Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/726 E. 2020/572 K. 17.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/726 Esas
KARAR NO : 2020/572

DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 05/08/2015
KARAR TARİHİ : 17/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ve duruşmalarda özetle; müvekkili aleyhine … 32 .İcra Dairesi’nin … esas sayılı ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı şirketin caddeden açık adresi:… ve yan sokaktan açık adresi … adresinde faal ticaretini sürdürdüğü halde Tebligat Kanunu’na aykırı şekilde T.K.35.maddeye istinaden icra takibi usulsüz kesinleştiğini, 30.07.2015 tarihli haciz ve muhafaza işlemi ile davacı icra dosyasından haberdar olduğunu, söz konusu ihtarname davacı şirkete ulaşmadığını, tebliğ şerhi icra dosyasında görülemediğini, icra dosyası dayanağı ihtarname incelendiğinde herhangi bir alacak miktarının bulunmadığını, ileride muhtelif davaların açılabileceği ihtar edildiği görülmekte olduğunu, bugün itibariyle müvekkiline karşı açılmış bir dava da olmadığını, müvekkili şirketin davalı şirkete cari hesap borcu bulunmadığını, hiçbir borcu olmadığını, … 32.İcra Dairesi … esas sayılı ilamsız icra dosyası ile: …, …, …, …,… plakalı araçlara haciz/yakalama kararı verildiğini, … 2.İcra Müdürlüğü … Talimat icra dosyası ile, davacı şirketin işyerindeki menkul mallar haczedildiğini/muhafaza altına alındığını, özellikle işyeri bilgisayarı yedieminde muhafaza altına alınarak müvekkili şirketin faaliyetinin durdurulduğunu, bu sebeple muhafaza altına alınan eşyaların davacı şirkete iadesinin önem arz ettiğini, hiçbir fatura, çek, senet, cari hesaba vb dayanmaksızın 100.777,12 TL afaki alacağa dayanarak icra takibi yapılmasının hukuken korunacak bir menfaat olmadığını, davacı şirketin arabaları hakkında verilen haciz ve yakalama kararlarının ara kararla kaldırılmasını, muhafaza altına alınan menkul eşyalarının davacı şirket yetkilisine iadesine karar verilmesini talep etme mecburiyeti hasıl olduğunu, bu nedenlerle borçlu olmadıklarının tespitine, % 20’den az olmamak üzere tazminata hükmedilmesine ve yargılama giderleri ile vekalet ücretlerinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve duruşmalarda özetle; müvekkili şirket … A.Ş. ile … Ltd. Şti. arasında 10.02.2014 tarihli “… Bayilik Sözleşmesi” akdedildiğini, davacı şirketin bu söz1eşme ile müvekkili şirketin ürettiği ve pazarladığı … markalı pet ürünlerinin satışını ve dağıtımını yaptığını, devam eden süreçte davacının söz konusu sözleşmede yer alan hükümlere açıkça aykırı davrandığı tespit edildiğini ve sözleşmenin haklı nedenle feshedildiğini, İşbu nedenle sözleşmeden kaynaklı cezai şartı talep etme zorunlulukları doğduğunu, dolayısıyla söz konusu takibin cari hesap borcundan dolayı değil, sözleşmeden kaynaklı cezai şart için yapıldığını, davacı tarafın tebligatların usulsüz yapıldığına dair iddiasının gerçeği yansıtmadığını, şöyle ki, icra dosyasından da anlaşılacağı üzere tebligatlar davacı şirketin ticaret sicilde kayıtlı adresine yapıldığını, ayrıca takibin kesinleşmesinden sonra da … 2. İcra Müdürlüğü’ne talimat yazdırıldığını ve Ticaret Sicilinde adresine resmi araçla haciz için gidildiğini ancak borçlu şirketin adreste bulunamadığını, davaya konu olan takip, davacı şirketin sözleşmeye aykırı hareket etmesi nedeniyle sözleşmedeki cezai şart tutarı için yapıldığını, davacı bayi, 27 Şubat 2015 günü … ilçesinde bulunan … – …’e müvekkil şirkete ait “…” logo giydirmeli araç ile “…” marka su satıp, teslim ettiğinin görüldüğünü, bu durumun an be an fotoğraflandığını ve davacı şirketçe kesilen faturanın da dilekçeleri ekinde sunulduğunu, ayrıca müvekkili şirketin çağrı merkezine 11 ayrı müşteriden davacı bayii tarafından “…” yerine “…” marka su dağıtımı yapıldığına dair şikâyetler yapıldığını, davacı bayiinin yukarıda arz edilen eylemleri sözleşmenin 8.1 maddesi başta olmak üzere 6102 sayılı TTK’nın Haksız Rekabet hükümlerine ve 6098 sayılı TBK’na ve Yargıtay Kararlarına aykırılık oluşturduğunu, sözleşmede açıkça yasaklanmasına rağmen ve hatta müvekkiline ait olan … marka giydirmeli araç ve ekipmanlarla farklı marka su satan bayiinin, aykırı eylemlerinin neticesinde sözleşme feshedilmiş ve bu nedenle doğan cezai şartı da talep etme zorunluluğu hasıl olduğunu, buna göre sözleşmenin 21.6 maddesinde yer alan cezai şart tutarı “BAYİ’nin son 12 aylık satış tutar ortalamasının 6 katı” olduğunu beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davaya konu … 32 İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyası dosya arasına alınıp incelendiğinde; davalı alacaklı tarafından davacı borçlu aleyhine … tarihinde … tarih ve … yevmiye nolu ihtarname gereği 100.777,12 TL Asıl Alacak, 13.480,33 TL İşlemiş Avans Faizi olmak üzere toplam: 114.257,45 TL lik ilamsız takipte bulunulduğu, ödeme emrinin borçluya 01/06/2015 tarihinde tebliğ olduğu görülmüştür.
Mahkememizin 04/11/2014 tarihli ara kararı gereğince dosya rapor hazırlanmak üzere mali müşavir bilirkişi ve akit uzmanı bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişiler tarafından ibraz edilen 27/01/2017 teslim tarihli rapor dosyamız arasına alınmıştır.
Mahkememizin 07/03/2017 tarih ve 2015/784 Esas, 2017/217 Karar sayılı kararı ile alınan bilirkişi raporu doğrultusunda talep edilen cezai şart miktarının davacının mahvına sebep olabilecek miktarda olmadığından tenkisinin gerekmediği kanaatine varılarak ispatlanamayan davanın reddine, davacının kötüniyeti tespit edilemediğinden ve şartları oluşmadığından davalının tazminat talebinin reddine dair hüküm kurulmuştur. Mahkememizce verilen kararın istinaf edilmesi üzerine dosya BAM’a gönderilmiş olup İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi’nin 11/12/2019 tarih ve 2017/3485 esas, 2019/2739 karar sayılı kaldırma ilamı ile;
“Somut olayda uygulanması gereken 6102 sayılı TTK’nın 22. maddesine göre tacir olan borçlu cezai şartın fahiş olduğunu ileri sürerek cezai şarttan indirim yapılmasını kural olarak isteyemez. Ancak kararlaştırılan cezai şart miktarının ekonomik yönden borçlunun mahvına sebep olabilecek tarzda yüksek olduğunun saptanması halinde cezai şarttan uygun bir indirim yapılabileceği kabul edilmektedir. Bu şekilde bir indirime gidilebilmesi için borçlunun ekonomik durumunun, ticari defterlerinin, bilançosunun konusunda uzman bir bilirkişiye incelettirilerek ayrıntılı ve denetimine elverişli rapor alınması ve bu inceleme çerçevesinde indirime gerek bulunduğunun saptanması halinde somut olayın özelliği de gözetilerek makul düzeyde bir indirime gidilmesi gerekmektedir. Davalı vekili davacının tenkis talebinin iddianın genişletilmesi mahiyetinde olduğunu iddia etmiş ise de; davalı alacaklı, takip talebinde takibin cezai şarta ilişkin olduğunu açıkça belirtmemiş ve bu hususu cevap dilekçesinde açıklamış, davacı süresi içerisindeki cevaba cevap dilekçesinde tenkis talebinde bulunmuş olmakla bu husustaki itirazı yerinde değildir.
Dosyada mevcut bilirkişi raporunda; cezai şartın ekonomik yönden mahvına neden olup olmayacağının tespiti hususunda dosyada yeterli donelerin (yıllık bilanço, kar zarar hesapları, gelir ve kurumlar vergisine esas BA beyannameleri gibi) bulunmadığı, cezai şartın aylık satış ortalamasının 6 katı tutarında belirlenmesinin ise oldukça yüksek bir miktar olduğu belirtilmiştir. Mahkemece bu yönler üzerinde durulup eksik belgelerin celbinden sonra bilirkişiden ek rapor almadan cezai şartın davacının mahıvına sebep olmayacağının ne şekilde belirlendiği açıklanmadan davanın reddine karar verilmesi yerinde görülmemiş” şeklinde değerlendirilerek mahkememiz kararı kaldırılmıştır.
Dava, menfi tespit istemine ilişkindir.
Mahkememizce kaldırma ilamı doğrultusunda ilgili vergi dairesine müzekkere yazılmış, gelen yazı cevabına göre dosyamız, belirlenen cezai şartın davacı şirketin ekonomik yönden mahvına sebep olup olmayacağı konusunda açıklama yapılması için bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından ibraz edilen 27/07/2020 tarihli raporda özetle; davacı şirket mali tablolarının incelenmesi ve değerledirilmesi neticesinde; davalının talep edebileceği cezai şart davacı şirketin özvarlığını negatife çevireceği, davacı şirketin mali yönden mahvına sebep olmasa da kesinlikle zora sokacağı yönünde tespit ve değerlendirmelerde bulunulmuştur.
Bu doğrultuda BAM kaldırma ilamı sonrasında alınan 27/07/2020 tarihli bilirkişi raporunun ayrıntılı, gerekçeli, dosya kapsamına ve kaldırma ilamına uygun nitelikte düzenlenmiş olduğu, hüküm kurmaya elverişli tespit ve değerlendirmeler içerdiği görülmüş, mahkememizce rapora itibar edilerek davalı tarafından takip konusu edilen sözleşmeden kaynaklanan cezai şart miktarının davacının ekonomik anlamda mahvına sebebiyet verecek ölçüde yüksek olduğu kanaatine varılarak 6098 sayılı TBK’nın 182/3.maddesi gereğince, cezai şart miktarından takdiren % 50 oranında indirim yapılmasına karar verilerek davanın kısmen kabulü ile davacının … 32. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra dosyasına konu 50.388,56 TL’lik asıl alacak miktarı yönünden borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin talebin reddine, yasal şartları oluşmadığından davacının kötüniyet tazminat talebinin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Açıklanan gerekçeye göre;
1-Davanın kısmen kabulü ile, davacının … 32 İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra dosyasına konu 50.388,56 TL’lik asıl alacakmiktarı yönünden borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Yasal şartları oluşmadığından davacının kötüniyet tazminat talebinin reddine,
3-Karar tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan Harç Tarifesi gereğince hesaplanan 3.442,04 TL harçtan peşin alınan 1.721,03 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.721,01 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 1.721,03 TL harç masrafının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı duruşmalarda kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen miktar yönünden hesaplanan 7.350,51 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davalı kendisini duruşmalarda vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince ret edilen miktar yönünden hesaplanan 7.350,51 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
7-Davacının yapmış olduğu toplam: 1.352,70 TL yargılama giderinin davanın red/kabul oranına göre 676,35 TL ‘sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,geri kalan miktarın davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Davalının yapmış olduğu toplam: 1.017,00 TL yargılama giderinin davanın red/kabul oranına göre 508,50 TL ‘sinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,geri kalan miktarın davalı üzerinde bırakılmasına,
9-Davacı tarafından yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
10-Davalı tarafından yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya iadesine,
Dair verilen karar davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliyesi ( İstinaf Mahkemesi ) nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usülen anlatıldı. 17/11/2020

Katip …
(e-imza)

Hakim …
(e-imza)

MASRAF BEYANI (DAVACI İÇİN)
27,70 TL Başvuru Harcı
1.200,00 TL Harç Masrafı
125,00 TL tebligat ve müzekkere gideri
TOPLAM :1.352,70 TL

MASRAF BEYANI (DAVALI İÇİN)
1.000,00 TL Bilirkişi Ücreti
17,00 TL tebligat ve müzekkere gideri
TOPLAM :1.017,00 TL