Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/147 E. 2021/112 K. 10.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/147 Esas
KARAR NO : 2021/112 Karar

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/02/2020
KARAR TARİHİ : 10/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı tarafından müvekkil şirketten gıda malzemeleri satın alınmış olduğunu, borcun icra takibine konu olan kısmının ödenmediğini, dava konusu borcun dayanağı olan 10.05.2019 tarihli … seri nolu faturada davalı tarafın müvekkili şirkete 7.285,02-TL cari hesap bakiyesi asıl alacak, takip tarihi olan 10.01.2020 tarihine kadar işlemiş faiz 907.48-TL olmak üzere toplam 8.192,50 TL borcu bulunduğunu, davalı borçlu aleyhinde müvekkiline olan borcundan dolayı … 26. İcra Müdürlüğünün …E. sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, takip dayanağının, davalı tarafından bizzat teslim alınıp imzalanan … seri nolu irsaliyeli fatura ile ticari defter ve kayıtlar incelendiğinde bu durum ortaya çıkacağını, borçlunun haksız itirazının iptali için iş bu davayı açma zaruretinin hasıl olduğunu, davanın kabulü ile davalı borçlunun icra takibine ilişkin haksız itirazlarının iptaline ve takibin devamına, davalı borçlunun %20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekâletin davalı borçlu üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı tarafa usulüne uygun tebligat yapıldığı halde davalı tarafça cevap dilekçesi sunulmamıştır.
Deliller; … 26. İcra Dairesi’nin… E. Sayılı icra dosyası, davacı ticari defter ve belgeleri, Bilirkişi Raporu, Cevabi yazılar
… 26. İcra Dairesi’nin … E. Sayılı icra dosyasının incelenmesinden; Alacaklı – davacı vekilince cari hesap bakiyesi sebebine dayanılarak 10.01.2020 tarihinde davalı borçlu aleyhine 7.285,02-TL asıl alacak, 907,48-TL işlemiş faiz olmak üzere toplamda 8.192,50-TL üzerinden icra takibi başlatıldığı, davalı borçlu tarafın borca ve faize itiraz ettiği itirazla icra takibinin durmuş olduğu anlaşılmıştır.
…’nun Mahkememize hitaplı … tarihli ve … sayılı yazısında; … TC Kimlik Numaralı …’un …’na kayıtlı olduğu bildirilmiştir.
… Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün … tarihli ve … sayılı yazısında; … vergi kimlik numaralı …’un … tarihinden itibaren tezgahlar ve pazar yerleri vasıtasıyla sebze ve meyve parekende basit usul ticari faaliyet yürüttüğü, yalnızca bilanço usulüne gör defter tutan mükellefler BA-BS bildiriminde bulunur hükmü neticesinde mükellefin BA-BS bildirimi vermediği bildirilmiştir.
Mahkememizce S.M.Mali Müşavir Bilirkişi …’ce düzenlenen Bilirkişi Raporu 20.11.2020 tarihinde Mahkememize sunulmuştur. Raporda özetle; “…İncelenen davacı şirkete ait 2019 yılı Ticari defter ve belgelerinin Elektronik Defter Genel Tebliği usul ve esaslarına göre tutulduğu, Elektronik Defterler ile Envanter Defterinin yasal süresinde onaylandığı ve davacı şirketin 2019 yılı ticari defterlerinin TTK. Hükümlerine göre usulüne uygun yaptırılmış olmasından dolayı davacı şirketin 2019 yılı ticari defterlerinin sahibi lehine delil niteliği taşıdığı,
Davalı … – …’nın inceleme esnasında ticari defter ve belgelerini ibraz edilmemesinden dolayı icra ve dava konusu olan faturanın ticari defterlerinde kayıt altına alınıp alınmadığına dair tespitin yapılamadığı,
Davacı … Ltd. Şti.’nin düzenlediği irsaliyeli faturadan ve malları davalı yana teslim etmesinden kaynaklı olarak icra takip tarihi olan 10.01.2020 tarihi itibariyle davalı …–…’dan 7.285,02 TL fatura alacağının bulunduğu,
Davalı …–…’nın icra takip tarihi olan 10.01.2020 tarihi itibariyle temerrüde düşürüldüğü,
Davacı yanın 7.285,02 TL asıl alacağı için icra takip tarihi olan 10.01.2020 tarihinden itibaren yıllık %13,75 oranında (değişen oranlarda) avans faiz talep edebileceği,…” yönünde görüş bildirilmiştir.
Davacı vekilince Bilirkişi Raporuna dair beyan dilekçesi sunulmuştur.
Davalı tarafa Bilirkişi Raporu usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş olsa da beyan dilekçesi sunulmamıştır.
GEREKÇE :
Taraflar arasındaki ihtilaf; İcra takibinden dolayı davacının davalı taraftan alacaklı olup olmadığı, davalının itirazında haklı olup olmadığı, davacı alacaklı ise bunun miktarı, itiraz haksız ise davacının icra inkar tazminatına hak kazanıp kazanmadığı, alacağın likit olup olmadığı hususlarında toplanmıştır.
Tüm dosya kapsamından;
Hukuk Muhakemeleri Kanunun 114. Maddesine göre
“Dava şartları
a) Türk mahkemelerinin yargı hakkının bulunması.
b) Yargı yolunun caiz olması.
c) Mahkemenin görevli olması.
ç) Yetkinin kesin olduğu hâllerde, mahkemenin yetkili bulunması.
d) Tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip olmaları; kanuni temsilin söz konusu olduğu hâllerde, temsilcinin gerekli niteliğe sahip bulunması.
e) Dava takip yetkisine sahip olunması.
f) Vekil aracılığıyla takip edilen davalarda, vekilin davaya vekâlet ehliyetine sahip olması ve usulüne uygun düzenlenmiş bir vekâletnamesinin bulunması.
g) Davacının yatırması gereken gider avansının yatırılmış olması.
ğ) Teminat gösterilmesine ilişkin kararın gereğinin yerine getirilmesi.
h) Davacının, dava açmakta hukuki yararının bulunması.
ı) Aynı davanın, daha önceden açılmış ve hâlen görülmekte olmaması.
i) Aynı davanın, daha önceden kesin hükme bağlanmamış olması.” hükmüne havidir.
Davanın esasına girilmezden evvel HMK 114/ 1 (c)’ye göre Mahkememizin görevli olup olmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir.
21/07/2007 tarihli ve 26589 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 2007/12362 Karar Sayılı Bakanlar Kurulu Kararı’na göre “… Ayrımına İlişkin Karar”ın, Esnaf ve sanatkâr ile tacir ve sanayicinin ayrımı başlıklı 1. Maddesine göre
” 5362 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar Meslek Kuruluşları Kanununun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi ve 63 üncü maddesi ile 6762 sayılı Türk Ticaret Kanununun 12 nci ve 17 nci maddelerinin uygulaması bakımından;
a) Esnaf ve Sanatkâr ile Tacir ve Sanayiciyi Belirleme Koordinasyon Kurulunun tespit edeceği ve Resmî Gazete’de yayımlanacak esnaf ve sanatkâr meslek kollarına dahil olup, ekonomik faaliyetini sermayesi ile birlikte bedeni çalışmasına dayandıran ve kazancı tacir veya sanayici niteliğini kazandırmayacak miktarda olan, basit usulde vergilendirilenler ve işletme hesabına göre deftere tabi olanlar ile vergiden muaf bulunanlardan 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 177 nci maddesinin birinci fıkrasının (1) ve (3) numaralı bentlerinde yer alan nakdi limitlerin yarısını, (2) numaralı bendinde yazılı nakdi limitin tamamını aşmayanların esnaf ve sanatkâr sayılmaları ile esnaf ve sanatkâr siciline ve dolayısıyla esnaf ve sanatkarlar odalarına kaydedilmeleri,
Ancak, esnaf ve sanatkâr siciline kayıtlı iken, daha sonraki yıllarda yıllık alış veya satış tutarları ya da gayri safi iş hasılatı, esnaf ve sanatkâr sayılma hadlerini aşanların kendileri istemedikçe ticaret siciline ve dolayısıyla Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği bünyesindeki odalara kayıt için zorlanmaması, yıllık alış veya satış tutarları ya da gayri safi iş hasılatı esnaf ve sanatkâr sayılma hadlerinin altı katını aşanların ise kayıtlarının, esnaf ve sanatkâr sicili marifetiyle ticaret siciline aktarılması,
b) 213 sayılı Vergi Usul Kanununa istinaden birinci sınıf tacir sayılan ve bilanço esasına göre defter tutanlar ile işletme hesabına göre defter tutan ve bu Kararın (a) bendinde belirtilenlerin dışında kalanların tacir ve sanayici sayılmaları ile ticaret siciline ve dolayısıyla Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinin bünyesindeki odalara kaydedilmeleri,” hükmünü içermektedir.
Davalının … Vergi Dairesi Mükellefi olduğu, bu kapsamda … Kayıtlı olduğu, 01.06.2015 tarihinden bu yana tezgahlar ve pazar yerleri vasıtasıyla sebze ve meyve parekende basit usul faaliyet yürüttüğü, bu anlamda esnaf olduğu anlaşıldığından Mahkememizce görevsizlik kararı verilerek talep halinde dosyasının İstanbul Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM :
1-Dava dilekçesinin HMK 114/1-c , 115/2 mad uyarınca görev yönünden usulden reddine ve mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Karar kesinleştiğinde ve HMK 20 md uyarınca 2 haftalık süre içinde talep halinde dosyanın görevli İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-Harç, vekalet ücreti, yargılama giderleri konusunda görevli Mahkemece karar verilmesine,
Dair verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliyesi ( İstinaf Mahkemesi ) nezdinde İSTİNAF YOLU açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usûlen anlatıldı. 10/02/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır