Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/540 E. 2021/605 K. 27.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/540 Esas
KARAR NO : 2021/605 Karar

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/08/2019
KARAR TARİHİ : 27/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkiline ait … plakalı traktörün, davalı … Sigorta A.Ş tarafından … numaralı … Traktör Genişletilmiş Kasko Sigorta Poliçesi ile sigortalandığını, müvekkiline ait aracın 06/11/2017 tarihinde … İli, … ilçesinde … içinde eğimli ve virajlı yoldan çıkarak devrilmesi sonucunda maddi hasarlı trafik kazası gerçekleştiğini, trafik kazası sonrasında müvekkiline ait traktörün düştüğü yerden çıkarılamadığını, müvekkile ait traktörün kullanılamaz hale geldiğini, Genişletilmiş Kasko Sigorta Poliçesi ile teminat altına alınmış traktör sürücüsünün kusuru ile devrilmiş ise de Kasko Sigortasının keşide ediliş amacı gereğince müvekkilin zararının, davalı sigorta şirketinin sorumluluğunda olduğunu, davalı sigorta şirketine, müvekkilinin traktör pert bedelini ödemesi amacıyla 30.04.2018 tarihinde müracaat edildiği, ancak davalı sigorta şirketince trafik kazasının tutanaktaki hali ile meydana gelmediği sebebiyle müvekkilin zararının giderilmediğini, kural olarak yetkili jandarma ve polis tarafından düzenlenmiş olan trafik kazası tespit tutanaklarının aksi ispat edilinceye kadar kesin delil olduğunu, traktörde ortaya çıkan hasarın tespiti amacıyla davalı sigorta şirketi tarafından eksper raporu düzenlendiği, buna göre 68.000,00-TL tamir onarım masrafı bulunduğunun tespit edildiği, aracın hasarının onarım ile giderilmesi aracın rayiç değeri ile çok yakın olduğunu, aracın pert kaydının yapılarak Kasko Sigorta Poliçesi kapsamında rayiç bedelinin ödenmesi gerektiğini, aracın hurdasının müvekkil tarafından olduğu yerden çıkartılmasının mümkün olmadığını, araç kasko poliçesi ile teminat altına olduğundan, kasko rayiç bedelinin tam olarak hurda / sovtaj bedeli düşürülmeksizin ödenmesini, tahkikat sonucunda maddi zararın tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda arttırılmak üzere şimdilik 60.000,00-TL araç rayiç bedelinin kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden tahsiline, yargılama sebebiyet veren taraf olan davalı sigorta şirketinin yargılama giderleri ve ücreti vekalete mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kazaya konu sigorta tazminatı alacağının teminat kapsamında olup olmadığının tespiti konusunda öncelikle uygulanacak hükümlerin Kasko Poliçesi Genel Şartları’nın ilgili maddelerinde düzenlenmiş bulunduğunu, bu kapsamda Kara Taşıtları Kasko Sigortası Genel Şartları’nın A.5 maddesi ile teminat dışı hallerin belirlenmiş olduğunu, kazanın … sevk ve idaresindeki iken gerçekleşmesinin olanaksız olduğunu, traktörde 3 kişinin olmasının mümkün olmadığı araç içinde yer alan ehliyetleri bulunmayan … ve …’ın ağır derecede ve hastaneye sevki gerektirir şekilde yaralandığını, sürücü olan davacının yaralanmamasının mümkün olamayacağını, müvekkil sigorta şirketine hitaplı beyanda …’ün … plakalı traktörün babası adına kayıtlı olduğunu, 06.11.2017 tarihinde taş döşeme işi yaparken traktörün üstünde kendisinin sağında … ve solunda … olduğunu, rampa aşağı giderken traktörün duvardan aşağı düştüğünü belirttiğini, araçta meydana gelen hasar miktarının poliçe ve genel şartları göre belirlenmesi gerekmekte olduğunu, bu hususun sigorta genel şartlarında düzenlendiğini, aracın rayiç değerinin belirlenmesi ve sovtaj değerinin de sigorta bedelinden düşülmesi gerektiğini, araç üzerinden fiili ve hukuki tasarruf hakkı davacı yan uhdesinde olduğunu, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Deliller; Kaza Tespit Tutanağı, Ekspertiz Raporu, Hasar Araştırma Raporu, Kaza ile ilgili fotoğraflar, Hasar dosyası, Keşif Tutanağı, Ruhsatname örneği, Kasko Sigorta Poliçesi, Bilirkişi Raporu
… plakalı aracın ruhsatnamesinin incelenmesinden; Aracın ilk tescil tarihinin 19.04.2017 tarihi olduğu, … marka, 2017 model, Tarım Aracı … tipi, Dizel yakıt cinsi olduğu, … adına kayıtlı olduğu, Kullanım amacının hususi olduğu anlaşılmıştır.
Dosya Sigorta bilirkişisi eşliğinde keşif yapılarak aracın pert olup olmadığı, aracın kaza mahallinde çıkarılıp çıkarılmayacağı, çıkarılabilirse kullanıp kullanılmayacağı hususlarında rapor alınması için talimat yazılmış, Yapılan keşifte davacı tanıkları dinlenmiştir. … 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Talimat sayılı dosyasında seçilen Bilirkişi …’a tevdi edilerek Bilirkişi Raporu alınmıştır. Raporda özetle;
“…… plaka sayılı aracın tamir masrafının 72.250,00-TL olduğuna kanaat getirmekteyim.
Yapılan piyasa araştırmalarında yukarda teknik özellikleri belirtilen kıymet takdiri istenen … Plaka sayılı araç ile aynı özellikleri taşıyan bir aracın piyasadaki fiyatının 112.000,00-TL olduğuna kanaat getirmekteyim.
ARACIN TAMİR MASRAFININ EKONOMİK OLMAYACAĞINDAN PERTE AYRILMASININ DOĞRU OLACAĞI KANAAT GETİRMEKTEYİM.
ARACIN KAZA MAHALLİNDEN YOL YAPILMADIĞI SÜRECE ÇIKARILAMAYACAĞI, ÇIKARILSA DAHİ KULLANILAMAYACAĞI GÖRÜLMÜŞTÜR…” yönünde görüş bildirilmiştir.
Talimat Bilirkişi Raporu taraflara tebliğ edilmiş olup taraf vekillerince Talimat Bilirkişi Raporuna dair beyan ve itiraz dilekçesi sunulmuştur.
Davacı vekilince sunulan 08.07.2020 tarihli dilekçe ile; dava değerini 52.000,00-TL arttırarak, 112.000,00-TL pert bedelinin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari faiz ile birlikte ödenmesi yönünde ıslah ettiklerini beyan etmiştir.
… Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün 15.06.2021 tarihli ve 526 sayılı yazısında; Davacı …’ün şahıs firması / gerçek kişi kaydına rastlanmadığının bildirilmiştir.
… Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği’nin 15.06.2021 tarihli ve 86 sayılı yazısında; Davacı …’ün sicil kayıt bilgilerine rastlanmadığının bildirilmiştir.
GEREKÇE;
Taraflar arasındaki ihtilaf; 06/11/2017 tarihli kazadan dolayı davacı araç sahibinin davalı sigorta şirketinden kasko araç pert bedelinin talep edip edemeyeceği, davalı sigorta şirketinin davacının aracında meydana gelen kazadan dolayı kasko bedelinden sorumlu olup olmadığı hususlarında toplanmıştır.
Tüm dosya kapsamından; Dava, 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun yürürlük tarihi olan 28.05.2014 tarihinden sonra açıldığından bu davaya bakma görevinin Tüketici Mahkemelerine mi, yoksa genel Mahkemelerine mi ait olduğu hususu önem taşımaktadır.
6502 Sayılı Kanunun 3. maddesine göre tüketici işlemi eser, taşıma, simsarlık, sigorta vekalet, bankacılık vb. sözleşmeleri de dahil olmak üzere mesleki ve ticari amaçla hareket etmeyen tüketicilerce kurulan her türlü sözleşme ve işlemi kapsar. Bu gelişen durum nedeniyle Asliye Hukuk veya Ticaret Mahkemelerinde görülmekte olan davalar da bu kanun kapsamına alınmıştır. Kanun koyucu yasanın 83/2 maddesinde “Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile diğer kanunlarda düzenleme yapılması bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez.” diyerek kanunun uygulanma alanını daha da genişletmiştir. Aynı yasanın 73. maddesinde tüketici işlemleri ile tüketmeye yönelik uygulamalarda değişebilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda Tüketici Mahkemesinin görevli olduğu düzenlemesi yer almıştır.
Somut olayda, davacı tarafın tüketici olduğu, davalı sigorta şirketi ile arasında hususi araca dair kasko sigorta sözleşmesine dayalı olarak talepte bulunulduğu, akdedilen sigorta sözleşmesinin de bir tüketici işlemi olduğu, (Yargıtay 17 HD 2016/10687 E, 2017/4979 K sayılı, 26/04/2017 tarihli kararı da bu doğrultudadır), dava tarihinden önce yürürlüğe girmiş olan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un 3, 73/1, 83/2 maddeleri uyarınca iş bu davaya bakma görevinin Mahkememize ait olmaması, Tüketici Mahkemelerine ait olması nedeniyle 6100 Sayılı HMK’nun 114/1-c, 115/2 maddeleri gereğince davanın görev nedeni ile usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Açıklanan gerekçeye göre;
1-Dava dilekçesinin HMK 114/1-c , 115/2 mad uyarınca görev yönünden usulden reddine ve mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Karar kesinleştiğinde ve HMK 20 md uyarınca 2 haftalık süre içinde talep halinde dosyanın görevli NÖBETÇİ İSTANBUL TÜKETİCİ MAHKEMESİ GÖNDERİLMESİNE,
3-Harç, vekalet ücreti, yargılama giderleri konusunda görevli Mahkemece karar verilmesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık kesin süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi (İstinaf Mahkemesi) nezdinde İstinaf Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usûlen anlatıldı.27/09/2021

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır