Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/738 E. 2021/181 K. 03.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/738 Esas
KARAR NO : 2021/181 Karar

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 15/10/2019
KARAR TARİHİ : 03/03/2021

İstanbul 8. Tüketici Mahkemesi’nin 25.10.2019 tarihli ve 2019/288 E., 2019/698 K. Sayılı Görevsizlik Kararı ile Mahkememizin 2019/738 E. Sayılı dosyasına kayden görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline ait … plakalı aracın 05/04/2019 tarihinde davalı …’ın sevk ve idaresinde iken direksiyon hakimiyetinin kaybedilmesi sonucu orta refüje çarparak takla attığını, kazanın meydana gelmesinde davalı …’ın tam kusurlu olduğunu, söz konusu aracın diğer davalı …’in sigortalısı olduğunu, meydana gelen hasarda müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, hasarın davalılar tarafından giderilmesi gerektiğini, kaza sonrası hasar miktarının tespit edilmesi amacıyla … Ltd. Şti isimli şirketi tarafından hazırlanan ekspertiz raporunda aracın kaza öncesi bedelinin 75.000,00-TL olduğu, şu anki sovtaj değerinin 25.400,00-TL olduğunun ve zarar miktarının 49.600,00-TL olduğunun tespit edildiğini, bu tespit için 729,05-TL’lik ödeme yapıldığını, ekspertiz ücreti masrafının da davalılar tarafından karşılanması gerektiğini, söz konusu bedellerin aracın davalı sigorta koop tarafından kaskolu olduğu ve davalı …’ın tam kusurlu olması nedeniyle zararın davalılar tarafından giderilmesi gerektiğini beyanla fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla araçta oluşan hasara ilişkin 30.000,00-TL’nin kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, ekspertiz rapor ücreti olan 729,05-TL’nin yargılama öncesi zorunlu olarak tespit yapılması gerektiğinden yargılama gideri olarak karara esas alınmasına, diğer yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Sigorta Kooperatifi vekili cevap dilekçesinde özetle;
Davalı sigorta Kooperatifinin adresinin … olduğunu, davanın öncelikle … Mahkemelerinde açılması gerektiğini, bu nedenle davanın usulden reddedilmesi gerektiğini, dava konusu tazminatın zamanaşımına uğramış olduğunu, müvekkil kooperatifin davacıya ait aracın … kasko sigortacısı olduğunu, davacının kazadan sonra müvekkile başvuru yaptığını, araştırma neticesinde aracın poliçe şartları gereğince “aracın kiraya verildiği tarihte Emniyet Genel Müdürlüğünün Kiralık Araç Bildirim Sistemi (KABİS) sistemine kaydının yapılmamış olması sebebi ile Poliçe Şartları gereğince hasarın teminat dışı olduğu dolayısıyla tazmininin mümkün olmadığının belirlendiğini, davacının dava dilekçesinde sigorta poliçesinde mevcut kloz gereğince yükümlülüklerini yerine getirmediğinden hiç bahsetmediğini, TTK 1299 hükmü gereği sigorta kooperatifinin teminat altına almış olduğu gerçek zararı tazminle mükellef olduğunu, teminat altında olmayan hasardan mesul olmadığını, KABİS kaydı olmayan bir aracın da hasarında müvekkilinin sorumlu olmadığını, taraflarca kabul edilen ve sigorta poliçesinde var olan klozun yerine getirilmemesi nedeniyle davacı sigortalının hasarının teminat dışı olduğunu, davacının haksız davasının öncelikle usulden reddine ve aksi halde esastan reddine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın trafik kazalarına ilişkin maddi tazminat davası olduğu, Kanun Koyucunun bu davada yetkili Mahkemeyi açıkça düzenlediğini, buna göre yetkili Mahkemenin davalının ikamet adresi Mahkemesi, davacının ikamet adresi Mahkemesi, Sigorta Şirketinin merkezinin bulunduğu yer Mahkemesi olabileceğini, somut olayda hiçbir tarafın ikametinin İstanbul’da olmadığını, kazanın da …’da meydana gelmediğini, müvekkilinin adresinin … olduğunu, dolayısıyla yetkili Mahkemelerin … Mahkemeleri olduğunu, bu nedenle öncelikle davanın usulden reddini talep ettiklerini, dava konusu alacağın zamanaşımına uğradığını, bu yönüyle davanın zamanaşımından reddedilmesi gerektiğini, müvekkilinin davacıdan araç kiralama sözleşmesi ile araç kiraladığını, … plakalı araç ile 05.04.2019 tarihinde kiraladığı bu araç ile kaza yapmış olduğunu, bu araç ile kaza yaptığını, kaza esnasında refüje çarparak araç ile takla atıldığını, kaza anından hemen sonra emniyet ekiplerinin olay yerine geldiğini ve bu şartlar altında tutanak düzenleyerek müvekkilinin kazanın hemen sonrasında imzasını aldıklarını, kaza sonrası müvekkilinin iradesinin sağlıklı olduğundan bahsetmenin mümkün olmadığını, sakatlanmış irade ile imzalanan bu tutanağın dikkate alınarak müvekkilinin tam kusurlu olduğunun kabulünün kanuna ve iyi niyet kurallarına aykırı olduğunu, tutanağı kabul etmediklerini, müvekkilinin söz konusu araç kiralamayı yaparken aracın kira bedelinin içinde tüm sigorta ve kasko bedellerini de ödediği hususunda bilgilendirilerek söz konusu aracı kiraladığını, davacının dava açılırken araç kiralama sözleşmesini dosyaya sunmadığını, müvekkilinin ödediği kira bedeli içinde sigorta güvencesinin de olduğunu, müvekkilinin bu hususta kandırıldığını, hukuken ayıplı malı kiralayan davacı sigorta sözleşmesinin gereği olan aracın kiraya verildiği tarihte Kiralık Araç Bildirim Sistemine kayıt yaptırma zorunluluğunu yerine getirmediğini, davacının kanuna aykırı davranışından dolayı menfaat sağlayamayacağını, sigortası olmayan bir aracı sigortalıymış gibi müvekkile kiralamasının da genel sözleşme kurallarına aykırı olduğunu, davacının kendi sigorta şartını hukuka aykırı bir şekilde yerine getirmemesinin müvekkilini tek sorumlu kişi yapmayacağını, evvelce davaya konu aracın karıştığı kazaların belirlenmesi gerektiğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla hasarın bu şekilde belirlenmesi gerektiğini, bu incelemeler yapılmaksızın aracın sadece son halinin dikkate alınarak hasar ve buna bağlı tazminatın belirlenmesinin kanuna aykırı olduğu davanın öncelikle usulden reddine ve sonra da davanın esastan reddine karar verilmesini ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Deliller; Bilirkişi raporu, Sigorta Bilgi Gözetim Merkezine ait müzekkere cevabı, sigorta poliçesi, Trafik Kaza tespit tutanağı
İstanbul 8. Tüketici Mahkemesince verilen 25/10/2019 tarihli ve 2019/288 E., 2019/698 K. Sayılı Karar ile;
“6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu(HMK)’nun 114/1-c maddesinde “Mahkemenin görevli olması” şeklinde hüküm altına alınan dava şartının yokluğu nedeniyle, 6100 sayılı HMK’nın 115/2. Maddesi gereğince, DAVANIN USULDEN REDDİNE, Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
… dava dosyasının davayı bakmaya görevli İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine,..” dair karar verilmiştir.
İstanbul 8. Tüketici Mahkemesince verilen 25/10/2019 tarihli ve 2019/288 E., 2019/698 K. Sayılı Kararı kesinleşerek Mahkememizin 2019/738 esas sayılı dosya numarasını almıştır.
Dosyada deliller toplandıktan sonra bilirkişiler İTÜ Makine Fak. Öğr. Üyesi … ve Sigorta Hukuku Uzmanı …’nun hazırlamış olduğu 23/02/2021 havale tarihli Bilirkişi Raporunda özetle;
“…Dava konusu trafik kazasında davalı sürücü …’ın %100 oranında asli ve tam kusurlu olduğu,
Davacıya ait araçtaki toplam gerçek hasar miktarının 40.800,00-TL olduğu,
Davacının davalılardan … Sigorta Kooperatiften talep edebileceği bir maddi zararının olmadığı,
Davacının davalılardan …’dan talep edebileceği maddi zararı yönünden inceleme yapılabilmesi için ARAÇ KİRALAMA SÖZLEŞMESİ’nin dosyaya ibrazı gerektiği,..” yönünde görüş bildirilmiştir.
Davacının 30.000,00-TL üzerinden harcı tamamlamıştır.
GEREKÇE;
Taraflar arasındaki ihtilaf; 05.04.2019 tarihinde meydana gelen kazadan dolayı davacının aracında hasar meydana gelip gelmediği, hasarın miktarının ne olduğu, meydana gelen kazadan dolayı tarafların kusur oranları, bu kusur oranları sonucunda davalı tarafların davacının aracında meydana gelen zarardan sorumlu olup olmayacağı sorumlu olacaksa bunun oranı ve miktarı, ekspertiz ücretinden davalıların sorumlu olup olmadığı, davadaki taleplerin zamanaşımına uğrayıp uğramadığı, davada yetkili Mahkemenin hangi Mahkemeler olduğu hususlarındadır.
Tüm dosya kapsamından; 05.04.2019 tarihi saat 22.45’te … ilçesinde … Mahallesi … Kavşağında, … yönetimindeki … plakalı aracın dönel kavşakta hızını kavşak şartlarına uydurmadığından takla atıp yolun sağ kenarında boş arazide durması sonucu kazanın meydana geldiği, 14.02.2019- 14.02.2020 vadeli ve … nolu … Sigorta Poliçesi’nin incelenmesinden, … plakalı … Marka aracın kasko sigortalı olduğu, Kasko Sigorta Poliçesinde yetki sözleşmesinin bulunmadığı, dosyada araç kiralama sözleşmesinin sunulmadığı, davacısının Hatay’da ikamet ettiği, davalılardan sigorta kooperatifinin ikametgahının … olduğu, davalı …’ın ikamet adresinin … olduğu, kazanın …’ta gerçekleştiği,
6100 Sayılı HMK ‘nun 6/1.maddesinde; “Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişiliğin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.” hükmü yer almaktadır. Bu hüküm aksine kesin yetki kaydı olmayan tüm davalar için genel yetki kaydıdır.
Trafik kazası aynı zamanda haksız fiil teşkil eden bir eylem olduğundan 6100 Sayılı HMK’nun 16.maddesinde ise; “Haksız fiilden doğan davalarda haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesidir yetkilidir” hükmü yer almaktadır.
2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunun 110.maddesinde düzenlendiğinden diğer bir yetki kuralı da bu yasada yer almakta olup, madde metni “Motorlu araç kazalardan dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar sigortacının merkez veya şubesinin, veya sigorta sözleşmesini yapan acentanın bulunduğu yer mahkemelerinin birinde açılabileceği gibi, kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir” şeklindedir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonunda, mevcut davanın trafik kazasından kaynaklı tazminat davası olduğu, temelinin haksız fiile dayandığı, haksız fiil davalarında yetkili mahkemelerin 6100 sayılı HMK’nın 16.maddesinde, haksız fiilin meydana geldiği yer, zararın meydana geldiği yer ve zarar görenin yerleşim Mahkemesi olarak belirlendiği, yine 6100 sayılı HMK’nın 6.maddesi gereğince genel yetkili olarak davalının ikametgahının da mevcut olayımızda yetkili olduğu, ayrıca poliçeyi düzenleyen şubenin bulunduğu yerin de 6100 sayılı HMK’nın 14.maddesi gereğince yetkili olduğu, 2918 sayılı kanunun 110/2.maddesin de yetkiye ilişkin HMK kapsamındaki düzenleme ile benzer bir düzenlemenin bulunduğu, söz konusu düzenlemeler mevcut olayımıza uygulandığında, mevcut kazanın 05.04.2019 tarihinde meydana geldiği, davalı Sigorta Koop’inin merkezinin İzmir olduğu, bu çerçevede HMK’nın belirlemiş olduğu yetki kuralları çerçevesinde mevcut davayı bakmakla İzmir Mahkemelerinin yetkili olduğu, bu çerçevede davalı Sigorta Kooperatifinin yetki itirazının yerinde olduğu, yetkili Mahkemenin İzmir Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğu anlaşılmış ve davanın yetkisizlik nedeniyle usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
6100 Sayılı HMK.nın 19/2 maddesine göre davalı sigorta kooperatifi vekili yetki itirazı süresinde cevap dilekçesi ile yapıldığı, davalı kooperatif adresine göre ve bulunduğu yere göre İzmir Asliye Ticaret Mahkemesi’nin yetkili Mahkeme olduğu, Mahkememizin yetkisiz olduğu anlaşılmakla; Dava dilekçesinin 6100 sayılı HMK.’nın 114 ve 115/2 mad uyarınca yetki yönünden usulden reddine ve Mahkememizin yetkisizliğine,karar kesinleştiğinde ve HMK 20.mad uyarınca 2 haftalık süre içinde talep halinde dosyanın yetkili İzmir Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Açıklanan gerekçeye göre;
1-Davalı Sigorta Koop’un yetki itirazının kabulü ile dava dilekçesinin YETKİ YÖNÜNDEN HMK 114/1-ç ve 115/2 maddeleri uyarında USULDEN REDDİNE, Mahkememizin YETKİSİZLİĞİNE,
2-Karar kesinleştiğinde ve HMK 20nci madde uyarınca 2 haftalık süre içinde talep halinde dosyanın yetkili Nöbetçi İzmir Asliye Ticaret Mahkemelerine GÖNDERİLMESİNE,
3-Yargılama gideri, harç ve vekalet ücreti konusunda yetkili Mahkemece karar verilmesine,
Dair davacı vekilinin yokluğunda davalı … vekilinin yokluğunda davalı … vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık kesin süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ( İstinaf Mahkemesi ) nezdinde İSTİNAF YOLU açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usûlen anlatıldı.03/03/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır