Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/226 E. 2021/262 K. 30.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/226 Esas
KARAR NO : 2021/262

DAVA : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/04/2020
KARAR TARİHİ : 30/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ve duruşmalarda özetle; müvekkili şirket hakkında davalı tarafça … 37. İcra Dairesinin … E sayılı dosyasından, … 8. İcra Dairesinin …E sayılı dosyasından ve … 8. İcra Dairesi … E sayılı dosyaları ile kendileri ile ilgili hiç bir ilişiği bulunmayan bir icra takibi icra edildiğini, müvekkiline hukuk dışı borç yüklendiğini ve zorla ödettirildiğini, davalı taraf takibin kesinleşmesine müteakip kötü niyetli olarak ve müvekkilini ödemeye mecbur bırakmak maksadıyla makinelerine haciz koydurduğunu, konulan bu haciz müvekkilinin tüm işlerini olumsuz etkilediğini ve davalı taraf ile hiçbir alacak verecek ilişkisi yokken işbu parayı haciz tehdidi altında ödemek zorunda kaldığını, müvekkili ile davalı taraf arasında hiçbir zaman bir ticari alacak söz konusu olmadığını, ilgili takipler …Tic. Ltd. Şti. Şirketine kambiyo senetlerine mahsus takip yolu ile başlatılmış olup ilgili Şirketin hisseleri müdürlüğünü yapan … tarafından 04/10/2017 tarihinde … isimli şahsa devredilmiş, Şirket Müdürlüğü değişikliği ve şirket hisse paylarının devri Türk Ticaret Sicil Gazetesi’nde yayınlandığını, devir tarihinden sonraki hiçbir borç ve kambiyo senetindeki imzalar …’a ait olmadığını, Faktoring Şirketinde işleme konu olan faturalar …’ın hisse devrinden sonra düzenlenmiş olup, …’ın hiçbir bilgisi bulunmadığını, müvekkilinin borçlu olmadığı halde ödemek zorunda kaldığı 38,700-TL’nin ödeme tarihi olan tarihlerinden itibaren yasal faizi ile birlikte istirdatına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davalıdan alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının icra dosyasında borçlu olmamasına rağmen, işbu dava ile icra dosyasından yapılan işlemlerle tahsil edilen paranın istirdatını talep ettiği de aşikar olduğunu, davacının icra dosyalarında borçlu sıfatı bulunmadığından, İİK.md.72 gereğince icra dosya borcuna istinaden yapılan ödemelere ilişkin ancak dosya borçlusu tarafından istirdat davası açılabileceğinden, bu eksiklik Aktif Husumet Yokluğu sebebi teşkil ettiğinden HMK.md.115 gereğince açılan davanın usulden reddini, aksi halde, işbu istirdat davası açısından ” paranın tahsil edilmesine dayanak olan borcun gerçek bir borç olmaması vb sebeplere dayalı olarak” tahsil edilen paranın istirdatını haklı kılabilecek bir hukuki dayanak ileri sürülmesi ve ispatlanması gerektiğini, davacının işbu davada ileri sürdüğü iddialar ise, İcra Mahkemeleri nezdinde açılması gereken İstihkak Davalarında ileri sürülebilecek ve değerlendirilecek hususlar olduğunu, bu nedenle bu iddiaların işbu istirdat davasında ileri sürülmesinin usuli ve hukuki dayanağı bulunmadığını, davacı tarafından açılan istihkak davası ”haczedilen malların mülkiyetinin adiyiteinin kime ait olduğunun belirlendiği ” dava olup dava sonucunda verilecek kararın işbu istirdat davasının esasına hukuki dayanak olması mümkün olmadığını, icra dosyalarından tahsil edilen paralar, İİK’daki müracaat haklarına ve Mahkeme Kararlarına dayalı olarak yürütülen takip işlemleriyle tahsil edildiğinden, yani sebepsiz yere tahsil edilmediğinden açılan davanın esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasını karar verilmesini talep etmiştir.
Davaya konu … 37.İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyası getirtilip dosya arasına konulmuştur,incelendiğinde;davalı alacaklı …A.Ş tarafından, dava dışı borçlular … Ltd.Şti, …, …Ltd.Şti, … Ltd.Şti ve … aleyhine 22/02/2019 tarihinde 19/02/2019 vade tarihli 15.000,00 TL miktarlı çekten kaynaklı icra icra takibi yapıldığı anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, İİK m.72 kapsamında davacının icra tehditi altında ödemiş olduğu bedelin istirdadı istemine ilişkindir.
İİK m.12’ye icra dairesi takip edilmekte olan para alacağına mahsuben borçlu veya 3.şahıs tarafından ödenen paraları kabule mecburdur. Bu ödenen miktar kadar borçlu borcundan kurtulur. İcra dairesince takip dosyasına yatırılacak olan para takip dosyasındaki borca mahsuben kabul edilecek, ödenen meblağ kadar borçlu da borcundan kurtulacaktır.
Davanın niteliğine göre, 3.kişi tarafından, yani davacı tarafından icra dosyasına yapılan ödemeden dolayı istirdat ve menfi tespit davasının icra takibinin borçlusu tarafından açılması gerekir. Bu tür davada, davacı sıfatı takip borçlusuna aittir. Takip konusu borç, 3.kişi tarafından, yani davacı tarafından ödenmiş olsa bile davacı sıfatı asıl borçluya aittir. Çünkü, burada borçtan kurtulan takip borçlusudur.
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 28/04/2016 tarih ve 2015/18160 Esas,2016/7678 Karar sayılı içtihadı ve Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 06/05/2009 tarih ve 2009/4422 Esas, 2009/4085 Karar sayılı içtihadında da belirtildiği üzere, icra takibine konu borcun 3.kişi tarafından ödenmiş olması halinde dahi İİK’nın 72. maddesine göre ödenen bu paranın borçlu olunmadığından bahisle istirdatına ilişkin geri ödeme talebinde bulunma hakkı ve menfi tespit davası açma hakkı icra takibinin borçlusuna aittir. Borcu ödeyen 3.kişi istirdat ve menfi davası açamaz.
Bununla birlikte, davanın TBK’nın 77 vd.maddelerine göre sebepsiz zenginleşme hükümleri doğrultusunda açıldığı değerlendirilse dahi ödemeyi yapan davacının dava konusu ettiği alacağını icra takip dosyasında borçlu olan ve borcu ödenmekle sebepsiz zenginleşen borçludan talep etmesi gerekeceğinden eldeki dava açısından takip alacaklısı olan davalıya husumet yöneltilebilmesinden söz edilemeyecektir.
Bu nedenle yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda, dava dilekçesinde açıkça İİK m.72’ye dayanarak istirdat talebinde bulunan ve icra dosyasında takip borçlusu ya da alacaklısı olmadığı anlaşılan davacının eldeki davayı açmada aktif husumet ehliyeti bulunmadığı anlaşıldığından davanın usulden reddi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Açıklanan gerekçeye göre;
1-Davanın husumet yokluğu nedeni ile reddine,
2-Karar tarihine göre alınması gereken 59,30 TL harcın peşin alınan 660,90 TL harçtan mahsubu ile bakiye 601,60 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davalı kendisini duruşmalarda vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 4.080,00 TL (AAÜT 7.Maddesi gereğince) vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı tarafından yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair verilen karar davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliyesi ( İstinaf Mahkemesi ) nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usülen anlatıldı. 30/03/2021

Katip …
(e-imza)

Hakim …
(e-imza)