Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/546 E. 2020/424 K. 06.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/546 Esas
KARAR NO : 2020/424

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/08/2019
KARAR TARİHİ : 06/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ve duruşmalarda özetle; 28.03.2018 tarihinde … İşletme Müdürlüğü hizmet sahasında bulunan … adresinde davalı … Tic. A.Ş. tarafından yapılan çalışma sırasında müvekkil şirkete ait tesislere hasar verildiğini, müvekkili şirket personelince arızanın giderilmesi ve enerji verilmesine müteakip hasara maruz kalan tesislerin onarımı için kullanılan malzeme ve işçilik gibi bedelleri kapsayan hasar bedeli olan 787,07-TL hasar verenler aleyhine tahakkuk ettirildiğini, davalı/borçlu … Tic. A.Ş. tarafından hasar bedellerinin ödenmemesi üzerine borçlu aleyhine 787,07-TL hasar bedeli 45,22-TL işlemiş faizi olmak üzere toplam 832,29-TL’nin tahsili amacıyla … 3. İcra Müdürlüğünün …sayılı takip dosyası ile ilamsız takip yapılmış ve borçluya ödeme emri gönderildiğini, davalı borçlu borca ve icra takibine itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, bu nedenle davalının … 3. İcra Müdürlüğünün … Esas Sayılı dosyasına yapmış olduğu haksız ve yersiz ıtırazının iptalı ile takibin devamına, davalı/borçlu aleyhine hükmolunacak meblağın % 20’sinden az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve duruşmadaki beyanında özetle; EPDK tarafindan yayınlanan Doğalgaz Piyasası Tesisler Yönetmeliği’nin 6. maddesinde “Tesislerin yapım ve hizmet faaliyetlerinin, sertifika sahiplerine yaptırılması zorunludur.- Hükmü yer aldığını, yine Doğalgaz Piyasası Sertifika Yönetmeliği’nin 5.maddesinde “doğalgazla ilgili herhangi bir yapım ve hizmet faaliyeti, sertifika sahibi olmayan kişiler tarafindan gerçekleştirilemez.” hükmü yer aldığını, görüldüğü üzere yasal düzenlemeye göre doğalgazın alt yapısıyla ilgili her türlü yapım işleri EPDK’dan yapım ve hizmet sertifikası almış kişi kurum ve kuruluşlara yaptırılmak zorunda olduğunu, …’ın Yapım ve Hizmet Sertifikası olmadığını, dolayısıyla alt yapı işlerini bu konuda EPDK tarafından uzmanlığı sertifıkalarla onaylandığını, kısaca … uzman kişilere işi ihale eden ihale makamı olduğunu, … tarafından ihale edilen inşaat işleri mevzuat gereğince müteaahit firmalar tarafından ALL-Risk sigortası kapsamında sigortalanmakta olup, işin yapımı sırasında üçüncü kişilere verilecek hasarlar da bu sigortalar kapsamında bulunmadığını, söz konusu tarihte ve belirtilen adreste herhangi bir kazı çalışması yapılmamış olması ve kabul anlamına gelmemek üzere bir an için yapıldığı düşünüldüğünde dahi müteahhit firma ve sigorta şirketi davalı olarak gösterilmeyip husumetin sadece ihale makamı işin sahibi olan …’a yöneltilmesinden dolayı haksız ve mesnetsiz olarak açılan davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davaya konu … 3. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyası getirtilip dosya arasına konulmuştur, incelendiğinde; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 16/11/2018 tarihinde hasar bedeli alacağından kaynaklı 787,07 TL hasar bedeli, 45,22 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam: 832,29 TL’lik ilamsız takipte bulunulduğu, ödeme emrinin borçluya tebliğ olduğu, davalı borçlunun takibe itiraz etmesi üzerine takibin durduğu görülmüştür.
Mahkememizin 06/12/2019 tarihli ara kararı gereğince dosya rapor hazırlanmak üzere Elektrik Mühendisi bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından ibraz edilen 03/02/2020 teslim tarihli raporda özetle; Yapılan inceleme ve değerlendirme sonucu, her türlü delilin takdiri ve nihai karar Sayın Mahkemeye ait olmak üzere;
1- Dosya kapsamında yapılan incelemede, 28.03.2018 tarihinde … İşletme Müdürlüğü hizmet sahasında bulunan … adresinde, davalı tarafından yapılan kazı çalışması sırasında davacıya ait yeraltı kablolarına hasar verdiği, oluşan hasarın piyasa fiyatları baz alınarak 401.27 TL (Talep 787,07 TL) olarak hesaplandığı,
2- İşlemiş faiz tutarının da 7,42 TL (Talep 45,22 TL) olarak hesaplandığı,
3- Dosya kapsamında yapılan incelemede, davacıya verildiği iddia edilen hasar miktarı yukarda hesaplandığı, ancak davalının, ‘’Söz konusu mahalde, Kurum içerisinde yapılan yazışmalar neticesinde belirtilen tarihlerde belirtilen adreslerde, … tarafından doğal gaz kazı çalışması yapıldığına dair hasar kaydına rastlanmamıştır.’’şeklindeki beyanlarının mevcut olduğu, bu nedenle söz konusu hususun ispat yükü davacıya ait olduğu, Sayın Mahkemenizce uygun görüldüğü takdirde de davalıdan söz konusu mahalde ihale veya kazı çalışmalarının yapılıp yapılmadığı hususlarında bilgi istenmesi hususu Sayın Mahkemenizin takdirlerindedir.
4- İcra inkar tazminatı hususunun Sayın Mahkemenizin takdirinde olduğu yönünde görüş ve kanaatte bulunmuştur.
Bilirkişi raporu davacı vekiline ve davalı vekiline HMK 281 ve 186 madde meşruatlı davetiye ile tebliğ edilmiştir.
Mahkememizin 06/10/2020 tarihli duruşmasının ara kararı ile davacı vekilinin yeniden rapor alınması talebinin reddine karar verilerek tefhimle açık yargılamaya devam olunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Somut olayda taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacıya ait tesiste meydana gelen hasar nedeniyle davalının sorumluluğunun bulunup bulunmadığı ve hasarın miktarı hususlarında toplanmaktadır.
Davaya konu … 3. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyası dosyamız arasına alınıp incelendiğinde; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 16/11/2018 tarihinde hasar bedeli alacağından kaynaklı 787,07 TL hasar bedeli, 45,22 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam: 832,29 TL’lik ilamsız takipte bulunulduğu, ödeme emrinin borçluya tebliğ olduğu, davalı borçlunun takibe itiraz etmesi üzerine takibin durduğu ve süresi içerisinde itirazın iptali davası açıldığı görülmüştür.
Davalı … tarafından, kurum içerisinde yapılan yazışmalar neticesinde belirtilen tarihlerde belirtilen adreslerde … tarafından doğal gaz kazı çalışması yapıldığına dair hasar kaydına rastlanmadığı, hasarın varlığı kabul edilse bile dava dışı firma ile yapılan sözleşme gereği kazı çalışması sırasında verilecek zararlardan kazıyı yapan müteahhit firmanın sorumlu olacağının kabul edildiği ve bu nedenle kendilerine husumet yöneltilemeyeceği savunulmuş ise de davalının yüklenici firma üzerinde denetim ve gözetim yükümlülüğünün devam ettiği ve TBK’nın 61.maddesinde yer alan “Birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır.” hükmü gereğince dava dışı firmanın sorumluluğunun söz konusu olması durumunda davalının da davacıya karşı müştereken ve müteselsilen sorumlu olması gerekeceği anlaşıldığından davalının husumet itirazı yerinde görülmeyerek yargılamaya devam edilmiştir.
Bununla birlikte davalının savunması doğrultusunda …’ye müzekkere yazılarak 28/03/2018 tarihinde dava konusu edilen adreste kazı çalışması yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise bu işin hangi şirkete ihale edildiği ve buna ilişkin tüm belge ve bilgilerin gönderilmesi istenilmiş, 25/12/2019 tarihli cevabi yazıda … Genel Müdürlüğüne 29/03/2018 tarihinde altyapı arıza kazı ruhsatı verildiği bildirilmiştir.
Bu doğrultuda yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesi neticesinde; TBK’nın 49.maddesi gereğince haksız fiilden doğan sorumluluğun söz konusu olabilmesi için kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille zarar verilmiş olmasının gerektiği, davalının cevap dilekçesinde sunmuş olduğu bilgi ve belgeler ile …’nin 25/12/2019 tarihli cevabi yazısı birlikte değerlendirildiğinde davacıya ait tesiste meydana gelen zararın davalının/dava dışı firmanın kusurlu ve hukuka aykırı eyleminin sebep olduğu hususunda ispat yükü üzerinde olan davacının iddiasını ispatlayamamış olması nedeniyle davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Açıklanan gerekçeye göre;
1-Davanın reddine,
2-Karar tarihine göre alınması gereken 54,40 TL harçtan peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 10,00 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine,
3-Davalı kendisini duruşmalarda vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 832,29 TL(AAÜT 13/2 Maddesi gereğince ) vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı tarafından yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair verilen karar davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı miktar itibari ile kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 06/10/2020

Katip …
(e-imza)

Hakim …
(e-imza)