Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/608 E. 2019/1003 K. 12.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/608 Esas
KARAR NO : 2019/1003 Karar

DAVA : Menfi Tespit (Alım Satım)
DAVA TARİHİ : 08/11/2019
KARAR TARİHİ : 12/11/2019

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Alım Satım) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Davalının müvekkili aleyhine … 22. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, müvekkilinin davalıya herhangi bir işinin bulunmadığını, müvekkilinin araç alım satım ticaretiyle uğraşmakta olup galerici olduğunu, davalı adına kayıtlı bulunan … Plakalı araç davalının bilgisi dahilinde … aracılığıyla müvekkiline haricen satıldığını, … isimli şahıs ” … plakalı zilyetliğimde bulunan aracı sattım bedelini aldım. 09/07/2019 tarihinde borçsuz şekilde …’na vermeyi kabul taahhüt ederim. ” şeklinde imzalı bir belge ile aracı müvekkile teslim ettiğini, araç 1 ay kadar müvekkil zilyetliğinde kalmış ancak noter satışı bir türlü yapılmadığını, daha sonra davalı araç satış bedelinin … tarafından kendisine ödenmediğini, tekrar satış bedelinin ödenmesini aksi halde aracın çalındığı ihbarında bulunacağını beyan ettiğini, davalı ile … isimli şahıs müvekkil aleyhine haksız menfaat temin ettiğini, davalı aracın satışı için ödenen paranın … isimli şahıstan istenmesi gerektiğini beyan ederek aradan çekildiğini, o esnada araca müvekkil tarafından yapılan bakım onarım ve masraflar için 5.000 TL harcandığını, müvekkili aracın fiilen teslimi için bu bedelin kendisine ödenmesini talep ettiğini, davalı araca yapılan masrafları kabul ederek göndereceğini beyan ettiğini, bunun üzerine davalı önce “borç” açıklamasıyla bir havale yapıldığını, müvekkil bu havaleyi “borç ödeme ” açıklamasıyla aynen iade etmiş ve davalıdan … plakalı araca istinaden” açıklamasıyla göndermesini istediğini, davalı bunun üzerine açıklamasız havale göndermek suretiyle borcunu ödediğini, dolayısıyla müvekkilin söz konusu takip ve havaleden kaynaklı olarak davalıya hiçbir borcunun bulunmadığını, müvekkil itiraz süresini kaçırdığı için işbu davayı açma zarureti hasıl olduğunu beyan ederek müvekkilinin davalıya borcunun bulunmadığının tespitine ve %20 den aşağı olmamak kaydıyla kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
GEREKÇE;
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde;
01.01.2019 tarihinde yürürlüğe giren ve 03/01/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5 inci maddesinden sonra gelmek üzere eklenen maddeye göre :
MADDE 5/A- (1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasına eklenen cümle ile
“Dava şartı olarak arabuluculuk
MADDE 18/A- (1) İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.
(2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.
Dava dilekçesinin incelenmesi neticesinde; davanın 7155 sayılı Kanunun 26. Maddesinde belirtilen yürürlük tarihi olan 01.01.2019 tarihinden sonra açıldığı, davanın haksız fiilden kaynaklanan tazminat davası olduğundan zorunlu arabuluculuk durumunun söz konusu olduğu ve davacının arabuluculuğa başvurmadan doğrudan dava açtığı anlaşılmakla 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun m.l8/A-f.2 hükmü gereğince davanın arabuluculuk dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM; Açıklanan gerekçeye göre;
1-)Davacı tarafın davasının açıldığı tarih itibariyle 6102 Sayılı kanunun 5.md/A bendinin yürürlükte bulunduğu, 6102 Sayılı Kanunun 5.md/A bendinin aynen ‘Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.’ şeklinde düzenlendiği, kanun maddesinin dava şartı niteliğinde bulunduğu, dava dilekçesinin ekinde arabuluculuk yoluna başvurulduğuna ilişkin belge ibraz edilmediği gibi dava dilekçesinin içeriğinde arabuluculuk yoluna başvurulduğunun belirtilmediği, dava şartı noksanlığının yargılama sırasında giderilmesinin mümkün olmadığı anlaşılmakla davacı tarafın davasının ARABULUCULUK DAVA ŞARTI NOKSANLIĞI nedeniyle 6100 Sayılı Kanunun 115.md/2 uyarınca USULDEN REDDİNE;
2-)Karar tarafların yokluğunda tensiben verildiğinden bilgilendirme amaçlı olarak tensip zaptının bir örneğinin davacı tarafa tebliğine; İstinaf süresinin gerekçeli kararının tebliğinin talep edilmesi ve tebliğ edilmesi suretiyle başlayacağı hususunun ihtarına;
6100 Sayılı HMK.’ nın 345./1Maddesi uyarınca ilgililere kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize vereceği bir dilekçe ile İSTİNAF YOLU açık olmak üzere tarafların yokluğunda verilen karar alenen okunup usulen tefhim kılındı.12/11/2019

Katip …
¸E-İmza

Hakim …
¸E-İmza