Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/253 E. 2020/244 K. 06.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/253 Esas
KARAR NO : 2020/244

DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 26/04/2011
KARAR TARİHİ : 06/07/2020

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA VE TALEP :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin kendisine ait …plakalı aracını 23/07/2010 günü davalının çalıştığı ve fiilen yönettiği oto servisine tamir ettirmek istediğini, davalının aracın hasar ihbarının yapılması gerektiğini ve bunu kendisinin yapabileceğini söylediğini ve bunun üzerine müvekkilinden sigortaya ihbar ve müracaat işlemleri için imzasını aldığını, ancak davacının imzaladığı belgenin 01/09/2010 düzenleme tarihli, 31/12/2010 vade tarihli, 150.000,00 TL miktarlı sahte senet haline getirilerek … 8. İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyasında takip konusu edildiğini ileri sürerek takibe konu senet dolayısıyla davalıya borçlu olmadığının tespitine, davalının % 40’dan az olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; Huzurdaki davanın hukuki dayanaktan yoksun olup sadece alacağı sürüncemede bırakmak niyeti ile açıldığını, davacının senet üzerinde yazılı miktar parayı borç aldığını ancak senedi vadesinde ödemekten imtina ettiğini, senet üzerinde bir tahrifat olmadığını, yerleşik Yargıtay İçtihatlarına göre de söz konusu senedin hukuka aykırı düzenlendiğine dair hiçbir yazılı belge ibraz edilmeden ileri sürülen ididaların kabulünün imkansız olduğunu beyan ederek davanın reddine ve davacı aleyhine alacağın % 40’ından az olmamak üzere kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
… 8. İcra Müdürlüğünün …E sayılı dosyası, …1. Ağır Ceza Mahkemesinin … Esas …Karar sayılı dosyası, .. 4. Ağır Ceza Mahkemesinin … Esas … Karar sayılı dosyası, dava konusu 01/09/2010 düzenleme tarihli, 31/12/2010 vade tarihli, 150.000,00 TL miktarlı senet fotokopisi.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ KABUL VE GEREKÇE:
Davacı tarafından açılan dava,…8. İcra Müdürlüğü’nün …E sayılı dosyasında takibe konu edilen bononun bedelsiz olduğu (düzenlenmesine yol açan temel ilişkinin hiç mevcut olmadığı) iddiası ile davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkin menfi tespit davasıdır.
Mahkememizin 2011/249 Esas sayılı dosyasından 2017/638 Karar numarası ile 12/07/2017 tarihinde; “Davanın reddine, Davalının tazminat talebinin kabulü ile asıl alacağın % 40’ı oranında tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesine…” ilişkin kararı istinaf edilmiş, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 21/05/2018 tarih, 2017/5294 Esas 2018/1206 Karar sayılı kararı ile ” Dava konusu senetteki imza davacının eli ürünüdür. Dava konusu senetle ilgili alınan raporlarda, senedin imzadan sonra düzenlenip düzenlenmediği, boş imzalı kağıdın senet haline dönüştürülüp dönüştürülmediği hususunda kesin bir tespitte bulunmanın mümkün olmadığı, kenarlarının sonradan kesilip kesilmediği, A4 kağıdından kesilmek suretiyle oluşturulup oluşturulmadığı hususlarında kesin bir tespitte bulunmanın uygun olmayacağı, senet üzerinde bulunan maktu yazıların aynı cins bilgisayar yazıları kullanılarak yazıldığı kanaatinin ceza dosyasında alınan jandarma kriminal raporundan anlaşıldığı, yine bahse konu …1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin … esas, … karar sayılı dosyasında, yukarıda özeti verilen Jandarma kriminal raporu da gerekçe yapılmak suretiyle davalı olan sanık …’nin resmi belgede sahtecilik ve kamu kurum ve kuruluşları vb. tüzel kişiliklerin araç olarak kullanılması suretiyle nitelikli dolandırıcılık suçlarından delil yetersizliği ve suçları işlediğinin sabit olmaması nedeniyle beraatine karar verildiği, iş bu kararın Yargıtay’dan onanmak suretiyle kesinleştiği, dava konusu senedin bononun zorunlu unsurlarını taşıdığı, yine sigorta şirketine verilen 24/07/2010 tarihli belgedeki imzanın da davacının eli ürünü olduğu yolunda adli tıp kurumunun rapor verdiği, davacının bu yöndeki iddiasının da kanıtlanamadığı, davacının imzalı boş senet verdiği kabul edilse bile davacı tarafından senedin anlaşmaya aykırı olarak düzenlendiğinin usulüne uygun delillerle ispatlanamadığı gözetildiğinde, ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu kanaatine varılmıştır. Öte yandan davacı tarafça istinaf dilekçesinde … 4.Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki mağdurunun dava dışı … olan bir dosyada, davalı hakkında dolandırıcılık suçundan mahkumiyet hükmü verilmiş ise de kararın kesinleşip kesinleşmediğinin anlaşılamadığı, kaldı ki o dosyadaki olayın bu dava konusu ile aynı olmadığı, dolayısıyla bu dava yönünden kesin ve bağlayıcı bir delil durumunun olmadığı anlaşılmıştır. ” gerekçesi ile davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca Esastan Reddine karar verilmiştir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinin kararı temyiz edilmiş, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2018/2999 Esas – 2020/332 Karar sayılı 06.02.2020 tarihli kararı ile “… Dava, icra takibine konu bononun hile ile düzenlendiğinden dolayı borçlu bulunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık davalı … tarafından icra takibine konu edilen ve keşidecisi davacı, lehtarı davalı olan 01.09.2010 düzenleme tarihli 150.000,00 TL bedelli bononun başka bir amaçla verilen belgeden hile ile oluşturulup oluşturulmadığı noktasında toplanmaktadır. Hile (aldatma), genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya, özellikle sözleşme yapmaya sevk etmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hata da yanılma, hilede ise yanıltma söz konusudur. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 36/1. (818 s. Borçlar Kanunun (BK) 28/1.) maddesinde açıklandığı üzere taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse yanılma (hata) esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz. Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir. Öte yandan, hile her türlü delille ispat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılması hiç bir şekle bağlı değildir. Aldatmanın öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, defi yahut dava yoluyla da kullanılabilir. Hal böyle olunca,davacının hile iddiasında bulunduğu dava konusu edilen bononun incelenmesinde, bononun fiziki görünümünün başka bir belgeden kesilerek oluşturulduğu izlenimini verdiği, bono metninin üstünde yer alan kimlik bilgileri, firma bilgileri, nüfusa kayıtlı yer bilgileri, vergi bilgilerinin normal bir bonoda olması gereken unsurlardan olmadığı, bu bilgilerin davalı tarafından sigorta şirketine verilmek üzere sigortalıdan alınan belgelerde yer aldığı anlaşılmaktadır. Ceza dosyasında alınan bilirkişi raporunda da, dava konusu belgede davacıya ait imzanın atılı bulunduğu metin kısmının printerdan çıkarıldığı, imzanın belgenin tarih kısmıyla çakıştığı halde, metin kısmıyla çakışmadığı, belgenin kenarlarında düzensiz kesik izlerinin bulunduğu yönündeki tespitleri de davacının bu iddiasını doğrulamaktadır.Ayrıca davalının … 4.Ağır Ceza Mahkemesi’nin … esas ve … karar sayılı dosyasında da aynı şekilde hile ile belge oluşturarak işlem yaptığı ve bu ceza dosyasından mahkumiyet aldığı da görülmekle davalının bu tür belgeleri hileyle bonoya dönüştürdüğü anlaşılmaktadır.Davalının bononun verilme nedeni hakkında bu dosyada elden para verildiği savunması yaptığı, ceza dosyasındaki savunmasında ise davacının kendisini haricen şirketine ortak etmek için babası tarafından bu paranın verildiği şeklinde ifadede bulunduğu, bu beyanlarında birbiri ile çeliştiği, davalının senedin mücerretliği dışında ticari ilişkinin varlığını kanıtlayacak şekilde bir delili dosyaya sunmadığı da görülmektedir. Bu kapsamda davacının hile iddiasını ispatladığı kabul edilerek bononun hile ile oluşturulduğu ve geçersiz olduğu gerekçesiyle davanın kabulü gerekirken, yanılgılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, yerel mahkeme hükmünün bozulması gerekmiştir.” ifadelerine yer vererek mahkememiz kararını bozmuş, mahkememizce bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda davacının hile iddiasını ispatladığı kabul edilerek bononun hile ile oluşturulmuş olması ve geçersiz olması nedeni ile davanın kabulü ile davacının … 8. İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı icra dosyasından takibe konmuş olan senetten dolayı borçlu olmadığının tespitine, davalının hile ile oluşturduğu bonoya dayalı takip başlatması nedeni ile kötüniyetli olduğu kabul edilerek 150.000,00 TL’nin % 40’ı oranında 60.000,00 TL kötüniyet tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Açıklanan yasal, gerektirici nedenlere göre;
Davanın kabulü ile davacının …. 8. İcra Müdürlüğünün … E sayılı icra dosyasından takibe konmuş olan senetten dolayı borçlu olmadığının tespitine, 150.000,00 TL’nin % 40’ı oranında 60.000,00 TL kötü niyet tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Harçlar Kanununca alınması gerekli 10.246,50 TL ilam harcından peşin yatırılan 2.227,50 TL harcın mahsubu ile bakiye 8.019,00 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince hesaplanan 18.200,00 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafından yatırılan 18,40 TL başvuru harcı, 126,30 TL tebligat ve posta giderlerinden oluşan toplam 144,70 TL yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kullanılmayan bakiye gider avansının davacı tarafa iadesine,
Dair tebliğ tarihinden itibaren 15 günlük yasal süresi içerisinde Yargıtay nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 06/07/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır