Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/471 E. 2019/1058 K. 26.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/471 Esas
KARAR NO : 2019/1058

DAVA : Alacak
AVA TARİHİ : 23/02/2011
KARAR TARİHİ : 26/11/2019

Mahkememizde görülmekte olan AlacakAlacakAlacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle:Rekabet Kurulu’nun 05.03.2009 tarihli, 09-09/187 ve 09/09/187-57 sayılı kararına istinaden 12.03.2009 tarihli duyuru ile akaryakıt sektöründe bayilik sözleşmeleriyle bağlantılı olarak yapılan intifa ve benzer etkiye sahip ekipman, kredi, kira gibi ayni ve şahsi hakları içeren sözleşmelerin, rekabet yasağının süresini fiilen uzatacak şekilde kullanılamayacağı, bu tür anlaşmaların varlığı halinde beş yılı aşan süreler bakımından 2002/2 Sayılı Tebliğ’de tanına muafiyetlerin ortadan kalkacağının kamuoyuna bildirildiğini, söz konusu karar ve duyuruya göre, akaryakıt sektöründe, bayilik sözleşmeleriyle bağlantılı olarak yapılan intifa ve benzer etkiye sahip ekipman, kredi, kira gibi ayni ve şahsi hakları içeren sözleşmelerin, 18.09.2005 tarihinden önce akdedilmiş olanlarının 18.09.2010 tarihine kadar grup muafiyetinden yararlanabilecekleri, 18.09.2005 tarihinden sonra yapılan sözleşmelerin süreleri ne olursa olsun, yapıldıkları tarihten itibaren beş yıllık süre boyunca muafiyetten yararlanabileceği, beş yılı aşan süreler bakımından Tebliğ’de belirtilen muafiyet koşullarının ortadan kalkacağının belirlendiğini, müvekkili ile davalı arasında rekabet hukuku anlamındaki dikey anlaşmanın Rekabet Kurumu’nun tebliğ ve kararları doğrultusunda, öngörülen zamandan önce 18.09.2010 tarihi itibariyle 2002/2 sayılı tebliğ ile öngörülen grup muafiyetinin dışında kalarak sonlandığını, bu nedenle davalının, gerçekleşmeyen anlaşma sürelerine ilişkin olmak üzere peşinen sağladıkları kazanımları ve bu kazanımların semerelerini faizleriyle birlikte davacı şirkete iade yükümlülükleri olduğunu, bu kapsamda müvekkili şirketin peşinen ve sözleşme süresi öngörülerek yaptığı ödemelerin, müvekkili şirketin yararlanamayacağı süreye gelen kısmının, davalının bu bedelleri iktisap tarihlerinden itibaren avans faizi ve KDV’si ile iadesinin gerektiğini, yine söz konusu bedelin dava tarihine kadar davalı yedinde kaldığı sürede bu iktisap sayesind^davalıların elde ettiği tüm semerelerin ve müvekkili şirketin bu bedelden ‘¡/oksun kalması sebebiyle uğradığı ekonomik kayıpların ederinin de dava tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi ve KDV’si ile birlikte davalılarca müvekkili şirkete ödenmesi gerektiğini, davalının bayilik faaliyeti yürüttüğü akaryakıt istasyonunda müvekkili şirket bayi iken aradaki sözleşmeler ve buna bağlı protokoller gereğince, aradaki dikey ilişkilerin intifa süresi sonuna kadar devam edeceğine inanılarak istasyon zemin betonu, istasyon bina inşaatı ve bunlarla sınırlı olmak üzere mütemmim cüz niteliğinde yapıların inşaat giderlerinin müvekkili şirketçe karşılandığını, buna göre taraflar arasındaki dikey anlaşmanın, tesis edildiği tarihte öngörülen süreden önce sonlanması nedeniyle istasyon zemin betonu, istasyon bina inşaatı ve bunlarla sınırlı olmak üzere mütemmim cüz niteliğinde yapıların ödeme kalemlerinden geçersiz kalan bakiye süreye isabet eden kısmının dava tarihi itibariyle ÜFE uyarlanıp amortisman uygulanarak güncellenmiş 9.168,60 TL. nin dava tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi ve KDV’si ile birlikte davalı şirketten tahsilinin gerektiğini, davalı şirkete 27.12.2001 tarihinde 228.213,44 TL intifa ivazı ödendiğini, ancak ivazı müvekkili şirket tarafından peşinen ödenen intifanın süresinin tamamı kullanılmamış olduğundan ve Rekabet Kurumu Kararları sonucu ortaya çıkan geçersizlik nedeniyle cezai yaptırıma maruz kalmamak için intifanın müvekkili şirketçe tek taraflı olarak terkin edildiğini, müvekkilinin kullanılamayan intifa süresine, kıstelyevm usulü hesaplama sonucunda isabet eden 47.308,48 TL. KDV’si ile birlikte 27.12.2001 tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi ve faizin KDV’si ile birlikte davalı şirketten tahsilinin gerektiğini, ayrıca söz konusu bedelin dava tarihine kadar davalıların yedinde kaldığı sürede bu iktisap sayesinde elde ettiği ( ya da elde etmesi beklenilen) tüm semerelerin karşılığı olarak 157.943,30 TL. nin KDV si ile birlikte dava tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi ve faizin KDV’si ile birlikte davalı şirketten tahsilinin gerektiğini, iddia ederek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile tesis edildiği tarihte öngörülenden daha erken bir tarihte sonlanması nedeniyle, yukarıdaki ödeme kalemlerinden geçersiz kalan bakiye süreye kıstelyevm usulü hesaplama sonucu isabet eden 47.308,48 TL.nin KDV’si ile birlikte iktisap tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi ve faizin KDV’si ile birlikte davalı şirketten tahsiline, ayrıca söz konusu bedelin dava tarihine kadar davalı yedinde kaldığı sürede bu iktisap sayesinde davalının elde ettiği ( ya da elde etmesi beklenilen) tüm semerelerin karşılığı olarak da 157.943,30 TL.nin KDV’si ile birlikte dava tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi ve faizin KDV’si ile birlikte davalı şirketten tahsiline, taraflar arasındaki dil^ey anlaşmanın, tesis edildiği tarihte öngörülen süreden önce sonlarirtıası nedeniyle istasyon zemin betonu, istasyon bina inşaatı ve bunlarla sınırlı olmak üzere mütemmim cüz niteliğinde yapıların ödeme kalemlerinden geçersiz kalan bakiye süreye isabet eden kısmının dava tarihi itibariyle ÜFE uyarlanıp amortisman uygulanarak güncellenmiş 9.168,60 TL. nin dava tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi ve faizin KDV’si ile birlikte davalıdan tahsiline davalıların zamanaşımı defi ve diğer itirazlarının reddine, yargılama giderlerinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin dava dosyasına sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davalıya ait arasada 2001 yılından bu yana davacı … ile yapılmış olan sözleşme ve protokol gereği benzin istasyonunun varlığını sürdürdüğünü, davalı müvekkilinin üstüne düşen tüm görev ve yaptırımları yerine getirdiğini, tarafların arasındaki iş ilişkisinin 17.10.2001 tarihinde …’nun davalı şirkete ait arsaya 12 yıllık intifa hakkı tesisi ile başladığını, söz konusu arsaya ait 19.10.2006 tarihli 5 yıl süreli ve 31.12.2008 tarihli 4 yıl süreli … A.Ş. iki İstasyonlu Bayilik Sözleşmesi bulunduğunu, herhangi bir uyuşmazlık bulunmamasına rağmen … 41.Noterliği’nin … tarih ve … yevmiye sayılı bildirimi ile Rekabet Kurulu’nun 05.03.2009 tarihli, 09-09/187 ve 09/09/187-57 sayılı kararına istinaden Rekabet Kurulu’nun internet sitesinde yayınlanan 12.03.2009 tarihli duyuru içeriği ve sözleşmenin karar uyarınca sonlandırılması gerektiğinin taraflarına bildirildiğini, taraflar arasında mevcut iş ilişkisi gereği …’ dan mal alındığında nakit ödemelerde nakit alım indirimi uygulandığını, davaya konu Rekabet Kurumu Tebliğinin yayınlanması ve dava süreci sonuçlanıp kesinleştiği döneme denk gelen Temmuz, ağustos ve Eylül 2010 aylarında nakit alım indirimi karşılığı alınan primlerde oranlar davalı şirkete hiçbir bildirim ve açıklama yapılmaksızın düşürüldüğünü, hak edilen primlerin eksik olarak ödendiğini, 3 aylık döneme ilişkin prim alacaklarının 15.200TL + KDV tutarında olduğunu, davacının sözleşmenin sona ereceğinin kesinleştiği tarihten itibaren primlerden kesintiler yaparak gelir elde ettiğini, bu bedelin göz önünde tutulmasının gerektiğini, tebliğ alınan bildirime cevaben davacıya sözleşmeyi bildirdikleri şekliyle sonlandıracaklarını, teslim edilen market ekipmanları ile automatic ekipmanların yerinde teslime hazır bulunduğunu, tanklar ve tesisatın 18.09.2010 tarihinde teslim alınmasının ihtaren bildirildiğini, 22.09.2010 tarihinde hiçbir sorun çıkarmaksızın davacı …’nun yönlendirdiği kişilere ekipmanların tutanak ile eksiksiz teslim edildiğini, davacı tarafından tesis edilmiş fakat sökülemeyen alt yâpı ve betonlama bedellerin KDV’si ile birlikte davacı tarafından faturalandırıldığını ve müvekkili şirket tarafından ödendiğini, davacı tarafından kendilerine gönderilen 26.10.2010 tarihli cari hesap dökümünde hiçbir borçlarının bulunmadığının bildirildiğini, müvekkili şirketin … 3.Noterliği’nin … tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile teslim edilen ariyet olarak ellerinde bulunan malzemeler dışında kalan sökülemeyen teçhizatın bedelinin …’ya ödendiğinin ve …’ya cari hesap borcu kalmadığının, sadece kendilerine bildirilmesi geciken davacı şirketin intifa kaldırma işlemi tapu harcı için 36.163,00 TL. nin ödeneceğini, bunun dışında herhangi bir borcu bulunmadığının bildirildiğini, ancak davacının 31.12.2010 tarih … nolu 100.546,56 TL tutarlı sabit kıymet satış karşılığı olarak adlandırdığı bir fatura düzenleyerek davalı şirkete gönderdiğini, davalı şirketin tüm borçlarını ödemesi ve davacı … muhasebesinin herhangi bir borcu kalmadığını beyan etmesine karşın düzenlenen faturaya yasal süre içerisinde borcun bedeline, içeriğine ve tamamına itiraz noter yoluyla itiraz edildiğini ve faturanın iade edildiğini, taraflar arasındaki sözleşmenin 26.10.2006 tarihinde 5 yıl süre için yapıldığını ve 18.09.2010 tarihinde RK tebliği nedeniyle sonlandırıldığını, davacı taleplerinin fahiş, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davacının taleplerinin davalı şirketin başka bir dağıtıcı ile çalışmasını engellemeye ve sözleşmeyi yenilemeye zorlayıcı bir halde olduğunu, RK kararı ve duyurusunda açıkça belirtildiği gibi intifa ve tazminatlar vasıtası ile bayiye baskı uygulanmaması ve yeniden sözleşme yapmaya zorlanmaması gerektiğini, aksi halde rekabeti engelleyen bir durumun ortaya çıkacağını, davacının sözleşmeyi sonlandıracağına ilişkin bildirimi 12.02.2010 tarihinde yaptığını, bu bildirimin davalı şirkete 17.12.2010 tarihinde tebliğ edildiğini, ancak davanın 23.02.2011 tarihinde ikame edildiğini, bun sebeple BK 96 Maddesine göre öğrenmeden itibaren bir yıl içinde huzurdaki dava ikame edilmediğinden davanın zamanaşımına uğradığını, İddia ederek, prim ve sair alacakları hakkında dava açma hakları saklı kalmak kaydı ile öncelikle zamanaşımı itirazlarının kabulü, aksi durumda esasa ilişkin itirazlarının kabulü ile davanın reddi ile yargılama masrafları ve avukatlık ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen davada Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; rekabet Kurulu’nun 2002/2 sayılı Tebliğinin geçici 1.maddesi ve 2003/3 sayılı tebliğ ile akaryakıt sözleşmelerindeki rekabet etmeme yasaklarının sürelerinin mevzuata uygun hale getirilmesi için 18.09.2005 tarihinde dolan 2 yıllık bir geçiş süresi öngörüldüğünü, Danıştay 13.Dairesinin 13.05.2008 tarihli kararı ile ana dağıtım şirketlerinin uzun süreli kira ve intifalarla bayilik sözleşmelerinde bayilere uzun süreli rekabet etmeme yükümlülükleri getirdiklerini ve baskı uyguladıklarını tespit ederek karara bağladığını, Rekabet Kurulu’nun bu paralelde aldığı 05.03.2009 tarih ve 09-09/187 ve 09/09/187-57 sayılı kararına istinaden ana dağıtım şirketleri ile bayiler arasında yapılan rekabet etmeme yükümlülüğü içeren sözleşmelerin beş yılı aşan süreler bakımından 2002/2 Sayılı Tebliğ’de tanınan muafiyetlerden faydalanamayacağına ve Rekabet Kanununun 4.maddesi çerçevesinde incelemeye alınacağına karar verildiğini, davalı … ile müvekkili şirket arasında 19.10.2006 tarihli 5 yıl süreli ve 31.12.2008 tarihli 4 yıl süreli iki adet İstasyonlu Bayilik Sözleşmesi yapıldığını, bu sözleşmelerin normal şartlarda 19.10.2011 ve 21.12.2012 tarihlerinde sona ereceğini, ancak davalı tarafından … 41.Noterliği’nin … tarih ve … yevmiye sayılı bildirimi ile bayilik sözleşmelerinden süresinden önce döndüğünü, davalının sözleşmeden dönmesini müteakip benzin istasyonunda sökülemeyen tüm teçhizat ve gider bedeli karşılığı 18.10.2008 tarih … nolu fatura ile 41.300 TL ve 11.10.2010 tarih ve … nolu fatura ile 1.808,13 TL talep ettiğini, bu faturalar toplamı 43.108,13 TL. den … Ltd.Şti.’nin 16.271,67 TL karşı alacağı mahsup edilerek bakiye 26ç.836,54 TL.nin … Bankası … Şubesi kanalıyla 08.12.2010 tarihinde ödendiğini, yine intifa terkin harcı için talep edilen 36.163,00 TL.nin rde 08.12.2010 tarihinde aynı bankadan ödendiğini, böylece davacı şirketin tüm bu faturalar karşılığı 79.271,00 TL.ödemesi gerektiği yanılgısı ile hataen ödeme yaptığını, davacı şirketin sözleşmeyi süresinden önce sona erdirmesinin tamamen kendi kusuru ve ihmalinden kaynaklandığını, Rekabet Kurumunun 2002/2 ve 2003/3 sayılı tebliğlerinde rekabet etmeme yasaklarının sürelerini mevzuata uygun hale getirmek için 18.09.2005 tarihinde dolan 2 yıllık geçiş süresi öngördüğünü, … ile yapılan sözleşmelerin tarihlerinin ise bu tarihten sonra olduğunu, dolayısıyla ortada PO açısından sözleşemeden dönmeyi haklı kılacak bir gerekçe ve hukuki neden bulunmadığını, nitekim birleştirme talep ettikleri .. 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. Sayılı dosyana davalının sunduğu dava dilekçesinde “kalkacak olanın grup muafiyeti” olduğunun belirtildiğini, RKHK 56 maddesinin ” bu kanunun 4.maddesine aykırı sözleşmeler geçersizdir. Daha önce yerine getirilmiş edimlerin geçersizliği BK 63 ve 64.maddelerine tabidir” hükmünü içerdiğini, davalının 18.09.2010 tarihine kadar yerine getirdiği edimlerin iadesini bu hükme göre talep edemeyeceğini, zira sözleşmelerin 18.09.2010 tarihine kadar rekabete aykırılık teşkil etmediğini, bu nedenler 18.09.2010 tarihinden önceki edimlerin de iadesinin talep edilemeyeceğini, davalının bu tarihten sonrası için de akdin düzeltilerek devamını kendisi için ticari menfaatlerine uygun görmediği için akitten kendisinin döndüğünü, RKHK 56. maddesi hükmü kapsamında maddi ve hukuki bir durumun söz konusu olmadığını, ödenmesi gerektiği yanılgısı ile davalıya en az 79.271,00 TL ödeme yaptıklarını hak böyle iken davalının bu meblağa ilave olarak 214.420,38 TL. daha ödenmesi gerektiğinden bahisle müvekkili şirket aleyhine … 13.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esasına kayıtlı alacak davasını ikame ettiğini, davalının nakit alım indirimi karşılığı alınan primlerin oranlarını hiçbir açıklama yapmadan düşürdüğünü ve eksik olarak ödediğini, bu uygulama neticesinde 2010 yılı Temmuz, Ağustos, Eylül aylarına ilişkin en az 15.200 TL noksan ödeme yapıldığını, davalının müvekkili şirkete 15.200 TL eksik prim ödemesi ve yukarıda açıklandığı üzere yanılgı ile ödenen 79.271 TL ile birlikte toplam 94.471,00 TL tutarında ana borcu olduğunu, iddia ederek tensip yoluyla işbu dava ile konusu ve tarafları aynı olan … 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dava dosyasının birleştirilmesine, faiz(munzam zarar) ve fazlaya dair talep hakları saklı kalmak üzere 10.000,00 TL. nin ve KDV’sinin davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir
Birleşen davada davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket tarafından davacı şirkete … 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. Sayılı dosyası üzerinden açılan dava konusu alacaklar ile davacı tarafından hataen ödendiği belirtilen alacak kalemlerinin birbirinden farklı olduğunu, 27.12.2001 tarihinde davalı şirkete ödenen 228.213,44 TL. tutarındaki intifa ivazı ile akaryakıt istasyonun bulunduğu taşınmaz için 31.12.2004 tarihinde 2.549,97 TL ve 9.190,09 TL tutarında iki kalem halinde ve sarf edilen ve kullanılamayacak süreye ilişkin anapara ve semere alacaklarına kıstelyevm usulü ile hesaplanan alacak kalemlerinden ibaret olduğunu, huzurdaki davaya konu edilen 41.300,00 TL ve 1.808,13 TL tutarlı faturaların dava konusu edilen alacak kalemlerinden farklı olduklarını, davacı şirketin dava konusu ettiği fatura içeriklerine 8 günlük yasal süre içerisinde itiraz etmediklerini, davacı şirket ile müvekkili şirket arasında bayilik sözleşmesinin 24. maddesi uyarınca müvekkili şirket defterlerinin kesin delil hükmünde olduğunu bu sebeple davacı şirket tarafından bahsedilen muavin defter kayıtlarına itibar edilemeyeceğini, taraflar arasındaki dikey ilişkinin müvekkili şirketin kusuru ile değil, Rekabet Mevzuatı gereği hükümsüz hale gelmek suretiyle sona erdiğini , davacı şirketçe haksız olarak talep edilen 41.300,00 TL ve 1.808,13 TL tutarlı faturalara dayanak alacak kalemlerinin davacı şirketin ödeme yükümlülüğü altında olduğu kalemler olduğunu, davacı şirketin ödediği terkin harç ve giderlerinin iadesini talep edemeyeceğini, davacı şirketin 2010 yılı Temmuz, Ağustos, Eylül aylarına ilşkibnn nakit alım indirimi alacağı bulunmadığını, iddia ederek davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda Mahkememizin 20/01/2015 tarih ve 2014/831 Esas, 2015/3 karar sayılı kararımız ile; Asıl dava yönünden davanın kısmen kabulü ile 47.308,48 TL nin dava tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacı ya ödenmesine, Sabit yatırım bedeline ilişkin dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, Birleşen İstanbul 43 ATM nin 2011/359 esas sayılı davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkememizin 20/01/2015 tarih ve 2014/831 Esas, 2015/3 karar sayılı kararın temyiz edilmesi üzerine dosya Yargıtay’a gönderilmiş olup Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 15/05/2018 tarih ve 2016/19995 esas 2018/2720 karar sayılı bozma ilamı ile;”1- Asıl dava davacısı 24.09.2010 tarihli tescil istem belgesinde ( ipotek terkin tablosu ) “yukarıdaki taşınmazda 17.10.2001 tarih 2519 yevmiye numaralı intifa hakkı …A.Ş. lehine kayıtlı iken, bu kez intifa hakkını kuru mülkiyet hakkı sahibi lehine bedelsiz feragat ettiğimizden tapu sicilinden terkinden talep ederim” demiştir. Asıl dava davacısı bu beyanı ile intifaya yönelik haklarını saklı tutmamış olup artık intifa terkininden sonra kalan süre yönünden herhangi bir talepte bulunamaz. Diğer yandan asıl davada davalı yararına nispi vekalet ücreti verilmesi gerekirken maktu vekalet ücreti verilmesi kabul şekli ile isabetsizdir. Mahkemece bu yönler gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
2- Asıl dava davacısının asıl davaya yönelik diğer temyiz itirazları yerinde değilse de birleşen davanın vekalet ücretine yönelik temyizi yerinde olup birleşen davada nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken maktu vekalet ücretine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan sebeplerle asıl davanın asıl dava davalısı yararına, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle birleşen davanın birleşen dava davalısı yararına BOZULMASINA,”gerekçesiyle mahkememizce verilen karar bozularak dosya mahkememize gönderilmiş olup mahkememizin yukarıdaki esasına kaydı yapılarak yargılamaya devam edilmiştir.
Mahkememizce usul ve yasaya uygun olan Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 15/05/2018 tarih ve 2016/19995 esas 2018/2720 karar sayılı bozma ilamına uyularak yargılamaya devam olunmuştur.
TÜM DOSYA KAPSAMINDAN:
Buna göre, öncelikle birleşen dava açısından davacının davalı ile aralarındaki bayilik sözleşmesinden süresinden önce dönmesi nedeniyle davalıya ödenen istasyonda sökülemeyen teçhizat ve gider bedeli, yanlışlıkla ödenen intifa tapu terkin harcı ve eksik ödenen prim bedeli yönündeki davası açısından yapılan ödemelerin ihtirazi kayıtla yapılmaması, yatırılan terkin harcının ise işlem lehine olması nedeniyle kendisinin sorumlu olması ve prim indirimine yönelik sözleşme de hüküm bulunmaması nedeniyle red kararı verilmesi gerektiği, bozmanın esasen sadece hükmün vekalet ücretine ilişkin bölümü ile alakalı olması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Asıl dava açısından ise taraflar arasındaki akaryakıt bayilik sözleşmesi uyarınca tesis edilen intifa hakkının Rekabet Kurulu Kararıyla sona ermesi nedeniyle kullanılmayan intifa süresi sonucuna isabet eden miktarın kısmen kabulüne karar verilmişse de, Yargıtay bozma ilamı kapsamında davacının 24/09/2010 tarihli ipotek terkin tablosunda intifa hakkını kuru mülkiyet hakkı sahibi lehine bedelsiz olarak feragat etmekle tapu sicilinden terkini talep edilmiş olmala, bu beyanı ile intifaya yönelik haklarını saklı tutmayarak kalan süre açısından talepte bulunmasının mümkün olmadığı, yine dava tarihinden önceki dönemler için faiz ya da uyarlama talebinin yasal olarak mümkün olmadığı, sabit yatırım talebi yönünden ise 08/07/2013 tarihli dilekçe ile talebinden vazgeçtiği anlaşılmakla, asıl davanın reddine, sabit yatırım bedeli hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur .
HÜKÜM:Açıklanan gerekçeye göre;
1-Asıl davanın reddine,
2-Asıl dava açısından yine sabit yatırım bedeline ilişkin dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
3-Birleşen davanın reddine,
4-a)Asıl davada Karar tarihine göre alınması gereken 44,40 TL harcın peşin alınan 3.184,15 TL harçtan mahsubu ile bakiye 3.139,75 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
b)Asıl davada Davalı … kendisini duruşmalarda vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 18.815,22 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
c)-Asıl davada davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
d)Asıl davada davalı tarafından yapılan 100,00 TL yargılama giderlerinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-a)Birleşen davada, Karar tarihine göre alınması gereken 44,40 TL harcın peşin alınan 1.403,50 TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.359,10 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
b)Birleşen davada Davalı … kendisini duruşmalarda vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 10.307,68 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
c)-Birleşen davada davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Dair verilen karar davacı-birleşen dosyanın davalı vekili, davalı-birleşen dosyanın davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğden itibaren 15 günlük süre içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usülen anlatıldı. 26/11/2019

Katip …
(e-imza)

Hakim …
(e-imza)