Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/378 E. 2020/77 K. 11.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/378 Esas
KARAR NO : 2020/77

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 20/04/2018
KARAR TARİHİ : 11/02/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili İstanbul 13. Asliye Hukuk Mahkemesine verdiği dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davacıya olan borcundan dolayı davalı aleyhine 4. İcra Müdürlüğünün … esas nolu icra dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, davalının alacağa, faize ve ferilerine itirazda bulunduğunu, ancak davalının borca, faize ve ferilerine ilişkin itirazlarının haksız olduğunu, davalı borçlu …’nin …’da … şirketini iki ortak ile kurduğunu ve şirketine yatırımcı arayışına girdiğini, davalının şirkete yatırım yapmak isteyenlere, şirketin amacının ve hedefinin yenilenen enerjiye ve solar enerjisine yatırım yapmak olduğunu ifade ettiğini, şirkete yatırım yapan yatırımcıların borçlu tarafından kendilerine şirketin kuruluş amacı olarak ifade edilen bu amaca yönelik olması şartı ile yatırım yaptıklarını, ancak davalı borçlunun yatırımcıların sermayelerini başka amaçlara kullandığını ve şirkette vaat edilen hedefe uygun şekilde kullanmadığını, bundan dolayı … Asliye Ceza Mahkemesinin 09.04.2013 tarihli ve 620 KLs 1/11 ve 5500 Js 24/06 (5550) sayılı kararı ile davalı borçlu … aleyhine dolandırıcılık suçundan 5 yıllık mahkumiyet kararı verildiğini, adı geçen kararda mahkemenin borçlunun şirkete yatırılan paraların sadece çok ufak bir bölümünü şirketin amacına uygun kullandığını, geriye kalan asıl paraları başka işlerinde borçlarını ödemeye, başka işlerini yeniden yapılandırmaya ve sanat eserleri almaya harcadığını tespit ettiğini, dolayısıyla davalı borçlunun şirkete yatırılan paraları amaç dışı kullandığını ve yatırımcıları bu şekilde dolandırdığının ceza mahkumiyeti kararı ile sabit olduğunu, şirkete para yatıranlar arasında davacı müvekkili İris Speth’in de bulunduğunu, davalı … hakkında … … Sulh Hukuk Mahkemesinin 15.07.2008 tarihli kararı ile 15.07.2008 tarihinde saat 12.40’da tüketici iflası açıldığını, akabinde şirkete para yatıran ve dolandırılan alacaklıların bir çoğunun alacaklarını kasten işlenmiş haksız fiilden doğan alacak sebebi ile iflas masasına yazdırdığını, müvekkilinin de kasten işlenmiş haksız fiilden doğan iflas alacağını zamanında 15.09.2008 tarihinde iflas masasına yazdırdığını, müflis ve iflas idaresinin bu alacağa itiraz etmiş olsalar da müflisin itirazının 04.08.2010 tarihinde … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin kararı ile kaldırıldığını, iflas idaresinin itirazının da 08.07.2013 tarihinde bertaraf edildiğini, mahkemenin 07.08.2013 tarihli kararı ile davacının davalı borçludan 8.206,76 Euro ana alacağı bulunduğunu, davalı …’nin …’daki iflas tasfiyesinde kötüniyetli olarak …’daki iflas prosedürü devam ederken edindiği Muğla Bodrum’da Bitez’de 256 ada 35 parselde kain 1.781,54 m2’lik taşınmaz mal varlığını beyan etmediğini, … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin iflas mahkemesi olarak verdiği 18.03.2015 tarihli yazısı ve ekindeki alacaklı ile borçluyu gösteren tablo İİK.nun 68 madde kapsamında belge olduğunu, … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin İflas Mahkemesi olarak verdiği 18.03.2015 tarihli yazısı ve ekindeki alacaklı ile borçluyu gösteren tablonun, resmi dairelerin veya yetkili makamların yetkileri dahilinde ve usulüne göre verdikleri bir belge olduğunu ve bundan dolayı İİK m. 68 kapsamında belge olduğunu, icra ve dava dosyaları açısından asıl alacaklarının iflas tablosunda olduğu üzere 8.206,76 Euro olup alacağın iflas tablosuna kayıt tarihi olan 15.09.2008 tarihinden itibaren dava tarihine dek alacağa 3095 sayılı Kanun m.4/a uyarınca seneye göre değişkenlik gösteren resmi faiz oranlarında takip tarihine dek toplam 3.141,78 Euro faiz işletildiğini belirterek, davalının İstanbul 4.İcra Müdürlüğünün 2018/1864 esas nolu dosyasına yaptığı itirazının iptali ile takibin dava değeri oranında devamını, alacaklarının takip talebi çerçevesinde öngörülen oranlarda asıl alacağa işleyecek temerrüt faizi, vekalet ücreti ve masrafları ile birlikte tahsilini, haksız ve kötüniyetli itiraz nedeni ile İİK m.67/2 uyarınca dava değerinin %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, davalı borçludan tahsilini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili İstanbul 13. Asliye Hukuk Mahkemesine verdiği cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin … adresinde ikamet eden gerçek kişi olduğunu, davacı …’in …’da yaşayan ve dava dilekçesinde de açıkça belirtildiği üzere dava dışı …’den alacaklı olduğunu iddia eden gerçek kişi olduğunu, dava dışı …’nin davacının alacaklı olduğunu iddia ettiği …’da faaliyet gösteren şirket olduğunu, huzurda görülmekte olan davada davacının dava dışı …’den alacaklı olduğunu iddia ettiğini, … Asliye Hukuk Mahkemesi kararı incelendiğinde davacının … olduğu davalının ise … olduğunun açıkça anlaşılmakta olduğunu, müvekkilinin … AG’nin yetkilisi bulunmakta olup davada iddia edilen ticari ilişkide aslen sorumlu olmasının mümkün olmadığını, davacının …’den olduğunu iddia ettiği alacaklarını hukuka aykırı olarak müvekkilinden tahsil etmeye çalıştığını, davaya konu ticari ilişkide taraf olmayan müvekkiline karşı husumet yöneltilmesinin hukuken mümkün olmadığını, davacının …’da faaliyet gösteren …’den güneş enerjisi ile ilgili bir ticari ilişkiden alacaklı olduğunu iddia ettiğini, bu durumda davanın ticari alacak davası olduğunu, yani konunun Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından çözümlenmesi gereken bir dava olduğunu, davanın görev itirazı sebebi ile reddedilmesi gerektiğini, müvekkilinin adresinin mernis kayıtlarından da anlaşılacağı üzere … olduğunu, ayrıca davacının dava dışı …’ye açmış oldukları davaların da …’da açıldığını, davanın yetki itirazı sebebi ile reddedilmesi gerektiğini, davaya konu iddia edilen alacağın zamanaşımına uğradığını, somut uyuşmazlıkta ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için kanunda aranan koşulların hiçbiri gerçekleşmediğini belirterek, davanın usulden ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İstanbul 13. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce yapılan değerlendirme sonucu 04/04/2019 tarih ve 2018/193 Esas, 2019/91 Karar sayılı kararıyla; davanın Ticaret Mahkemesinin görev alanına girdiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmesi üzerine dosya tevzi bürosu tarafından mahkememize tevzi edilmesi üzerine mahkememiz esasına kayıt edilerek yargılamaya devam olunmuştur.
TÜM DOSYA KAPSAMINDAN;Dava; davalının şirkete yatırım yapmak amacıyla davacının yatırdığı parayı şahsi işleri için kullanmak suretiyle dolandırıcılık yaptığı ve bu hususta …’da yapılan yargılamada ceza aldığı ve davalının iflas etmesi nedeniyle davacının alacağını tahsil edemediği iddiası ile iflas masasına davalının kaydetmediği taşınmazın bulunduğu, bu nedenle davacının alacağını tahsil amacıyla yaptığı icra takibine itirazın iptali talebine ilişkindir.
Buna göre, 6762 sayılı 336/5 – 321/son ve yine TMK 50/son madde ile BK 41.50 ve 51. madde gözönüne alındığında yönetim kurulu üyelerini vazifelerini kasten veya ihmal neticesi kanunun yüklediği vazifeleri yapmamalarından ötürü şirkete pay sahiplerine ve şirket alacaklılarına karşı müteselsilen mesul oldukları, 6102 sayılı TTK’da da 553 madde kapsamında bu yönde düzenleme olduğu, ancak bu tür davaların TTK 561. madde gereğince şirket merkezinin bulunduğu yer mahkemesinde açılması gerektiği, davalının yönetim kurulu başkanı ve ortağı olduğu …’den’nin merkezinin …-… olduğu, davalının süresinde yetki itirazında bulunduğu, bu haliyle davanın yetkisiz mahkemede açıldığı, Türk Mahkemelerinin yargı hakkının bulunmadığı, buna göre HMK 114/1-a ve 115/2 maddesi uyarınca dava şartı yokluğundan davanın usul yönünden reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Açıklanan gerekçeye göre;
1-Dava şartı yokluğundan davanın reddine,
2-Karar tarihine göre alınması gereken 54,40 TL harcın peşin alınan 710,16 TL harçtan mahsubu ile bakiye 655,76 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davalı kendisini duruşmalarda vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı tarafından yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
6-Davalı tarafından yapılan 66,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
7-Davalı tarafından yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya iadesine,
Dair verilen karar davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliyesi ( İstinaf Mahkemesi ) nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usülen anlatıldı. 11/02/2020

Katip …
(e-imza)

Hakim …
(e-imza)