Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/591 E. 2021/915 K. 08.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/591 Esas
KARAR NO : 2021/915

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/09/2013
KARAR TARİHİ : 08/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 27.07.2013 günü … Terminal müdürlüğünden programlı olarak başlaması gerkeen … yakıt pompajı başlamadan … Başkanlığı … İşletme Şefliğinden aranarak … Pompaj istasyonu ile …işletme Şefliği arasında basınç düşmesi olduğunu ve basıncın sıfırlandığının davacı şirket yetkililerine bildirildiğini, basıncın düşmesinin nedeni bulunana kadar pompaj işleminin iptal edildiğini, davacı şirket yetkililerinin araştırması sonucu davalı şirketin yürüttüğü doğalgaz çalışması sırasında boru hattının hasar gördüğünü ve yakıt zayiatının meydana geldiğinin tespit edildiğini, 26.07.2013 günü … ilçesi …Mah. … İnş. Şirketi girişinde ve … yakınında bulunan, mülkiyeti …Bakanlığına, işletmesi davacı şirkete ait olan akaryakıt boru hattı, hattın bulunduğu mevkide doğalgaz çalışması yapan davalı şirket tarafından delinmiş ve önemli miktarda jet yakıtının toprağa akmak suretiyle zayi olduğunu, zayi olan jet yakıtının davacı şirkete ait olduğunu, davalının haksız fiilinden kaynaklanan davacı şirket zararının … Sulh Hukuk Mahkemesinin …-D.İş. sayılı dosyası ile mahallinde keşfen tespit edildiğini, bu incelemeyi yapan bilirkişinin 15.08.2013 tarihli raporunda, zayi olan akaryakıt miktarının 53.019 litre olarak hesaplandığını ileri sürerek olay günü … yakıtı birim fiyatından hesaplanan 100.710,00 TL zarar bedelinin ve tespit masrafının avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; Davalı şirketin olayda kusur ve sorumluluğunun olmadığını, davalı şirketin doğalgaz boru hattındaki işlemlerin yapılması için … Tic. Ltd. Şti. isimli taşeron şirketle anlaştığını, kazanın anılan şirket tarafından yapıldığından taleplerin bu şirkete yöneltilmesi gerektiğini, davanın bu şirkete ihbarını istediklerini, tespit raporunun hukuka aykırı olduğunu, tespit edilen akaryakıt miktarının fahiş olduğunu, hasara çok kısa sürede müdahale edildiğini, belirtilen meblağın çok yüksek olduğunu, ayrıca davalı şirketin delinmeyi derhal davacı şirkete bildirdiğini, ayrıca akan yakıtı 3 tankere doldurarak zararı azalttıklarını, olay yerinde bulunan …ve …isimli şahısların tanık olduklarını, 3 tankerin davacı şirket tarafından görülmemiş gibi rapor düzenlendiğini, raporun hukuken geçerli olmadığını, yapılacak inceleme ile davacının taleplerinin haksız ve mesnetsiz olduğunun görüleceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizin 2013/260 Esas 2015/566 Karar sayılı 07/09/2015 tarihli “Davacının davasının kabulü ile 100.700,00 TL’nin 26/08/2013 tarihinden itibaren işleycek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine..,” ilişkin kararı Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2016/8213 E 2018/5120 K sayılı 26/06/2018 tarihli kararı ile ” … işletme hakkı davacıya ait olan akaryakıt boru hattına, davalı şirket tarafından yapılan kazı çalışmaları sırasında zarar verildiği, olaya ilişkin zarar tespiti yaptırıldığı, zayi olan akaryakıt miktarının 53.019 litre olduğu, mahkemece makine mühendisi bilirkişi refakete alınarak olay mahallinde keşif icra edildiği, keşif sonrasında bilirkişi tarafından sunulan raporda, davacının zararının, 100.710,00 TL olarak belirlendiği, zararın meydana gelmesinde birinci derecede davalı şirketin kusurlu olduğu ve kusur oranının %90 olarak belirlendiği, davacının ise İş Sağlığı ve Güvenliği Tüzüğünün 45. maddesine aykırı davranmasından dolayı %10 kusurlu olduğunun belirlendiği halde, mahkemece, bilirkişi raporunda belirlenen kusur oranı dikkate alınmadan davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 266. maddesinde; ‘‘ Mahkeme, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. Ancak genel bilgi veya tecrübeyle ya da hâkimlik mesleğinin gerektirdiği hukukî bilgiyle çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişiye başvurulamaz.’’düzenlemesi mevcuttur. Mahkemece, yukarıdaki düzenleme uyarınca uzmanlık gerektiren konularda, alınan bilirkişi raporu yeterli görülmediği takdirde, yeniden değişik bir bilirkişi kurulundan rapor alınarak karar verilmesi gerekir. Şu halde mahkemece; petrol mühendisi ve makine mühendisinin de içinde yer aldığı bir bilirkişi kuruluna dosya tevdi edilerek, denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli alınacak bir raporla, tarafların kusur oranı ve yüklenilecek zarar miktarı belirlenip, sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile hüküm kurulması doğru olmamış…” ifadelerine yer verilerek bozulmuş, mahkememizce Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda dosya makine mühendisi …, akaryakıt sektöründe uzman …, inşaat mühendisi … ve hukukçu …’a tevdi edilmiş, bilirkişi heyeti tarafından mahkememize sunulan rapor, dosya kapsamına uygun, ayrıntılı, açıklayıcı ve denetime elverişli olup hükme esas alınmıştır.
Dava konusu olaya ilişkin olarak … yetkilileri tarafından düzenlenen tutanak şöyledir: 27.07.2013 günü 09:00 sıralarında …Terminal Müdürlüğünden programlı olarak başlaması gereken… yakıt pompajı aynı tarihte 08:55’te … başkanlığı … İşletme Şefliğinden aranarak …istasyonu ile …İşletme Şefliği arasında basınç düşmesi olduğu ve basıncın sıfırlandığı tarafımıza bildirilmiş olup basınç düşmesinin nedeni bulunana kadar pompaj işleminin iptal edildiği bildirilmiş daha sonra yaptığımız araştırmada … İşletme Şefliğinin bir gün önce boru hattı üzerinde doğalgaz çalışması yapan ve o mevkide boru hattı olduğu bildirilen şirket …’e ait iş makinesi operatörü tarafından … ilçesi … Mahallesi … kuzeyinde, içinde …yakıtı bulunan…’ye ait 6 inçlik akaryakıt boru hattını hasara uğrattıkları ve içinde bulunan tüm yakıtın araziye aktığı tespit edilmiş olup tarafımıza bildirilmiştir. 28.07.2013 günü … başkanlığı tamir ekibinin boru hattının hasara uğratılan 5 metrelik kısmını değiştirerek faal hale getirmiş olup boru hattı test amacıyla çalıştırıldığında 53.019 litre yakıtın zayi olduğu yapılan pompaj sonucu tespit edilmiştir.
Davacı tanığı … ifadesinde, davacı şirkette boru hatlarından kontrol teknisyeni olarak çalıştığını, askeri … tesislerine ait boru hattında davacı şirkete ait petrol bulunduğu sırada davalı şirketin yaptığı çalışma sırasında boru hattına zarar verdiğini ve bir kısım yakıtın yere aktığını, zarar oluştuğunu, olay yerinde olmadığını, neler yapıldığını bilmediğini belirtmiştir. Davacı tanığı … de aynı yönde ifade vermiştir. Davalı tanığı … ifadesinde, …mevkiinde doğalgaz hattında çalıştığını, iş makineleriyle kazı yaptıklarını, dava konusu boru hattının patladığı yerde kendisinin de çalışma yaptığını, araçların geçişi için arazinin düzeltilmesi gerektiğini, bu işlemin … şirketine ait iş makinesiyle yapıldığını, o sırada Nato hattının patladığı haberinin geldiğini, patlayan yeri kapatmaya çalıştıklarını, takoz ile patlak yeri kapattıklarını, bu sırada olay yerinde tanker olduğunu ancak ne için olduğunu bilmediğini, patlayan kısımdan akan sıvının toplanmasının mümkün olmadığını, bu nedenle kimse tarafından geri toplandığını da görmediğini, tahminince 5 veya 10 ton yakıt akmış olabileceğini belirtmiştir. Davalı tanığı …ifadesinde, … şirketinin yetkilisi ve sahibi olduğunu, kendilerine ait paletli makine ile davalı adına iş yaparken zemin temizliği sırasında hattın patladığını, kendisine operatörün telefonla söylediğini, gittiğinde petrolün aktığını, patlayan yere tahta çarpası çakarak akış hızını kesmeye çalıştıklarını, zaten tamamen kapatma şanslarının olmadığını, daha sonra polise haber verdiklerini, Petrol Ofisinin yetkililerinin geldiğini ve tamiri kendilerinin yapacağını söylediklerini, patlayan boruların zemine çok yakın durduğunu, kazı yerine düzeltme çalışması yapıldığını, otları temizlediğini, akan petrolün yerden toplanmasının mümkün olmadığını, boru hattının bulunduğu yerin eğimli olduğunu, boru hattından çıkan petrolün yere akıp gittiğini belirtmiştir.
Dosyaya sunulan …’nda, 28.07.2013 tarihinde … Girişi ile … Girişi arasındaki yapılan ölçümlere göre zayi olan yakıt miktarının 53.019 Litre olduğu belirtilmiştir. Bu tür sistemlerde, boru hattına giren yakıt ile çıkan yakıt farkının ölçümünden, kaçak nedeniyle oluşan fire tespit edilmektedir. Dolayısıyla yapılan ölçümün tekniğine uygun olduğu anlaşılmakla sistemde kaza nedeniyle oluşan yakıt zayiinin 53.019 Litre olduğu, kaza tarihi itibariyle yakıt maliyeti dikkate alındığında, toplam zararın 100.710,00 TL olduğu tespit edilmiştir.
Davalı şirket ve taşeron şirket yetkilileri her ne kadar boru hattının yüzeye çok yakın olduğu, kendilerinin kazı işlemi yapmadıklarını yüzey temizleme işlemi yaptıklarını ileri sürmüşlerse de, dosyada bulunan olay yeri fotoğraflarından kazı işleminin yapıldığı anlaşılmaktadır. Dolayısıyla davalı şirket yetkililerinin bu yöndeki beyanlarına itibar edilmemiş, davacı şirketin oluşan kaza nedeniyle delinen boru hattından akaryakıt zayiini engelleyebilecek başka ilave bir tedbir alması da söz konusu olmadığından olayda kusursuz olduğu, boru hattının güzergahı kendisine haber verilen davalı şirket tarafından yapılan hatalı işlemler sonucu boru hattının delinmesinde davalı şirketin % 100 oranında tamamen kusurlu olduğu kabul edilerek 100.700,00 TL’nin (toplam zarar 100.710,00 TL ise de ilk kararın davacı tarafça temyiz edilmemesi nedeni ile davalı lehine kazanılmış hak olduğundan) 26/08/2013 tarihinden itibaren işleyen avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Açıklanan yasal gerektirici nedenlere göre;
Davanın kabulü ile 100.700,00 TL’nin 26/08/2013 tarihinden itibaren işleyen avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Harçlar Kanununca alınması gerekli 6.878,81 TL ilam harcından peşin yatırılan 1.719,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 5.158,91 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince hesaplanan 13.516,50 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan 24,30 TL başvurma harcı, 1.719,90 TL peşin harç, 210,00 TL talimat ve tebligat giderleri, 525,80 TL tespit dosyası masrafı, 3.200,00 TL bilirkişi ücreti, bozma sonrası tebligat ücretleri 98,50 TL olmak üzere toplam 5.778,50 TL yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan bakiye gider avanslarının karar kesinleştiğinde yatıran taraflara iadesine,
Dair tebliğ tarihinden itibaren on beş günlük yasal süresi içerisinde Yargıtay nezdinde Temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı. 08/12/2021

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır