebebiyle reddine, araç hasarına ilişkin hesaplanabilir faturaya bağlanabilir belirli bir alacak olduğundan belirsiz alacak davası açılamayacağından davanın dava şartı yokluğu sebebiyle reddine, aracın pert total olarak kabul edilerek hurdaya ayrılmış olduğunu, ikinci el değer kaybına konu olamayacağından değer kaybı talebinin reddine, müvekkilinin nezdindeki trafik poliçesinde araç mahrumiyeti / kar kaybı gibi teminatlar bulunmadığından davanın reddine, .usul ve / veya esas sebepleri bakımından davanın reddine ve yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacı tarafa yükletilmesine dair karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce tarafların bildirdiği deliller toplanmış, trafik kayıtları, hasar dosyası ve poliçe, bilirkişi heyet raporu dosyamız arasına alınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, maddi hasarlı trafik kazasından kaynaklı tazminat istemine ilişkindir.
Somut olayda taraflar arasındaki uyuşmazlık, 30/01/2018 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeni ile davacının davalıdan tazmin isteminde bulunup bulunmayacağı, kazanın taraflarının kusur durumu, kaza nedeni ile davacının kazanç kaybı ve kira bedeli ödemesi, eksik pert bedeli ödenmesi nedeni ile oluşan zararı bulunup bulunmadığı, bulunmakta ise miktarı, talebin zamanaşımına uğrayıp uğramadığı ve husumet hususunda toplanmaktadır.
Davalının zamanaşımı ve husumet itirazları, arabulucuya başvurulduğu takdirde sürenin durduğu ve son tutanağın düzenlendiği tarihte yeniden kaldığı yerden işlemeye devam ettiği ile davacı tarafça dava açılmasına ilişkin araç malikinin muvafakatinin bulunduğuna ilişkin belge sunulduğu nazara alınarak dava tarihi itibari ile zamanaşımı süresinin dolmamış olması ve davacının aktif dava ehliyetinin bulunması nedeni ile yerinde görülmemiştir.
… Cumhuriyet Başsavcılığının … soruşturma sayılı dosyasının incelemesinde, 28/03/2018 tarihinde … sayılı kararı ile Takipsizlik Kararı verildiği görülmüştür.
Tarafların bildirmiş olduğu delillerin toplanmasının ardından Mahkememizin 06/07/2022 tarihli ara kararı gereğince rapor düzenlenmek üzere dosyamız …Üniversitesi’nde görevli kusur ve hasar bilirkişisi … ve sigortacılık alanında uzman …’na tevdi edilmiş, bilirkişiler tarafından ibraz edilen 21/09/2022 tarihli raporda özetle;
“Dava konusu olayda davacı şirkete ait aracın sürücüsü …’ın % 65 oranında asli kusurlu olduğu,
Davalı şirkete ZMS sigortalı aracın sürücüsü …’ın % 35 oranında tali kusurlu olduğu,
Davacı şirketin davalı şirketten ZMS sigortası kapsamında talep edebileceği bir bakiye araç hasarı zararının olmadığı,
Davacı şirketin davalı şirketten ZMS sigortası kapsamında talep edebileceği bir kazanç kaybının olmadığı” yönünde tespitlerde bulunulduğu, raporun ayrıntılı, gerekçeli, dosya kapsamına uygun nitelikte düzenlenmiş olduğu, hüküm kurmaya elverişli tespit ve değerlendirmeler içerdiği görülmekle davacı vekilinin ek rapor alınması talebinin reddine karar verilmiştir.
Yapılan yargılama, alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesi neticesinde; hükme esas alınan bilirkişi raporu nazara alınarak 30/01/2018 tarihli kazanın meydana gelmesinde davacı şirkete ait aracın sürücüsünün olayda %65 oranında, davalı şirkete sigortalı aracın sürücüsünün ise olayda % 35 oranında kusurlu olduğu, araçtaki hasarın aracın değerine yaklaşması ve aracın kaza anında devrilerek şasisinin doğruluğunu kaybetmesi nedeniyle tamirinin ekonomik olmadığı, bu nedenle pert total sayılması gerektiği, aracın kaza tarihi itibariyle piyasa rayiç satış değerinin 156.000,00 TL olduğu, davacı şirket tarafından anılan 156.000,00 TL tahsil edildiğinden ve bu şekilde aracın kaza tarihindeki piyasa rayiç değeri kadar bir meblağ elde edildiğinden, davacı şirketin davalı şirketten ZMS sigortası kapsamında talep edebileceği bir bakiye araç hasarı zararının olmadığı tespit edilmiştir.
Kazanç kaybı talebi yönünden yapılan değerlendirmede ise davalı sigorta şirketinin ZMS poliçesi gereği yalnızca gerçek zarar miktarı ile sınırlı sorumlu olduğu, dava dilekçesinde talep edilen kazanç kaybı ve kira ödemelerinin ispatı halinde dolaylı zarar mahiyetinde olduğu ve davalı trafik sigortacısının sadece doğrudan zararlardan sorumlu olması nedeniyle (aynı yönde Yargıtay 17 HD’nin 2016/15105 Esas, 2019/6917 Karar sayılı ilamı) bu zararların davalı şirketten ZMS sigortası kapsamında talep edilebilmesi mümkün olmayacağı sonucuna ulaşılarak davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Açıklanan gerekçeye göre;
1-Davanın reddine,
2-Karar tarihine göre alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine,
3-Davalı kendisini duruşmalarda vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
4-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13,14. Maddeleri ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26.maddesi gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı tarafından yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair verilen karar davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliyesi ( İstinaf Mahkemesi ) nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usülen anlatıldı. 18/10/2022

Katip
✍e-imzalı

Hakim
✍e-imzalı