Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/501 E. 2019/1218 K. 25.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/501 Esas
KARAR NO : 2019/1218 Karar

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/09/2014
KARAR TARİHİ : 25/12/2019

Mahkememizce verilen 06/05/2015 tarihli ve2014/717 E., 2015/312 K. Sayılı kararın Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 06/02/2017 tarihli ve 2016/772 E., 2017/590 K. Sayılı Bozma İlamı ile BOZULMAKLA Mahkememizin yukarıdaki Esas numarasında devam olunan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı sigorta şirketi tarafından … poliçe numaralı sigorta ilişkisinde davacı çalışanı … kaynaklı olası risklere karşı 200.000,00-USD limitle sigorta güvencesi sağlandığını, …’ün davacıya ait para ve altınları zimmetine geçirerek zarar verdiğini, … hakkında mahkumiyet kararı verildiğini, davalı nezdinde … numaralı hasar dosyası açıldığını, ekspertiz raporunda 669.478,00-USD zararın tespit ve karşı tarafça da kabul edildiğini, %10 muafiyet uygulanarak 180.000-USD ödeme yapıldığını, muafiyetin hasar bedeli üzerinden %10 muafiyet şeklinde uygulanması gerektiğini, hasarın 669.478,00-USD olduğunu bu durumda muafıyetsiz tutarın bile 200.000,00-USD sigorta limitinin çok üstünde kaldığını, davalının 200.000,00-USD tam hasar ödemesi yapması gerekirken eksik ödediği 20.000,00-USD için yapılan icra takibine de itiraz edildiğini belirterek … 28.icra Müdürlüğü … Esas sayılı takibe yapılan itirazın iptali ile %20 icra inkâr tazminatının davalıdan alınmasına karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı şirketin … poliçe numaralı “emniyeti suiistimal” sigorta poliçesi ile sigorta güvencesi verdiğini, davacının çalışanı olan üç kişi için sunulan poliçede 200.000,00-USD üst limit ve “her hadisede ödenecek tazminat tutarı üzerinden %10 muafiyet uygulanması” özel şart olarak poliçeye kaydedildiğini, dava dışı … için sağlanan güvence kapsamında emniyeti suiistimal neticesi dava dışı … firması adına … tarafından düzenlenen 17.02.2014 tarihli ekspertiz raporunda üst limit ve muafiyet gözetilerek 180.00,00-USD sigorta tazminatı tespit edildiğini, 06.03.2014 tarihinde 398.052,00-TL şeklinde sigorta tazminatının ödendiğini, davacıya her hangi bir borcun kalmadığını, sigortalının kendi işinde bir defada oluşabilecek riski değerlendirmesi gerektiği ve ona göre limit belirlemesi gerektiği, 200.000,00-USD zararın çok altında kaldığında bundan sigortacının sorumlu tutulamayacağını, muafiyetin ödenmesi gereken tazminat miktarı üzerinden uygulandığını, bunun oluşan zararla ilişkilendirilemeyeceği belirterek davanın reddi ile %20’den az olmayacak inkâr tazminatı talep etmiştir.
Deliller:
…28 İcra Müdürlüğünün … Esas Sayılı Takip Dosyası, … 5 Asliye Ceza Mahkemesinin 2012/642 Esas 2014/95 K Sayılı Kararı, Sigorta Poliçesi, Ekspertiz Raporu, Bilirkişi İncelemesi
Mahkememizce deliller toplandıktan sonra Bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilerek Bilirkişi Yard. Doç Dr. …’e dosya tevdi edilmiş ve 23/02/2015 tarihli Bilirkişi Raporu sunulmuştur. Raporda özetle;
“… Emniyeti suistimal sigortası poliçesi şartları ve sigorta bilgilendirme formu birlikte değerlendirildiğinde, birden çok zarar sebebi de olduğu gözetilerek davacının toplam sigorta bedeli olan 200.000,00-USD veya TCMB kur karşılığını sigortacının ödeme günü itibarı ile talebe yetkili olduğu,
Davalı sigortacının ise toplam sigorta bedeli üzerinden poliçe gereği %10 muafiyet uygulamasının hatalı olduğu, bu nedenle 20.000,00-USD eksik ödenen sigorta tazminatını ödemesi gerektiği,
Takip tarihinden önce kur karşılığı sigortacı tarafından ödenmediği için, davacının TL veya USD talebi bakımından serbestisini TL talebi şeklinde kullandığı, ancak kur hesabını 24/03/2014 tarihinden yaptığı, takip talebini bu tarihte düzenlediği, ancak takibe ise 31/03/2014 tarihinde giriştiği, kurun gerilemesi nedeniyle takip tarihinde 1.588,00-TL fazla talepte bulunmuş olduğu,
Davacının takip tarihi itibarı ile 43.192,00-TL alacağını yıllık %11,75 TCMB avans faizi ile talebe yetkili olduğu…” görüşünü beyan etmiştir.
Mahkememizce verilen 06/05/2015 tarihli ve2014/717 E., 2015/312 K. Sayılı karar ile;
“…Dava İİK 67 maddesi gereğince açılan itirazın iptali davasıdır.
Davacı tarafından … 28. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasında borçlu aleyhine 31/03/2014 tarihinde 44.780,00 TL, 06/03/2014 tarihli emniyeti suistimal poliçesinden doğan alacakla ilgili takip yapıldığı takibe borçlunun 17/04/2014 tarihinde borca ferilerine ve takibin tümüne itiraz ettiği, takibin durduğu, itirazın süresinde ve usulüne uygun yapıldığı, İİK 67/1 maddesindeki 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı anlaşılmıştır.
Yapılan yargılamada davacı, Sigorta sözleşmesi gereği %10 muafiyetin oluşan zarar üzerinden düşülmesi ve bundan sonra kalan miktarın halen limit üstünde olması halinde sigortacının limit kadar tazminat ödemesini iddia ederken; davalı sigortacı ise limiti aşan zararlarda, muafiyetin limit üzerinden uygulanması gerektiğini iddia etmektedir.
Sigortalının malına 3.kişilerden hırsızlık riski gerçekleşmesi ihtimalinde hırsızlık riskine karşı sigorta; sigortalının çalıştırdığı işçilerin olası vereceği güveni kötüye kullanma, mala zarar verme risklerini sigorta güvencesine almak istemesi halinde ise “emniyeti suiistimal sigortası” yaptırması beklenir.
Emniyeti Suiistimal Sigortası, sigortalının emrinde ve hizmetinde çalıştırdığı kişilerin sigortalıya ait nakit para, menkul kıymet, para ile değerlendirilebilen menkul malların çalınması, zimmetine geçirilmesi, hile-dolan-sahtecilik yolu ile sahipliğini ele geçirme ve benzeri şekilde işyeri zararlarının hırsızlık sigortası genel şartları ve sigortalı ile sigortacı arasında akdedilen sigorta sözleşmesi özel şartlarına göre teminat sağlayan bir sigorta türüdür. Genellikle poliçede belirli bir meblağ limiti kadar güvence sağlanması söz konusudur.
Bu durumda sigortalı emniyeti suiistimal etmesi olası işçilerin sayısı, kişisel özellikleri ve kim oldukları ile güvence altına almak istediği malın azami miktarının ne kadar olacağını belirtmek noktasında serbesttir. Azami mal miktarı belirtmesine göre prim borcu değişir.
Açıklananlar çerçevesinde sigorta türü bir zarar sigortası türüdür. 6102 sayılı TTK m. 1461 hükmü gereği belirlenen limit ise sigorta bedelidir. Yani emniyeti suistimal sonucu verilebilecek azami zarar-sigorta bedeli olarak gösterilmiş olmaktadır. Bu miktarın üzerinde zarar-ispatı halinde sigortacı ancak bu miktardan sorumlu olacaktır. Daha düşük zarar vukuunda ise gerçek zararın tazmini söz konusu olacaktır.
Ayrıca muafiyet öngörülmesi halinde ise her halde mi yoksa sadece sigorta bedelinin altında gerçekleşen zararlarda mı muafiyet uygulaması yapılacağı taraflar arası sigorta sözleşmesi ve sigorta poliçesi şartlarına göre tespit edilmek gerekecektir.
Somut Olayda Sigorta İlişkisi incelendiğinde dosyada bir fotokopisi bulunan … numaralı “emniyeti suiistimal sigorta poliçesi” davacı ile davalı arasında sigorta sözleşme ilişkisini düzenleyen temel evraktır. Taraflar sigorta ilişkisini bu poliçe ile açıklamaktadır.
Buna göre, çalışanlardan …, … ve … için her birinin vermesi muhtemel zarara karşılık her biri için azami 200.000,00 USD olmak üzere; emniyeti suiistimal eden kişinin işyerinde aralıksız çalışması, n geç poliçe bitimini takiben 3 ay içinde emniyeti suiistimal olgusunu ortaya çıkması, işçinin işten ayrılmasından ise en geç 6 ay içinde olayın ortaya çıkması,hallerinde; “beher hadisede ödenecek tazminat tutarı üzerinden %10 muafiyetle” ödeme ve poliçe süresince toplam 200.000,00 USD limit dahilinde sigorta güvencesi verilmektedir.İşbu poliçe özel şartları yanında hırsızlık genel şartlarının da sigorta sözleşmesinde uygulanabileceği belirtilmiştir. 200.000,00 USD limit-sigorta bedeli her üç çalışan için de ayrı ayrı sağlanmıştır.
Poliçe ekinde yer alan “emniyeti suistimal sigortası bilgilendirme formu”nda E.Tazminat başlığı altında “sözleşmenin kurulması sırasında, poliçede yazılı değerin, rayiç (gerçek) değerden düşük tespit edilmesi halinde eksik sigorta söz konusu olur. Bu durumda sigortacı, oransal olarak daha az tazminat öder.” şeklinde eksik sigortaya dair hüküm konulmuştur. Bu husus somut olayda uygulama alanı bulmayacaktır. Zira sigorta bedelinden çok daha yüksek zarar oluştuğu ve her halde sigorta bedeli kadar tazminat belirlenmesi gereği dosya içeriği ekspertiz raporu ve taraf beyanları ile sabittir.Aynı formun F.Tazminat Ödeme başlığı altında yer alan ve alternatifleri olan tarafların seçiminin gözükeceği kutucuklardan ise herhangi biri tercih edilmiş değildir. Ancak 1.maddede 2.seçenek “zarar gerçekleşirse ve yukarıda yazılı oran ve miktarın üzerinde olursa zararın tamamı ödenecektir.” şeklindedir. Aynı başlık altında 2.maddede 1.seçenekte ise ‘poliçede yazılı bedel üzerinden ödenecektir, (takseli sigorta/mutabaktlı değer yapılmışsa)” alternatifi vardır. 2.alternatif ise rayiç değerin zarar anında ödenmesini öngörmekte ise de sigorta bedeli ile sınırlama esastır.
Poliçede ise zararı değil, ödenecek tazminatı esas alan bir muafiyet düzenlemesi vardır. Ayrıca ödeme zamanında USD karşılığı TL ödemesi bunun TCMB satış kuru üzerinden belirleneceği hususu yazılıdır. Burada “beher hadisede ödenecek tazminat tutarı üzerinden %10 muafiyet uygulanacaktır” ifadesi önemlidir.
Zarar ve Tazminat Bakımından Değerlendirildiğinde; Sigorta uygulamasında tazminat ile zarar iki ayrı kavramdır. Zarar sigorta değeri, tazminat ise sigorta bedeli ile sınırlandırılmış gerçek zarar karşılığı tazminat olarak karşımıza çıkmaktadır. Aslında tam zarar gerçekleştiğinde bu ikisinin eşdeğer olmast esastır. Sigortacı için asıl olan sigorta bedelidir. Azami ödemesi gereken miktarı gösterir. Ancak muafıyetli sigortalarda muafiyet uygulaması sigorta bedeli yani belirlenen tazminat üzerinden uygulanmakta ve böylece belirlenen sigorta bedeli ile sınırlı; ancak her somut olayda belirlenen tazminattan muafiyet hesaplanmaktadır.
Davacının zararının ne kadar fahiş olursa olsun, sigorta bedeli, ödenecek tazminat tavanı 200.000 USD olup muafiyet bunun üzerinden hesaplanacaktır. Nitekim ödenecek tazminat tavanı sigorta limiti-bedeli ile sınırlıdır. Her bir tazminat ödemesinde denilmekle; taraflar arası sigorta sözleşmesi bakımından zarar ne olursa olsun, belirlenen ödenmesi gereken tazminattan %10 tenzil esası kararlaştırılmıştır. Kararlaştırılan azami teminatın 200.000,00 USD olduğu gözetildiğinde bu miktar veya daha üstünde zarar vuku bulduğunda, ödenecek azami tazminat 200.000 USD ve bundan %10 indirim ile 180.000,00 USD ödemesi gerekir.Buna karşın tam hasar durumunda poliçede yazan sigorta bedelinin tamamının ödenmesi hususunda sigorta bilgilendirme formu dikkate alındığında; 200.000,00 USD ve üzeri zararların TAM HASAR ZARARI olduğu kabul edilerek, belirlenen miktar olan 200.000,00 USD sigorta bedelinin tamamının ödeneceği düşünülmelidir.
Nitekim ihtilaf da bu iki farklı durumdan birinin uygulanmasını gerektirmektedir. Sigorta poliçesi şahıs başına azami 200.000,00 USD sigorta bedeli üzerinden düzenlenmiştir. Sigortalı iddiasına göre, … tarafından suistimal edilen ve güveni kötüye kullanarak zimmete geçirildiği iddia edilen mallar dolaysı ile zararlar:
Ekspertiz raporuna göre :500.000 TL müşterek suistimal, 530.000 TL kasa usulsüzlüğü, 15.000 TL havale suistimali, 41.000 TL gram altın satışı-hurda altın ticareti, 190.000 TL usulsüzlük, 90.000 TL usulsüzlük,
Sigorta Ekspertiz raporuna göre ise: 687.630,89 TL 24 ayar kasa eksiği bedeli, 571.205,32 TL 22 ayar takı kasa eksiği bedeli, 206.250,0 TL 14 ayar kasa eksiği bedeli
Olmak üzere üç (3) ayrı kalem hasar zararı tespit edilmiştir.Bu durumda her bir hasar zararı için ayrı ayrı tazminat belirlenmesi ve her birinde %10 muafiyet uygulanması söz konusu olsa dahi, toplamda ödenecek tazminat 200.000,00 USD karşılığı TL’den fazla olmayacaktır. Tek bir zarar değil birden cok zarar mevcuttur ve toplamda sigorta bedeli ile sınırlı sigorta güvencesi düşünüldüğünde, davalının toplam üzerinden muafiyet uygulaması taraflar arası sözleşme ilişkisine uymamaktadır.Öte yandan, bundan sonra aynı şahıs (…) için sigorta konusu emniyeti suiistimal riski artık kalmamakta ve bu şahıs açısından söz konusu sigorta ilişkisi sona ermektedir. Öyleyse, sigorta bedelinin birden çok zarar kalemi ile aşıldığı hasarlarda sigortacının tam tazminat yani sigorta bedelini ödemesi gerektiği anlaşılmıştır.
Kur Çevirimi ve Faiz bakımından, sigorta poliçesinde 200.000,000 USD kur karşılığının ödeme gününde TL olarak belirleneceği belirtilmektedir. Sigorta ekspertiz raporu tarihinde 17.02.2014 tarihi kurlarından (2,1884 TL) hesaplama yapıldığı ve sigortacının bu hesabı kabul ettiği gözetildiğinde; 43.768,00 TL karşılığı 20.000,00 USD’nin hesaplama dışı bırakıldığı anlaşılmaktadır.
Davalı sigortacı ödeme tarihi ise 06.03.2014 tarihi olarak kabul edildiğinde, 180.000.00 USD karşılığı 398.052,00TL ödenmiş, bu durumda kur hesabı 2,2114 üzerinden yapılmıştır. Ödenmeyen 20.000,00 USD. kur karşılığı bu durumda 44.228,00 TL hesaplanmaktadır.
Takip tarihi 31.03.2014 tarihi olup, Sigorta poliçesinde belirtildiği gibi TCMB satış kuru dikkate alındığında 1 USD=2,1596 TL hesabıyla; 43.192,00 TL üzerinden takip yapılması gerektiği anlaşılmıştır. Talep TL olduğu için, işletilecek faiz de TL cinsinden alacaklarda uygulanması gereken ticari temerrüt faizi yani TCMB avans faizi olmak gerekir. Bu da 31.03.2014 tarihinde geçerli olan 31.12.2013 faiz oranı yani %11,75 oranındadır.Takip tarihinden itibaren uygulanması gereken ticari temerrüt faizi %11,75 olarak hesaplanmalıdır.
Taraflar arası sigorta ilişkilerinin taraflarca kabul edildiği de gözetilerek, yapılan inceleme ve değerlendirmeler sonucunda; Emniyeti suiistimal sigortası poliçesi şartları ve sigorta bilgilendirme formu birlikte değerlendirildiğinde, birden çok zarar sebebi de olduğu gözetilerek davacının toplam sigorta bedeli olan 200.000,00 USD veya TCMB kur karşılını sigortacının ödeme günü itibarı ile talebe yetkili olduğu, Davalı sigortacının ise toplam sigorta bedeli üzerinden poliçe gereği %10 muafiyet uygulamasının hatalı olduğu, bu nedenle 20.000,00 USD eksik ödenen sigorta tazminatını ödemesi gerektiği, Takip tarihinden önce kur karşılığı sigortacı tarafından ödenmediği için, davacının TL veya USD talebi bakımından serbestisini TL talebi şeklinde kullandığı, ancak kur hesabını 24.03.2014 tarihinde yaptığı, takip talebini bu tarihte düzenlediği; ancak takibe ise 31.03.2014 tarihinde giriştiği, kurun gerilemesi nedeniyle takip tarihinde 1.588,00 TL fazla talepte bulunduğu anlaşılmıştır.
Yapılan bilirkişi hesaplaması ve dosya kapsamı ve icra dosyası birlikte değerlendirildiğinde davacının takip tarihi itibarı ile 43.192,00 TL alacağını yıllık %11,75 TCMB avans faizi ile talebinde haklı olduğu ve bu durumda davalının bu miktara ilişkin itirazının iptaline karar vermek gerektiği, takip tarihi ve dava konusu alacağın miktarı itibariyle yasal şartları oluştuğundan %20 icra inkar tazminatının davacıdan alınıp davalıya verilmesine karar vermek gerektiği,
Dava dilekçesi cevap dilekçesi icra dosyası ve gerekçeli ve hüküm kurmaya yeterli bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı itibarı ile anlaşılmış olmakla
Belirtilen Nedenlerle; davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile … 28. İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyasındaki takibin 43.192,00-TL üzerinden %11,75 faiz işletilmek suretiyle DEVAMINA, Yasal şartları oluştuğundan icra inkar tazminatının kabulü ile 8.638,40-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine aynı şartlarla devamına…” dair karar verilmiştir.
Mahkememiz kararı davalı vekili ve katılma yoluyla davacı vekilince talep edilmiş ve Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 06/02/2017 tarihli ve 2016/772 E., 2017/590 K. Sayılı Bozma İlamı ile Bozulmuştur. Bozma ilamında;
“…1- Dava, emniyeti suistimal sigorta poliçesinde kaynaklanan alacağa yönelik başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, muafiyetin gerçekleşen risk sonucunda belirlenen tazminat üzerinden uygulanması gerektiği, davalı sigortacının poliçede belirlenen sigorta bedeli üzerinden muafiyet uygulamasının hatalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Ancak taraflar arasında düzenlenen emniyeti suistimal sigorta poliçesinde, poliçe süresince toplam limitin 200.000,00 USD olacağı ve beher hadisede ödenecek tazminat tutarı üzerinden %10 muafiyet uygulanacağı belirlenmiştir. Davalı sigorta şirketi de oluşan zarardan dolayı dava tarihinden önce poliçe limiti olan 200.000,00 USD üzerinden %10 muafiyet uygulayarak 180.000,00 USD’yi davacıya ödemiştir. Bu durumda, poliçe teminat limitinin 200.000,00 USD olduğu, poliçede muafiyetin ödenecek tazminat tutarı üzerinden uygulanmasının benimsendiği ve davalı sigorta şirketi tarafından ödenecek tazminat tutarının poliçe limiti kadar olduğu hususları gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
2- Bozma sebep ve şekline göre, davacı vekilinin katılma yoluyla temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA,…” dair karar verilmiştir.
Davacı vekilince Yargıtay Bozma İlamı aleyhine Karar Düzeltme Kanun Yoluna başvurulmuş ve Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 29/04/2019 tarihli ve 2017/3557 E, 2019/3193 K. Sayılı Karar Düzeltme Talebinin Reddine dair karar verilmiştir. Kararda;
“…Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin HUMK 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteğinin reddi gerekir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin karar düzeltme isteğinin HUMK 442. maddesi gereğince REDDİNE,…” dair karar verilmiştir.
GEREKÇE;
Davanın, emniyeti suistimal sigorta poliçesinden kaynaklanan alacak hakkının icra takibi ile talep edilmesi ve söz konusu icra takibine dair itiraz halinde açılan itirazın iptali davası olduğu, poliçe süresince toplam limitin 200.000,00-USD olacağı ve her bir olayda ödenecek tazminat tutarı üzerinden %10 muafiyet uygulanacağının belirlendiği, davalı sigorta şirketinin oluşan zarardan dolayı dava tarihinden evvel poliçe limitinin %10 muafiyet indirimi ile 180.000,00-USD’yi davacıya ödediği, davalı sigorta şirketi tarafından ödenecek tazminat tutarının poliçe limiti kadar olduğu göz önüne alınarak ve poliçede muafiyetin ödenecek tazminat tutarı üzerinden uygulanmasının benimsenmesinden dolayı davanın reddine karar verilmesinin gerektiği, Mahkememiz 25/12/2019 tarihli celsesinde Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 06/02/2017 tarihli ve 2016/772 E., 2017/590 K. Sayılı Bozma İlamına bu gerekçeyle uyulduğundan bundan dolayı davacının davasının reddine dair karar verilmiştir.
HÜKÜM Yukarıda açıklanan gerekçelerle:
1-)Davacının davasının REDDİNE,
2-)Harçlar Kanununca alınması gerekli 44,40 TL ilam harcının peşin yatırılan 540,85 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 496,45 TL harcın davacıya iadesine,
3-)Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince 5.275,80-TL Avukatlık Ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-)Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğden itibaren 15 gün içerisinde YARGITAY nezdinde TEMYİZ yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usülen anlatıldı. 25/12/2019

Katip …
¸E-İmza

Hakim …
¸E-İmza