Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/406 E. 2021/441 K. 29.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/589 Esas
KARAR NO : 2021/463
DAVA : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/06/2018
KARAR TARİHİ : 06/07/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ve duruşmalarda özetle; davalı şirketin müvekkili aleyhine … İcra Müdürlüğünün 2018/… E. Sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, müvekkilinin Bayrampaşa merkez halinde yaş meyve sebze satımı yaptığını, davalının ise müvekkiline meyve ve sebze getirdiğini, davalı şirketin bu ürünleri müvekkiline gönderdikten sonra irsaliyesini kestiğini ve faturayı gönderdiğini, taraflar arasındaki ilişkinin 2017 yılı sonuna kadar devam ettiğini, taraflar arasında yapılan sözlü anlaşma ile davalı şirket tarafından gönderilen bozuk, çürük ve satıma uygun olmayan malların fiyat düşümünü davalı şirket yetkilisi …’ ın bilgisi ve onayı dahilinde yapıldığını, bu durumun her parti mal gönderiminde yapıldığını, bu durumun davalı şirket ile mutabık kalınarak tutanak altına alındığını, müvekkilinin gerekli ödemeleri yaparak borcunu ifa ettiğini beyanla neticeten öncelikle teminatsız olmak üzere, aksi halde mahkemece takdir edeceği miktar üzerinden ihtiyati tedbir kararı verilerek icra takibinin durdurulmasına, müvekkilinin borcunun olmadığının tespitine, takip başlatan davalıdan müvekkilinin uğramış olduğu tüm zararların ve kötü niyet tazminatının avans faiziyle tazmin edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve duruşmalarda özetle; davacı aleyhine açılan takibin müvekkili şirketten çeşitli tarihlerde satın aldığı ve bedelini ödemediği ürünlerden kalan bakiye alacak olduğunu, davacının ileri sürdüğü olaylar ve iddiaların gerçek dışı olduğunu, müvekkili şirket adına yetkili olmayan kişiyle yaptığı iddia edilen anlaşmanın geçerli olmadığını, müvekkili şirketin tek yetkilisinin … Gecü olduğunu, davacı satılan malın ayıplı olduğunu bu nedenle borcun oluşmadığını iddia etmekte olduğunu, iddiasının doğru olmadığını, müvekkilinin sorumluluğunun malın satışı ve teslimiyle son bulduğunu, aksine bir sözleşme, sözlü veya yazılı bir taahhüdünün olmadığını, ayrıca davacı tarafından müvekkiline ne ayıp ihbarı, ne bozuk malın iadesi ne de iade faturasının mevcut olmadığını, davacının hazırlamış olduğu tablonun davacının borcuna göre düzenlenmiş olduğunu, gerçek olanın davacının borcunu süresinde ödememesinden kaynaklandığını beyanla davanın reddine, davacının %20 den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına çarptırılmasına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce tarafların bildirmiş olduğu deliller toplanmış, icra dosyası, bilirkişi raporu dosyamız arasına alınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davalı tarafından başlatılan takip dosyası kapsamında borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Somut olayda davacı vekili, davalının müvekkillerine meyve-sebze sattığını, taraflar arasında yapılan sözlü anlaşma gereğince müvekkili tarafından kendilerine gönderilen bozuk, çürük veya satıma uygun olmayan malların fiyat düşümünün davalı şirket yetkilisi …’ın bilgisi ve onayı dahilinde yapıldığını, bu hususun tutanak altına alındığını, bu kapsamda gerekli ödemeleri yaptığını, bakiye 5.062,36 TL bakımından takip dosyası kapsamında borçlu olunmadığının tespitini talep ve dava etmiş, davalı taraf ise şirketin tek yetkilisinin … olduğunu, bu kişi tarafından yapılmayan hiç yazışmayı vs. Kabul etmediklerini, ayıp ihbarı, bozuk malın iadesi ya da iade faturası bulunmadığını beyan ederek davanın reddini savunmuştur.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davalı tarafından davacıya satılan sebze ve meyvenin bozuk çıkması durumunda davalı satıcının davacı alıcıdan ücret talep edip edemeyeceği, bundan kaynaklı davacının …. İcra Müdürlüğünün 2018/… Esas sayılı dosyası kapsamında davalıya borçlu olup olmadığı ve miktarı hususunda ortaya çıkmaktadır.
Davaya konu … İcra Müdürlüğünün 2018/… Esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde, davalı alacaklı tarafından davacı borçlu aleyhine 07/06/2018 tarihinde mal satışından kaynaklı 14.849,14 TL asıl alacak, 523,58 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 15.372,72 TL’lik icra takibinde bulunulduğu görülmüştür.
Davacı tarafından 5/1/2018 tarihli “mutabakat” başlıklı belge altında imzası bulunan …’ın beyanları alındıktan sonra Mahkememizin 25/02//2020 tarihli ara kararı uyarınca dosyamız mali müşavir bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından ibraz edilen 09/06/2020 teslim tarihli raporda özetle;
“a.) Taraflar arasında akdedilen herhangi bir yazılı sözleşmeye dosyanın tetkikinde rastlanılmadığı,
b.) Mahkemenizce belirlenen gün ve saatte davacı tarafından katılınmaması ve herhangi bir ticari defter ve/veya belge ibraz edilmemesi sebebi ile davacıya ait ticari kayıtların tarafımızca incelenmesinin mümkün olmadığı, davalının ise kendi defterlerinde takip tarihi itibariyle davacıdan 14.849,14.-TL ALACAKLI olduğu,
c.) Davacı tarafından dosya kasasına sunulan 05/01/2018 tarihli el yazısı ile düzenlenmiş bir MUTABAKAT belgesinin mevcut olduğu, söz konusu belgenin altında davalı şirket unvanının altında dava dışı Serdar ÖZBAY’ın isminin ve imzasının yer aldığı, diğer yandan dosyada mevcut SGK Hizmet Dökümü Cetveli Bilgilerine göre …’ın 08/12/2017 tarihinden 28/02/2018 tarihine kadar davalı şirket çalışanı olduğunun anlaşıldığı,
d.) Davacı tarafından dava dilekçesi ekinde sunulan belgelerin tetkikinde, davalı şirkete ait 1 numaralı ve 19/12/2017 tarihli Tahsilat Makbuzunun “Tahsil Eden” kısmında … isminin yazılı olduğu, ancak davalı tarafından tarafımıza yalnızca 2018 yılına ilişkin ticari defterlerin ibraz edilmesi sebebi ile söz konusu tutarın davalı defterlerinde kayıtlı olup olmadığına ilişkin olarak tarafımızca herhangi bir inceleme yapılmasının mümkün olmadığı,
e.) Mahkemenizce davacı ile dava dışı …’ın iddialarının ve huzurdaki davanın kabulü halinde davacının davalıya olan borcunun, mutabakat belgesinde belirtilen 9.094,28.-TL’lik ayıplı ürün bedelinin tenzili ile, (14.849,14 – 9.094,28 =) 5.754,86.-TL olacağı, esasen dosyada yer alan mutabakat belgesinde de işbu tutarın yazılı olduğu,
Mahkemenizce davalı iddialarının kabulü halinde ise davacının davalıya olan borcunun, icra takibinde de belirtildiği şekilde 14.894,14.-TL olacağı olduğu” yönünde görüş ve tespitlerde bulunulmuştur.
Davacı tarafça salgın hastalık nedeniyle ticari defterlerin hazır edilemediği bildirildiğinden Mahkememizin 16/06/2020 tarihli ara kararı gereğince dosyamız yeniden mali müşavire tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından ibraz edilen 18/12/2020 teslim tarihli ek raporda özetle;
“Kök raporumuz ve ek raporda yapılan tespitler neticesinde;
a.)Taraflar arasında yazılı olmamakla birlikte fiili bir ticari ilişkinin mevcut olduğu ve bu ilişkinin her iki yanın da kabulünde olduğu, dosya kapsamına ve beyanlara göre davacının MK md.6 gereği teslim edimini yerine getirmiş olduğu,
b.) Esasen taraflar arasındaki farkın ve ihtilafın, davacı yanın davalının yolladığı mallarda çürük olduğu iddiasından kaynaklandığı.
c.) Dosya mevcudu delillere nazaran, davalı yanın davacı tarafından AYIP İHBARININ yapılmadığı ve ayrıca mutabakat belgesine yönelik itirazlarının hukuki değerlendirmesinin Sayın Mahkemenize ait olduğu,
d.) Buna göre davacı iddialarının ( çürük malların tenzilinin ) ve mutabakat mektubunun kabulü halinde davacı borcunun ( kendi defterlerinde gözüktüğü üzere ) 8.280,35.-TL olacağı,
e.)Aksi durumda ise davacının davalıya olan borcunun, icra takibinde ve davalı ticari defterlerinde de gözüktüğü şekilde 14.894,14.-TL olacağı” yönünde görüş ve tespitlerde bulunulmuştur.
Kural olarak menfi tespit davalarında ispat yükü, alacaklı olduğunu iddia eden davalı taraf üzerinde ise de ileri sürülen savunmaya göre ispat yükünün yer değiştirmesi söz konusu olabilmektedir. Eldeki davada da davacı tarafından takip konusu faturalara konu satımın bir kısmının ayıplı olduğu, bu kapsamda taraflar arasında yapılan anlaşma neticesinde bedelde indirim yapıldığı iddia edildiğinden ispat yükü yer değiştirmiş, davacı taraf iddiasını ve yasal yükümlülüklerini yerine getirdiğini ispatla mükellef duruma gelmiştir.
Eldeki davada, taraflar arasında yazılı bir sözleşmenin bulunmadığı, ancak fiili olarak bir ticari ilişkinin bulunduğu konusunda taraflar arasında herhangi bir ihtilafın bulunmadığı, uyuşmazlığın davalı tarafından davacıya satılan sebze ve meyvenin bozuk çıkması durumunda davalı satıcının davacı alıcıdan ücret talep edip edemeyeceği noktasında toplandığı anlaşılmaktadır. Dosya kapsamında yer alan SGK müzekkere cevabından, davacı tarafça sunulan mutabakat belgesi altında isim ve imzası yer alan …’ın belge imza tarihinde davalı şirket çalışanı olduğu, ancak şirketin ticaret sicil kaydına göre şirket yetkilisi sıfatını haiz olmadığı, dolayısıyla davalı şirketi temsilen sözleşme/anlaşma yaparak borç ve sorumluluk altına sokabilecek şekilde imza yetkisinin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Ayrıca davacı taraf, davalı tarafından kendilerine satılan ürünlerin ayıplı olduğunu iddia ettiğine göre süresi içerisinde usulüne uygun olarak ayıp ihbarında bulunulduğu hususunda yasal yükümlülüklerini yerine getirdiğini ispatla mükellef olmasına rağmen bu hususta dosya kapsamına herhangi bir bilgi ya da belge sunulmadığı, ihbar yapıldığının dahi ileri sürülmediği görülmektedir. Yukarıda yapılan tespitlere göre netice itibariyle, teslim edimini yerine getirdiği sabit olan davalı şirkete karşı davacının, hükme esas alınan bilirkişi raporunda hesaplanan bakiye miktar yönünden borçlu olduğu anlaşıldığından davacının davasını ispatlayamadığı kanaatine varılarak davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Açıklanan gerekçeye göre;
1-Davanın reddine,
2-Karar tarihine göre alınması gereken 59,30 TL harcın peşin alınan 176,08 TL harçtan mahsubu ile bakiye 116,78 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davalı kendisini duruşmalarda vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı tarafından yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliyesi ( İstinaf Mahkemesi ) nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usülen anlatıldı. 06/07/2021

Katip …
(e-imza)

Hakim …
(e-imza)