Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/657 E. 2020/583 K. 19.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/657 Esas
KARAR NO : 2020/583

DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/11/2019
KARAR TARİHİ : 19/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından Mahkemenize hitaben verilen dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile asıl borçlu davalı … arasında Genel Kredi Sözleşmesi akdedildiğini, diğer davalı … bahse konu sözleşmede müteselsil kefil olduğunu, borçluların kredi kullanımından doğan borçlarını zamanında ödememeleri üzerine … 2.Noterliğinin … tarih ve … yevmiye numarası ile hesapların kat edildiğini, ancak ihtara rağmen borcun ödenmediğini, bunun üzerine davalılar aleyhine … 2.İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası ile takip başlattıklarını, borçluların takip dosyasına haksız olarak itiraz etmeleri üzerine iş bu davayı ikame ettiklerini, davalıların borca faize ve tüm ferilereni yaptığı itirazın haksız ve mesnetsiz olduğunu ve müvekkili bankanın alacağının kötüniyetli olarak geçiktirmekten ibaret olduğıunu beyan ederek davalıların … 2.İcra Müdürlüğünün … sayılı icra takibine yaptıkları itirazın iptali ile takibin aynen devamına, takip konusu alacağın %20 sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalılardan alınarak müvekkiline verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar Davaya Cevabında :
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle : icra takip dosyasına sözleşmenin tamamının sunulmadığını ve müvekkiline de onaylı sureti tebliğ edilmediğini, kredi sözleşmesindeki şartlar müvekkili tarafından öğrenildiğini, ihtarnamenin usulüne uygun düzenlenmediğini, 4077 sayılı yasanın 10. Maddesini değiştiren 4822 sayılı yasa 06/03/2019 tarihide kabul edilmiş olup, usulüne uygun çekilmeyen ihtarname ile müvekkillerinin temerrüde düştüğünden bahsedilemeyeceğini, söz konusu ihtarnamenin yasadaki şartları taşımadığını, çekilen ihtarın hüküm doğuramayacağını, vadesi gelmeyen taksitlerin muaccel olduğunun kabul edilemeyeceğini, davacının talep ettiği faiz miktarının fahiş olduğunu, hesap kat ihtarnamesi usulüne uygun tebliğ edilmediğinde de müvekkil hakkında icra takibinden öncesine ilişkin temerrüt faizi de hesaplanamayacağını, takip konusu icra takibinde yer alan tüm faiz ve ferilerine itiraz ettiklerini, itirazlarının değerlendirilebileceği şekilde davacı bankanın bankacılık belgeleri de incelenerek icra dosyasındaki kredi sözleşmesi uyarınca ödenmesi gereken asıl borç ve ferilerinin tespitinin gerektiğini beyan ederek fazlaya ve başkaya ilişkin tüm hukuki ve cezai haklarını saklı tutarak davacı tarafın ihtiyati haciz talebinin reddine, usul ve yasaya aykırı davacının davasının tümden reddine davacı tarafın tüm taleplerinin reddine, kötü niyetli davacı aleyhine alacağın %20 si oranında tazminata hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
DELİLLER;
İcra dosyası, kredi sözleşmesi , bilirkişi incelemesi, icra dosyası ve dava dosyasındaki taraf açıklamaları.
GEREKÇE :
Dava, taraflar arasında imzalanan genel kredi sözleşmesi ve kefalet sözleşmesine dayalı alacağa ilişkin takibe yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı banka ile davalı asıl borçlu … arasında 09.08.2017 tarihinde 500.000.00 TL limitli, “genel kredi sözleşmesi” imzalanmış ve bu sözleşme kapsamında davalı asıl borçlu 2 adet taksitli kredi kullanmıştır. Davalı …’da söz konusu sözleşmeyi müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzalamıştır.
Taleple bağlı kalınarak ödenmemiş alacak miktarının belirlenmesi için mahkememizce konusunda uzman bilirkişiden uzmanlık raporu alınmıştır. Alınan bilirkişi raporu, dosya kapsamına uygun somut bilgi ve belgeye dayalı, tarafların ve hakimin denetimine açık ve değerlendirmenin gerekçelerinin bilimsel verilere uygun olduğu kanaati ile mahkememizce değerlendirmeye esas alınmıştır. (HMK md. 266 vd.)
Taraflar arasında imzalanan sözleşmenin “delil” başlıklı 33.maddesi,” Müşteri ve kefiller ile aralarında çıkan uyuşmazlıklarda bankanın defter kayıt ve belgelerinin HMK 193 gereği yazılı delil anlaşması niteliğinde olduğu imza altına alınmıştır.
Kefaletin geçerliliği yönünden; sözleşmede kefilin sorumlu olduğu azami miktar, kefalet tarihi ve müteselsil kefalete ilişkin ibarenin yazılı olduğu tespit edilmiştir.
Davalı kefil …’ın sözleşmenin imzalandığı tarihte eşinin muvafakatname verdiğine ilişkin belge sunulmuştur.
Faizin fahiş olduğuna ilişkin itiraz yönünden;Taraflar arasında imzalanan sözleşmenin,” Temerrüt Faizi” başlıklı 7.8.3 maddesinde “Müşteri, temerrüdün doğduğu tarihten itibaren fiili ödemeyi gerçekleştirdi! güne kadar geçecek günler için, temerrüt tarihinde aym tür krediler ve hesaplar içi Banka’ca belirlenen en yüksek cari faiz oranının (%50) fazlası olarak hesaplanaca oranda Temerrüt Faizi ödeyecektir,” hükmü mevcuttur.
Davaya konu alacağa dayanak sözleşme ”genel kredi sözleşmesi” başlıklı olup, kullandırılan krediler de ticari niteliktedir. 6098 Sayılı TBK’ nın 120. maddesinde temerrüt faizi yönünden bir sınırlama getirilmiştir. 6101 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 7. maddesinde ise TBK’nın 120. madde hükmünün görülmekte olan davalarda uygulanacağı hükme bağlanmıştır. Bununla birlikte 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK’nın 8/1. maddesinde, ticari işlerde faiz oranının serbestçe belirleneceği hükme bağlanmış, aynı maddenin 3. fıkrasında ise tüketicinin korunmasına ilişkin hükümler saklı tutulmuş, başkaca bir istisna getirilmemiştir. 6102 sayılı TTK’nın 9. maddesinde ticari işlerde kanuni anapara ile temerrüt faizi hakkında ilgili mevzuat hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmış olup bu hali ile 6098 sayılı TBK’nın 88. ve 120. maddeleri hükümlerinin ticari işlerde uygulanmayacağının kabulü gerektiğinden sözleşmede belirtilen oranda akdi ve temerrüt faizi talep edilebilecek olmakla, davalı tarafın bu yöndeki itirazı yerinde değildir.
Uygulanan faiz oranı yönünden;
Yargıtay uygulamasında ( HGK 2017/19-1650 E 2019/507 K) bankaların Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’na bildirdikleri ancak müşterilerine fiilen uygulamadıkları akdi faizlerin temerrüt faizinin tespitinde esas alınmayacağı, bankanın o dönem için ticari kredilere fiilen uyguladığı akti ve temerrüt faiz oranlarının uygulanması gerektiği kabul edilmektedir.
Buna göre her iki taksitli krediye fiilen uygulanan faizlerin en yüksek olanı (1.83×12=21.96) %21.96 akdi faiz oranının % 50 fazlası %32.94 olarak hesaplanmış ve % 45 faiz talebinin yerinde olmadığı kabul edilmiştir.
Temerrüt yönünden;
Davacı banka; davalı borçlulara … 4.Noterliğinin … tarih … yevmiye nolu ihtarnamesi ile borcun 3 gün içinde ödenmesini bildirmiştir.
Davalı asıl borçlu …’a gönderilen ihtarnamenin 03.07.2019 tarihinde iade edilmiş ise de taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 38.maddesine istinaden tebliğin geçerli bir şekilde yapıldığı kabul edilmiştir.
Davalı kefil …’a gönderilen ihtarname 06.07.2019 tarihinde tebliğ edilmiştir.
Bu açıklamalar ve tespitler kapsamında:
Genel kredi sözleşmesi, kredi kullandırıldığına dair sunulan belgeler, dosya içeriği ve şube kayıtlarında bulunan belgeler üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmıştır. Yapılan inceleme ile kullandırılan kredi miktarı ve her bir kredi yönünden davacının alacaklı olduğu miktar ayrı ayrı tespit edilmiştir. Bundan sonra kullanılan kredinin ödendiğinin ispat yükü davalı üzerindedir. Davalılar ödenmemiş kredi borcunun ödendiğine dair delil sözleşmesi ve HMK hükümleri uyarınca ödemeye dair herhangi bir yazılı (makbuz ve dekont örnekleri vb) delil sunamadıkları gibi, borcun ödendiğine dair savunmada da bulunmamıştır Dolayısıyla taraflar arasında sözleşme ilişkisi bulunduğu ve bu sözleşmeden kaynaklanan bir miktar borç olduğu hususunda ihtilaf bulunmamaktadır.
Davalı asıl borçlu … sözleşme ilişkisi uyarınca, Davalı … sözleşmeyi kefil olarak imzaladığından kefalet limiti kapsamında ödenmeyen ve hüküm altına alınan kredi borcundan sorumlu tutulmuştur. Bu nedenle davanın kabulü ile davalıların likit olan alacakta icra takibine haksız yere itirazda bulunmaları nedeni ile toplam alacağın % 20 si oranında icra inkar tazminatının, davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçeye göre;
1-) Tahsilde tekerrür olmamak üzere;
-Davalı … açısından; 434.298,74 TL asıl alacak, 456,99 TL işlemiş faiz ve takip tarihinden sonra davacı bankanın 434.298,74 TL asıl alacağının tamamı ödeninceye kadar %32,94 oranında temerrüt faizi uygulanmasına yönelik İTİRAZIN İPTALİNE;
-Davalı … açısından; 434.298,74 TL asıl alacak, 716,72 TL işlemiş faiz ve takip tarihinden sonra davacı bankanın 434.298,74 TL asıl alacağının tamamı ödeninceye kadar %32,94 oranında temerrüt faizi uygulanmasına yönelik İTİRAZIN İPTALİNE;
Fazlaya ilişkin taleplerin Reddine,
Toplam alacağın % 20 oranında icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya ödenmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hükmolunan kısım üzerinden hesaplanan 29.666,95.-TL nispi karar harcından peşin yatırılan 5.327,49.-TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 24.339,46.TL harcın davalılardan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
3-)Davacı vekili lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hükmolunan kısım üzerinden hesaplanan 38.764,94.TL nisbi vekalet ücretinin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-)Davalı vekili lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince red olunan kısım üzerinden hesaplanan 3.400,TL. vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine,
5-)Davacı tarafça yatırılan 5.327,49.TL peşin harcın davalılardan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
6-)Davacı tarafından yatırılan 44,40.TL.başvuru, 6,40.TL vekalet harcı 900,00.TL bilirkişi ücreti ve 173,50.TL posta giderinden ibaret toplam 1.124,30.TL yargılama giderinin kabul ve redoranları dikkate alınarak 1.106,94.TL.sinin davalılardan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, bakiyesinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına;
7-)Taraflarca yatırılan kullanılmayan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karara karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde mahkememize veya başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.19/11/2020

Başkan …
(e-imza)

Üye …
(e-imza)

Üye …
(e-imza)

Katip …
(e-imza)