Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/711 E. 2021/485 K. 08.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/711 Esas
KARAR NO : 2021/485

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 11/08/2011
KARAR TARİHİ : 08/07/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketinde içinde yer aldığı … AŞ bünyesindeki tüm şirketlerin ithalat, ihracat vs.tüm iş ve işlemleri ile her türlü gümrük müşavirliği hizmetlerinin 1985 yılından 31/05/2010 tarihine kadar müvekkili şirket tarafından sürdürüldüğünü, müvekkili şirketin yalnız … AŞ bünyesindeki tüm şirketlerin gümrük müşavirliği hizmetlerini yerine getirmek üzere kurulduğunu, bunun için … Limanına yakın …’ta ve … Limanına yakın …’de birer şube açtığını, şirket merkezinin … AŞ’nin de bulunduğu ve 8 katını kullandığı binanın 9.ve10.katında faaliyetine sürdürdüğünü, müvekkili şirket ile … AŞ nin artık birlikte anılır hale geldiğini, bu nedenle müvekkili şirkete gelen başkaca her türlü teklifleri kabul etmeyip geri çevirdiğini, başkaca kazanma amacı taşımadığını, taraflar arasındaki şifahi sözleşme bulunması nedeniyle bu şekilde devam ettiklerini, en son 01/01/2010 tarihinden 31/12/2010 tarihine kadar davalı şirket dahil… AŞ bünyesindeki tüm şirketler adına vekaletnamelerin çıkartılarak müvekkiline verildiğini, vekaletname ile müvekkili tarafından 2010 yılı ile ilgili olarak tüm iş, işlemler ve hizmetlerin bu şekilde devam ettiğini, ancak 31/05/2010 tarihi itibariyle müvekkiline sözleşmenin feshedildiğinin bildirilerek iş verilmediğini, müvekkilinin her türlü zarar ve mağduriyetlerinin karşılanacağının söylendiğini, süreler verilerek müvekkilinin oyalanmaya çalışıldığını, müvekkili firmada çalışan altı elemanın davalı şirket tarafından hukuka ve ahlaka aykarı olarak başka yerlere transfer edildiğini, ve 01/06/2010 tarihinden itibaren davalı yanından çalıştırılmaya başlandığını, davalı şirketin bu tutumu nedeniyle müvekkili şirketi mağdur ettiğini, şirket yetkilisinin arabasını sattığını, evini ise satışa çıkardığını, sözleşmenin haksız olarak feshinden sonra müvekkilinin giderlerinin karşılayamaz hale geldiğini, şirketin 3.kişilere yüksek miktarlı borçlar yaptığını, sehven asgari ücret tarifesinin altında ücretlendirilerek düzenlenen faturalara ilişkin eksik kesilmiş müşavirlik hizmetlerine ilişkin alacaklarının, 31/05/2010 tarihinden 31/12/2010 tarihine kadar ki yedi aylık süre ile ilgili sözleşmenin tek taraflı haksız ve erken feshinden doğan zararlarına ilişkin tazminat vs alacaklarının bulunduğunu, belirtilen haklarla ilgili olarak davalı tarafa 18/01/2011 tarihinde mektup gönderildiğini, sulh amacıyla görüşme isteklerini bildirdiklerini, faturası eksik kesilmiş müşavirlik ücretinin ödeneceğinin bildirildiğini, bunun dışındaki diğer taleplerin kabul edilmediğini ve uzlaşma sağlanamadığını, 2010 yılı mart, nisan ve mayıs aylarına ilişkin 188.816,52 TL tutarında 7 adet fark faturalarının, davalı şirket tarafından itiraz edilerek müvekkili şirkete iade edildiğini, 2010 yılı ocak ve şubat aylarına ilişkin fark faturalarının davalı şirket tarafından müvekkili şirkete ödendiğini, davalı şirketten 188.816,52 TL ücret farkı alacağınının bulunduğunu, bunun fesih tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte, 21/05/2010 – 31/12/2010 tarihleri arasında yoksun kalınan kazanç nedeniyle davalıdan tazminat isteme haklarının doğduğunu ve müvekkilinin gerçek zararının kazanç kaybının bilirkişi maarifetiyle hesaplanması üzerine belirlenecek miktardan şimdilik 10.000 TL lik kısmının sözleşmenin fesih tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Islah /
Davacı taraf alacak taleplerini 77.870,58 TL ye çıkartarak eksik harcı tamamlamıştır.
Davalı vekili Cevap ve Karşı Davada ;
Davalı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında herhangi bir sözleşme olmadığını, herhangi bir çalışma yapılmadığını, sadece bir işin söz konusu olması nedeniyle davacı tarafa müvekkili şirket tarafından vekaletname verildiğini, davacının yapmış olduğu her bir gümrük işi içinde kestiği fatura bedelini aldığını, davacı tarafa personellerine yapacağı tazminat ve çeşitli ihtiyaçları nedeniyle fazladan ödeme yapıldığını, davacının müvekkilinden alacaklı olmadığını, cari hesap nedeniyle borçlu olduğunu, davacının … A.Ş. ile anılmasının müvekkili şirket ile alakasının bulunmadığını, hukuksal bir bağının olmadığını, davacının kendisine verilen vekaletname ile ypapması gereken işlerin sınırlı olduğunu ve bunların sadece gümrük işlerinden ibaret olduğunu, davacının taraflar arasında sözleşme varmış gibi 7 aylık kazanç kaybı istemesinin hukuken kabul edilemeyeceğini, davacının müvekkili şirketin işlerini yapmak üzere kurulduğunu bildirdiğini, ancak müvekkili şirketin davacı şirketin başka iş alıp almaması konusunda bir istekte bulunmadığını, bu konuda müvekkilinin sorumlu tutalamayacağını, 2010 yılında sehven kesilen tarifenin altındaki ücretlerle ilgili de müvekkilinin hukuki açıdan bir bağnın bulunmadığını, buna ilişkin iddialarının kabul edilemeyeceğini, bundan dolayı fark faturası keserek müvekkili şirkete göndermesinin suiniyetini ortaya koyduğunu, davacının herhangi bir temerrüt ihtarıın da olmadığını, müvekkilinin temerrüde düşmediğini, müvekkili şirket tarafından davalının çeşitli ihtiyaçlarına istinaden cari hesaba mahsuben ödemeler yapıldığını, davacı şirketiin 755.525,63 TL borçlu olduğunu, bu alacaklarının tahsili için karşı dava açmak zorunda kaldıklarını, bu nedenlerle davanın reddi ile karşı davanın kabulü ile müvekkili şirketin 755.525,63 TL nin hesabın kat edildiği tarihten itibaren işleyecek en yüksek reeskont faizi ile birlikte davacı karşı davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davacı vekili karşı davaya cevap /
Davacı vekili, karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; davalının 755.525,65 TL alacaklı olduğuna ilişkin iddiasını kabul etmediklerini, taraflar arasında yazılı bir cari hesap sözleşmesinin bulunmadığını, karşı tarafın defterlerinin tek başına delil değeri taşımadığını, davalı karşı davacı tarafın bu alacağını ispatlar şekilde başka bilgi ve belge sunmadığını, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olarak açılan karşı davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLER;
1-Taraflar arasındaki sözleşme, faturalar
2-Ticaret Sicil Kayıtları, SGK Kayıtları, Vergi Dairesi Kayıtları
3-Gümrük Kayıtları, Banka Kayıtları, makbuz, dekont ve kayıtlar
4-Taraf ticari defter ve kayıtları
5-Bilirkişi incelemesi
6-taraf açıklamaları ve tüm dosya kapsamı
GEREKÇE :
Asıl dava, taraflar arasındaki gümrük müşavirliği hizmet sözleşmesinin davalı tarafça haksız feshedildiği iddiasıyla kazanç kaybı ve 2010 yılı Mart, Nisan ve Mayıs aylarına ilişkin hizmet faturalarının asgari ücret tarifesinin altında ücretlendirilmesi nedeniyle kesilen fark faturalarından kaynaklanan alacağın tahsili, karşı dava ise cari hesap ekstresinden kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkindir.
Yapılan yargılama neticesinde mahkememizce uyuşmazlık ilk olarak 2011/275 esas 2014/41 karar ile sonuçlandırılmıştır. Anılan mahkememizin 2011/275 esas 2014/41 karar sayılı kararı ile;
-Davacı karşı davalının kazanç kaybı ile ilgili talebinin kabulü ile 77.870,58 TL ile ilgili davanın kabulüne, dava tarihinden itibaren kısa vadeli kredilere uygunanan reeskont faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
– Davalı karşı davacının cari hesap davasının davacı karşı davalının takas mahsup talebinin kabulü ile 37.464,63 TL olarak kabulüne, ve hesabın kat edildiği tarihten itibaren reeskont faizi ile birlikte davacı karşı davalıdan alınıp , davalı karşı davacıya verilmesine,
Hükmedilmiştir.
Taraf vekillerince verilen karar temyiz edilmiştir. Yargıtay temyiz incelemesi ile kararın bozulmasına hükmetmiştir. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2014/9474 Esas, 2015/8569 Karar sayılı bozma ilamının ilgili kısmı;
A.Ş’ye hizmet faturası kestikten sonra tekrar “Türk Ticaret Kanunu, Gümrük mevzuatı ve asgari ücret tarifesi hükümleri” ile davacının davalı-karşı davacıya verdiği hizmetin niteliği de gözetilmek suretiyle verilen hizmetler için sehven asgari ücret tarifesinin altında ücretlendirme yapıldığı iddiasıyla fark faturası düzenleyip düzenleyemeyeceği, bilirkişi raporunun 4. sayfasında davacının 188.816,52 TL’lik alacağını kayden ispat edemediği kanaati oluştuğu belirtildikten sonra hiçbir açıklama yapılmadan raporun sonuç bölümünde davacının 718.061,00 TL alacağı olduğu sonuç ve kanaatine nasıl ulaşıldığı, yine davalı karşı davacı … A.Ş’nin 755.525,63 TL alacağının dayanaklarını ortaya koyacak ve taraf vekillerinin alacak hesaplamaları bakımından kök rapora, davalı-karşı davacı vekilinin ek rapora karşı ileri sürdüğü ciddi itirazları karşılayacak denetime elverişli ek rapor ya da yeni bir heyetten rapor alınmak suretiyle oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmek gerekirken denetime elverişli olmayan kök ve ek rapora göre karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
Ayrıca mahkemece, karşı davada hükmedilen meblağın “hesabın kat edildiği tarihten itibaren” faizi ile birlikte davacı karşı davalıdan tahsiline karar verilmiş ise de hesap kat tarihinden itibaren faize hükmedilebilmesi için taraflar arasında yazılı bir cari hesap sözleşmesi olması gerekir. Somut uyuşmazlıkta taraflar arasında yazılı bir cari hesap sözleşmesi bulunduğu iddia ve ispat olunmadığına ve davalı-karşı davacı tarafından davacı-karşı davalı … Müş. Ltd. Şti’ne gönderilmiş bir kat ihtarına da dosya kapsamında rastlanılmadığına göre karşı dava bakımından hesap kat tarihinden itibaren faize hükmedilmesi de doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
2-Bozma neden ve şekline göre, taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek olmadığına, takdir olunan 1.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin taraflardan alınıp yekdiğerine verilmesine, ödedikleri temyiz peşin harcın istelerine halinde temyiz eden taraflara iadesine, 22/06/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Şeklindedir.
Taraf vekillerinin bu karara karşı karar düzeltme talepleri reddedilmiştir. Bozma sonrası yapılan yargılamada bu kez 2016/1278 esas, 2018/135 karar sayılı karar ile;
1-Davacı karşı davalının davasının Kısmen Kabul Kısmen Reddi ile, 77.870,58 TL nin 10.000 TL sine dava tarihinden olmak üzere 67.870,58 TL sine ıslah tarihi olan 20/12/2013 tarihinden itibaren reeskont faizi ile birlikte davalı karşı davacıdan alınıp, davacı karşı davalıya verilmesine, davacı karşı davalının diğer taleplerinin reddine,
2-Davalı karşı davacının davasının Kabulü ile, 755.525,63 tL nin karşı dava tarihi olan 31/05/2011 tarihinden itibaren reeskont faizi ile birlikte davacı karşı davalıdan alınıp davalı karşı davacıya verilmesine,
Hükmedilmiştir.
Taraf vekillerince verilen karar temyiz edilmiştir. Yargıtay temyiz incelemesi ile yine kararın bozulmasına hükmetmiştir. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2018/3737 Esas, 2019/5677 Karar sayılı ilamının ilgili kısmı;
Mahkemece, asıl ve karşı davanın kısmen kabulüne dair karar, Dairemizin 22.06.2015 tarih, 2014/9474 Esas, 2015/8569 Karar sayılı ilamı ile tarafların bilirkişi raporuna ciddi itirazlarını değerlendiren bilirkişi raporu alınması gerektiği gerekçesiyle bozulmuştur. Bozma ilamına uyularak yapılan yargılamada, bilirkişi heyetinden alınan 06.11.2017 tarihli ek raporda; taraflar arasındaki ilişkinin hukuki niteliği konusunda önceki raporlardan ayrılmayı gerektirecek bir durumun bulunmadığı, davacı tarafından kesilen fark faturalarındaki 718.061,00 TL’lik bedelin Gümrük Genel Müdürlüğü’nün 2010/4 sayılı genelgesine göre istenemeyeceği mütalaa edilmiş, mahkemece yukarıda yazılı şekilde karar verilmiştir. Bozmadan sonra alınan ek raporun, Dairemizin bozma ilamında işaret ettiği taraf vekillerinin alacak hesaplamaları yönünden kök rapora itirazlarını karşılamadığı ve ayrıca karşı davadaki 755.525,63 TL alacağın dayanaklarını da ortaya koymadığından karşı davada davalının da karşı davaya yönelik itirazları yönünden de yeniden değerlendirme içermediği, bu sebeplerle hükme esas alınan bilirkişi ek raporunun bozma ilamının gereklerini yerine getirmediği anlaşılmakla, Dairemizin bozma ilamında belirttiği hususların gereğini yerine getiren yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi isabetli olmamış olup, kararın bozulması gerekmiştir.
2- Bozma sebep ve şekline göre, taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 numaralı bentte açıklanan nedenlerle, taraf vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın BOZULMASINA, 2 numaralı bentte açıklanan nedenlerle, taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek olmadığına, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz eden taraflara iadesine,
23.09.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Şeklindedir.
Asıl dava yönünden
Bilirkişi raporunda 5 ay boyunca 101 adet faturanın sehven asgari ücret tarifesinin altında düzenlenmesi ve sonradan fark hizmet bedeli istenmesinin 25 yıllık çalışma süreci içerisinde bulunan gümrük müşaviri yönünden hayatın olağan akışına uygun olmadığı, taraflar arasında yazılı bir “Gümrük Müşavirliği Hizmet Sözleşmesi” bulunmadığı gibi yazılı bir fesihte söz konusu olmadığı, taraflar arasındaki ilişkinin devamlılık arz etmediği, iş verildikçe vekaleten iş yapıldığı, emek karşılığı sabit bir ücretin ödenmediği bu nedenle kazanç kaybından söz edilemeyeceği kanaati bildirilmiş ve yedi aylık kazanç kaybı bulunduğunun kabulü halinde 77.870,00 TL kazanç kaybı hesaplanmıştır.
Davacı taraf asıl davanın kesinleştiğini ileri sürmüş ise de, bozma ilamlarında asıl davaya yönelik temyiz nedenlerinin reddine karar verilmeden taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek olmadığına, karar verilmiş olduğu, dolayısıyla asıl davaya ilişkin mahkememizce verilen önceki hükümlerin kesinleşmediği anlaşılmıştır.
Fark hizmet bedeli talebi yönünden;
Davacının 5 ay boyunca 101 adet faturanın sehven asgari ücret tarifesinin altında düzenlenmesi ve sonradan fark hizmet bedeli istemesi 25 yıllık çalışma süreci içerisinde bulunan gümrük müşaviri yönünden hayatın olağan akışına uygun olmadığı kanaatiyle davacının fark hizmet bedeli talebinde bulunamayacağı kabul edilerek bu talep yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
Kazanç kaybı yönünden;
TBK’nın 512. maddesi gereğince, uygun olmayan zamanda sözleşmeyi sona erdiren taraf, diğerinin bundan doğan zararını gidermekle yükümlüdür. Taraflar arasındaki akdi ilişkinin süresi ve akdi ilişkinin hiç bir gerekçe bildirilmeden ve ihtar yapılmadan ani bir şekilde sona erdirilmesine göre davalının uygun olmayan zamanda sözleşmeyi sona erdirdiği ve bu nedenle davacının uğramış olduğu kazanç kaybını karşılaması gerektiğinin kabulü ile bilirkişi tarafından hesaplanan 77.870,00 TL kazanç kaybının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine hükmedilmiştir.
Bilirkişilerin kazanç kaybı şartları oluşmadığına ilişkin kanaatlerine TBK madde 512 hükmü uyarınca itibar edilmemiştir.
Karşı dava yönünden;
Yargıtay bozma ilamında “karşı davadaki 755.525,63 TL alacağın dayanaklarını da ortaya koymadığından” ve ” Somut uyuşmazlıkta taraflar arasında yazılı bir cari hesap sözleşmesi bulunduğu iddia ve ispat olunmadığına” açıklama ve tespitine yer verilmiştir.
Bilirkişi raporunda davalı karşı davacı … Tic. AŞ’ nin cari hesap kayıtlarında davacı/karşı davalı … Ltd. Şti. Den 755.525,63 TL alacaklı olduğu hesaplanmıştır.
Mahkememizce uyulan Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2014/9474 Esas, 2015/8569 Karar sayılı bozma ilamında taraflar arasında yazılı bir cari hesap sözleşmesi bulunduğu iddia ve ispat olunmadığı kabul edilmiştir. Davalı karşı davacı alacağının cari hesap sözleşmesine dayandığını açıklamış ise de cari hesap sözleşmesinin varlığını ispatlar kesin bir delil dosyaya sunamamıştır.
Cari hesap ilişkisi ispatlanamadığından bilirkişilerin taraf defterine göre yapmış olduğu hesaplama alacağın varlığı için yeterli görülmemiştir.
Davalı karşı davacının davasını dayandırdığı cari hesap sözleşmesinin varlığını ve alacağın dayanaklarını ortaya koyamadığından ispatlanamayan karşı davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
1-)Davacı karşı davalının davasının Kısmen Kabul Kısmen Reddi ile, 77.870,58 TL nin 10.000 TL sine 12.05.2011 olan dava tarihinden, 67.870,58 TL sine ıslah tarihi olan 20.12.2013 tarihinden itibaren reeskont faizi ile birlikte davalı karşı davacıdan alınıp, davacı karşı davalıya verilmesine, davacı karşı davalının diğer taleplerinin reddine,
2-)Karşı davanın REDDİNE,
Asıl Davada
3-)Alınması gereken 5.319,34.TL. Karar ve İlam harcından peşin+ıslah harcı alınan toplam 4.111,52 harçtan mahsubu ile fazla alınan 1.207,82.TL.harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-)Davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hükmolunan kısım üzerinden hesaplanan 10.923,18 TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-)Davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince red olunan kısım üzerinden hesaplanan 21.667,16 TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
6-)Davacı tarafça yatırılan 4.111,52.TL peşin+ıslah harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
7-)Davacı tarafından yatırılan 18,40.TL.başvuru, 2,90.TL vekalet harcı 6.000.TL bilirkişi ücreti ve 412,00.TL posta giderinden ibaret toplam 6.433,30.TL yargılama giderinin kabul ve redoranları dikkate alınarak 2.519,73.TL.sinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa
verilmesine, bakiyesinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına;
Karşı Davada
8-)Alınması gereken 59,30 TL Karar ve İlam harcından peşin alınan 11.219,60 harçtan mahsubu ile fazla alınan 11.160,30.TL.harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
9-)Davalı vekili lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince red olunan kısım üzerinden hesaplanan 54.826,28 TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
10-)Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerine bırakılmasına,
11-)Asıl ve karşı davada yatırılan ve kullanılmayarak artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karara karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 15 günlük yasal süre içerisinde mahkememize veya başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek Temyiz dilekçesi ile Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.. 08/07/2021

Başkan …
(e-imza)

Üye …
(e-imza)

Üye …
(e-imza)

Katip …
(e-imza)