Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/647 E. 2022/778 K. 30.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/647 Esas
KARAR NO : 2022/778

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 22/11/2019
KARAR TARİHİ : 30/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin 22/11/2019 tarihli dava dilekçesinde özetle; 22.08.2010 tarihinde müvekkilin yolcu konumunda olduğunu, … plakalı araç ile … idaresindeki … plakalı aracın çarpışması sonucu meydana gelen, trafik kazasında müvekkil ağır yaralandığını, ve bu kaza neticesinde sakat kaldığını, kazayla ilgili evraklar … Asliye Ceza Mahkemesinin … E. Ve…K. Sayılı dosyasında bulunduğunu, müvekkilin kazadan sonra tedavisi … İlçe Devlet Hastanesinde, … Hastanesi ve halen de Yalova Devlet Hastanesinde yapıldığını, kazadan sonra sakat kalan müvekkilin tüm tedavilere rağmen kalıcı sakatlığı bulunduğunu, halen tedavileri devam ettiğini gelişen zararı da olduğunu, …plakalı aracın ZMSS poliçe şirketi davalı … Sigorta şirketi olduğunu, sigorta poliçe numarası …, poliçenin güvence altına aldığı risk gerçekleştiğini, bu nedenle 01/06/2017 tarihinde davalı şirketine başvuru yapılmış olduğunu, … nolu hasar dosyası açılmasına rağmen müvekkilin tedavilerinin devam etmesi sebebiyle bugüne kadar herhangi bir ödeme yapılmadığını, arabuluculuk hususunun dava şartı olması sebebiyle … Arabuluculuk bürosuna başvuru yapıldığını, … Arabuluculuk bürosu … sayılı dosya açılarak taraflar arasındaki arabuluculuk görüşmeleri için 19.02.2019 tarihinde Arabulucu …nezdinde görüşmeler başladığını, trafik kazası sebebiyle mağdur edilen müvekkilin mağduriyetinin giderilememesi sebebiyle iş bu davanın açılma zarureti hasıl olduğunu, tensip kararı ile birlikte ekte sunulan belgeler de dikkate alınarak delil listemizde belirtmiş olduğunu, evrakların celbine ve devamında maluliyet kusur ve hesaplaması için bilirkişiye tevdiine, fazlaya ilişkin hakların saklı kalmak kaydıyla müvekkilin kalıcı iş gücü kaybından doğan halihazırda ve geleceğe dönük maddi kaybının giderilmesi için davalıdan 50 TL maddi tazminatın davalı sigortaya başvuru tarihini müteakip 8. İş günü bitimi tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte tahsiline, fazlaya ilişkin hakların saklı kalmak kaydıyla bahse konu kaza sebebiyle sakat kalan ve ihtiyaçlarını dahi bir başkası yardımıyla gideren müvekkilin bakıcı giderleri için 50 TL maddi tazminatın davalı sigortaya başvuru tarihini müteakip 8. İş günü bitimi tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte tahsiline, yapılan kısmi ödemelerin öncelikle belirlenecek maddi tazminata işleyecek ticari faiz ve ferilerine mahsubuna ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı sigortaya yükletilmesine, artan gider avansının tarafına iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin 07/12/2019 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacının 22.08.2010 tarihindeki trafik kazasından dolayı yaralanmasına neden olduğunu iddia edilen … plakalı araç müvekkil şirket nezdindeki …nolu ZMMS Trafik Poliçesi ile sigortalı olduğunu, trafik tutanağında -ve varsa savcılık hazırlık tahkikatındaki sigortalı araç sürücüsüne atfedilen ve şirketin aleyhine olan kusur oranının kesinlikle kabul etmediğini, dava konusu kazanın kusura ilişkin raporunun ATK Trafik İhtisas Dairesinden ya da İTÜ’den alınmasını talep ettiğini, davacı taraf kalıcı sakatlık nedeniyle meydana gelen iş gücü kaybının oransal olarak tespit edilmesini, ve bunun için tazminat ödenmesini talep ettiğinden iş gücü kaybının tespiti için Adalet Bakanlığı Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesinden ya da üniversitelerin Adli Tıp Kürsüsünden tüm vücut fonksiyon kaybı-özürlülük/engelli oranını tespit eden “heyet raporu” alınması gerektiğini, davacıların olay günü yaralanmasına neden olunan kazada “hatır taşımacılığının” söz konusu olduğunun veya müterafik kusurlu olduğunun yargılama sırasında anlaşılması halinde TBK.nun 51. Ve 52. Madde hükümleri uyarınca gerekli hakkaniyet indirimlerinin yapılması gerektiğini, davacı ile sigortalı arasında bir uzlaşma söz konusu ve bu nedenle cezai yönden takipsizlik kararı verilmiş ise iş bu davanın CMK uyarınca reddi gerektiğini, davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Arabuluculuk son tutanak sureti, … İlçe Devlet Hastanesi tedavi evrakları ve epikriz raporu sureti, kaza tespit tutanağı sureti, ZMMS poliçesi sureti, hasar dosyası ve başvuru dilekçesi sureti, … İl Emniyet Müdürlüğü yazı cevabı, Adli Tıp Kurumu Raporları, Bilirkişi Heyet Raporu dosya arasında delil olarak mevcuttur.
Dosyaya sunulan bilirkişi raporu ile; dava konusu olayda davalı şirkete ZMS sigortalı … plakalı tır’ ın sürücüsü …’ nın %100 oranında tamamen kusurlu olduğu, davacının yolcusu olduğu … plakalı minibüsün sürücüsü … in kusursuz olduğu, Anayasa Mahkemesinin 09/10/2020 tarihli Resmi Gazete’ de yayımlanan 17/07/2020 tarihli 2019/40 esas 2019/40 karar sayılı iptal kararı dikkate alınarak Yargıtay’ ın yerleşik içtihatlarında kabul ettiği Prograsif Rant Hesaplama yöntemlerine göre hesaplama yapıldığı, Adli Tıp Kurumu İstanbul 2. Adli Tıp İhtisas Kurulunun 11/02/2022 tarihli davacının maluliyetine ve iyileşme sürecine ilişkin raporu ile davacı için sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığı tespit edildiğinden sadece 3 haftalık geçici iş göremezlik dönemi için hesaplama yapıldığı, Yerleşik Yargıtay içtihatları doğrultusunda davacının geçici iş göremezlik dönemi boyunca %100 oranında malul kaldığının kabul edildiği, davacı …’ ın … plakalı araçta bir ücret karşılığı olmaksızın hatır için taşınıp taşınmadığı hususunun dosya münderecatından tespit edilememiş olup hatır taşıması indirimi takdirinin mahkemede olduğu, müterafik kusur indirimi şartları oluşmadığından davacı için tazminat miktarından müterafik kusur indirimi yapılamadığı, davacının 3 haftalık geçici iş göremezlik dönemine ait maddi zararının 419,38 TL olduğu, davacının ne kadar süre ile bakıcı giderine ihtiyaç duyacağı konusu tıbbi yönden inceleme gerektirmekle uzmanlık alanı dışında olduğundan Yargıtay’ ın bu konudaki yerleşik içtihatlarına göre davacının olay tarihinden itibaren 3 haftalık geçici iş göremezlik süresi boyunca %100 malul sayıldığı geçici iş göremezlik süresi için hesaplanan bakıcı giderinin ise 532,35 TL olduğu kanaatine varıldığı görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, trafik kazası nedeniyle davacının geçici ve sürekli iş göremezliğinden kaynaklı maddi tazminat talebine ilişkindir.
Davanın, 22.08.2010 tarihinde … plakalı aracın seyir halinde olan… plakalı araca çarpması neticesinde yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği, … plakalı araç içerisinde yolcu olarak bulunan davacının yaralandığı, davalı sigorta şirketine başvuru yapıldığı, ancak ödeme yapılmadığı ve maddi zararın tazmini amacıyla açıldığı anlaşılmıştır.
Meydana gelen trafik kazasında sürücülerin kusur oranlarının tespiti ile düzenlenecek olan raporun Mahkememizce alınan kusur raporunda, dava konusu olayda davalı şirkete ZMS sigortalı … plakalı tır’ ın sürücüsü …’ nın %100 oranında tamamen kusurlu olduğu, davacının yolcusu olduğu … plakalı minibüsün sürücüsü …’ in kusursuz olduğu, yönünde rapor tanzim edildiği anlaşılmıştır.
Meydana gelen trafik kazasında davacının geçici ve sürekli iş göremezliğinin tespiti için dosya Adli Tıp Kurumu Başkanlığına gönderilmiş; 11/02/2022 tarihli raporda; ” maluliyetine ve iyileşme sürecine ilişkin raporu ile davacı için sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığı tespit edildiğinden sadece 3 haftalık geçici iş göremezlik süresinin olduğu, tespitlenmiştir.
Hak sahiplerinin bakiye ömürleri önceki yıllarda Fransa’dan alınan 1931 tarihli “PMF” cetvellerine göre saptanmakta iken, Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölümü, …, … Üniversitesi ve … Üniversitesi’nin çalışmaları ile “TRH 2010” adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” hazırlanmış olup, Sosyal Güvenlik Kurumunca’da ilk peşin sermaye değerinin hesaplanmasında anılan tabloların uygulanmasına geçilmiştir. Gerek diğer kurumlar ile Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve gerekse bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içerdiği de göz önüne alınarak, ülkemizce de tazminat hesaplamalarında TRH 2010 Tablosu’na göre bakiye ömür sürelerinin belirlenmesinin, güncel verilere ve ülkemiz gerçeklerine daha uygun olacağına Yargıtay 17.Hukuk Dairesi’nce de karar verilmekle görüş değişikliğine gidilmiştir (Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin T:22/12/2020, E:2019/5206, K:2020/8874; T:14/01/2021, E:2020/2598, K:2021/34 Karar sayılı ilamları).
Öte yandan Anayasa Mahkemesi’nin 17/07/2020 tarih 2019/40 Esas – 2020/40 sayılı Kararı ile; KTK’nun 90. maddesindeki “Bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir.” bölümündeki “Bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmekle; zarar hesaplanmasında ZMMS Genel Şartları ekindeki cetvellerin kullanılması mümkün olmadığından ve %1,8 teknik faiz bu cetvellerle getirildiğinden, artık uygulanması mümkün değildir. Anılan nedenlerle tazminat hesaplamasında bakiye ömür sürelerinin TRH 2010 Tablosu’na göre belirlenmesi, zarar görenin bilinen dönem sonrası muhtemel gelirinin her yıl için % 10 artırılıp % 10 iskonto edilmesi ile belirlenecek peşin değeri esas alınıp işleyecek dönem tazminat hesabı yapılması gerekmektedir.
Yukarıda belirtilen kapsamda dosyamıza sunulan aktüerya hesabında; “davacının olay tarihinden itibaren 3 haftalık geçici iş göremezlik süresi boyunca %100 malul sayıldığı geçici iş göremezlik süresi için hesaplanan bakıcı giderinin ise 532,35 TL olduğu” yönünde rapor hazırlanmıştır. Mahkememizce usul ve yasaya uygun olarak değerlendirilen aktüerya bilirkişisinin raporuna itibar edilerek, 22.08.2010 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi limitleri dahilinde davacı lehine tazminata hükmedilmesine karar vermek gerekmiştir.
Davacı yanca 01/06/2017 tarihinde davalı sigorta şirketine başvuru yapıldığı başvuru neticesinde ödeme yapılmadığı, bu anlamda davalı sigorta şirketi yönünden faiz başlangıcına yönelik olarak; 2918 sayılı KTK.nun 99/1. maddesi ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi Genel Şartları’nın B 2/a maddesi uyarınca, rizikonun bilgi ve belgeleri ile birlikte sigortacıya ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde sigortacının tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmakta, bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüt gerçekleşmektedir. Sigortaya başvurulmadan dava açılması veya icra takibi başlatılması halinde ise bu tarihlerde temerrüt gerçekleşir. Bu durumda, ilke olarak davadan önce usulüne uygun başvuru yapılmış ise bundan 8 iş günü sonrasında, başvuru yapılmamış ise dava tarihi itibarıyla, belirlenen tazminat alacağının tamamı için anılan tarihlere uygun faiz uygulanması (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi, T:04/11/2019, E:2017/2236, K:2019/10117; T:02/10/2018, E:2015/15961, K:2018/8502; T:17/06/2019, E:2016/16837, K:2019/7682 sayılı ilamları), gerektiği görülmekle, davalı sigorta şirketinin davacı sigortaya başvuru tarihinin 8 iş günü sonrası olan 03.12.2018 tarihinden faiz talep edebileceği anlaşılmaktadır.
2918 sayılı KTK’nun 87/1. maddesinde; “Yaralanan veya ölen kişi, hatır için karşılıksız taşınmakta ise veya motorlu araç, yaralanan veya ölen kişiye hatır için karşılıksız verilmiş bulunuyorsa, işletenin veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibinin sorumluluğu ve motorlu aracın maliki ile işleteni arasındaki ilişkide araca gelen zararlardan dolayı sorumluluk, genel hükümlere tabidir” düzenlemesine yer verilmiş; aracın hatır için verildiği ya da hatır için taşıma yapılan durumda oluşacak zararlarla ilgili değerlendirmenin genel hükümlere tabi olduğu belirtilmiştir. Anılan kanun hükmünün atıf yaptığı genel hükümler, Türk Borçlar Kanunu’nun sorumluluğa ilişkin hükümleri olup, böylesi durumda 6098 sayılı TBK 51. maddesi (818 sayılı BK md. 43) uygulama alanı bulacaktır.
Hatır taşımaları bir menfaat karşılığı olmadığı cihetle, bu gibi taşımalarda BK’nın 43. maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır. Hatır taşımasından ya da kullanmadan sözedebilmek için yaralanan ya da ölen karşılıksız taşınmış olmalıdır. Taşınan veya kullananın yararının sözkonusu olduğu durumda hatır taşıması ilişkisi gündeme geleceğinden işletenin sorumluluğu genel hükümlere göre değerlendirilecek ve ödenceden indirim yapılacaktır. Bu bakımdan hatır taşıma ilişkisinin değerlendirilmesinde taşıma ya da kullanmanın kimin çıkar ve yararına olduğunun saptanması önemlidir. Yarar ekonomik olabileceği gibi, ortak toplumsal değerleri de ilgilendirebilir. Ancak taşıma ve kullanmada işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin bir çıkarı veya yararının bulunması halinde hatır taşımasından söz edilemeyecektir (Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 2015/6623 Esas, 2018/318 Karar, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 01/12/2020 tarih, 2019/3044 Esas ve 2020/7926 Karar sayılı, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 18/11/2020 tarih, 2019/327 Esas ve 2020/7211 Karar sayılı, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 10/11/2020 tarih, 2019/6268 Esas ve 2020/6763 Karar sayılı ilamları ve yerleşik uygulamaları). Bu kapsamda dava dosyamızda hatır taşıması yapıldığına yönelik tespit ya da delil bulunmadığından bu yönde Mahkememizce indirim yapılmamıştır.
Davacı yan her ne kadar açılan davada avans faizi talep etmiş ise de, avans faizi istenebilmesi için borçlunun tacir olması ve borcun da ticari işletmesi ile ilgili bulunmasının yeterli olduğu, alacaklının da tacir olmasının gerekmediği, alacaklının haksız eylem dahil her türlü nedenden kaynaklanan alacakları için tacir olan borçludan avans faizi oranında temerrüt faizi isteme hakkının bulunduğu sonucuna varılmaktadır. Bu durumda gerçek veya tüzel kişi tacirler arasında, haksız eylem de dahil, her türlü nedenden kaynaklanan uyuşmazlıklarda, açıkça talep edilmesi hâlinde Merkez Bankasının kısa vadeli avans kredileri için uyguladığı faiz oranında temerrüt faizine hükmedilmesi gerekmektedir. Eldeki davada kazaya karışan davalı araç hususi olup ticari araç olmamakla, yasal faize hükmedilmiştir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun, E: 2020/(17)4-170, K: 2022/698 ve T:18.05.2022 ilamı).
7036 sayılı Yasa ile getirilen zorunlu arabuluculuk müessesi gereği aynı yasanın 3/14, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/13 ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26/2. Maddeleri, 6100 sayılı HMK 297/1-ç, 326.maddeleri uyarınca, arabuluculuk faaliyeti sonunda tarafların anlaşamamaları halinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre ileride haksız çıkan taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenir. Bakanlık bütçesinden ödenen arabuluculuk ücreti yargılama giderlerinden sayılır. Bu nedenle zorunlu arabuluculuk ücretinin devlet tarafından ödenen kısmının davada haksız çıkan taraftan re’sen alınmasına karar verilmesi gerekli olup, Devlet bütçesinden karşılanan zorunlu arabuluculuk ücretinin davadaki haklılık oranına göre taraflardan tahsiline karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM; Açıklanan yasal gerektici nedenlere göre;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE;
Davacının geçici iş göremezliğinden kaynaklı 419,38 TL tazminat ile 532,35 TL bakıcı giderinin, 01/06/2017 tarihli sigortaya başvuru tarihinin 8 iş günü sonrası olan 14/06/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı sigorta şirketinden alınarak davacıya verilmesine, davaya sebebiyet veren araç hususi araç olmakla ticari faiz talebinin REDDİNE,
2-Karar tarihi itibarıyla alınması gereken 65,01 TL harçtan peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 20,61 TL harcın ve arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-Davacı vekili lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hükmolunan kısım üzerinden hesaplanan 951,73 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan toplam 2.265,45 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan, kullanılmayan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, tarafların yokluğunda, miktar itibariyle kesin olmak üzere karar verildi. 30/11/2022

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır

Peşin Harç : 44,40 TL
Başvuru Harcı : 44,40 TL
Vekalet Harcı : 6,40 TL
Bilirkişi Ücreti: 2.000 TL
Posta Giderleri: 170,25 TL
Toplam : 2.265,45 TL