Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/260 E. 2020/476 K. 15.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/260 Esas
KARAR NO : 2020/476

DAVA : Tapu İptali Ve Tescil (Satın Almaya Dayalı)
DAVA TARİHİ : 05/07/2013
KARAR TARİHİ : 15/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tapu İptali Ve Tescil (Satın Almaya Dayalı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; davacıların … A.Ş’nin toplamda yüzde 25 hisseye sahip ortakları olduklarını, yönetici sıfatlarının bulunmadığını, davalı şirketin … İlçesinde çok sayıda parselden oluşan 900 dönüm taşınmaz haricinde herhangi bir malvarlığı olmadığını … ilçesi … köyü, 92 parselde kayıtlı taşınmazın 3/28 hissesi şirkete aitken 14/04/2012 tarihinde 3/28 hissenin … adlı şahıstan alındığını ve şirketin 3/14 hisseye malik olduğunu, bu 3/14 hissenin 05/12/2012 tarihinde 454.000,00 TL karşılığında davalılardan …’a satıldığını, bu satış değerinin piyasa ortalamasının altında olduğunu, …’un satın aldığı hisseyi 06/12/2012 tarihinde 495.000,00 TL bedelle davalılardan …’e sattığını, yapılan satışların mutlak muvaza nedeniyle batıl olduğunu belirterek davalılardan … adına olan tapu kaydının iptali ile söz konusu hissenin davalı şirket adına tesciline talep ve dava etmiştir.
Davalı … AŞ vekili Davasında :
Davalılardan … A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; ticaret mahkemelerinin görevli olduğunu, davacıların amacının şirket yönetimini ele geçirmek olduğunu, davaya konu satışın gerçek olduğunu, taşınmazın gerekli karın elde edilmesi nedeniyle satıldığını belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Davalı … vekili Davasında :
Davalılardan … vekili cevap dilekçesinde özetle; ticaret mahkemelerinin görevli olduğunu, davaya konu satışın gerçek olduğunu, şirket ortağı ve yöneticisi …’ın kayınvalidesi olması sebebiyle ticari ve aile etiğine daha uygun olacağı düşüncesi ile taşınmazdaki hisseyi doğrudan almayıp … aracılığıyla aldığını, davaya konu taşınmazın bulunduğu yerde başka taşınmazlarda satın aldığını belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
DELİLLER;
Bilirkişi incelemesi
Keşif
Tapu kayıtları
Şirket genel kurul kararı
İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/84 esas sayılı dosyası
Yazılan müzekkere cevapları ve taraf açıklamaları
GEREKÇE :
Dava, şirket ortağı sıfatı ile TTK.nun1521 ve 555. madde kapsamında, şirketin zarara uğratıldığından bahisle muvazaalı satışının iptali ile taşınmazın şirket adına tescili istemine ilişkindir.
Davacılar, davalı şirket ortağı olduklarını, davalı şirket yönetimi ile diğer davalıların, davaya konu taşınmazın davalı şirket adına kayıtlı olan hissesinin muvazaalı olarak diğer davalılara satış ve tescilini yaptıklarını, alım satım akdinin muvazaa nedeniyle geçerli olmadığını belirterek davalılar adına tescil işleminin iptali ile taşınmazın davalı şirket adına tapuya tescilini talep ve dava etmişlerdir.
… A.Ş; … ili, … ilçesi, … köyü, 92 parselde bulunan taşınmazı 14.04.2012 tarihinde 3/28 hissesini …’dan 57.000,00 TL ye satın almıştır. Alınan hisse ile birlikte 05.12.2012 tarihinde şirketin 3/14 hissesi 454.000,00 TL ye …’ a satılmıştır. …’ da 06.12.2012 tarihinde 3/14 hisseyi 495.000,00 TL ye …’e satmıştır.
…. A.Ş 03.09.2014 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısında dava konusu taşınmazın satış işlemine onay vermiştir. Davacılar … 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas ile genel kurul kararının iptali istemli dava açmıştır. Açılan iptal davasının reddine karar verilmiştir. Red kararı yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2015/12902 esas, 2017/3626 karar sayılı ilamı ile onanarak kesinleşmiştir.
Yargıtay ilamının ilgili kısmı;
“2012-2013 yıllarında 9.359,65 TL m2 yer satın alınıp 69.881,11 metrekare yer satıldığının genel kurulun bilgisine sunulduğu, evvelki tarihli sözleşmeye sonradan icazet verilemeyeceği bildirilerek davacılar tarafından karara muhalif kalındığı, oyçokluğuyla arz bütünlüğünün sağlanması için alım satımlara devam edilmesine karar ve icazet verildiği, gayrımenkul alım ve satımı ile iştigal eden davalı şirketin sahip olduğu beyan edilen tüm gayrımenkullerin toptan satışının sözkonusu olmadığı, yönetim kurulunun toptan satış sayılamayacak bu satışları yapabileceği, aksinin kabulünün şirketleri işlemez hale getireceği gerekçesiyle yönetim kurulu kararının iptali isteminin reddine; diğer davalı yönünden pasif husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacılar vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.”
Şeklindedir.
Davacı kendilerine zarar verilme kastı ile şirket yönetiminde bulunan hakim hissedarlar taşınmazı rayiç değerinin altında bedelle sattıklarını, taşınmazı son alan …’in yönetim kurulu üyesi …’ ın kayınvalidesi olduğunu ve nam-ı müstearla taşınmazı kendi üzerine geçirdiğini iddia etmiştir.
Somut olayda; davalı tarafın, şirketin hissedarlarının çoğunun aile üyesi olduğuna ilişkin açıklamasına davacı tarafın bir itirazının bulunmaması ile şirketin aile şirketi olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Şirketin aynı bölgeda başka taşınmaz alım-satımlarınıda yaptığı dosyaya yansıyan açıklamalar ve sunulan belgeler ile anlaşılmıştır. Davalı şirket taşınmazdaki hisse oranının düşüklüğü ve sınırlı tasarruf ehliyeti nazara alınarak hisse satışının ticari açıdan daha uygun olacağı düşüncesi ile hissenin satıldığını açıklamıştır. Şirket tarafından taşınmaz 57.000,00 TL ye satın alınmış ve 454.000,00 TL ye satılmıştır. Alım bedeli ve satım bedeli arasındaki farka bakıldığında şirket yönünden satış işleminin karlı olduğu görülmektedir.
Davalı … cevap dilekçesin …’ ın kayınvalidesi olması sebebiyle ticari etiğe ve aile etiğine daha uygun olacağı düşüncesi ile dava konusu taşınmazdaki hisseyi doğrudan almayıp … vasıtası ile satın aldığını, satışın gerçek olduğunu, 3. Kişileri zarara uğratma kasıt ve iradesinin bulunmadığını açıklamıştır. Davalı beyanında taşınmazı yönetim kurulu üyesi … adına aldığına ilişkin bir beyanda bulunmayıp, taşınmazı kendi adına ancak … vasıtası ile satın aldığını belirtmiştir. Dolayısı ile davacı tarafın iddia ettiği gibi davalının taşınmazı yönetim kurulu üyesi … adına aldığına dair bir ikrarı bulunmamaktadır. Kaldı ki dosya içeriğinde bulunan tapu kaydına göre davalı taşınmaza tam hisse ile maliktir. Yani davalı sadece şirketin sahip olduğu 3/14 hisseyi değil diğer hisseleri de satın almıştır. Yine davalı … 06.12.2012 tarihinde 15/28 hisseye sahip …’in hissesini de 618.780,00 TL, …’ un 3/14 hissesini ise 495.000,00 TL ye satın almıştır.
Bu kapsamda; taşınmazın 3/28 hissesinin…’dan 14.04.2012 tarihinde 57.000,00 TL ye satın alınıp, satın alınan hisse ile birlikte 05.12.2012 tarihinde şirketin 3/14 hissesinin …’ a satılmasında şirketin kar elde etmiş olması, davalı …’ in şirketin sahip olduğu hisse dışında diğer hisseleri de satın alması, yapılan satışa şirket genel kurulunun icazet vermesi, yine davalının aynı bölgede başka taşınmaz alımlarının bulunduğuna dair dosyaya yansıyan bilgi ve belgeler ile yapılan satışın gerçek bir satış olduğu kabul edilmiştir. Davacı taraf satışın muvazaalı ve kötü niyetli olduğunu ileri sürmüş ise de satışın kendilerine zarar verilmek amacı ile yapıldığına dair somut deliller sunamamıştır. Davacının bedel farkına ilişkin iddiasına ise …’in hissesinin satın alındığı bedel ve şirketin taşınmazın 3/28 hissesini 14.04.2012 tarihinde 57.000,00 TL ye satın alınması birlikte düşünüldüğünde bu yöndeki iddiaya itibar edilmemiştir. Yine …’in yönetim kurulu üyesi …’ ın kayın validesi olması tek başına satışın muvazaalı olduğunu kanıtlamaya yeterli olmadığı gibi …’in başka taşınmazlara da sahip olması (84 parsel), şirketin taşınmaz alım satım alanın iştigal etmesi, satışın gerçek bir satış olduğunu göstermektedir. Tüm bu açıklamalar ile satışın gerçek bir satış olduğu, davacılara zarar verme amacı ile yapılmadığı kabul edilmekle davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM; Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE
2-)Davacı tarafından yatırılan 17.266,75.TL peşin ve tamamlama harcından 54,40.TL.karar ve ilam harcının mahsubu ile 17.2056,35.TL. harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-)Davalılar …ve … vekili lehine AAÜT md 13/4 uyarınca 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile iş bu davalılara verilmesine,
4-)Davalı … tarafça yapılan 156,40.TL. Yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı …’e verilmesine;
5-)Davalı …tarafça yapılan 56,40.TL. Yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı …ye verilmesine;
6-)Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-)Taraflarca yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde bakiye kısmının yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karara karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde mahkememize veya başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 15/10/2020

Başkan …
(e-imza)

Üye …
(e-imza)

Üye …
(e-imza)

Katip …
(e-imza)