Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/414 E. 2022/510 K. 15.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/414 Esas
KARAR NO : 2022/510

DAVA : Tasarrufun İptali (İİK 277 vd)
DAVA TARİHİ : 23/05/2012
KARAR TARİHİ : 15/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tasarrufun İptali (İİK 277 vd) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA VE TALEP :
Dava, İİK.277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
Mahkememizin 02/02/2015 tarihli 2012/145- 2015/31 sayılı kararı ile, Davacının davasının kabulü ile 1-a … İli … İlçesi, 142 Pafta, 992 Ada, 10 Parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan 8 nolu bağımsız bölüm ile ilgili olarak davalılar … ve … ve …arasındaki tasarruf işlemlerinin iptali ile davacıya … 12 İcra Müdürlüğünün …E sayılı dosyasındaki alacak ve ferileri ile sınırlı olacak şekilde cebri icra yetkisi tanınmasına, … İli, … İlçesi, … 852 Ada, 1 Parsel sayılı taşınmazı ile 852 ada, 2 parsel sayılı taşınmazların davalı … tarafından dava dışı …’ya satışın yapıldığı 27/08/2010 tarihindeki gerçek değeri toplamı olan 955.000 TL’nin davacının alacak ve ferileri ile sınırlı olarak davalılar … ve J… ‘den alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, mahkememiz kararının davalı … ve davalı … tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2015/8470 E, 2017/10226 K sayılı ilamı ile ” İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz yada iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da iyiniyet kurallarına aykırılık nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir ( İİK.md.283/1 ). Bu yasal nedenle iptal davası, alacaklıya alacağını tahsil olanağını sağlayan, nisbi nitelikte yasadan doğan bir dava olup; tasarrufa konu malların aynı ile ilgili değildir. İİK.nun 282. maddesi gereğince iptal davaları borçlu ve borçlu ile hukuki muamelede bulunan veya borçlu tarafından kendilerine ödeme yapılan kimseler ile bunların mirasçıları aleyhine açılır. Ayrıca, kötü niyetli üçüncü şahıslar hakkında da iptal davası açılabilir. İİK’nın 283/II maddesine göre de iptal davası, üçüncü şahsın elinden çıkarmış olduğu mallar yerine geçen değere taalluk ediyorsa, bu değerler nispetinde üçüncü şahıs nakden tazmine (davacının alacağından fazla olmamak üzere) mahkûm edilmesi gerekir. Bu ihtimalde 3. kişinin sorumlu olduğu miktar, elden çıkarılan malın o tarihteki gerçek değeridir. Bir başka anlatımla dava ve tasarrufa konu malı elinde bulunduran şahsın kötü niyetli olduğunun kanıtlanamaması halinde dava tümden reddedilmeyip borçlu ile tasarrufta bulunan şahıs tasarrufa konu malı elinden çıkardıkları tarihteki gerçek değeri oranında ve alacak miktarı ile sınırlı olarak tazminata mahkum edilmeleri gerekir. Somut olayda, aciz halinde olduğu belgelenen borçlu tarafından borcun doğumundan sonra dava konusu 852 ada 1 ve 2 parseller 25.03.2010 tarihinde 8 nolu bağımsız bölüm 26.03.2010 tarihinde kayınpederi Kivor’a devredildiğinden , İİK’nun 278/3-1 maddesine göre damat ve kayınpeder arasındaki bu tasarruf bağış niteliğinde olup iptali gerektiğinden davalı Kivor yönünden davanın kabulünde bir isabetsizlik bulunmaktadır. Davalı Jüliyet dava konusu 852 ada 1 ve 2 parselleri, davalı Mari ise 8 nolu bağımsız bölümü Kivor’dan satın alan dördüncü kişi konumundadırlar. Anılan şahsılar yönünden tasarrufun iptal edilebilmesi için kötüniyetli olduklarının davacı alacaklı tarafından somut bilgi ve belgelerle ispat edilmesi gerekmektedir. Dava dosyasındaki belgelere göre bu şahsıların borçlu ile bir akrabalıkları tesbit edilmediği gibi belgelerdeki adreslerden komşu oldukları yönünde bir delil de bulunmamaktadır. Gerekçede davacının komşu oldukları yönündeki iddiasının red edilmediği olgusuna dayanılmış ise de, iddia davalılar tarafından red edildiği gibi komşu oldukları yönünde somut bir delil de sunulmamıştır. Dördüncü kişiler yönünden bedel farkının iptali için tek başına yeterli olmadığı gibi tapu kaydında geçen bedel ödenmenin ispatı olduğu için başka bir ödeme olduğunun belgelenmesine gerek yoktur. Davalı Jüliyet’in salt çok az kar ile satış yapması kötüniyetin göstergesi olamayacağından, davalı Mari ve Jüliyet hakkındaki davanın reddi ile davalı Kivor’un taşınmazı elinden çıkardığı tarihteki değeri ile bedelden sorumlu olduğuna karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. ” gerekçesi ile bozulmuş, bozma sonrası dosya mahkememizin 2019/212 Esas sayısını almış, davacı taraf duruşmaya gelmemiş ve mazeret bildirmemiş, davalı … vekili davalı… hakkındaki davayı takip ettiklerini bildirmiş, usule ve yasaya uygun olan Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2015/8470 E, 2017/10226 K sayılı bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş, Yargıtay bozma ilamı çerçevesinde davacının davalı … hakkındaki davasının reddine, davacının diğer davalılar hakkındaki davası yönünden dosyanın HMK 150/1 maddesi gereğince işlemden kaldırılmasına 01/07/2019 tarihinde 2019/212 E 2019/625 K sayısı üzerinden karar verilmiştir.
İşlemden kaldırılan dosya davacı tarafça yenilenmekle mahkememizin iş bu 2019/414 Esası’na kaydedilmiş, yenilenen davaya devam edilerek Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2015/8470 E, 2017/10226 K sayılı bozma ilamına uyulmasına ve 2019/212 E 2019/625 K sayılı dosyanın bekletici mesele sayılmasına karar verilmiş, 2019/212 E 2019/625 K sayılı kararın Yargıtay 4. HD 2021/1310 Esas 2022/663 K sayılı kararı ile onanarak 18/01/2022 tarihinde kesinleştiği anlaşılmış, gerek uyulmasına karar verilen Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2015/8470 E, 2017/10226 K sayılı bozma ilamı gerekse onanarak kesinleşen 2019/212 E sayılı dosya çerçevesinde, davalı Mari’nin 8 nolu bağımsız bölümü Kivor’dan satın alan dördüncü kişi konumunda olduğu, anılan şahıs yönünden tasarrufun iptal edilebilmesi için kötüniyetli olduğunun davacı alacaklı tarafından somut bilgi ve belgelerle ispat edilmesi gerektiği, dava dosyasındaki belgelere göre bu şahsın borçlu ile bir akrabalığı tesbit edilmediği gibi belgelerdeki adreslerden komşu olduğu yönünde bir delil de bulunmadığı, dördüncü kişiler yönünden bedel farkı iptal için tek başına yeterli olmadığı gibi tapu kaydında geçen bedel ödemenin ispatı olduğu için başka bir ödeme olduğunun belgelenmesine gerek olmadığı dikkate alınarak davacının davalı … hakkındaki davasının reddine karar vermek gerekmiştir.
Dosya kapsamına göre, davalılar …ve … yönünden, ” … İli … İlçesi, 142 Pafta, 992 Ada, 10 Parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan 8 nolu bağımsız bölüm ve … İli, … İlçesi, … 852 Ada, 1 Parsel ile 852 ada, 2 parsel sayılı taşınmazlar ile ilgili olarak davalılar …ve …, arasındaki tasarruf işlemlerinin iptali ile davacıya … 12. İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyasındaki asıl alacak ve ferileri ile sınırlı olacak şekilde cebri icra yetkisi tanınmasına, b- … İli … İlçesi, 142 Pafta, 992 Ada, 10 Parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan 8 nolu bağımsız bölümün Davalı … tarafından elden çıkarıldığı 17/06/2010 tarihindeki değeri 200.000 TL, … İli, … İlçesi, … 852 Ada, 1 Parsel sayılı taşınmazın Davalı … tarafından elden çıkarıldığı 21/06/2010 tarihindeki değeri 24.000 TL ve … İli, … İlçesi, … 852 ada, 2 parsel sayılı taşınmazın Davalı …tarafından elden çıkarıldığı 21/06/2010 tarihindeki değeri 105.000 TL toplamı 129.000 TL’nin davacının asıl alacak ve ferileri ile sınırlı olarak davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine ” şeklinde karar verilmesi gerekirse de mahkememizin 2012/145- 2015/31 sayılı kararı davalılar … ve davalı … tarafından temyiz edilmediğinden davacı lehine kazanılmış hak söz konusu olmuştur. Bu itibarla, mahkememizce 2012/145- 2015/31 sayılı karar ile verilen hükmün davalı … ve davalı … tarafından temyiz edilmemesi nedeni ile kesinleşmiş olduğu dikkate alınarak, a…İli … İlçesi, 142 Pafta, 992 Ada, 10 Parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan 8 nolu bağımsız bölüm ve … İli, … İlçesi, … 852 Ada, 1 Parsel ile 852 ada, 2 parsel sayılı taşınmazlar ile ilgili olarak davalılar …ve …, arasındaki tasarruf işlemlerinin iptali ile davacıya … 12 İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyasındaki asıl alacak ve ferileri ile sınırlı olacak şekilde cebri icra yetkisi tanınmasına, b-955.000 TL’nin davacının alacak ve ferileri ile sınırlı olarak davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Açıklanan yasal, gerektirici nedenlere göre;
A)Davacının Davalı … hakkındaki davasının reddine,
B)Davacının Davalı … hakkındaki davası yönünden mahkememizce 2012/145- 2015/31 sayılı karar ile verilen hükmün Davalı … tarafından temyiz edilmemesi nedeni ile kesinleşmiş olduğu dikkate alınarak,
… İli … İlçesi, 142 Pafta, 992 Ada, 10 Parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan 8 nolu bağımsız bölüm ve … İli, … İlçesi, … 852 Ada, 1 Parsel ile 852 ada, 2 parsel sayılı taşınmazlar ile ilgili olarak davalılar … ve …, arasındaki tasarruf işlemlerinin iptali ile davacıya … 12 İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyasındaki asıl alacak ve ferileri ile sınırlı olacak şekilde cebri icra yetkisi tanınmasına,
b-955.000 TL’nin davacının alacak ve ferileri ile sınırlı olarak davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine (bu hüküm kesinleşmiştir),
Harçlar Kanununca alınması gerekli olan 15.141,40 TL ilam harcının davalılar … ve …den alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
2012/145- 2015/31 sayılı 02/02/2015 tarihli karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince hesaplanan 17.749,40 TL avukatlık ücretinin davalılar … ve …’den alınarak davacıya verilmesine,
İş bu 15/09/2022 tarihli karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T gereğince hesaplanan 23.966,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalı …’e verilmesine,
Davacı tarafça yapılan 3.000,00 TL bilirkişi ücreti, 355,00 TL keşif harcı, 100,00 TL keşif ücreti, 439,50 TL tebligat ve müzekkere gideri toplamı 3.894,50 TL yargılama giderinin davalılar … ve …’den alınarak davacıya verilmesine, bakiye masrafın davacı üzerinde bırakılmasına,
Dair davacı ve davalı … yönünden tebliğ tarihinden itibaren 15 günlük yasal süresi içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin, davalı … vekilinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı.15/09/2022

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır