Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/658 E. 2019/1072 K. 28.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/658 Esas
KARAR NO : 2019/1072 Karar

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/11/2019
KARAR TARİHİ : 28/11/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava ilekçesinde özetle; müvekkilinin tekstil sektöründe faaliyet gösteren bir şirket olduğunu, müvekkili şirketin ticari faaliyetlerinden dolayı işlerin yönetimi, raporlaması vb. birçok ihtiyacının olduğunu ve bu ihtiyaçları karşılamak için davalı şirketten bir bilgisayar programı satın aldığını, davaya konu programın 7.080,00-TL bedel karşılığında satın alındığını, davalı şirketin bu satışa konu faturayı düzenlediğini ve davacı şirketin bu fatura bedelinin 3.000,00-TLsini fatura gününde, 4.080,00-TLsini de 03/05/2019 tarihinde ödediğini, bu satışa istinaden taraflar arasında sözleşme yapılmadığını, bilgisayar programı lisans sözleşmelerinin fikir ve sanat eserleri kanununa göre mutlaka yazılı şekilde yapılması gerektiğini, kabul anlamına gelmemek kaydı ile taraflar arasında sözleşme yapıldığı varsayılsa bile sözleşmenin içeriğindeki genel işlem koşulu niteliğindeki haksız şartların geçerliliğinin mümkün olmadığını, müvekkili şirketin üzerine düşen yükümlülüklerini yerine getirmesine rağmen davalı şirketin sözleşme gereği üzerine düşen yükümlülüklerini yerine getirmediğini, davalı tarafın programın kurulumunun, uyarlamasının ve eğitiminin kaç saat olacağı hususunda hiçbir bilgi verilmediğini, müvekkili şirketçe eksik ve yetersiz verilen eğitimin ardından programı kullanılmış ancak programın iş yerinin ihtiyaçlarını karşılamadığını ve alınan eğitimin programın işlevsel şekilde çalıştırmakta yetersiz olduğunun anlaşıldığını, programın müvekkili tarafından hiç kullanılmadığını ve satıcının hizmette kusuru sebebiyle de kullanılamadığını, bu nedenlerle alacağın şimdilik 1.000,00 TL’lik kısmının fazlaya ilişkin hakların saklı kalması kaydıyla davanın kabulüne, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar veirlmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı tarafa tebligat yapılmamış ve cevap dilekçesi sunmamıştır.
GEREKÇE :
Dava; alacak davasıdır.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde;
01.01.2019 tarihinde yürürlüğe giren ve 03/01/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5 inci maddesinden sonra gelmek üzere eklenen maddeye göre :
MADDE 5/A- (1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasına eklenen cümle ile
“Dava şartı olarak arabuluculuk
MADDE 18/A- (1) İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.
(2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.
Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 22. Maddesinin 3 nolu bendinde;
“…(3) Dava dilekçesi içeriğinden açıkça arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde derhal herhangi bir usuli işlem yapılmadan ve duruşma yapılmaksızın dosya üzerinden davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir…”
Dava dilekçesinin incelenmesi neticesinde; davanın 7155 sayılı Kanunun 26. Maddesinde belirtilen yürürlük tarihi olan 01.01.2019 tarihinden sonra açıldığı, davanın menfi tespit davası olduğundan zorunlu arabuluculuk durumunun söz konusu olduğu ve davacının dava dilekçesinde arabuluculuğa başvurulduğuna dair hiçbir beyan olmaksızın dava dilekçesinin hazırlandığı ve davanın bu dava dilekçesi ile açılmış olduğu anlaşılmakla 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun m.l8/A-f.2 ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 22/3 maddesi hükmü gereğince davanın Arabuluculuk Dava Şartı Yokluğu Nedeni ile Usulden Reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
1-Davanın; 6325 Sayılı Kanunun 18/A-2 maddesindeki “Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 22. Maddesinin 3 nolu bendinde;”…(3) Dava dilekçesi içeriğinden açıkça arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde derhal herhangi bir usuli işlem yapılmadan ve duruşma yapılmaksızın dosya üzerinden davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir…”düzenlemeleri nedeni ile Arabuluculuk dava şartı yokluğu nedeni ile USULDEN REDDİNE,
2- Harç peşin alındığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
3-Yapılan yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı tarafından yatırılan gider avansının karar kesinleştiğinde bakiye kalan kısımların davacıya iadesine,
6100 Sayılı HMK.’ nın 345./1Maddesi uyarınca ilgililere kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize vereceği bir dilekçe ile İSTİNAF YOLU açık olmak üzere taraf vekillerinin yokluğunda tensiben verilen karar alenen okunup usulen tefhim kılındı.28/11/2019

Katip …
(e-imza)

Hakim …
(e-imza)