Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/594 E. 2023/739 K. 10.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2023/335 Esas
KARAR NO:2023/741

DAVA:Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:09/02/2015
KARAR TARİHİ:10/10/2023

… Asliye Hukuk ( Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla) Mahkemesinin 2017/… Esas 2018/… Karar sayılı Kararı ile yetkisizlik kararı verilmesi üzerine dosya tevzi bürosu tarafından mahkememize tevzi edilmesi üzerine gönderilen ve mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ve duruşmalarda özetle; davacıdan her ay abonesi olduğu … … Ticaret AŞ ve … … Satış İthalat İhracat Aş ait olmak üzere 2500 abone nolu otel işletmesinde kullandığı elektrik tüketim miktarına göre tahakkuk eden faturalarında hizmet bedeli karşılığı olmayan kayıp kaçak bedeli adı altında kayıp kaçak bedeli alındığının tespit edildiği, davalılar arasındaki hukuki ilişkinin mahiyetinin tarafınca bilinmesi mümkün olmadığından abone numarası hiç değişmeyen davacı her davalı şireke de dava açmak zorunda kadığını, davacı tarafından abone numarası değişmeksizin tedarikçi davalılardan farklı dönemlerde elektrik satın aldığı, davacı tedarikçi firmalar arasında seçme özgürlüğüne sahip ise de kayıp kaçak bedelleri tedarikçi firmalar tarafından faturalara yansıtılmış ve davacı tarafından ödendiği, bu nedenlerden dolayı 2007 yılından bu yana gerek gizlenmiş olarak davacıya yansıtılan gerekse faturalarda kayıp kaçak bedeli olarak açıkça istenen ve hukuka aykırı haksız olarak davacıdan tahsil edilen kayıp kaçak bedeli olan şimldilik davalı … Aş den gizlenmiş kayıp kaçak bedeli, davalı … Enejisi … Ticaret AŞ den 2.840,00 TL, davalı … … satış ithalat ihracat AŞ den 162.530,00 TL olmak üzere toplam 165.370,00 TL nin ödendiği fatura tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte tahsiline, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve duruşmalarda özetle; Davanın öncelikle yetki, görev, zamanaşımı, husumet ve belirsiz alacak davası yönündeki itirazın doğrultusunda reddine, müvekkili şirketin ilgili mevzuat uyarınca, sözleşme yaptığı firmalardan tahsil etmek ve daha sonrasında da ilgili Dağıtım Şirketi’ne aktarmak zorunda olduğu bu bedeller nedeniyle tarafların dava yöneltilmesinin hukuka uyarlı olmadığını, davanın pasif dava ehliyeti yokluğu nedeniyle reddi gerektiğini, aksi halde davanın esasa ilişkin itirazları doğrultusunda reddine, yargılama masrafı ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
… Asliye Hukuk Mahkemesinin (Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) … sayılı 23/10/2015 tarihinde verilen kararda
” 1-Davanın kısmen kabulüne kısmen reddine
a) 137.889,83 TL nin dava tarihi olan 09/02/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalı … … AŞ den alınarak davacıya verilmesine, söz konusu davalı yönünden fazlaya ilişkin talebin reddine
b) 15.884,03 TL nin 2.840,00 TL sine dava tarihi olan 09/02/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte geri kalan 13.004,03 TL nin ise faizsiz olarak davalı … … Ticaret AŞ den alıanarak davacıya verilmesine,
c) 74.316,19 TL nin faizsiz olarak davalı … AŞ den alınarak davacıya verilmesine “dair karar verildiği görülmüştür.
…. Asliye Hukuk Mahkemesinin (Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) … sayılı 23/10/2015 tarihli kararın taraflarca Temyiz istemi üzerine, Yargıtay 3. Hukuk Dairesi Başkanlığının 2016/… esas 2017/… karar sayılı ilamı ile;
1-) Davalı … … AŞ vekili süresinde sunduğu cevap dilekçesi ile davacı ile abonelik sözleşmesi imzaladıklarını, sözleşme ile yetkili mahkemenin İstanbul Mahkemeleri olduğunu belirterek yetki itirazında bulunmuştur.
01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun uyuşmazlıkla ilgili “Sözleşmeden doğan davalarda yetki “ başlıklı 10. maddesi “Sözleşmeden doğan davalar, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabilir” hükmünü ,“yetki sözleşmesi” başlıklı 17. maddesi ise “Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.”hükmünü ihtiva etmektedir.
HMK m. 17’nin ikinci cümlesine göre, “taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır”. Bu hükme göre, yetki sözleşmesi (veya yetki şartı) yapan taraflar, aksine bir düzenleme yapmamışlarsa, dava sadece yetki sözleşmesinde kararlaştırılmış olan mahkemede açılabilir. Diğer bir deyişle, aksi belirtilmediği sürece, HMK, yetki sözleşmesinde gösterilen mahkemenin münhasır yetkili mahkeme olacağını kabul etmiştir. Bu şekilde yapılmış olan, yetki sözleşmesinin münhasır yetkili olacağı madde gerekçesinde de açıkça belirtilmiştir. Görüldüğü üzere, taraflar, salt bir münhasır yetki sözleşmesiyle, kanunun öngörmüş olduğu genel ve özel yetkili mahkemelerin yetkisini kaldırmış olmaktadırlar. Taraflar, bu sonucun ortaya çıkmasını istemiyorsa, yani genel ve özel yetkili mahkemelerin yetkisinin devam etmesini istiyorlarsa yetki sözleşmesinde bunu ayrıca belirtmek zorundadırlar. Buna göre, münhasır yetki sözleşmesinden kasıt, tarafların yetki sözleşmesi ile kararlaştırılan mahkemeden başka bir mahkemede dava açılamaması üzerinde anlaşmalarıdır.
Somut uyuşmazlıkta, davacı ile davalılardan … … AŞ arasında düzenlenen Enerji Satış Sözleşmesinde sözleşmeden doğabilecek uyuşmazlıkların çözümünde İstanbul Mahkemelerinin yetkili olacağı belirlenmiştir. Tacir olan taraflar arasında yapılan sözleşmedeki düzenleme dikkate alındığında, İstanbul Mahkemelerinin yetkisi münhasır yetki olup, davanın da sadece İstanbul Mahkemelerinde görülmesi gerekir.
Hal böyle olunca mahkemece, davalı … … AŞ yönünden mahkemenin yetkisizliğine karar verilmesi gerekirken esatan hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.” değerlendirmesiyle verilen bozma kararı doğrultusunda dosya yetkisizlik kararı üzerine Mahkememizin yukarıdaki esasına alarak yargılamaya devam olunmuştur.
Dava, elektrik abonelerinden tahsil edilen kayıp-kaçak bedelinin istirdatı istemine ilişkindir.
… Asliye Hukuk Mahkemesince (Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) verilen 19/06/2015 tarihli celsesinde verilen ara karar gereği; davalıların yetki, zaman aşımı, pasif husumet ve göreve yönelik yapmış oldukları itirazın yerinde olmaması nedeniyle reddine karar verildiği görülmüştür.
… Asliye Hukuk Mahkemesince (Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) verilen ara karar gereğince; dosya mali müşavir bilirkişi ve hukukçu bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi heyeti tarafından ibraz edilen 28/09/2015 tarihli raporda özetle; “davacı … abonesinden davalılar … AŞ tarafından 74.316,79 TL, … AŞ tarafından 137.889,83 TL … AŞ tarafından ise 15.844,03 TL kayıp kaçak bedelinin tahkuk ve tahsil olduğu” yönünde tespit ve değerlendirmelerde bulunulmuştur.
Davacı vekili tarafından sunulan 21/10/2015 havale tarihli ıslah dilekçesinde özetle; … AŞ den dava dilekçesinde talep ettiği miktar olan 2.840,00 TL düşüldükten sonra 13.004,03 TL, … AŞ den dava dilekçesinde gizli kayıp kaçak bedeli bulunduğundan 74.316,19 TL olmak üzere dava değerini toplamda 87.320,22 TL nin ıslah edildiğinin bildirildiği görülmüştür.
Bu kapsamda yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; yetkisizlik kararı öncesinde alınan 28/09/2015 tarihli raporda yapılan tespitlerin dosya kapsamında uygun, denetime elverişli şekilde raporlandığı anlaşıldığından Mahkememizce de itibar edilebilir bulunmuştur. Buna göre eldeki davada davacı tarafça elektrik abonelerinden tahsil edilen kayıp-kaçak bedelinin istirdatı isteminde bulunulduğu, EPDK kararları ile bu bedellerin mevcut mevzuat kapsamında tüketicilerden alınmasının hukuka uygun olmadığının kabul edildiği, hükme esas alınan 28/09/2015 tarihli raporda … AŞ tarafından 137.889,83 TL kayıp kaçak bedelinin tahakkuk ve tahsil edildiğinin tespit edildiği anlaşıldığından davanın kısmen kabulü ile toplam 137.889,83 TL nin dava tarihi olan 09/02/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Açıklanan gerekçeye göre;
1-Davanın kısmen kabulü ile, toplam 137.889,83-TL nin dava tarihi olan 09/02/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Karar tarihine göre alınması gereken 9.419,25 harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri gereğince hesaplanan 22.062,37 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri gereğince hesaplanan 17.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan toplam 98,00 TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre takdiren 83,14 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, arta kalan masrafın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan 214,00-TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre takdir edilen 33,44- TL sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, arta kalan masrafın davalı üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı ve davalı tarafından yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair verilen karar davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay nezdinde Temyiz yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usülen anlatıldı. 10/10/2023

Katip …
✍e-imzalı

Hakim …
✍e-imzalı