Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/6 E. 2019/4 K. 08.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/508 Esas
KARAR NO : 2018/1223

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 21/08/2015
KARAR TARİHİ : 16/11/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili … 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verdiği dava dilekçesinde ve duruşmalarda özetle; 25/02/2013 tarihinde gerçekleşen trafik kazası nedeni ile müvekkillerinin murisi …’ın vefat ettiğini, müvekkillerinin bu kaza neticesinde murislerini kaybetmesi nedeni ile maddi ve manevi destekten yoksun kaldıklarını, dava konusu kaza nedeni ile … 9. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … E sayılı dosyasında müvekkilinin murisine çarpan araç sürücüsünün tali kusurlu olduğuna karar verildiğini ve sanığa ceza verildiğini, müvekkillerinden … ve …’ın destekten yoksun kaldığını, davalı sigorta şirketine başvurularının sonuçsuz kaldığını, maddi tazminatın yapılacak bilirkişi incelemesi ile belirleneceğini, davalı sigorta şirketinin dava konusu trafik kazasından dolayı sigorta limitini aşmamak üzere sorumluluğunun olduğunu, bu nedenlerle; fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla trafik kazasında ölüm nedeni ile destekten yoksun kalan davacıların maddi zararının belirlenerek olay tarihindeki sigorta poliçe limitini aşmamak üzere temerrüt tarihinden itibaren işletilecek faizi, yargılama giderleri ve vekalet ücreti ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili … 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verdiği cevap dilekçesinde ve duruşmalarda özetle; yetkili mahkemelerin İstanbul Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, yetki itirazında bulunduğunu, müvekkili şirketin davacı tarafa ödemede bulunduğunu ve davacının tüm zararını karşıladığını, müvekkili şirketin davacılara 4.696,00 TL maddi tazminat ödediğini ve mahkemece yapılacak inceleme ile belirlenecek tazminat miktarı ile yapılan ödeme arasında fark yoksa davanın reddine, yapılan hesaplamada daha yüksek bir miktar çıkması durumunda yapılan ödemenin bu miktardan düşülmesi gerektiğini, müteveffanın kime gerçekten destek olduğunun belirlenmesi gerektiğini, kusur durumunun adli tıp vasıtası ile yapılacak inceleme neticesinde belirlenmesini, destekten yoksun kalma tazminatının uzman bilirkişilerce hesaplanması gerektiğini, SGK tarafından davacıya ödenmiş veya ödenen rücuya tabi tazminat miktarının tespit edilerek müvekkili kurum tarafından ödenecek tazminattan mahsup edilmesi gerektiğini, müvekkili şirketin sorumluluğunun poliçedeki teminat limiti ve kusur oranı ile sınırlı olduğunu, bu nedenlerle; davanın reddi ile yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
… 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas Sayılı dosyasında 09/11/2016 tarihli ara karar gereğince kusur durumunun tespiti için dosya kusur bilirkişisine tevdi edilmiş,kusur bilirkişisi tarafından … 2 ATM.’ye ibraz edilen 15/11/2016 havale tarihli susur raporunda özetle;Yaya …’ın %75 oranında asli kusurlu olduğu, … plakalı otomobil sürücüsü …’ın ise %25 oranında tali kusurlu olduğu belirtilmiştir.
… 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce yapılan değerlendirme sonucu 16/03/2017 tarih ve 2015/1771 Esas, 2017/424 Karar Sayılı kararı ile; davanın İstanbul Ticaret Mahkemesi’nin yetki alanına girdiği gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmesi sonucu dosya tevzi bürosu tarafından mahkememize tevzi edilmesi üzerine mahkememizin esasına kaydı yapılarak yargılamaya devam olunmuştur.
… 9. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasının tüm uyap kayıtları getirtilerek dosya arasına konulmuştur.
Mahkememizin 14/11/2017 tarihli duruşmasının 5 nolu ara kararı gereğince; Davacı vekiline hangi davacı için ne miktar tazminat talep ettiği hususunda beyanda bulunması ve beyan dilekçesini karşı tarafa tebliğ ettirmek üzere 2 haftalık süre verilmiştir.
Davacılar vekili UYAP sisteminden 11/12/2017 tarihinde gönderdiği dilekçesinde özetle;… ve …’a 455,00’er TL, …, …, …, …, …, …, …, …, … olan mirasçıların her biri yönünden 10,00’ar TL talep etiğini belirtmiştir.
Mahkememizin 14/11/2017 tarihli duruşmasının ara kararı gereğince; davacıların ölenin sağlığında desteğinden yararlanıp yaralanmadıkları, desteğin sağlığındaki ekonomik geliri ile davacılara hangi oranda destek olduğu, davacıların desteğinin ölümü sebebi ile mahrum kaldıkları destek miktarının ne kadar olduğu, davalı sigorta şirketinin bu zarardan sorumlu olup olmadğı, sorumlu ile ne miktar yönünden sorumlu olduğu hususunda rapor düzenlemesi için dosya Aktüer bilirkişiye tevdi edildiği, Aktüer bilirkişi tarafından düzenlenen 11/12/2017 tarihli raporda özetle; Delillerin takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere; 25.02.2013 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davalının %25 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre, …’ın vefatı nedeniyle; A)ÖDEME TARİHİNDEKİ VERİLERE GÖRE; a)Davacı Anne …’ın destekten yoksun kalma sebebiyle maddi zararının = 6.308,40 TL. ,b)Davacı Baba …’ın destekten yoksun kalma sebebiyle maddi zararının= 6.308,40 TL. Olduğu, c)Davalı tarafından yapılan ödemelerin, davacıların ödeme tarihindeki verilere göre belirlenen zararlarını karşılama oranlarının aşağıdaki gibi; Anne Halime Bakımından = %45,68, Baba … Bakımından= %28,75 olduğu, d)Ödeme ile ödeme tarihindeki verilere göre belirlenen zarar arasında açık orantısızlık bulunup bulunmadığı ve buna göre ödeme ile borcun sona erip ermediği hususundaki hukuki durumun takdir ve değerlendirmesinin Sayın Mahkemeye ait bulunduğu; B)Sayın Mahkemece, ödeme ile borcun sona ermediği ve ödemenin kısmı ifayı içeren makbuz olarak kabul edilmesi halinde ise; GÜNÜMÜZE KADAR GERÇEKLEŞEN VERİLER ESAS ALINARAK BELİRLENEN ZARAR TUTARINDAN, ÖDEMENİN GÜNCEL TUTARIN TENZİLİ SONUCU; a)Davacı Anne …’ın destekten yoksun kalma sebebiyle bakiye maddi zararının = 5.677,28 TL. b)Davacı Baba …’ın destekten yoksun kalma sebebiyle bakiye maddi zararının = 7.059,01 TL. Olduğu, c)Davacıların maddi zararının bakiye poliçe limit içinde kaldığı, d)Davalı bakımından temerrüt tarihi 01.09.2014 olarak belirlenmiş olup, sigortalı aracın hususi nitelikte olduğu, e)Davacı kardeşlerin destekten yoksun kalma nedeniyle maddi tazminat talep koşullarının bulunmadığı, sonuç ve kanaati ile tarafımdan tanzim olunan işbu raporu saygı ile arz ederim.
Bilirkişi raporu HMK. 281 ve 186 Madde meşruatlı olarak taraflara tebliğ edilmiştir.
Mahkememizin 02/02/2018 tarihli duruşmasının ara kararı gereğince taraf vekillerinin dosyaya verdikleri rapora karşı beyan dilekçelerindeki itirazları karşılar nitelikte ek rapor hazırlanmak üzere dosya aktüer bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından ibraz edilen 07/02/2018 teslim tarihli raporda özetle; Delillerin takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere; 25.02.2013 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davalının %25 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre, …’ın vefatı nedeniyle; a)Davacı Anne …’ın destekten yoksun kalma sebebiyle maddi zararının = 9.407,16 TL., b)Davacı Baba …’ın destekten yoksun kalma sebebiyle maddi zararının = 9.407,16 TL. Olduğu, c)Davacıların maddi zararının poliçe limit içinde kaldığı, d)Davalı bakımından temerrüt tarihi 01.09.2014 olarak belirlenmiş olup, sigortalı aracın hususi nitelikte olduğu, e)Davacı kardeşlerin destekten yoksun kalma nedeniyle maddi tazminat talep koşullarının bulunmadığı belirtilmiştir.
Bilirkişi ek raporu taraflara HMK 281 ve 186 madde meşruatlı davetiye ile tebliğ edilmiştir.
Mahkememizin 20/03/2018 tarihli duruşmasında davacılar vekili beyanında;” Davalı sigorta şirketi tarafından Av. … ‘a yapılan ödeme geri iade edilmiştir, celse arasında sunalım, ayrıca bankadan da sorulabilir,”şeklinde beyanda bulunmuştur.
Mahkememizin 20/03/2018 tarihli duruşmasının 1 nolu ara kararı gereğince; … bankası A.Ş de bulunan … nolu hesaba … sigorta tarafından yatırılan 4.696,00 TL. ‘nin Av. … tarafından 04/09/2014 -15/10/2014 tarihinde iade edilip edilmediği, iade edilmiş ise ne zaman kime ait hangi hesaba iade edildiğinin belirtilerek buna dair belgenin gönderilmesi için … Bankası Genel Merkezine müzekkere yazılmıştır.
…bank A.Ş.’den gelen 09/05/2018 tarihli cevabi yazıda;İlgi sayılı yazınızda adı geçen … SİGORTA A.Ş.nin … şubesi nezdindeki … nolu hesabına 15/10/2014 tarihinde 4.696,00 TL. Bakiye girişi olduğu ve işlem dekortunun gönderildiği belirtilmiştir.
Mahkememizin 05/06/2018 tarihli duruşmasının ara kararı gereğince; dosya bilirkişiye verilerek … Genel Müdürlüğünden gelen yazı cevabı da değerlendirilerek tazminat yönünden 2.ci ek rapor düzenlemesi için dosya aktüer bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından düzenlenen 20/06/2018 tarihli 2.ci ek raporda özetle; Delillerin takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere; 25.02.2013 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davalının %25 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre, …’ın vefatı nedeniyle; Davalı tarafından yapılan ödemenin davacılar tarafından geri iade edildiği ve buna göre de davacılara bir ödeme yapılmadığı esasına göre düzenlenen 08.02.2018 tarihli raporda belirlendiği gibi; a)Davacı Anne …’ın destekten yoksun kalma sebebiyle maddi zararının = 9.407,16 TL. ,b)Davacı Baba …’ın destekten yoksun kalma sebebiyle maddi zararının = 9.407,16 TL. Olduğu, c)Davacıların maddi zararının poliçe limit içinde kaldığı, d)Davalı bakımından temerrüt tarihi 01.09.2014 olarak belirlenmiş olup, sigortalı aracın hususi nitelikte olduğu, e)Davacı kardeşlerin destekten yoksun kalma nedeniyle maddi tazminat talep koşullarının bulunmadığı, sonuç ve kanaatinde bulunmuştur.
Bilirkişi ek raporu taraflara HMK 281 ve 186 madde meşruatlı davetiye ile tebliğ edilmiştir.
Davacılar vekili 02/01/2018 tarihinde harçlandırılmış ıslah dilekçesinde özetle; 11/12/2017 tarihli bilirkişi raporunda davalı tarafın müvekkiline göndermiş olduğu paranın müvekkiline ödenmesi gereken miktardan düşüldüğünü ancak müvekkilinin bu parayı davalı tarafa iade ettiğini, iade nedeni ile bu miktarın hesaplamaya katılamayacağını, bu nedenle taleplerini … yönünden 9.407,16 TL, … yönünden 9.407,16 TL, … yönünden10,00 TL, … yönünden 10,00 TL, … yönünden 10,00 TL, … yönünden 10,00 TL, … yönünden 10,00 TL, … yönünden 10,00 TL, … yönünden 10,00 TL, … yönünden 10,00 TL ve … yönünden 10,00 TL olarak belirlemiş ve davanın bu miktar üzerinden kabulünü, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesini talep etmiştir.
Islah dilekçesi HMK 186 madde meşruatlı olarak davalı tarafa tebliğ edilmiştir.
Mahkememizin 16/11/2018 tarihli duruşmasının ara kararı gereğince; Yetkisizlik kararı veren mahkemece alınan kusur raporu ve … 9. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında alınan ATK. Kusur raporunun muhteviyatı birlikte değerlendirildiğinde davalı sigorta vekilinin İst. ATK dan yeniden kusur raporu alınması ve davacılar vekilinin ek rapor alınması taleplerinin reddine karar verilmiştir.
TÜM DOSYA KAPSAMINDAN: Dava trafik kazasından kaynaklı destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat davasıdır.
Somut olayın, sürücü … sevk ve idaresindeki … lakalı otomobili ile … karayolunu takiben … istikametinden gelip Mersin istikametine seyir ettiği sırada, … önlerine geldiğinde aracının sağ ön köşe ve ön cam sağ kısımları ile … girişine yakın yerden (petrolün aracın geldiği yönünden) yola inerek kuzeyden güneye karşı … Sitesi istikametine yolu çapraz şekilde geçmeye çalışan yaya …’a orta ayırıcıya 4 metre mesafe kala çarpması neticesi yaralanmalı, daha sonra yayanın tedavi amaçlı kaldırıldığı hastanede saat:10:14 sıralarında ex olması ile ölümle sonuçlanan trafik kazası meydana gelmiştir.
Destekten yoksun kalma tazminatı, B.K’nun 45/II. maddesinde düzenlenmiş olup; “Ölüm neticesi olarak diğer kimseler müteveffanın yardımından mahrum kaldıkları takdirde onların bu zararını da tazmin etmek lazım gelir.” şeklinde hükme bağlanmıştır.
Görülmektedir ki, destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir.
Haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse BK’nun 45/II. maddesine dayanarak uğradığı zararın ödetilmesini isteyebilir. Ancak, destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmesi için öncelikle, ölen ile destekten yoksun kalan arasında maddi yönden düzenli ve eylemli bir yardımın varlığı gerekir.
Borçlar Kanunu’nun 45.maddesinde sözü geçen destek kavramı hukuksal bir ilişkiyi değil, eylemli bir durumu hedef tutar ve ne hısımlığa ne de yasanın nafaka hakkındaki hükümlerine dayanır; sadece eylemli ve düzenli olarak geçimini kısmen veya tamamen sağlayacak şekilde yardım eden ve olayların olağan akışına göre eğer ölüm vuku bulmasaydı, az çok yakın bir gelecekte de bu yardımı sağlayacak olan kimse destek sayılır.
O halde destek sayılabilmek için yardımın eylemli olması ve ölümden sonra da düzenli bir biçimde devam edeceğinin anlaşılması yeterli görülür.
Bununla birlikte destekten yoksun kalan kimse devamlı ve gerçek bir ihtiyaç içerisinde bulunmalıdır. Genel olarak bakım ihtiyacı, sosyal düzeye uygun olan yaşamın devamını sağlamak için gerekli olanaklardan yoksun kalmayı anlatır. Eğer ölenin eylemli olarak baktığı davacı, ölüm yüzünden bu bakımın sağladığı yaşama düzeyinin altına düşmüş olursa, ihtiyaç bulunma koşulu gerçekleşmiş sayılır. Burada önemli olan, destekten yoksun kalan kimsenin ve ailesinin temsil ettiği sosyal ve ekonomik düzeye göre normal karşılanan giderlerdir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21.04.1982 gün, 979/4-1528 E., 1982/412 K. sayılı kararı).
Diğer taraftan, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 06.03.1978 tarih ve 1/3 sayılı kararının gerekçesinde de: “Destekten Yoksun Kalma Tazminatının eylemin karşılığı olan bir ceza olmayıp, ölüm sonucu ölenin yardımından yoksun kalan kimsenin muhtaç duruma düşmesini önlemek ve yaşamının desteğin ölümünden önceki düzeyde tutulması amacına yönelik sosyal karakterde kendine özgü bir tazminat olduğu” hususu vurgulanmış; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 30.11.2005 gün ve 2005/4-648 E.-2005/691 K. sayılı ilamında da aynı esaslar benimsenmiştir.
Önemle vurgulanmalıdır ki, Borçlar Kanunu’nun 45/III. maddesine göre destekten yoksun kalma tazminatı, desteğin mirasçısı olarak geride bıraktığı kişilere değil, desteğinden yoksun kalanlarına aittir. Destekten yoksun kalma tazminatı isteyebilecek kişiler, mirasçılardan başka kişiler de olabileceği hususunda da herhangi bir ihtilaf yoktur. Murisin trafik kazasından kaynaklanan bir sorumluluğu söz konusu olduğunda ve koşulları oluştuğunda mirasçıları bundan sorumlu olduğu halde, aynı olay nedeniyle destekten yoksun kalan ve fakat mirasçı olmayan kişiler bundan sorumlu değildir (HGK.nun 15.06.2011 gün ve 2011/17-142 E. -411 K. sayılı ilamı).
… 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas Sayılı dosyasında 09/11/2016 tarihli ara karar gereğince kusur durumunun tespiti için dosya kusur bilirkişisine tevdi edilmiş,kusur bilirkişisi tarafından … 2 ATM.’ye ibraz edilen 15/11/2016 havale tarihli susur raporunda özetle;Yaya …’ın %75 oranında asli kusurlu olduğu, … plakalı otomobil sürücüsü …’ın ise %25 oranında tali kusurlu olduğu belirtilmiştir.
… 9. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasının tüm uyap kayıtları getirtilerek dosya arasına konulmuştur.
Mahkememizin 14/11/2017 tarihli duruşmasının 5 nolu ara kararı gereğince; Davacı vekiline hangi davacı için ne miktar tazminat talep ettiği hususunda beyanda bulunması ve beyan dilekçesini karşı tarafa tebliğ ettirmek üzere 2 haftalık süre verilmiştir.
Davacılar vekili UYAP sisteminden 11/12/2017 tarihinde gönderdiği dilekçesinde özetle;… ve …’a 455,00’er TL, …, …, …, …, …, …, …, …, … olan mirasçıların her biri yönünden 10,00’ar TL talep etiğini belirtmiştir.
Mahkememizin 14/11/2017 tarihli duruşmasının ara kararı gereğince; davacıların ölenin sağlığında desteğinden yararlanıp yaralanmadıkları, desteğin sağlığındaki ekonomik geliri ile davacılara hangi oranda destek olduğu, davacıların desteğinin ölümü sebebi ile mahrum kaldıkları destek miktarının ne kadar olduğu, davalı sigorta şirketinin bu zarardan sorumlu olup olmadğı, sorumlu ile ne miktar yönünden sorumlu olduğu hususunda rapor düzenlemesi için dosya Aktüer bilirkişiye tevdi edimiş, aktüer bilirkişi tarafından düzenlenen 11/12/2017 tarihli raporda özetle; Delillerin takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere; 25.02.2013 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davalının %25 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre, …’ın vefatı nedeniyle; A)ÖDEME TARİHİNDEKİ VERİLERE GÖRE; a)Davacı Anne …’ın destekten yoksun kalma sebebiyle maddi zararının = 6.308,40 TL. ,b)Davacı Baba …’ın destekten yoksun kalma sebebiyle maddi zararının= 6.308,40 TL. Olduğu, c)Davalı tarafından yapılan ödemelerin, davacıların ödeme tarihindeki verilere göre belirlenen zararlarını karşılama oranlarının aşağıdaki gibi; Anne Halime Bakımından = %45,68, Baba … Bakımından= %28,75 olduğu, d)Ödeme ile ödeme tarihindeki verilere göre belirlenen zarar arasında açık orantısızlık bulunup bulunmadığı ve buna göre ödeme ile borcun sona erip ermediği hususundaki hukuki durumun takdir ve değerlendirmesinin Sayın Mahkemeye ait bulunduğu; B)Sayın Mahkemece, ödeme ile borcun sona ermediği ve ödemenin kısmı ifayı içeren makbuz olarak kabul edilmesi halinde ise; GÜNÜMÜZE KADAR GERÇEKLEŞEN VERİLER ESAS ALINARAK BELİRLENEN ZARAR TUTARINDAN, ÖDEMENİN GÜNCEL TUTARIN TENZİLİ SONUCU; a)Davacı Anne …’ın destekten yoksun kalma sebebiyle bakiye maddi zararının = 5.677,28 TL. b)Davacı Baba …’ın destekten yoksun kalma sebebiyle bakiye maddi zararının = 7.059,01 TL. Olduğu, c)Davacıların maddi zararının bakiye poliçe limit içinde kaldığı, d)Davalı bakımından temerrüt tarihi 01.09.2014 olarak belirlenmiş olup, sigortalı aracın hususi nitelikte olduğu, e)Davacı kardeşlerin destekten yoksun kalma nedeniyle maddi tazminat talep koşullarının bulunmadığı, sonuç ve kanaati ile tarafımdan tanzim olunan işbu raporu saygı ile arz ederim.
Mahkememizin 02/02/2018 tarihli duruşmasının ara kararı gereğince taraf vekillerinin dosyaya verdikleri rapora karşı beyan dilekçelerindeki itirazları karşılar nitelikte ek rapor hazırlanmak üzere dosya aktüer bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından ibraz edilen 07/02/2018 teslim tarihli raporda özetle; Delillerin takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere; 25.02.2013 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davalının %25 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre, …’ın vefatı nedeniyle; a)Davacı Anne …’ın destekten yoksun kalma sebebiyle maddi zararının = 9.407,16 TL., b)Davacı Baba …’ın destekten yoksun kalma sebebiyle maddi zararının = 9.407,16 TL. Olduğu, c)Davacıların maddi zararının poliçe limit içinde kaldığı, d)Davalı bakımından temerrüt tarihi 01.09.2014 olarak belirlenmiş olup, sigortalı aracın hususi nitelikte olduğu, e)Davacı kardeşlerin destekten yoksun kalma nedeniyle maddi tazminat talep koşullarının bulunmadığı belirtilmiştir.
Mahkememizin 20/03/2018 tarihli duruşmasında davacılar vekili beyanında;” Davalı sigorta şirketi tarafından Av. … ‘a yapılan ödeme geri iade edilmiştir, celse arasında sunalım, ayrıca bankadan da sorulabilir,”şeklinde beyanda bulunmuştur.
. Mahkememizin 20/03/2018 tarihli duruşmasının 1 nolu ara kararı gereğince; … bankası A.Ş de bulunan … nolu hesaba … sigorta tarafından yatırılan 4.696,00 TL. ‘nin Av. … tarafından 04/09/2014 -15/10/2014 tarihinde iade edilip edilmediği, iade edilmiş ise ne zaman kime ait hangi hesaba iade edildiğinin belirtilerek buna dair belgenin gönderilmesi için … Bankası Genel Merkezine müzekkere yazılmıştır.
… A.Ş.’den gelen 09/05/2018 tarihli cevabi yazıda;İlgi sayılı yazınızda adı geçen … SİGORTA A.Ş.nin … Şubesi/İstanbul şubesi nezdindeki … nolu hesabına 15/10/2014 tarihinde 4.696,00 TL. Bakiye girişi olduğu ve işlem dekortunun gönderildiği belirtilmiştir.
Mahkememizin 05/06/2018 tarihli duruşmasının ara kararı gereğince; dosya bilirkişiye verilerek … Genel Müdürlüğünden gelen yazı cevabı da değerlendirilerek tazminat yönünden 2.ci ek rapor düzenlemesi için dosya aktüer bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından düzenlenen 20/06/2018 tarihli 2.ci ek raporda özetle; Delillerin takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere; 25.02.2013 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davalının %25 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre, …’ın vefatı nedeniyle; Davalı tarafından yapılan ödemenin davacılar tarafından geri iade edildiği ve buna göre de davacılara bir ödeme yapılmadığı esasına göre düzenlenen 08.02.2018 tarihli raporda belirlendiği gibi; a)Davacı Anne …’ın destekten yoksun kalma sebebiyle maddi zararının = 9.407,16 TL. ,b)Davacı Baba …’ın destekten yoksun kalma sebebiyle maddi zararının = 9.407,16 TL. Olduğu, c)Davacıların maddi zararının poliçe limit içinde kaldığı, d)Davalı bakımından temerrüt tarihi 01.09.2014 olarak belirlenmiş olup, sigortalı aracın hususi nitelikte olduğu, e)Davacı kardeşlerin destekten yoksun kalma nedeniyle maddi tazminat talep koşullarının bulunmadığı, sonuç ve kanaatinde bulunmuştur.
Davacılar vekili 02/01/2018 tarihinde harçlandırılmış ıslah dilekçesinde özetle; 11/12/2017 tarihli bilirkişi raporunda davalı tarafın müvekkiline göndermiş olduğu paranın müvekkiline ödenmesi gereken miktardan düşüldüğünü ancak müvekkilinin bu parayı davalı tarafa iade ettiğini, iade nedeni ile bu miktarın hesaplamaya katılamayacağını, bu nedenle taleplerini … yönünden 9.407,16 TL, … yönünden 9.407,16 TL, … yönünden10,00 TL, … yönünden 10,00 TL, … yönünden 10,00 TL, … yönünden 10,00 TL, … yönünden 10,00 TL, … yönünden 10,00 TL, … yönünden 10,00 TL, … yönünden 10,00 TL ve … yönünden 10,00 TL olarak belirlemiş ve davanın bu miktar üzerinden kabulünü, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesini talep etmiştir.
Yargılama sırasında alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde bilirkişi raporu mahkememizce yeterli görülüp itibar edilmiştir.
Yargıtay 4.Hukuk Dairesinin 1981/906 E. Sayılı kararında özetle; “….Bir kimseyi başkası için destek haline getiren yardımlarda düzenlilik ve devamlılık unsurları vardır. Yapanın keyfine göre gelişi güzel zamanlarda sağlanan yardımlar ( örneğin, olayımızda ölen annenin, torununun bakımını yaşamış olsaydı, bir süre üstleneceği şekildeki yardımları düzenli olmadıkları için destekten yoksun kalma tazminatına esas alınamazlar. Bunun gibi; her gün, her hafta, her ay düzenli bir şekilde yapılmış olmakla beraber ancak sınırlı bir süre için yapılmış veya ilerde yapılması umulan yardımlar da destek olarak nitelenemez…. olayımızda, ölen destek torununa bakmakla yükümlü olmadığına göre, böyle bir bakmanın gerçekleşeceği kuvvetle umulsa dahi, bu bakma olgusu ölenin ihtiyarına bağlı ve insani bir duygu ve ahlaki bir vazifeden kaynaklanan, bu itibarla da para ile değerlendirilmeyecek ve bu niteliği ve özelliği bakımından destek zararı olarak kabul edilemeyecek olan bir kayıptır. Diğer bir anlatımla, ölüm vukua gelmeseydi ölenin torununa bakmasından dolayı bu hizmetine karşılık kızından bir hak talep etmesi BK.nun 62. maddesinin son fıkrası uyarınca mümkün de olamayacağına göre, ölenin sağlığında yasaca talep edemeyecek olan bir karşılığın destek zararı kapsamında düşünülmesi ve bu yardımdan yoksun kalındığından söz edilerek tazmini yönüne gidilmesi düşünülemez.” demektedir.
Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre (6098 sayılı BK. md. 56), hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi,zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebilecektir.
Sonuç itibariyle, 25/02/2013 tarihinde meydana gelen trafik kazasında;Yaya …’ın %75 oranında asli kusurlu olduğu, …. plakalı otomobil sürücüsü …’ın ise %25 oranında tali kusurlu olduğu belirtilmiştir.
Yargıtay 4.Hukuk Dairesinin 1981/906 E. Sayılı kararında özetle; “….Bir kimseyi başkası için destek haline getiren yardımlarda düzenlilik ve devamlılık unsurları vardır. Yapanın keyfine göre gelişi güzel zamanlarda sağlanan yardımlar ( örneğin, olayımızda ölen annenin, torununun bakımını yaşamış olsaydı, bir süre üstleneceği şekildeki yardımları düzenli olmadıkları için destekten yoksun kalma tazminatına esas alınamazlar. Bunun gibi; her gün, her hafta, her ay düzenli bir şekilde yapılmış olmakla beraber ancak sınırlı bir süre için yapılmış veya ilerde yapılması umulan yardımlar da destek olarak nitelenemez…… olayımızda, ölen destek torununa bakmakla yükümlü olmadığına göre, böyle bir bakmanın gerçekleşeceği kuvvetle umulsa dahi, bu bakma olgusu ölenin ihtiyarına bağlı ve insani bir duygu ve ahlaki bir vazifeden kaynaklanan, bu itibarla da para ile değerlendirilmeyecek ve bu niteliği ve özelliği bakımından destek zararı olarak kabul edilemeyecek olan bir kayıptır. Diğer bir anlatımla, ölüm vukua gelmeseydi ölenin torununa bakmasından dolayı bu hizmetine karşılık kızından bir hak talep etmesi BK.nun 62. maddesinin son fıkrası uyarınca mümkün de olamayacağına göre, ölenin sağlığından yasaca talep edemeyecek olan bir karşılığın destek zararı kapsamında düşünülmesi ve bu yardımdan yoksun kalındığından söz edilerek tazmini yönüne gidilmesi düşünülemez.” demektedir.
Her ne kadar işbu davada müteveffanın kız çocukları davacı değil ise de; kız çocuklarında destek tazminatı talep hakkının bulunması nedeniyle hesaplamalarda dikkate alınımıştır. Buna göre;
Davacı Anne ile Baba bakımından kendi bakiye ömür süreleri ile sınırlı olarak, dava dışı kız çocuklar bakımından Yargıtay’ca muhtaçlık yaş sınırı olarak kabul edilen 22 yaşına kadar müteveffanın desteğinden yoksun kaldığı süreler bilirkişi tarafından hesaplanmıştır.
Dava dilekçesinde davacı anne ve baba yanında davacı kardeşler içinde destekten yoksun kalma tazminatı talep edilmiştir.
Mahkememizin 14/11/2017 tarihli duruşmasının 5 nolu ara kararı gereğince; Davacı vekiline hangi davacı için ne miktar tazminat talep ettiği hususunda beyanda bulunması ve beyan dilekçesini karşı tarafa tebliğ ettirmek üzere 2 haftalık süre verilmiştir.
Davacılar vekili UYAP sisteminden 11/12/2017 tarihinde gönderdiği dilekçesinde özetle;… ve …’a 455,00’er TL, …, …, …, …, …, …, …, …, … olan mirasçıların her biri yönünden 10,00’ar TL talep etiğini belirtmiştir.
Destek tazminatının söz konusu olabilmesi için yardım yapılacakların “bakım ihtiyacı” içinde bulunmaları gerekir (Bkz.Turgut Uygur-Borçlar Kanunu I, sh.590).
Yargıtay 4.Hukuk Dairesinin 1986/1585 E. Sayılı ilamında “…Bakım ihtiyacı ise, davacının zaruret ve sefalet haline düşmesini değil, sosyal seviyesine uygun olan hayat tarzını devam ettirmek için gerekli imkanlardan yoksun kalmasına ifade eder ( Tekinay, Destekten Yoksun Kalma Tazminatı, İst. 1963, S.49 )…” demektedir
Yargıtay’ın bu konudaki içtihatlarında; Kural olarak, kardeşlerin bir birine karşı bakım ödevi olmadığı, kardeşin diğer kardeşe desteğinin ancak ölenin hali refahta olması halinde mümkün olabileceği, sağlığında eylemli ve düzenli olarak yardım eden kardeşin, diğer kardeşin desteği sayılacağı, ileride kardeşin diğer kardeşe destek olacağının kanıtlanması gerektiği, ölenin ihtiyarına bağlı ve devamlılık arz etmeyen yardımların destek kavramı olarak kabul edilemeyeceği belirtilmektedir. Bu durumda;
İşbu somut olayda sağlığında müteveffanın hali refahta olmaması, kardeşlerin en küçüğünün 22 yaşında olması ve buna göre tüm kardeşlerin destek yaşını geçmiş olması, müteveffanın kardeşlerine sağlığında fiilen ve eylemli olarak destek olduğunu gösterir bir bilgi ve belge ibraz edilmemesi nedeniyle Yargıtay kararlarlarına uygun olarak davacı kardeşlerin destekten yoksun kalma nedeniyle maddi tazminat talep etme şartlarının oluşmaması nedeniyle davacı kardeşlerin destekten yoksun kalma nedeniyle maddi zararlarının belirlenemediği,
25.02.2013 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davalının %25 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre, …’ın vefatı nedeniyle; Davacı Anne …’ın destekten yoksun kalma sebebiyle maddi zararının = 9.407,16 TL.,Davacı Baba …’ın destekten yoksun kalma sebebiyle maddi zararının = 9.407,16 TL. Olduğu, Davacıların maddi zararının poliçe limit içinde kaldığı, Davalı bakımından temerrüt tarihi 01.09.2014 olarak belirlenmiş olup, sigortalı aracın hususi nitelikte olduğu, Davacı kardeşlerin destekten yoksun kalma nedeniyle maddi tazminat talep koşullarının bulunmadığı anlaşılmakla; Davacılardan davacı Anne … ve davacı baba … ‘ın açmış oldukları destekten yoksun kalma tazminat davasının kabulüne, dava ve ıslah dilekçesine göre davacı anne … için 9.407,16 TL, Davacı baba … için 9.407,16 TL tazminatın 01/09/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak bu davacılara verilmesine, Davacı kardeşler …, …, …, …, …, …, …, …, …’ın açmış oldukları destekten yoksun kalma tazminat davasının reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM :Açıklanan gerekçeye göre;
1-Davacılardan davacı Anne … ve davacı baba … ‘ın açmış oldukları destekten yoksun kalma tazminat davasının kabulüne, dava ve ıslah dilekçesine göre davacı anne … için 9.407,16 TL, Davacı baba … için 9.407,16 TL tazminatın 01/09/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak bu davacılara verilmesine,
2-Davacı kardeşler …, …, …, …, …, …, …, …, …’ın açmış oldukları destekten yoksun kalma tazminat davasının reddine,
3-Karar tarihine göre alınması gereken 1.285,20 TL harçtan peşin alınan 88,90 TL ( Peşin harç + ıslah harcı ) harcın mahsubu ile bakiye 1.196,30 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine,
4-Davacılardan … ve … duruşmalarda kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri gereğince hesaplanan 2.257,71 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile bu davacılara verilmesine,
5-Davalı kendisini duruşmalarda vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri gereğince reddedilen miktar yönünden hesaplanan 90,00 TL vekalet ücretinin davacılardan …, …, …, …, …, …, …, …, …’dan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Davacılar tarafından yapılan toplam 1.233,90 TL yargılama giderinin davanın red/kabul oranına göre 1.228,02 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacılardan … ve …’a verilmesine, geri kalan miktarın davacılardan …, …, …, …, …, …, …., …, …’ın üzerinde bırakılmasına,
7-Davacılar tarafından yatırılan peşin harç ve ıslah harcı toplamı 89,40 TL harç masrafının davalılardan tahsili ile davacılardan … ve …’a verilmesine,
8-Davacılar tarafından yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara iadesine,
9-Davalı tarafından yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya iadesine,
Dair verilen karar davacılar vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliyesi ( İstinaf Mahkemesi ) nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usülen anlatıldı.16/11/2018

Katip

Hakim

MASRAF BEYANI
27,70 TL Başvuru Harç Masrafı
900,00 TL Bilirkişi Ücreti
306,20 TL Tebligat ve müzekkere gideri
TOPLAM : 1.233,90 TL