Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/391 E. 2019/600 K. 27.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/391 Esas
KARAR NO : 2019/600

DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 26/06/2019
KARAR TARİHİ : 27/06/2019

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ve duruşmalarda özetle; 30.12.2018 günü müvekkiline ait … plakalı … SigortaA.Ş.’den … poliçe numarası ile kaskolu araca, … plakalı araç arkadan çarpttığını, ilk önce arkadan çarpan araç sürücüsü %100 kusurlu bulunmasına rağmen “kazaya karışan araçların plakalarının birbirine benzerliği” gibi bir gerekçe ile kusur değerlendirmesi düzeltmesi yapıldığını, müvekkilinin %100 kusurlu bulunmuştur. arkadan çarpan aracın kasko değerinin yüksekliği nedeniyle, hatalı bir tespitle müvekkili kusurlu kabul edilerek, … plakalı aracın kasko şirketi olan davalı … şirketince 135.000,00 TL zarar tazmin edildiğini, müvekkili davacının sigorta şirketince ödenen 85.000,00 TL bedelden arta kalan 45.000,00 TL asıl alacak ve 773.00 TL faiz alacağı olmak üzere 49.773.00 TL’nin müvekkili davacıdan tahsili için … 2.İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile hakkında icra takibi başlatıldığını, yasal süre içerisinde tarafımızca itiraz edilerek takip durdurulduğunu, müvekkili davacının aracı ile diğer aracın plakaları arasında benzerlik bulunmamakta olup, birisi İçel birisi İstanbul plaka olduğunu, orta harf grupları da alakasız olup, salt son rakamların benzerliği ile kaza arasında illiyet bağı kurmak mantık dışı olduğunu, müvekkili davacının kazanın oluşumunda kusuru olmayıp, … plakalı araç sürücüsü …’nin kendisinin kusurlu olduğunu kabul ettiğini, bu nedenle davalıya icra takibinde belirtilen 49.773.00 TL tutarında borçlu olmadığının tespitine, yargılama harç ve giderlerinin ve karşı vekalet ücretinin davalıya yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
GEREKÇE;
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde;
01.01.2019 tarihinde yürürlüğe giren ve 03/01/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5 inci maddesinden sonra gelmek üzere eklenen maddeye göre :
MADDE 5/A- (1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasına eklenen cümle ile
“Dava şartı olarak arabuluculuk
MADDE 18/A- (1) İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.
(2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.
Dava dilekçesinin incelenmesi neticesinde; davanın 7155 sayılı Kanunun 26. Maddesinde belirtilen yürürlük tarihi olan 01.01.2019 tarihinden sonra açıldığı, davanın haksız fiilden kaynaklanan tazminattan dolayı icra takibinden dolayı borçlu olunmadığının tespiti (menfi tespit) davası olduğundan zorunlu arabuluculuk durumunun söz konusu olduğu ve davacının arabuluculuğa başvurmadan doğrudan dava açtığı anlaşılmakla 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun m.l8/A-f.2 hükmü gereğince davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM; Açıklanan gerekçeye göre;
1-)Davacı tarafın davasının açıldığı tarih itibariyle 6102 Sayılı kanunun 5.md/A bendinin yürürlükte bulunduğu, 6102 Sayılı Kanunun 5.md/A bendinin aynen ‘Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.’ şeklinde düzenlendiği, kanun maddesinin dava şartı niteliğinde bulunduğu, dava dilekçesinin ekinde arabuluculuk yoluna başvurulduğuna ilişkin belge ibraz edilmediği gibi dava dilekçesinin içeriğinde arabuluculuk yoluna başvurulduğunun belirtilmediği, dava şartı noksanlığının yargılama sırasında giderilmesinin mümkün olmadığı anlaşılmakla davacı tarafın davasının dava şartı noksanlığı nedeniyle 6100 Sayılı Kanunun 115.md/2 uyarınca USULDEN REDDİNE;
2-Karar tarihine göre alınması gereken 44,40 TL harcın peşin alınan 850,00 TL harçtan mahsubu ile bakiye 805,60 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Yapılan yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı tarafından yatırılan gider avansının karar kesinleştiğinde bakiye kalan kısımlarının davacıya iadesine,
6100 Sayılı HMK.’ nın 345./1Maddesi uyarınca ilgililere kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize vereceği bir dilekçe ile İSTİNAF YOLU açık olmak üzere tarafların yokluğunda verilen karar alenen okunup usulen tefhim kılındı. 27/06/2019

Katip …
(e-imza)

Hakim …
(e-imza)