Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/666 E. 2023/310 K. 11.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/666 Esas
KARAR NO : 2023/310

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/11/2019
KARAR TARİHİ : 11/04/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ve duruşmalarda özetle; davacı …’in 23.05.2018 günü ablası … ve kız kardeşi … ve … ile birlikte saat 23:50 sıralarında … caddesinde yürüyüş yaptıklarını, davacı ve …’in yolun sahil tarafına geçen ablalarının yanına gitmek için karşıdan karşıya geçmeye başladıklarını, araçlara kırmızı ışık yandığını gören davacının ve kızkardeşinin yolu kontrol ederek karşıya geçtikleri sırada orta refüje birkaç adım kala davalı … adına kayıtlı ve davalı … yönetimindeki… plakalı aracın yüksek hızla gelip sağ ön kısmıyla çarptığını, Müşerref’in daha önde olması nedeniyle kazada hafif yaralandığını, ancak davacının ise bayıldığını, hastaneye gö iklerini, davacının kazada ağır yaralandığını, kafa ve yüzünde kırıklar oluştuğunu, kazadan sonra 8 ay yatalak şekilde yaşadığını, sakat kaldığını, Haseki hastanesinden davacının % 10 oranında malul kaldığına dair sağlık kurulu raporu alınmışsa da bunun davacının gerçek maluliyetini göstermediğini, ATK’ya sevk edilerek rapor alınmasıyla maluliyetinin sabit olacağını, … C. Başsavcılığının … S sayılı dosyasına alınan 18.04.2019 tarihli bilirkişi raporuna göre davacının % 60 oranında asli kusurlu, davalının ise %40 oranında tali kusurlu bulunduğunu, dosyada ifadelerin doğru bir şekilde tutanağa geçirilmediğini, …’ın 10.01.2019 tarihli ifadesine göre araçlara kırmızı ışık yanarken yayaların karşıdan karşıya geçtiklerini, yine tanık …ın da ifadesinde güçlü bir fren sesi duyduğunu beyan ettiğini, ancak polis bilirkişinin hatalı şekilde davacıya asli kusur yüklediğini, davalı sürücünün tam kusurlu olduğunu, Manevi Tazminat yönünden ise davacının ağır yaralandığını ve sakat kaldığını, acı ve elem duyduğunu, davacının anne babası olan diğer davacıların da kan kustuklarını, BK 6098’e göre davacıların manevi zarara uğradıklarının şüphesiz olduğunu, Maddi Tazminat yönünden ise, davacının kazada ağır yaralandığını 1 ay kadar yoğun bakımda kaldığını, davacının vücudunda çok sayıda kırık oluştuğunu, geçici ve sürekli iş göremezlik oranlarının tespiti için ATK’ya sevkinin gerektiğini, davacının bakıcı ve ilaç, tedavi ve yol masraflarının olduğunu, adli yardım talebinde bulunduklarını, ihtiyati haciz istediklerini belirttiğini ve şimdilik 100 TL geçici ve 100 TL sürekli iş göremezlik, 100 TL bakıcı gideri olmak üzere toplam 300,00 TL maddi tazminatın davalılar … ve … yönünden 23/05/2018 kaza tarihinden davalı … yönünden temerrüt tarihi olan 30/08/2019 dan itibaren işleyecek avans faizi, yargılama gideri, masraf ve vekalet ücretinin yasal faiziyle birlikte tüm davalılardan (sigorta şirketinin poliçe kapsamında sorumluluğu olduğu limit dahilinde olmak üzere) müştereken ve müteselsilen tahsili ile fazlaya dair hakların tespitine, davacı … yönünden 60.000 TL, … yönünden 20.000 TL ve … yönünden 20.000 TL manevi tazminatların da kaza tarihinden itibaren yasal faizini, yargılama giderleri ve ücreti vekalet ile birlikte davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde ve duruşmalarda özetle; raporun dosyaya sunulan Erişkinler için Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik’e uygun düzenlenmediğini, bu nedenle başvurunun usulden reddinin gerektiğini, 20.02.2019 tarihli RG’de yayınlanan yönetmeliğin 14. Maddesine göre 30.03.2013 tarihli RG’de yayınlanan yönetmeliğin ilga edildiğini, 20.02.2019 tarihli yönetmeliğe göre rapor düzenlenmesi gerektiğini, takipçi vekilinin başvurusunda belirttiği % 10’luk Maluliyet oranının gerekçelendirilmemesi nedeniyle takipçi vekiline uyarı yapılmasına rağmen geri dönüş yapılmadığını, uygun bir rapor alınması gerektiğini, davalı şirketin tedavi giderinden, geçici bakım giderinden, geçici iş göremezlik giderinden ve ulaşım giderinden sorumlu olmadığını, tedavi giderlerinin SGK tarafından karşılanacağını, bu nedenle davacının sağlık hizmet bedelleri için davalı şirkete rücu hakkının oluşmadığını, dava dilekçesinde davalının tam kusurlu olduğunun ileri sürüldüğünü, ancak bunun doğru olmadığını, davacı yaya …’in zihinsel engelli olduğunu, trafik kurallarına uygun davranmayacağının açık olduğunu, bu nedenle ATK’dan kusur raporu alınması gerektiğini, başvuru dilekçesinde gelirle ilgili hiçbir delile dayanılmadığını, SGK kayıtlarının, gelirin tespitinde vergi kayıtlarının esas alınması gerektiğini, 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren KMA ZMSS Poliçesi Genel Şartlarında tazminat hesaplaması yapılırken malul kişinin belgelendirilen gelirlerinin dikkate alınacağının aksi durumda asgari ücretin dikkate alınacağının belirtildiğini, aktüer bilirkişi tarafından maluliyet zararının hesaplanması gerektiğini, SGK’dan gelir sağlayıp sağlamadığının belirlenmesi gerektiğini, müvekkili şirket hakkında açılan davanın dava şartı yokluğundan reddine, esasa girilmesi halinde davanın esastan reddine, aksinin kabulü halinde ise, sorumluluğun azami poliçe teminatı ile sorumlu tutulmasına, hatır taşıması ve birlikte kusur durumları gözetilerek varsa bu hususlarda resen indirim yapılmasına, temerrüde düşmemiş ve dava açılmasına sebebiyet vermemiş bulunan müvekkili şirket aleyhine vekalet ücreti, yargılama giderleri ve faize karar verilmemesine, kabul anlamına gelmemek üzere aleyhe hüküm kurulması halinde ise poliçe limiti ve sigortalının kusur oranı dikkate alınarak hüküm kurulması gerekliliğine, reddedilen kısım için ise yargılama ücreti ve ücreti vekaletin davacı yana en yüksek hadden tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar … ve … vekili cevap dilekçesinde ve duruşmalarda özetle; alacağın belirlenebilir olması halinde belirsiz alacak davası açılamayacağını, şartları varsa kısmi dava açılabileceğini, bu nedenle hukuki yarar yokluğundan davanın reddinin gerektiğini, sigorta şirketine başvurulmasının dava şartı olduğunu, özürlülük oranının tespiti için ATK’ya başvurulması gerektiğini, taraflar arasında görülen … 56. Asliye Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasının bekletici mesele yapılması gerektiğini, aksi halde telafisi imkansız zararlar oluşacağını, tazminattan sorumluluk için kusur oranlarının belirlenmesi gerektiğini, davalıya yüklenebilecek bir kusur oranı olmadığını, davanın esastan reddinin gerektiğini, talep edilen miktarların fahiş olduğunu, davacının ihtiyati haciz taleplerinin yersiz olduğunu, eksik harç ve masrafların tamamlanmasına, tamamlanmaması halinde davanın usulden reddine, mahkeme aksi kanaatte olursa hukuki yarar yokluğu nedeniyle maddi tazminata ilişkin tedavi, ilaç ve yol masrafları nedeniyle 3.000,00-TL tutarlı kısmın tefrik edilerek davanın usulden reddine, ihtiyati haciz talebinin reddine, müvekkilleri aleyhine haksız ve yasal dayanaktan yoksun davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmil edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizin 02/12/2019 tarihli Tensip zaptının 16 nolu ara kararı gereğince; “Dosyadaki evraklar kapsamında davacının kısıtlı olması, üzerine kayıtlı herhangi bir mal varlığı olmaması nedeniyle adli yardım talebinin kabulüne, ileride haksız çıkacak taraftan alınmak kaydıyla yargılama giderlerinin şimdilik kamudan karşılanmasına” dair karar verildiği görülmüştür.
Mahkememizce tarafların bildirdiği deliller toplanmış, .. 56 Asliye CM nin …esas sayılı dosyasının UYAP kayıtları, Adli tıp raporları, bilirkişi raporu dosyamız arasına alınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazasından kaynaklı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Somut olayda taraflar arasındaki uyuşmazlık, 23/05/2018 tarihinde meydana gelen kaza nedeni ile kazanın taraflarının kusur durumu, kazada yaralanan davacı…’in da geçici veya sürekli iş gücü kaybı olup olmadığı, kazada yaralanan davacının malul olup olmadığı, maluliyet oranı ve tazminat şartlarının oluşup oluşmadığı, manevi tazminat isteminde bulunulup bulunulamayacağı, davalıların sorumlu olup olmadıkları hususunda toplanmaktadır.
… 56 Asliye Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dosyasının incelemesinde; sanık … hakkında yapılan yargılama neticesinde “Her ne kadar sanık hakkında “Taksirle Bir Kişinin Yaralanmasına Neden Olma” suçundan TCK nın 89/1-2-b. 53/6 Maddesi gereği cezalandırılması istemiyle Kamu davası açılmış ise de; yüklenen suç açısından sanığın taksirinin bulunmaması nedeniyle atılı suçtan CMK’nun 223/2-c maddesi uyarınca BERAATİNE” dair karar verildiği ve kararın 14/06/2022 tarihinde istinaf edilmeden kesinleştiği görülmüştür.
Tarafların bildirmiş olduğu deliller toplandıktan sonra 23/05/2018 tarihinde meydana gelen kaza nedeniyle davacının maluliyetinin bulunup bulunmadığı, var ise oranının belirlenmesi için dosyamızın İstanbul ATK’ya gönderilmesine karar verilmiş, İstanbul 2. Adli Tıp İhtisas Kurulu’nun 23/03/2021 tarihli raporunda;
“1-Mevcut belgelere göre … ve … kızı 1997 doğumlu …’in 23.05.2018 tarihli trafik kazası sebebiyle 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kapsamında maluliyetine neden olacak düzeyde araz bırakmadığından malüliyet tayinine mahal olmadığı,
2-İyileşme süresinin (iş göremezlik süresi) olay tarihinden itibaren 3 (üç) aya kadar uzayabileceği” yönünde tespitlerde bulunulmuştur.
Mahkememizin22/06/2021 celsesinde verilen ara karar gereğince; İstanbul ATK 2.İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen maluliyet raporu ile davacı tarafından sunulan … Eğitim ve Araştırma Hastanesinin Engelli Sağlık Kurulu raporu arasında çelişki oluştuğu anlaşıldığından ATK Genel Kurulu tarafından çelişkinin giderilerek davacının kaza nedeni ile oluşan maluliyetinin istenilmesi için dosyamızın İstanbul ATK’ya gönderilmesine karar verilmiş, İstanbul Adli Tıp Kurumu Başkanlığı’nın 23.06.2022 tarihli raporunda;
“… hakkında düzenlenmiş adli ve tıbbi belgelerde bildirilen veriler İkinci Üst Kurulca tekrar değerlendirildiğinde;
… ve … kızı 1997 doğumlu …’in 23/05/2018 tarihli trafik kazasına bağlı yaralanmasının;
A-) 11/10/2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kapsamında maluliyetine neden olacak düzeyde araz bırakmadığından;
Kişinin maluliyet oranının %0 (yüzdesıfır) olduğu;
B-) 30/03/2013 tarih, 28603 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik, hükümlerine göre değerlendirildiğinde; Kas iskelet sistemi, üst ekstremite., omuz hareket kısıtlılığı,Şekil 2.10., şekil 2.11 e göre:%1 ve %1 olup toplam %2 olup., tablo 2.3 e göre:%1 olup., Kişinin tüm vücut engellilik oranının %1 (yüzdebir) olduğu,
C-) Özürlülük kavramıyla meslekte kazanma gücü kaybı, çalışma gücü kaybı kavramlarının farklı kavramlar oldukları, farklı tüzük ve yönetmeliklerin, farklı bölümlerinde değerlendirildikleri, aralarında bağlantı bulunmadığı, aralarında çelişkiden bahsedilemeyeceği.,
D-) İyileşme süresinin (iş göremezlik süresi) olay tarihinden itibaren 3 (üç) aya kadar uzayabileceği,
E-) Bir başkasının sürekli bakımına muhtaç durumda olmadığı, ancak iyileşme süresi içerisinde 1 (bir) ay süreyle bir başkasının yardımına gereksinim duyabileceği” yönünde tespitlerde bulunulmuştur.
Mahkememizin 26/10/2022 tarihli ara kararı gereğince dosyamız rapor hazırlanmak üzere kusur bilirkişisi İstanbul Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliğinde görevli … ve aktüer bilirkişi … ‘a tevdi edilmiş, bilirkişiler tarafından ibraz edilen 27/02/2022 tarihli raporda özetle;
” KUSUR YÖNÜNDEN YAPILAN DEĞERLENDİRME VE KANAAT:
Dosyada bulunan tüm belgelerin, tanık ve taraf ifadelerinin, bilirkişi raporlarının, ceza davası tutanaklarının ve kararının incelenmesinden aşağıdaki hususlar tespit edilmiştir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre:
Yayaların uyacakları kurallar
MADDE 68- Yayaların uyacakları kurallar aşağıda belirtilmiştir.
b) Taşıt yolunun karşı tarafına geçmek isteyen yayaların taşıt yolunu, yaya ve okul geçidi ile kavşak giriş ve çıkışları dışında herhangi bir yerden geçmeleri yasaktır.
Yayalar, bu yerlerden geçerken;
1. Yaya ve okul geçitlerinin bulunduğu yerlerde, geçitte yayalar için ışıklı işaret varsa bu işaretlere uymak,
2. Geçitte yayalar için ışıklı işaret yoksa ve geçit sadece taşıt trafiği ışıklı işareti veya yetkili kişi tarafından yönetiliyorsa, geçecekleri doğrultu açıldıktan sonra taşıt yoluna girmek,
3. Işıklı işaret veya yetkili kişilerin bulunmadığı geçitlerde veya kavşaklarda güvenlikleri açısından yaklaşan araçların uzaklık ve hızını göz önüne almak,
Zorundadırlar.
Ancak, yüz metre kadar mesafede yaya geçidi veya kavşak bulunmayan yerlerde yayalar, taşıt trafiği için bir engel teşkil etmemek şartı ile ve yolu kontrol ederek kendi güvenliklerini sağladıktan sonra en kısa doğrultuda ve en kısa zamanda taşıt yolunu geçebilirler.
Olayda yaralanan davacı yaya küçük …, karşıdan karşıya geçmeden önce yoldaki araç trafiğine dikkat etmesi, yakın mesafedeki ışıklı yaya geçidini kullanarak emniyetle karşıdan karşıya geçmesi gerekirken bu kurallara uymamış, yaya geçidinden uzakta kaldırımdan yola inmeden önce yolda seyreden araçların yakınlık ve hızlarını gözlemesi ve bu aracın geçmesini beklemesi, bu aracın geçişinden sonra yola inmesi gerekirken tedbirsiz, dikkatsiz ve dalgın şekilde davranmış, yaklaşan aracın hızını ve yakınlığını dikkate almamış ve tehlikeli davranarak kaldırımdan yola inmiş, ilk geçiş önceliğini davalı sürücüye vermemiştir. Bu nedenlerle davacı yaya … kendi yaralanmasıyla sonuçlanan olayda %100 oranında ASLİ VE TAM kusurludur.
Davalı sürücü …ise, yönetimindeki aracıyla ile meskun mahalde gece karanlığında yolu yapısı ve virajlı olması nedeniyle normal süratle seyrederken sağından soluna doğru aniden ve koşarak karşıdan karşıya geçmeye çalışan davacı …’e karşı sert fren ve sola direksiyon tedbirlerini almasına rağmen kazayı önleyemediğinden ve alabileceği başka ek bir tedbir bulunmadığından olayda kendisine yüklenebilecek bir kusur oranı mevcut değildir.
TAZMİNAT YÖNÜNDEN İNCELEME:
a)Kusur Gdeğerlendirmesinde…plakalı aracın davalı sürücüsü …’nin(davalı sigorta şirketi tarafından zorunlu trafik sigorta poliçesi ile sigortalanan ve diğer davalının maliki olduğu araç) kusursuz olduğu, kazada yaralan davacı …’in %100 oranında kusurlu olduğu belirlenmiştir.
b)6098 Sayılı Borçlar Kanunun 49.maddesinde “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür” demektedir.
c)Somut olayda kusursuz sorumluluk söz konusu olmayıp, davacının davalılardan maddi ve manevi tazminat talebinde bulunabilmesi için …plakalı araç sürücüsünün kusurlu olması gerekmektir. Ancak;
Kusur değerlendirmesinde davalı araç sürücüsünün kusursuz olduğu ve davacının %100 kusurlu olduğu belirlenmiş olmakla davalının davacıya karşı işbu dava kapsamında bir sorumlulukları söz konusu olmayacaktır.
Bu durumda gereksiz yere karışıklığı neden olmaması bakımından maddi zarar hesabı yoluna gidilmeyecektir.
SONUC: Hukuki durumların ve delillerin takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere; 23.05.2018 tarihinde meydana gelen trafik kazasında;
Yukarıda açıklandığı üzere:
1.Dava konusu olayın meydana gelişinde davacı yaya …’in %100 oranında asli ve tam kusurlu olduğu
2.Davalı sürücü …’nin kusursuz olduğu,
3.Kusur değerlendirmesinde, davalıların sorumluluğunu doğuran … plakalı aracın davalı sürücüsü …’nin(davalı sigorta şirketi tarafından zorunlu trafik sigorta poliçesi ile sigortalanan ve diğer davalının maliki olduğu araç) kusursuz ve kazada yaralanan davacı …’in %100 kusurlu olduğu belirlenmiş olmakla; davalıların işbu dava kapsamında davacılara karşı bir sorumluluğunun söz konusu olmayacağı,
Davalıların sorumluluğu söz konusu olmadığından gereksiz yere karışıklığı sebebiyet verilmemesi bakımından maddi zarar hesabı yoluna gidilmediği, Sayın Mahkemece aksi kanaate varılması veya kusur durumunda değişiklik olması halinde maddi zarar hesabının buna göre yapılabileceği” yönünde tespit ve değerlendirmelerde bulunulmuştur.
Mahkememizce yapılan yargılama, alınan bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamının birlikte değerledirilmesi neticesinde; kazanın taraflarının kusur durumuna ilişkin, istinaf edilmeden kesinleşen ceza dosyasında ATK Genişletilmiş Uzmanlar Kurulundan alınan rapor ile Mahkememizce alınan kusur raporunun aynı yönde tespitler içerdiği, birbiri ile uyumlu olduğu, alınan kusur raporuna göre davacı yaya … kendi yaralanmasıyla sonuçlanan olayda %100 oranında asli ve tam kusurlu olduğu, davalı sürücü …’nin kendisine yüklenebilecek bir kusur oranının ise mevcut olmadığı tespit edildiğinden TBK m.49 kapsamında davacıların araç sürücüsü, maliki ve sigortacısı olan davalılara karşı herhangi bir talep hakkının bulunmadığı anlaşıldığından maddi ve manevi tazminat istemleri yönünden davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Açıklanan gerekçeye göre;
1-Maddi ve manevi tazminat istemleri yönünden davanın reddine,
1-a)Karar tarihine göre maddi tazminat yönünden alınması gereken 179,90 TL harçtan peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye ‭135,50 TL harcın davacılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine,
1-b)Davalı … A.Ş. kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri gereğince maddi tazminat yönünden hesaplanan 300,00 TL vekalet ücretinin davacılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davalıya verilmesine,
1-c)Davalılar … ve … kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri gereğince maddi tazminat yönünden hesaplanan 300,00 TL vekalet ücretinin davacılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davalılara verilmesine,
2-a)Karar tarihine göre manevi tazminat yönünden alınması gereken 179,90 TL harcın davacılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine,
2-b)Davalılar … ve … kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri gereğince manevi tazminat yönünden hesaplanan 9.200-TL TL vekalet ücretinin davacılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile bu davalılara verilmesine,
3-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13,14. Maddeleri ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26.maddesi gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davacılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına,
4-İstanbul Adli Tıp Kurumu raporları için belirlenen ücretin yatırılmadığı anlaşıldığından 05/07/2021 tarihli fatura bedeli 2.041,00-TL ‘nin ve 22/12/2020 tarihli fatura bedeli 1.070,00 TL nin takdiren tamamının davacı tarafça İstanbul Adli Tıp Kurumu hesabına yatırılmasına,
5-Dosyanın Adli Yardımlı olması nedeniyle suçüstü ödeneğinden karşılanan 3.000,00-TL bilirkişi ücretinin davacılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına,
6-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
7-Davacılar tarafından yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara iadesine,
Dair verilen karar davalı vekilinin yüzüne karşı, davacı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliyesi ( İstinaf Mahkemesi ) nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usülen anlatıldı. 11/04/2023

Katip
✍e-imzalı

Hakim
✍e-imzalı