Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/252 E. 2021/916 K. 08.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/662 Esas
KARAR NO : 2021/919

DAVA : İtirazın İptali (GKS’den Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/11/2019
KARAR TARİHİ : 08/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (GKS’den Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA VE TALEP :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı/borçlu … Tic. Ltd. Şti. ile müvekkili Banka arasında imzalanan ve diğer borçlu …’un ise müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatı ile imzalamış olduğu Genel kredi Sözleşmesine istinaden davalılara çek karnesi teslim edildiğini, davalı borçlunun söz konusu çek karnesi içerisinden keşide etmiş olduğu çeklerin karşılıklarını hesabında bulundurmaması nedeniyle öncelikle çeklerin yazıldığını, bunun üzerine, tahakkuk eden nakdi alacağın tahsili ve gayri nakdi riski teşkil eden teslim edilmeyen çeklerin kanuni karşılıkların da depo edilmesi için borçlulara ekte suretini sunmuş oldukları çek tazmin uyarı mektubu gönderildiğini, davalı borçlularca herhangi bir ödeme yapılmaması akabinde davalı borçlular aleyhinde … 14.İcra Müdürlüğü’nün …E. sayılı dosyasıyla 7.806,00 TL tazmin edilen gayrinakdi alacak(asıl alacak), 791,00 TL işlemiş gecikme cezası ve 9.720,00 TL çek kanuni karşılığı depo talebi ile ilamsız takip başlatıldığını, borçlular tarafından takibe itiraz edilmesi nedeniyle … Büro dosya ve… Arabuluculuk Numarası ile tarafımızca arabuluculuk başvurusunda bulunulduğunu, arabuluculuk görüşmelerinin ilk oturumuna davalı tarafça katılım sağlandığını ve ödeme planını sunmak üzere süre talep edildiğini, son oturuma davalı …’un katılım sağlamadığını ve bu sebeple anlaşma sağlanamadığını ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına, kötü niyetli davalılar aleyhine %20 oranında icra inkâr tazminatına, yargılama giderleri ile ücreti vekâletin davalı yana yükletilmesine dair karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı … vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; Davacı banka tarafından davalı müvekkiline ihtarname gönderilmediğinden temerrüte düşürülmediğini, takibe müvekkili tarafça süresi içerisinde yapılan itirazda hukuka aykırı herhangi bir durum bulunmadığını, davacı banka tarafından iş bu takipte 7.806,00 TL tazmin edilen gayri nakdi alacak adı altında asıl alacak talep edilmiş olsa da; söz konusu alacak kaleminin neye dayandığı ve hangi gerekçeye dayalı olarak icra ödeme emrinde herhangi bir açıklama yapılmadığı gibi buna dair herhangi bir belge de dosyaya sunulmadığından hangi tazmin gayri nakdi alacağı olduğu ve neye dayandığı anlaşılamadığını, borcun kabulü anlamına gelmemekle birlikte; söz konusu alacak kalemine işletilmiş bulunan 791,00 TL gecikme cezası “işlemiş faiz” niteliği taşımakla birlikte davacı tarafça bunun dava konusu icra takibinde işlemiş gecikme cezası olarak talep edildiğinin anlaşıldığını, gecikme cezası bakımından müvekkili taraf temerrüte düşürülmediğinden gecikme cezası uygulanması koşullarının da oluşmadığı da açık olduğundan iş bu gecikme cezası talebi yönünden takibin iptali, huzurdaki dava yönünden ise davanın reddi gerektiğini,. müvekkilinden çek kanuni karşılığına ilişkin olarak depo talebinde bulunulması hukuka aykırı olduğunu, işbu depo talebibin hangi kanuni dayanağa dayandığı, söz konusu kanuni çek bedellerinin ilgililerine ödenip ödenmediği, söz konusu depo talebinde bulunulan çek yapraklarının bankaya ibraz edilip edilmediği, yani bankanın kanuni olarak çek bedeli ödeme yükümlülüğünün doğup doğmadığına dair herhangi bir beyanda bulunulmaksızın müvekkilinden muaccel olmayan kanuni çek bedellerinin iş bu takip ile talep edilmiş olduğunu ileri sürerek davanın esastan reddine, davacı bankanın davalı müvekkil aleyhine başlatmış olduğu iş bu takibi yapmada haksız ve kötü niyetli olduğunun tespiti ile haksız ve kötü niyetli takip nedeni ile ayrı ayrı olacak şekilde %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına ve %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına, yargılama gideri ve ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
… 14. İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyası, kredi sözleşmesi, hesap kat ihtarı, hesap ektreleri, davacı banka kayıtları, bankacı bilirkişi raporu.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ KABUL VE GEREKÇE:
Davacı tarafından açılan dava, İİK 67.maddesine dayalı itirazın iptali davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, Davalı …Ltd. Şti’nin borçlusu diğer davalının kefili olduğu genel kredi sözleşmesine dayalı olarak davacı bankanın davalılardan alacağı bulunup bulunmadığı, alacağı var ise asıl alacak, işlemiş gecikme cezası, gayrınakdi alacak miktarları hususlarındadır.
İlgili … 14. İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyasının incelenmesinde, davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 26/03/2019 tarihinde kredi sözleşmesi ve sair belgelerden kaynaklanan 7.806,00 TL asıl alacak, 791,00 TL işlemiş gecikme cezası, 9.720,00 TL gayrinakdi alacağın depo edilmesi toplamı 18.317,00 TL alacağın tahsili amacı ile ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçlulara 28/03/2019 tebliğ edildiği, davalı borçluların 29/03/2013 tarihli itiraz dilekçelerinde özetle; Alacaklı olduğunu iddia eden tarafa borçlarının bulunmadığını beyan ettikleri, davacı alacaklının iş bu davayı açmakta hukuki yararı bulunduğu, takibin yetkili icra dairesinde yapıldığı, geçerli haciz yolu ile ilamsız genel takip bulunduğu, borçlular tarafından yasal süresi içerisinde yapılmış ve takibi durdurmuş geçerli itirazlar olduğu, davanın bir yıllık yasal süresi içerisinde açıldığı, itirazın iptali davasının koşullarının oluştuğu anlaşılmıştır.
Deliller toplandıktan sonra mahkememizce tespit edilen uyuşmazlık konularında rapor düzenlemesi için dosya bankacı …’a tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından mahkememize sunulan kök ve ek bilirkişi raporları dosya kapsamına uygun, birbirlerini tamamlayıcı, ayrıntılı, açıklayıcı ve denetime elverişli olup hükme esas alınmıştır.
İtirazın iptali davası yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabidir. İspat yükü kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Kanuni bir karineye dayanan taraf sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda ön görülen istisnalar dışında karşı taraf kanuni karinenin aksini ispat edebilir. (HMK m.190). İtirazın iptali davasında ispat yükü kural olarak davacı alacaklıdadır. Ancak borçlunun itirazındaki beyana göre ispat yükü yer değiştirebilir. Borçlu itirazın iptali davasına karşı vereceği cevapta ödeme emrine itiraz ederken bildirmiş olduğu itiraz sebepleri ile bağlı değildir, borçlu her türlü borca itirazını ödeme emrine itirazından bağımsız olarak ileri sürebilir.
Somut olayda, asıl alacak yönünden davalılar özel bir itiraz nedenine dayanmadıklarından ispat yükü davacı alacaklı üzerindedir. Davacı alacaklı, alacaklı olduğunu ispat ile yükümlüdür. Davalı … ise, gayrı nakdi alacak ve gecikme cezası yönünden itirazda bulunmuş olup bu itiraz nedenlerini ispat ile yükümlüdür.
Davacı banka ile davalı asıl borçlu şirket arasında 27.03.2015 tarihinde 750.000.00 TL limitli Genel Kredi Sözleşmesi imzalanmıştır. Sözleşmenin Delil Sözleşmesi 30.03.maddesi ” sözleşme ve içeriği işlemler nedeniyle çıkacak her türlü anlaşmazlıkta, Bankanın defterlerinin; muhasebe, bilgisayar, mikrofilm, mikrofış, ses, görüntü ve sair kayıtlarının ve belgelerinin esas alınacağını, bu kayıt ve belgelerin (teyit edilmiş olsun veya olmasın) HMK m. 193 uyarınca kesin delil teşkil ettiğini ayrıca işbu delil sözleşmesi dışında herhangi bir delil ibraz ve ikame haklarında peşinen feragat ettiklerini Müşteri, Kefil ve diğer imza sahipleri peşinen ve dönülemez biçimde kabul etmiştir. ” hükmü uyarınca, davacı banka kayıtları esas alınmıştır.
Davalı kefil … sözleşmeyi müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imzaladığından doğan borçtan kefalet limiti kapsamında sorumludur. Davalı kefil …’un sorumluluğu sözleşme ile düzenlenmiştir: 20.1.1.Bu Sözleşmede imzası olan kefil, müşteri ile banka arasındaki tüm krediler, kredi sayılan işlemler veya sebeplerden dolayı müşterinin bankaya karşı doğmuş ve/veya bundan sonra işbu sözleşme veya sair sözleşmelere istinaden doğacak tüm borçlarından sorumludur. 20.1.2. Kefilin sorumluluğu, mevcut borçlar bakımından işbu sözleşmenin imzalanması; bundan sonra doğacak borçlar bakımında ise müşterinin bankaya borçlanması ile birlikte doğacaktır. 20.1.3.Bu sözleşme ile kefil olunan krediler veya kredi sayılan işlemlerle ilgili anapara, akdi kâr payı, gecikme cezası, vergi, harç, resim, fon, masraf, avukatlık ücreti, prim, temerrüt halinde yasa ve sözleşme gereği ödenmesi gerekecek feriler; borç ve yükümlülüklerin vadesinde yerine getirilmemesi; Yasa ve sair mevzuatın kefaletin kapsamına dâhil olacağını belirttiği borçlar ve müşterinin bankaya karşı doğmuş ve doğacak tüm borçları kefaletin kapsamına dâhildir. 20.1.5.Kefilin sorumluluğu, müşterinin bankaya karşı işbu sözleşmenin imzalanmasından önce imzalamış olduğu sözleşmeler nedeniyle doğmuş, mevcut borçları da kapsar.
Taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 01.07.2012 tarihinde imzalanması nedeniyle yeni TBK yürürlüğe girdikten sonra anılan yasaya bağlı olarak imzalanmış olduğu anlaşılmaktadır. Madde 583 ve 584 çerçevesinde kefalet sözleşmesinin geçerli olduğu ve sözleşmelerin imzalandığı tarihte davalı kefil şirket ortağı olduğundan eş rızasının aranmayacağı anlaşılmaktadır.
Taraflar arasında imzalanan sözleşmenin Temerrüt Hali ve Sonuçları başlıklı 16.4.3 maddesine göre davacı banka gecikmenin başladığı gün ile borcun fiilen ödendiği gün arasındaki süre için gecikme cezası ilave etme hakkına sahiptir. Taraflar arasında oran konusunda yazılı bir mutabakat yoksa hesaplamanın yapıldığı tarihte bankanın kredilere (tüketici işlemleri dâhil) uyguladığı en yüksek cari akdi kâr payı (kârlılık) oranlarının %50 fazlasına kadar bir oran esas alınır. Yani, banka en yüksek cari akdi kâr payı (kârlılık) oranlarının %50 fazlasını aşmayacak bir oranı belirleyip uygulamakta serbesttir. Müşteri, kefil ve sair ilgililer bu hususları kabul ile bankanın bu haklarını kullanılmasıyla ilgili olarak her türlü, talep, itiraz, defi ve sair haklarından peşinen ve dönülemez biçimde feragat etmişlerdir. Davacı banka tarafından taksitli kredilere Fiilen uyguladığı faiz oranı sunulmasa da takip talebinde %1.33 akdi faizin 2 katı %2.66 aylık temerrüd faizi talebinde bulunduğundan ve 2019 yılı için bankaların bu oranda faiz oranı olmadığı açık olduğundan davacı bankanın aylık %1.33 yıllık %15.96 akdi faiz oranının %50 fazlası %23.94 oranında temerrüd faizi uygulaması gerektiği kabul edilmiştir.
Davacı banka tarafından davalı asıl borçlu ve kefile 08/02/2019 tarihi itibarı ile ihtarname keşide edildiği, davalılara gönderilen ihtarnamenin tebliğ şerhinin bulunmadığı anlaşılmış, davalılara gönderilen ihtarnamenin tebliğ edilememesi karşısında ihtarname temerrütlerinin 26.03.2019 takip tarihi itibarı ile gerçekleşmiş sayılacağı kabul edilmiştir.
Davalı asıl borçlu yönünden, sözleşmenin 18.3.1.maddesi, ” Bu sözleşme, sözleşmeye göre sağlanacak finansmanlar/krediler yanında hangi nedenle olursa olsun doğacak tüm alacakları için ek teminat isteme hakkını bankaya vermekte olup, aynı zamanda icra ve iflas Kanununun 279. maddesinin 1. bendindeki teminat verme taahhüdü anlamında olup, sonradan verilen teminatlarda bu taahhüde istinaden verilmiş sayılır. Bu nedenle, müşteri, bankanın ilk talebinde; taşınır, taşınmaz rehni ve sair her türlü tamamlayıcı teminat vermeyi, henüz nakit riske dönüşmemiş olan gayrinakdi kredilerin karşılığını depo etmeyi şimdiden kabul ve taahhüt eder.” hükmünde olup davacı bankanın davalı asıl borçludan sözleşme şartlarına göre çek depo talebinde bulunabileceği, Davalı kefil yönünden, sözleşmede kefillerden çek depo talebine ilişkin net bir ifadeye rastlanmadığı, kefilin gayrinakdi kredilerin deposundan sorumlu tutulabilmesi için açık ve net bir şekilde sorumluluk içeren düzenleme bulunması gerektiğinden (Yargıtay HGK Kararı 2018/19-689 Karar 2018/1624 Tarih 06.11.2018) davacı bankanın davalı kefilden çek depo talebinin yerinde olmadığı kabul edilmiştir.
Bu durumda, davalılar tarafından … 14. İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı icra takibine yöneltilen itirazın, 29/03/2019 takip tarihi itibariyle tahsilde tekerrür olmamak üzere, 6.830,00 TL asıl alacak ve 233,44 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 7.053,74 TL yönünden iptaline, takibin bu miktar üzerinden devamına, 6.830,00 TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %23,94 oranında temerrüt faizinin davalılardan istenebileceğine, davalı asıl borçludan çek depo talebinin yerinde olduğuna, davalı kefil …’dan çek depo talebinin yerinde olmadığına, geçerli bir ilamsız genel icra takibinin varlığı, borçlunun yedi günlük süre içerisinde ödeme emrine itiraz etmiş olması, bir yıl içinde açılmış bir itirazın iptali davası bulunması, davacı alacaklının tazminat istemini dava dilekçesinde açıkça talep etmiş olması ve takip konusu alacağın miktarının belli (likit) olması dikkate alınarak borçlunun itirazının haksız olması nedeniyle toplam alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Açıklanan yasal gerektirici nedenlere göre;
Davanın kısmen kabulü kısmen reddi ile davalılar tarafından … 14. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takibine yöneltilen itirazın, 29/03/2019 takip tarihi itibariyle tahsilde tekerrür olmamak üzere, 6.830,00 TL asıl alacak ve 233,44 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 7.053,74 TL yönünden iptaline, takibin bu miktar üzerinden devamına, 6.830,00 TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %23,94 oranında temerrüt faizinin davalılardan istenebileceğine, davalı asıl borçludan çek depo talebinin yerinde olduğuna, davalı kefil …’dan çek depo talebinin yerinde olmadığına, toplam alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
Harçlar Kanununca alınması gerekli 481,84 TL ilam harcından peşin yatırılan 55,24 TL harcın mahsubu ile bakiye 426,60 TL harcın davalılardan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
Davacı tarafından yatırılan 55,24 TL peşin harcın davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13,14. Maddeleri ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26.maddesi gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretini davalılardan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince hesaplanan 5.100,00 TL avukatlık ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince hesaplanan 1.767,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak vekil ile temsi olunan davalı …’a verilmesine,
Davacı tarafından yapılan 44,40 TL başvuru harcı, 900,00 TL bilirkişi ücreti, 291,00 TL tebligat ve müzekkere giderlerinden oluşan toplam 1.235,40 TL yargılama giderlerinden davanın kabulü oranında 1.013,63 TL’sinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, kullanılmayan bakiye gider avanslarının karar kesinleştiğinde yatıran taraflara iadesine,
Dair tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekili ile davalı … vekilinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 08/12/2021
Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır