Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/258 E. 2022/31 K. 19.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/258 Esas
KARAR NO : 2022/31 Karar

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/11/2016
KARAR TARİHİ : 19/01/2022

Mahkememizce verilen 22.11.2017 tarihli ve 2016/1127 Esas, 2017/1023 Karar Sayılı Kararın istinaf edilmesi üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi’nin 11.04.2019 tarihli ve 2018/1125 E., 2019/543 K. Sayılı İlamı ile “davalının istinaf talebinin esastan reddine” dair karar verilmiş; Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nce verilen 12.02.2020 tarihli ve 2019/3368 E, 2020/1310 K. Sayılı İlamı ile Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Bozularak Kaldırılmasına dair İlamı sonrasında Mahkememizin 2020/258 E. Sayılı dosyasına kaydolan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davalı şirketle arasında depo işletmesi ve nakliye dağıtım sözleşmesi yapıldığını ve müvekkilinin depolama, dağıtım ve nakliye hizmeti verdiğini, davacı tarafından davalı tarafa sözleşmeye istinaden verilen hizmetten sonra haftalık ve aylık faturalar düzenlendiğini, davalı tarafın müvekkili şirketin cari hesaba dayalı alacaklarını sözleşmeye aykırı olarak ödemediğini, müvekkilinin vadesi geçmiş alacaklar için müvekkilinin aylık %8 faizli vade farkı fatura kesme hakkı olduğunu, alacağın ödenmemesi üzerine müvekkilinin icra takibi başlattığını, davalı tarafın icra takibine itiraz ederek haksız olarak takibi durdurduğunu, davalı tarafın ihtarname çekerek feshettiği sözleşmeyi kabul ettiği halde yine bir ihtarname ile sözleşmeyi inkar ettiğini, davalının itirazında kötüniyetli olduğunu ve alacağın likit olması sebebi ile %20 icra inkar tazminatı ödemesi gerektiğini, bu nedenlerle itirazın iptali ile takibin devamına, alacağa 27.09.2016 takip tarihinden itibaren sözleşme gereğince yıllık %96 sözleşme faizi işletilmesine, %20 icra inkar tazminatına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının müvekkili davalıya 15.05.2015 tarihli sözleşmeye istinaden hizmet verdiğini, müvekkilinin 22.08.2016 tarihinden sonra sözleşmeye uygun düzenlenen ve tebliğ edilen faturaların kayıt altına alınmadığını iddia ettiğini, müvekkili şirket tarafından çekilen ihtarnamelerde müvekkilinin sözleşme konusu hizmeti alamaması nedeni ile feshettiğini, davacının dilekçesinde bildirdiği ihtarnamelerin çelişkili olması hususunun gerçeği yansıtmadığını, davacı şirketin müvekkili şirkete hizmet vermemesi nedeni ile ihtarname çekilerek fautaraların iade edildiğini, davacı tarafça müvekkili şirketin deposundaki mallara el konularak bozulmasına sebebiyet verildiğini ve müvekkilinin kar etmesinin engellendiğini, bu nedenlerle; davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenilmesini talep etmiştir.
Deliller; Faturalar, Cari hesap ekstresi, Sözleşme, İhtarnameler, davacı tarafın ticari defter ve kayıtları, … 5. İcra dairesinin …E sayılı icra dosyası, Bilirkişi İncelemesi … 5. İcra Dairesi’nin … E. Sayılı icra dosyasının incelenmesinden; Takibin 23/09/2016 tarihli cari hesap bakiyesine ilişkin olduğu, sözleşme gereği aylık %8 faizli vade farkı talepli olduğu bu nedenle yıllık %96 sözleşme faiziyle birlikte davalıdan tahsiline ilişkin takip yapıldığı, davalının öncelikle yetkiye ve borca itirazı üzerine takibin durduğu ve davanın süresinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme günü ihdas edilerek Bilirkişi Raporu aldırılmıştır. Mali Müşavir Bilirkişi …’ın hazırlamış olduğu Bilirkişi Raporuna göre özetle;
“…Dosya mevcudu, Davacı ait 2015-2016 yılları ticari defterleri, Dava ve icra Dosyası ile delillerin tetkiki sonucunda ve raporumuz içinde açıklanan nedenlerle; Davacı tarafın defter ve belgelerinin 6102 sayılı TTK 64. Md. ve 213 sayılı VUK 221, Md. göre açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun tusdik edilmiş olduğu, HMK 222. Maddesine göre kendi lehine delil vasfını taşıdığı,
Davacı ile davalı arasında 14.05.2015 tarihinde 12 maddelik 6 Ek ten oluşan DEPO İŞLETMESİ VE NAKLİYE SÖZLEŞMESİ imzalanmıştır. Sözleşme süresince davacı davalıya ait malların depolama ve dağıtım işlemlerini yapmayı taahhüt etmiş, sözleşmenin 5. Maddesinde bu hizmete ait fiyatlandırma ve ödeme yükümlülükleri belirtildiği, Davalı incelemeye katılmadığı veya defter ve belgelerinin yerinde incelenmesi talebinde bulunmadığı, borca itiraz etmesine rağmen davacıya borcunu ödediğine dair bir belge sunmadığı, Davacı davalıya verdiği hizmetlerin futuralarını düzenlemiş ve kanuni defterlerine kayıt etmiştir. Takip tarihi itibariyle davacı 144.897,81 TL fatura düzenlemiş davalıda 78.641,37 TL ödeme yaptığı, davacının bukiye 66.256,44 TL alacaklı olduğu, davalının takibe yaptığı itirazın haksız ve yersiz olduğu, itirazın iptali gerektiği, davacının takipte talep ettiği %8 aylık faizin sözleşmeye uygun olduğu,…” hususlarında görüş bildirilmiştir.
Bilirkişi Raporu taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
Mahkememizce verilen 22/11/2017 tarihli ve 2016/1127 Esas, 2017/1023 Karar Sayılı Kararda;
“…1-Taraflar arasındaki sözleşmenin 10/f maddesi gereğince davalının icra dosyasına yapımış olduğu yetki itirazının reddine,
2-Davanın kabulü ile … 5. İcra dairesinin … sayılı dosyasındaki davalının takibe itirazının iptaline, takibin devamına,
3-%20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,…” dair hüküm kurulmuştur.
Mahkememizce verilen karar davalı vekili tarafından İstinaf edilmiştir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi’nin 11.04.2019 tarihli ve 2018/1123 E., 2019/543 K. Sayılı İlamı ile “davalının istinaf talebinin esastan reddine” dair karar verilmiştir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nin 11.04.2019 tarihli ve 2018/1123 E., 2019/543 K. Sayılı karar davalı vekili tarafından temyiz etmiştir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 12.02.2020 tarihli ve 2019/3368 Esas, 2020/1310 Karar sayılı Bozularak Kaldırma İlamında;
“…Dava, davacının depolama hizmeti nedeniyle cari hesap alacağı iddiasına dayanarak başlattığı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı, taraflar arasında düzenlenen depo işletmesi ve nakliye dağıtım sözleşmesine istinaden malların depolanması hizmeti karşılığı davalıya aylık fatura düzenlediğini, davalının aldığı depolama hizmeti karşılığında bir kısım ayların ücretini ödemediğini ileri sürmüş, davalı ise davacının 2006 yılının Haziran ayından itibaren hizmet vermediğini, ayrıca depoda duran ürünlere davacı tarafından haksız olarak el konulduğunu, organik ve kısa ömürlü olan ürünlerin bozulmasına sebebiyet verdiğini savunmuştur.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun ardiyecinin saklama borcu başlıklı 572. maddesi “Ardiyeci, kendisine bırakılan malları bir komisyoncu gibi özenle saklamak ve mallarda ayrıca önlem alınmasını gerektiren bir değişiklik olursa, durumu imkân ölçüsünde saklatana bildirmekle yükümlüdür. Ardiyeci, saklatana, malların durumunu incelemesi ve örnek alması için, alışılmış iş zamanlarında; gerekli koruma önlemlerini alabilmesi için de her zaman izin vermek zorundadır.” düzenlemesini içermekte olup, aynı kanunun, 534. maddesi ise “Satılmak üzere kendisine gönderilen eşya açıkça ayıplı ise komisyoncu, vekâlet verenin taşıyıcıya karşı haklarının korunması için gerekeni yapmak, zararı tespit ettirmek, olabildiğince eşyayı koruma altına almak ve durumdan vekâlet vereni hemen bilgilendirmekle yükümlüdür; aksi takdirde, her türlü ihmalinden doğan zarardan sorumlu olur. Satılmak üzere gönderilen eşya kısa sürede bozulabilecek nitelikte ise komisyoncu, vekâlet vereni hemen bilgilendirmek koşuluyla eşyayı satmakla yükümlüdür.” hükmünü amirdir. Mahkemece, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 572. maddesi delaletiyle 534. maddesi çerçevesinde davacının özen yükümlülüğü dairesinde niteliği itibariyle bozulabilir nitelikteki mallar için davalı saklatanı usulü dairesinde bilgilendirip bilgilendirmediği, depolanan malların yine bu çerçevede saklayan tarafından satılması ve saklama ücretinin bu satış bedelinden tahsilinin mümkün olup olmadığı, davacının bu husustaki özen yükümlülüğünü yerine getirip getirmediğinin araştırılması ve sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, davalı savunması yönünden eksik incelemeye dayalı hüküm kurulması doğru olmamış, kararın davalı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalının temyiz isteminin kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULARAK KALDIRILMASINA,” şeklinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nin 11.04.2019 tarihli ve 2018/1123 E., 2019/543 K. Sayılı İlamı Kaldırılarak dosya Mahkememize gönderilmiştir.
Mahkememizce 20.01.2021 tarihli celsede Yargıtay Bozularak Kaldırılmas İlamına uyulmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce dosya içeriği, evvelce alınmış Bilirkişi Raporu ve Yargıtay Bozma İlamı da değerlendirilmek suretiyle Bilirkişi Heyet Raporu oluşturulması için dosyanın Lojistik Uzmanı Bilirkişi … ve Sektör Bilirkişisi…’ye tevdiine karar verilmiştir. Dr. Öğretim Üyesi Bilirkişi .. ve Taşımacılık Uzmanı Bilirkişi …’nin hazırlamış olduğu 11.10.2021 tarihli Bilirkişi Heyet Raporuna göre özetle;
“… Yargıtayın bozma ilanı kapsamında TBK m. 572 ve 534 kapsamında yaptığımız incelmede, davacı şirketin deposunda bulunan ürünlerin raf ömrü sınırlı organik meyve suyu olduğu ve raf ömrünü tamamlamasından sonra bozulacağı ve imhasının gerektiğinin söylenebileceği, Dosyada bulunan davacı tarafın … 63. Noterliğinin … tarihli ve … yevmiye nolu ihtarnamesinde raf ömrü sınırlı organik meyve sularının kendilerine teslim edilmesi gerektiğini ihtar ettiği; davalı tarafında … 20. Noterliğinin…tarihli ve … yevmiye nolu, … tarihli ve … yevmiye nolu ve 30/12/2016 tarihli ve 21342 yevmiye nolu ihtamamelerde depoda bulunun raf ömrü sınırlı ürünlerin teslim alınması gerektiğini ihtar ettiği; bu ihtarlar sonrasında davalı şirketin 16/11/2016, 08/12/2016 ve 04/01/2017 tarihlerinde kısmen mal teslim aldığını, İşbu davanın itirazın iptali davası olması ve davanın 21/11/2016 açıldığı gözetildiğinde; dava tarihi itibariyle bozulan veya raf ömrü dolan bir ürün olduğunun tespit edilmediği; depodaki ürünlerin dava açıldıktan sonra … 20. Noterliğinin … tarihli ve … yevmiye nolu ihtarnamesinde davalı şirkete “ihtarın tebliğinden itibaren 15 gün içinde teslim almadığınız takdirde imha edileceği” ihtar edildikten sonra imha edildiği; Netice itibariyle davacı şirketin davalı şirket adına depoda sakladığı ürünlerle ilgili olarak, takip ve dava tarihi itibariyle TBK m. 572 ve 534 kapsamında özen yükümlülüğünü yerine getirdiğinin söylenebileceği; dava tarihi itibariyle bozulacak nitelikteki ürünlerin satışı ve davacının satış bedelinden saklama ücretini tahsil etmesinin gerekmediği,…” hususlarında görüş bildirilmiştir.
Bilirkişi Heyet Raporu taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
Davacı vekilince Bilirkişi Heyet Raporuna dair beyan sunmuştur.
Davalı vekilince Bilirkişi Heyet Raporuna dair beyan ve itiraz dilekçesi sunmuştur.
Bilirkişi Heyet Raporu hüküm kurmaya uygun bulunmuştur.
GEREKÇE;
Taraflar arasındaki ihtilaf; İcra takibine konu cari hesap bakiyesinden dolayı dolayı davacının davalı taraftan alacaklı olup olmadığı, davalının itirazında haklı olup olmadığı, davacı alacaklı ise bunun miktarı, itiraz haksız ise davacının icra inkar tazminatına hak kazanıp kazanmadığı, davalının itirazları haklı ise davalının kötüniyet tazminatına hak kazanıp kazanmadığı hususlarındadır.
Tüm dosya kapsamından; Taraflar arasında 14.05.2015 tarihli Depo İşletmesi ve Nakliye Dağıtım Sözleşmesi isimli sözleşme imzalandığı, sözleşmenin 10/F maddesinde İstanbul Mahkemeleri ve icra dairelerinin yetkili kılındığı bu nedenle davalının icra dosyasına yapmış olduğu itirazın reddine karar verildiği, davacı ticari defterlerinin incelendiği, takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 66.256,44-TL alacaklı olduğu, davalı ticari defterlerinin incelenemediği, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 5. Maddesinin ücret ve fiyatlandırma başlıklı b bendinde: “depo hizmeti bedeli her ayın son günü faturalandırılır, ödeme fatura tarihinden itibaren her ayın ilk beş günü içinde Maxlinesin banka hesabına havale yoluyla ödenecektir.” şeklinde c bendinde: ” nakliye faturaları Maxlines tarafından haftalık olarak düzenlenir, müşteri ödemelerine fatura tarihinden itibaren 60 gün sonra Maxlinesin banka hesabına havale yoluyla ödeme yapacaktır.”şeklide e bendinde:” yukarıda belirtilen ödeme dönemine uyulmadığı takdirde maxlines aylık %8 faizli vade farkı faturası kesme hakkı bulunduğunu müşteri peşinen kabul ve taahhüt eder” şeklinde düzenleme bulunduğu, davacının cari hesap ekstresine göre davalıya verdiği hizmetlerin faturalarını düzenlendiği ve kanuni defterlerine kaydettiği ve takip tarihi itibariyle davacının 66.256,44-TL alacaklı olduğu, Mahkememizce verilen 22.11.2017 tarihli ve 2016/1127 Esas, 2017/1023 Karar Sayılı Karar ile davacının davasının kabul edildiği, ve itirazın iptali ile icra takibinin devamına ve %20 icra inkar tazminatına hükmedildiği, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi’nin 11.04.2019 tarihli ve 2018/1123 E., 2019/543 K. Sayılı İlamı ile davalının istinaf talebinin esastan reddine dair karar verildiği, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi’nin 11.04.2019 tarihli ve 2018/1123 E., 2019/543 K. Sayılı İlamının Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 12.02.2020 tarihli ve 2019/3368 Esas, 2020/1310 Karar sayılı Bozularak Kaldırılması üzerine dosyanın Mahkememizde 2020/258 E sayısını aldığı, Yargıtay Bozularak Kaldırılma İlamı ile Türk Borçlar Kanununun 572nci maddesi delaletiyle 534üncü maddesi çerçevesinde davacının özen yükümlülüğü dairesinde niteliği itibarıyla bozulabilir nitelikteki mallar için davalı saklatanı usulü dairesinde bilgilendirip bilgilendirmediği, depolanan malların yine bu çerçevede saklayan tarafından satılması ve saklama ücretinin bu satış bedelinden tahsilinin mümkün olup olmadığı, davacının bu husustaki özen yükümlülüğünü yerine getirip getirmediğinin araştırılması ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinin ilamda hüküm altına alınmasından dolayı öncelikle Mahkememizce 20.01.2021 tarihli duruşmada, Yargıtay İlamı doğrultusunda dava dosyasında delil dilekçesinde belirtilmiş olup da eksik olan delillerin bildirilmesi için taraf vekillerine ihtaratlı tebligat yapıldığı, akabinde Mahkememizce dosyanın Taşımacılık Uzmanı ve Dr. Öğretim Üyesi Bilirkişiden oluşan Bilirkişi Heyetine tevdi edilerek dosya içeriği, evvelce alınmış Bilirkişi Raporu ve Yargıtay İlamı da değerlendirilmek suretiyle Bilirkişi Heyet Raporu düzenlendiği, taraflar arasında düzenlenen sözleşmede tarafların depolama, nakliye yükümlülüklerinin belirlendiği, ücret ve fiyatlandırmanın düzenlendiği, taraflar arasında noter ihtarnameleri keşide edildiği, TBK m 532’e göre “…satılmak üzere gönderilen eşya kısa sürede bozulabilecek nitelikte ise komisyoncu, vekalet vereni hemen bilgilendirmek koşuluyla eşyayı satmakla yükümlüdür …” hükmünü içerdiği, dosyada mübrez 15.05.2015 tarihli sözleşmede davacı şirketin depolama ve taşıma yükümlülüğünün öngörüldüğü, komisyonculuk şeklinde bir yükümlülük yüklenmediği, davacı tarafa keşide edilen … 63üncü Noterliği’nin … tarihli ve … yevmiye nolu ihtarnamede dava konusu depolanan ürünlerin organik meyve suyu olduğu ve ömürlerinin kısa olduğu, kendilerine teslim edilmesi gerektiğinin ihtar edildiği, dava dosyasına mübrez dava dışı … AŞ kaşe ve yetkilisinin imzasını taşıyan 14.03.2019 tarihli belgede atık açıklaması kısmında organik atıklar ( meyve suyu) yazdığı, depolanan ürünlerin kısa raf ömrü olan organik meyve suyu olduğu, Ardiyecinin saklama borcu başlıklı TBK m 572 ise ” Ardiyeci kendisine bırakılan malları bir komisyoncu gibi özenle saklamak ve mallarda ayrıca önlem alınmasını gerektiren bir değişiklik olursa, durumu imkan ölçüsünde saklatana bildirmekle yükümlüdür. Ardiyeci, saklatana, malların durumunu incelemesi ve örnek alması için, alışılmış iş zamanlarında gerekli koruma önlemlerini alabilmesi için de her zaman izin vermek zorundadır.” hükmünü içerdiği, dosyada mübrez … 20. Noterliğinin … tarihli ve … yevmiye nolu, … tarihli ve … yevmiye nolu, … tarihli ve … yevmiye nolu ihtarnamelerde davacı şirketin davalı şirkete depolarında olan ürünlerin süreli olduğunu ve depodan ürünleri teslim almasını ihtar ettiği, davacı şirketin ihtarları sonrasında dosyada yer alan davacı beyan dilekçesinde davalı şirketin 16.11.2016, 08.12.2016 ve 04.01.2017 tarihlerinde kısmen mal teslim aldığı, davanın ikame tarihi olan 21.11.2016 tarihinde henüz bozulan veya raf ömrü dolan bir ürün olmadığı, ürünlerin dava açıldıktan sonra … 20. Noterliği’nin … tarihli ve … yevmiye nolu ihtarnamesinde davalı şirketin “ihtarın tebliğinden itibaren 15 gün içinde teslim almadığın takdirde imha edileceği” ihtar edildiğinden, davacı şirketin TBK m 572 ve 534 kapsamında özen yükümlülüğünü yerine getirdiği, henüz dava tarihi itibarıyla bozulacak ve satışı söz konusu bir ürün olmadığının dosyada mübrez deliller ile tespiti mümkün olduğu, dolayısıyla davacının bozulacak ürünleri satıp bedelinden tahsilat yapması gerekmediğinden davalının … 5. İcra Dairesi’nin … E sayılı icra takibine yapmış olduğu itirazının iptali ile davacının davasının kabulüne, … 5. İcra Dairesi’nin …E sayılı icra takibinin kaldığı yerden devamına, 66.256,44-TL’nin %20’si icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine dair karar verilmiştir.
HÜKÜM: Açıklanan gerekçeye göre;
1-)Davalının … 5. İcra Dairesi’nin… E sayılı icra takibine yapmış olduğu İTİRAZININ İPTALİ ile davacının davasının KABULÜNE,
… 5. İcra Dairesi’nin … E sayılı icra takibinin KALDIĞI YERDEN DEVAMINA,
66.256,44-TL’nin %20’si icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
2-)Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hükmolunan kısım üzerinden hesaplanan 4.525,98-TL nispi karar harcından peşin yatırılan 800,22-TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 3.725,76-TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
3-)Davacı vekili lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hükmolunan kısım üzerinden hesaplanan 9.413,34 -TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-)Davacı tarafından yatırılan 29,20-TL başvuru, 4,30-TL vekalet harcı, 800,22-TL peşin harç, 2.750,00-TL bilirkişi ücreti ve 215,10-TL posta giderinden ibaret toplam 3.798,82-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
5-)Taraflarca yatırılan kullanılmayan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 günlük kesin süre içinde Yargıtay nezdinde Temyiz Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usûlen anlatıldı. 19/01/2022
Katip …
✍e-imzalı

Hakim …
✍e-imzalı