Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/623 E. 2022/410 K. 01.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/623 Esas
KARAR NO : 2022/410

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/11/2019
KARAR TARİHİ : 01/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA VE TALEP :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı arasında bulunan cari hesap ilişkisi uyarınca 04.04.2018 tarihli 6.858,75 Euro bedelli faturaya istinaden davalının kısmi ödeme yaparak 3.014,66 Euro bakiye borç kaldığını, bakiye borç ödenmediğinden davalı aleyhine … 11. İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalının süresinde itiraz ederek takibin durduğunu, takibe yapılan itirazın haksız olduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere tazminata, yargılama masrafları ve vekâlet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili tarafından “…” ekipmanın tasarım, imalat temin ve montajı için davacıdan teklif alındığı ve davacı tarafından ilgili ekipmanın toplam satış fiyatı, KDV hariç net 23.250,00 Euro olarak belirlenerek taraflar arasında, teklif formunda yazılan hususlar dışında teklifin eki niteliğinde “Genel Sözleşme Şartları ve Koşulları” başlıklı sözleşmenin imzalandığını, taraflar arasındaki teklif özeti başlıklı belgenin 1.2. maddesine göre satış fiyatının, %25 lik kısmı sözleşme akdini müteakip 7 gün içerisinde (3 ay süreli banka teminat mektubu karşılığında) %50 ‘lik kısmı malzemeler gümrüğe gelmeden 7 gün önce; peşin ödeme (1 ay süreli teminat mektubu karşılığında) %25 ‘lik kısmı mekanik montaj bitiminde; 45 günlük çek ile ödeme, şeklinde ödeneceği kararlaştırıldığı ve devamla ödeme vadeleri geldiğinde ilgili bedellerin davacı tarafından müvekkiline fatura edileceğinin kabul edildiğini, müvekkili ile davacı arasında gerçekleşen ticari alışveriş neticesinde müvekkilinin, taraflar arasında imzalı teklif ve eki sözleşme uyarınca satış bedelinin %25’lik(KDV dahil) kısmına yönelik olarak 6.858,75 Euro, satış bedelinin %50’lik (KDV hariç) kısmına yönelik olarak 11.625,00 Euro, satış bedelinin %25’lik(KDV dahil) kısmı ve bir önceki %50’lik kısmından kalan KDV bakiyesi de dahil olmak üzere toplam (6.858,75 +2.092,50 = 8.951,25 Euro) 8.951,25 Euro’yu, davacı tarafça kesilen fatura sonucu, tarafların mutabakatı ile 11.06.2018 tarihinde … Bankası-…Şubesine ait 43.950,00-TL bedelli çek ile ödediğini, müvekkilinin, taraflar arasında imzalı teklif formu ve sözleşme uyarınca satış bedelini eksiksiz olarak ödemiş olup öncelikle müvekkilinin davacı şirkete herhangi bir borcu bulunmadığını, davacının … tarihli … nolu faturaya istinaden müvekkilinin eksik ödeme yaptığını belirtmişse de taraflar arasında uyuşmazlık, aynı şekilde davacının … tarihli … seri nolu faturaya eksik ödeme yapıldığı iddiasının kaynağının, davacının kur farkı talebinden kaynaklandığını, taraflar arasında imzalı teklifin 1.2. maddesinde satış tutarının son %25 ‘lik kısmının mekanik montaj bitiminde; 45 günlük çek ile ödeme, şeklinde ödeneceği kararlaştırıldığını, yine Teklife ek olarak düzenlenen Genel Sözleşme Şartları ve Koşulları başlıklı Sözleşme’nin 8.maddesinde ise, “Sözleşmede anlaşılan ödeme tutarları, ödeme dönemleri geldiğinde TCMB efektif satış kuru üzerinden müşteriye fatura edilir. Ödemelerin TL olarak yapılması durumunda (ödeme tarihindeki TCMB efektif satış kuru üzerinden döviz değerleri esas alınır.” denildiğini, taraflar arasında imzalı teklifte açıkça ödemenin son %25’lik kısmının 45 günlük çekle yapılacağı kararlaştırıldığını, sözleşmede ise ödeme tutarlarının ödeme günü geldiğinde TL olarak yapılması durumunda ödeme tarihindeki TCMB satış kurunun dikkate alınacağı belirtildiği halde, davacının müvekkilinden kur farkı talep edemeyeceğinin açık olduğunu, Yargıtayın birçok emsal kararında çekin bir ödeme aracı olduğunu, çek ile yapılan ödemenin taraflarca aksi kararlaştırılmamışsa kur farkı talep edilemeyeceğinin belirtildiğini beyan ederek davanın reddine, davacının %20 kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile avukatlık vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
… 11. İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyası, Teklif- Genel Sözleşme Şartları ve Koşulları SözleşmeSİ, ticari kayıtlar, bilirkişi raporu.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ KABUL VE GEREKÇE:
Davacı tarafından açılan dava, İİK 67.maddesine dayalı itirazın iptali davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının davalıdan cari hesap ilişkisinden kaynaklanan faturaya dayalı bakiye alacağının bulunup bulunmadığı, bakiye alacağı var ise miktarı hususlarındadır.
İlgili … 11. İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyasının incelenmesinde, davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 20/08/2019 tarihinde cari hesap alacağından kaynaklanan 3.014,66 Euro alacağın asıl alacağına takip tarihinden itibaren işleyecek kamu bankalarının 1 yıl vadeli Euro mevduatına uygulanan %4,5 faizi ile birlikte tahsili amacı ile ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçluya 27/08/2019 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlunun 29/08/2019 tarihli itiraz dilekçesinde özetle; Alacaklı olarak belirtilen şirkete borcunun bulunmadığını ileri sürdüğü, davacı alacaklının iş bu davayı açmakta hukuki yararı bulunduğu, takibin yetkili icra dairesinde yapıldığı, geçerli haciz yolu ile ilamsız genel takip bulunduğu, borçlu tarafından yasal süresi içerisinde yapılmış ve takibi durdurmuş geçerli bir itiraz olduğu, davanın bir yıllık yasal süresi içerisinde açıldığı, itirazın iptali davasının koşullarının oluştuğu anlaşılmıştır.
İtirazın iptali davası yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabidir. İspat yükü kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Kanuni bir karineye dayanan taraf sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda ön görülen istisnalar dışında karşı taraf kanuni karinenin aksini ispat edebilir. (HMK M.190). İtirazın iptali davasında ispat yükü kural olarak davacı alacaklıdadır. Ancak borçlunun itirazındaki beyana göre ispat yükü yer değiştirebilir. Borçlu itirazın iptali davasına karşı vereceği cevapta ödeme emrine itiraz ederken bildirmiş olduğu itiraz sebepleri ile bağlı değildir, borçlu her türlü borca itirazını ödeme emrine itirazından bağımsız olarak ileri sürebilir. Somut olayda, davalı borçlu cevap dilekçesinde davacının eksik ödeme yapıldığı iddiasının davacının kur farkı talebinden kaynaklandığını ve davacının davalıdan kur farkı talep edemeyeceğini iddia ettiğinden bu iddiasını ispat ile yükümlüdür.
Deliller toplandıktan sonra ticari defter ve belgeler üzerinde inceleme yapılmak suretiyle rapor düzenlemesi için dosya mali müşavir bilirkişi …’ya tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından mahkememize sunulan raporda özetle, Taraflar arasında bila tarihli “ Teklif- Genel Sözleşme Şartları ve Koşulları “ başlıklı sözleşme hüküm altına alınmış ve davacı tarafından davalıya 3 adet fatura ile 23.250,00 Euro + KDV = 27.435,00 Euro Tutarlı fatura kesilmiş, davacının ticari defterlerinde Euro + TL olarak, davalının ticari defterlerinde ise TL karşılıkları işlenmiş olduğu, taraflar arasındaki sözleşmenin 8.maddesinin “ …sözleşmede anlaşılan ödeme tutarları, ödeme dönemleri geldiğinde TCMB efektif satış kuru üzerinden müşteriye fatura edilir. Ödemelerin TL yapılması durumunda ödeme tarihindeki TCMB efektif satış kuru üzerinden döviz değeri esas alınır…” hükmüne haiz olup davacı tarafından davalının yaptığı TL ödemeler ödemenin yapıldığı gün TCMB efektif satış kuru üzerinden Euro para birimine çevrilerek teklif şartlarındaki asansörün 27.435,00 Euro fiyatından Euro olarak düşümü/tenzili yapılmış olup dönem sonunda ticari defterlerde davacının 3.014,66 Euro kur farkı alacağının doğduğunun tespit edildiği, davalı şirketçe de davacının “ Teklif-Genel Sözleşme Şartları ve Koşulları “ sözleşmesine göre 27.435,00 Euro tutarlı faturaları kabul edilmiş ve ticari defterlere TL olarak işlenmiş, bedelleri davacıya TL karşılığı ödenmiş takip tarihi ile TL bazda davacıdan 1.446,79 TL alacaklı olduğunu ticari deftere işlenmiş olduğu, bu durumda davacının ticari defterlerinde davalıdan Euro olarak 3.014,66 Euro alacaklı, TL olarak 1.446,79 TL borçlu olduğu tespit edildiğinden, taraflar arasındaki uyuşmazlık, 3 aşamada terditli halde arz edildiği, 1-Davacı ticari defterlerinde davalının yapmış olduğu ödemeler TL olarak değerlendirildiğinde davacının, 3 adet fatura ile 122.937,61 TL karşılığı, 27.435,00 Euro bedelli fatura kestiği, davalının bu üç faturayı 122.937,61 TL olarak yevmiye defterine işlediği ve karşılığında davacıya 124.384,40 TL ödeme yaptığı takip tarihi itibariyle davacıdan TL para birimine göre 1.446,79 TL alacaklı olduğu, TL olarak yapılan değerlendirmede tarafların ticari defterleri birbirini teyit ettiği, davacının kestiği 3 adet faturanın ve davalıdan tahsil edilen ödemelerin davacının ticari defterlerinde, davalının davacıdan aldığı faturaların ve yaptığı ödemelerin TL olarak davalı defterlerinde kayıtlı olduğu borçlu ve alacaklı tarafça bilinebilir olduğu, mahkeme tarafından tahsilat ve ödemelerin TL para birimine göre yapılması gerektiği yönünde karar ittihaz halinde ise davacının ticari defterlerinde davalıya 1.446,79 TL borçlu olduğu kayıtlı olduğundan davanın reddi gerekeceği, 2-Davacının, davalıya kestiği Euro bazlı fatura nedeniyle, davalının yaptığı her bir ödemenin ödeme tarihindeki kur üzerinden euro para birimine çevrilerek asıl alacaktan düşülerek yapılan değerlendirme gereği, taraflar arasındaki sözleşmenin 8.maddesi gereğince yapılan hesaplamada,“ …sözleşmede anlaşılan ödeme tutarları, ödeme dönemleri geldiğinde TCMB efektif satış kuru üzerinden müşteriye fatura edilir. Ödemelerin TL yapılması durumunda ödeme tarihindeki TCMB efektif satış kuru üzerinden döviz değeri esas alınır…” değerlendirme gereği, Vergi Usul Kanunu’nun 215/2-a maddesi gereği, dövizli fatura düzenleme usulü gereğince yapılan değerlendirme “Kayıt ve belgelerde Türk para birimi kullanılır. Belgeler, Türk parası karşılığı gösterilmek şartıyla, yabancı para birimine göre de düzenlenebilir. Ancak faturanın esası dövizli olduğu için faturada gösterilen TL tutar fatura muhatabının ödemesi gereken tutar değildir. Fatura muhatabının fatura tutarını faturadaki para birimi üzerinden veya yine taraflarca belirlenen kur kullanılmak suretiyle başka bir para birimi ile ödemesi gerekir…” değerlendirmesi gereği, T.C Yargıtay 19. Hukuk Dairesi Esas No:2017/3549 Karar No:2018/4033 Karar Tarihi:11/09/2018 “…Taraflar arasında kur farkı alacağını öngören sözleşme bulunmamakla birlikte dosyada bulunan satış faturalarının incelenmesinde malların döviz karşılığı satıldığı ve TL karşılığının da gösterildiği görülmektedir. Bu durumda davalı kur farkı alacağından dolayı sorumlu olacağından, davacının kur farkı alacağının ödeme tarihindeki kurun dikkate alınarak hesaplanması suretiyle…” kararının değerlendirilmesi gereği, davacının davalıdan, 3.014,66 Euro alacaklı olduğu ve bu alacağına ( 18.541,36 TL) takip tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 4/A maddesi gereğince Devlet Bankalarının Euro para birimi ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranının uygulanması gerekeceği, 3- Davalı şirket itirazı ve cevap dilekçesinde emsal olarak sunduğu Yargıtay kararlarının incelenmesi bakımından; Davalı tarafından TL bazında yapılan ödemelerin her birinin ödeme tarihindeki TL/Euro karşılığı belirlenerek ve 43.950 TL tutarlı çekin iktisap tarihindeki (11.06.2018) kur üzerinden Euro para birimine çevrilerek asıl alacaktan düşülerek yapılan hesaplamada; Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2018/1227 E. 2019/1611 K. 13/03/2019 T. “…Taraflar arasındaki sözleşmede kararlaştırılan bedel yabancı para cinsinden olup, davacı alacağının tahsili için davalı tarafından verilen çekleri teslim almış olmakla çekin bir ödeme aracı olması nedeniyle çek üzerindeki bedel dışında herhangi bir kur farkı talep edemez. Davacı tüm alacağının bu bedel üzerinden ödenmesini kabul etmiş bulunmaktadır…” hükmü, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2018/2655 E. 2019/3068 K. 09.05.2019 “…Ancak davalılar tarafından yapılan ödemenin bir kısmının dolar olarak banka üzerinden yapıldığı, diğer ödemelerin ise çeklerle yapıldığı anlaşılmıştır. Dolar olarak banka üzerinden yapılan ödemeler için kur farkı istenemeyeceği gibi, çek bir ödeme aracı olup verildiği gün ödeme olarak kabul edildiğinden, çeklerle yapılan ödemeler için de tahsil tarihi gözetilerek kur farkı talep edilemez. …” hükmü gereği, davacıya verilen 43.950,00 TL tutarlı çekin iktisap ( 11.06.2018) günü kur üzerinden TCMB efektif satış kuru üzerinden TL/Euro’ye çevrilmesi sonucu davacının, davalıdan, 806,04 Euro (4.957,47 TL) alacaklı olacağı ve bu alacağa takip tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 4/A maddesi gereğince Devlet Bankalarının Euro para birimi ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranının uygulanması gerekeceği beyan edilmiştir.
Davacı davalıya 3 adet fatura ile 122.937,61 TL karşılığı, 27.435,00 Euro bedelli fatura kesmiştir. Davacının ticari defterlerinde takip tarihi itibariyle TL bazında davalıya 1.446,79 TL borçlu olduğu, Euro bazda 3.014,66 Euro alacaklı olduğu görülmektedir. TL olarak tarafların ticari defterleri birbirini teyit ettiği, davacının kestiği 3 adet faturanın ve davalıdan tahsil edilen ödemelerin davacının ticari defterlerinde, davalının davacıdan aldığı faturaların ve yaptığı ödemelerin TL olarak davalı defterlerinde kayıtlı olduğu borçlu ve alacaklı tarafça bilinebilir olduğu tespit edilmiştir. Davacı taraf davalıdan 3.014,66 Euro talep etmektedir. Bu talebini ise sözleşmeye dayandırmaktadır. Taraflar arasında bila tarihli “ Teklif- Genel Sözleşme Şartları ve Koşulları “ başlıklı sözleşme hüküm altına alınmıştır. Davalı ticari defterlerinde davacı ile olan cari münasebetini TL olarak takip etmektedir. Davalının TL olarak takip ettiği cari hesapta davacı tarafından kesilen üç faturanın 122.937,61 TL olarak kayıtlı olduğu ve yine davacıya üç fatura nedeniyle 124.384,40 TL ödeme yaptığı, bakiye takip tarihi itibariyle davacıdan 1.446,79 TL alacaklı olduğu davalının ticari defterlerinde kayıtlıdır. Her iki tarafın ticari defterlerinde dava konusu faturalar ile davalının, davacıya yapmış olduğu ödemelerin TL bazda olduğu gibi kayıtlı olduğu tespit edilmiştir.
Taraflar arasındaki temel problem Davacı açısından, davacı tarafından TL ve Euro olarak kesilen faturaların davalının yaptığı ödeme tarihi itibariyle TCMB efektif satış kuru üzerinden Euro birimine çevrilerek mal/hizmet bedelinin talep edilip edilemeyeceği noktasında toplanmaktadır. Davalı açısından ise çek ile yapılan ödemenin verildiği tarih itibariyle asıl borçtan mahsubunun yapılması gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
Taraflar arasında bila tarihli “ Teklif- Genel Sözleşme Şartları ve Koşulları “ başlıklı sözleşme hüküm altına alınmıştır. Davacı tarafından davalıya fiyat teklifi sunulmuş, teklif davalı tarafından kabul görmüştür. Fiyat teklifi, 10 kişi 800 kg asansör 23.250,00 Euro + KDV = 27.435,00 Euro olarak verilmiştir. Satış fiyatı şu ödeme koşullarıyla geçerlidir: Satış fiyatının, %25 lik kısmı sözleşme akdini müteakip 7 gün içerisinde (3 ay süreli banka teminat mektubu karşılığında) %50 ‘İlk kısmı malzemeler gümrüğe gelmeden 7 gün önce; peşin ödeme (1 ay süreli teminat mektubu karşılığında) %25 ‘lik kısmı mekanik montaj bitiminde; 45 günlük çek ile ödeme, Ödeme tutarları, ödeme vadeleri geldiğinde müşteriye fatura edilir. Faturaların ödeme süresi fatura tarihinden itibaren net 7 gündür.
Sözleşmenin 8.maddesine göre, sözleşmede anlaşılan ödeme tutarları, ödeme dönemleri geldiğinde TCMB efektif satış kuru üzerinden müşteriye fatura edilir, ödemelerin TL yapılması durumunda ödeme tarihindeki TCMB efektif satış kuru üzerinden döviz değeri esas alınır.
Davacı tarafından genel sözleşme şartları ve koşullarının 8.maddesi gereği davalının yaptığı TL ödemeler ödemenin yapıldığı gün TCMB efektif satış kuru üzerinden Euro para birimine çevrilerek teklif şartlarındaki asansörün 27.435,00 Euro fiyatından Euro olarak düşümü/tenzili yapılarak değerlendirilmiştir. Davalının yaptığı dönem sonunda ticari defterlerde davacının 3.014,66 Euro kur farkı alacağının doğduğu anlaşılmıştır.
Davacı davalıya kesilen faturaların tamamını yabancı para biriminden talep etmektedir. Davacı faturaları incelendiğinde faturaların yabancı para birimi üzerinden kesildiği tespit edilmiştir. Türk vergi sisteminde yabancı para ile kesilen faturalarda usul dövizli fatura düzenlenmesi usulü olup Vergi Usul Kanunu’nun 215/2-a maddesi şöyledir : “Kayıt ve belgelerde Türk para birimi kullanılır. Belgeler, Türk parası karşılığı gösterilmek şartıyla, yabancı para birimine göre de düzenlenebilir. Şu kadar ki yurt dışındaki müşteriler adına düzenlenen belgelerde Türk parası karşılığı gösterilme şartı aranmaz. (Faturada KDV tutarı da döviz olarak gösterilmişse, KDV dahil fatura tutarının TL karşılığı gösterilmelidir.)Bu karşılık gösterilirken kullanılacak kur TCMB döviz alış kurudur. Ancak faturanın esası dövizli olduğu için faturada gösterilen TL tutar fatura muhatabının ödemesi gereken tutar değildir. Fatura muhatabının fatura tutarını faturadaki para birimi üzerinden veya yine taraflarca belirlenen kur kullanılmak suretiyle başka bir para birimi ile ödemesi gerekir.” VUK. 215/2-a maddesi gereğince davacının, davalıya kestiği 3 adet, faturanın tamamının Euro para birimi cinsinden ödenmesi gerekir.
Ayrıca kur fark ile ilgili Yargıtay kararlarında, kur farkı alacağının istenebilmesi için tarafların arasında kurulan sözleşmede hükmün bulunması ya da faturaya konu malların döviz karşılığı satımının yapılmış olması gerektiği belirtilmektedir. Somut olayda davacının fatura üzerinde hem TL hem de Euro karşılığı satılmış olduğundan davacı taraf kur farkını talep edebilecektir.
Ancak yine Yargıtay kararlarında, kur farkı alacağından kaynaklanan uyuşmazlıklarda, davalının çekle ödemede bulunduğu hallere ilişkin olarak, çekin bir ödeme vasıtası olup, döviz üzerinden düzenlenmesi mümkün olduğu gibi, bedel hanesi verildiği andaki döviz satış kuru üzerinden hesap edilerek de doldurulabileceği, buna rağmen, ödemeyi Türk Lirası üzerinden çek olarak kabul eden davacının bu aşamadan sonra kur farkı isteyemeyeceğinin kabulü gerektiği de belirtilmektedir. Somut olayda, taraflar arasındaki sözleşmede bedel yabancı para cinsinden kararlaştırılmıştır. Ancak davacı taraf alacağının tahsili için davalının yaptığı son ödeme olan 43.950,00 TL çeki teslim almış olmakla, çekin bir ödeme aracı olması nedeniyle çek üzerindeki tarihteki parite üzeri dışında, tahsil tarihi itibariyle herhangi bir kur farkı talep edemeyeceği anlaşılmaktadır. Bu nedenle bilirkişi raporu ile deyimlenen terditli sonuçlardan üçüncüsünün somut olaya uygun olduğu kabul edilerek, davalı tarafından TL bazında yapılan ödemelerin her birinin ödeme tarihindeki TL/Euro karşılığı belirlenerek ve 43.950,00 TL tutarlı çekin iktisap tarihindeki (11.06.2018) kur üzerinden Euro para birimine çevrilip asıl alacaktan düşülerek yapılan hesaplama sonucu davacının davalıdan, 806,04 Euro alacaklı olacağının tespiti ile, davalı tarafından … 11. İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı icra dosyasına yöneltilen itirazın 804,04 Euro asıl alacak yönünden iptaline ve takibin bu miktar üzerinden devamına, geçerli bir ilamsız genel icra takibinin varlığı, borçlunun yedi günlük süre içerisinde ödeme emrine itiraz etmiş olması, bir yıl içinde açılmış bir itirazın iptali davası bulunması, davacı alacaklının tazminat istemini dava dilekçesinde açıkça talep etmiş olması ve takip konusu alacağın miktarının belli (likit) olması dikkate alınarak borçlunun itirazının haksız olması nedeniyle asıl alacağın takip tarihindeki TL karşılığının % 20’si oranında icra ve inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Açıklanan yasal, gerektirici nedenlere göre;
Davanın kısmen kabulü ile, davalı tarafından … 11. İcra Müdürlüğü’nün …E sayılı icra dosyasına yöneltilen itirazın 804,04 Euro asıl alacak yönünden iptaline ve takibin bu miktar üzerinden devamına, asıl alacağın takip tarihindeki TL karşılığının % 20’si oranında icra ve inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Harçlar Kanununca alınması gerekli 349,31 TL ilam harcından peşin yatırılan 223,94 TL harcın mahsubu ile bakiye 125,37 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
Davacı tarafından yatırılan 223,94 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13,14 maddeleri ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26.maddeLERi gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davanın kabul / ret oranına göre 352,00 TL’sinin davalıdan, 1.268,00 TL’sinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince hesaplanan 5.100,00 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince hesaplanan 5.100,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan 44,40 TL başvuru harcı, 1.000,00 TL bilirkişi ücreti, 74,60 TL tebligat ve müzekkere giderlerinden oluşan toplam 1.119,00 TL yargılama giderlerinden davanın kabulü oranında 298,00 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran taraflara iadesine,
Dair tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 01/06/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır