Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/361 E. 2022/515 K. 14.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/361 Esas
KARAR NO : 2022/515

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 17/06/2019
KARAR TARİHİ : 14/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin 17/06/2019 tarihli dava dilekçesinde özetle; … tarihinde … plakalı aracın … cad. … ilçesi, … istikametine doğru seyir halinde iken … istikametine seyir halinde olan … plakalı araca çarpması neticesinde yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, … plakalı araç içerisinde yolcu konumunda bulunan müvekkilinin yaralanarak geçici ve sürekli iş göremez konumuna düştüğünü, müvekkilinin … Hastanesine kaldırılarak tedavi altına alındığını, kaza neticesinde her iki omzunda kırık meydana geldiğini, zarar gören bölgelerinde sinir zedelenmesi de yaşadığını, kazaya karışan sigortalı … plakalı araç sürücüsünün karşı şeride geçerek kazanın meydana gelmesinin asli ve tek müsebbibi olduğunu, müvekkilinin herhangi bir kusurunun bulunmadığını, …plakalı aracın Karayolları Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası davalı … Sigorta A.Ş. Tarafından … poliçe numarasıyla tanzim edildiğini, ortaya çıkan zarardan davalı sigorta şirketinin poliçe limiti dahilinde sorumluluğu bulunduğunu, davalı şirketin genel müdürlüğüne müvekkilinin kaza sebebiyle uğradığı geçici ve sürekli iş göremezlik zararının tazmini için başvuruda bulunulduğunu, ancak bu başvuruya karşı cevap verilmediğini, dava açmadan evvel Arabuluculuk Bürosuna müracaat edildiğini, yapılan görüşmede anlaşma sağlanamadığını, arabuluculuk son tutanağının tanzim edildiğini, bu nedenle 1000 TL maddi tazminatın kaza tarihi olan 01.09.2018 tarihinden itibaren işlemiş ve işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan müşterek ve müteselsil sorumluluk hükümlerine göre tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin 24/07/2019 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Genel şartlarda açıkça ifade edildiği üzere, zarar görenin, gerçekleşmiş olan rizikonun kapsamının ve hak sahibinin uğramış olduğu zararın tespit edilebilmesi için gerekli tüm belgelerin sigorta kuruluşuna ibraz edilmesinin zorunlu olduğunu, davacı asilin geçirmiş olduğu trafik kazası nedeniyle maluliyet durumuna ilişkin tüzüğe uygun daimi iş göremezlik raporu alınması gerektiğini, taraflar arasında düzenlenen … sayılı Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk(Trafik) Sigorta Poliçesi kapsamında geçici iş göremezlik tazminatına ilişkin teminat altına alınmadığını, geçici iş göremezlik tazminatı, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk(Trafik) Sigortası poliçesinde yazılı teminatlarında bulunmadığına göre müvekkili sigorta şirketinin sorumluluğunun da bulunmadığını, geçici iş göremezlik tazminatı zararının SGK’nın sorumlu olduğu tedavi giderleri kapsamında olduğunu, bu nedenlerden dolayı davanın usulden reddine, davanın esastan reddine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: 18/07/2022 tarihli bilirkişi raporu, Adli Tıp Kurumu Başkanlığından gönderilen raporlar, trafik kazası tespit tutanağı sureti, 19/11/2018 tanzim tarihli sigorta şirketine başvuru dilekçesi, kargo faturası ve gönderi takip çıktısının suretleri, arabuluculuk son tutanak sureti, SGK Başkanlığı … Sosyal Güvenlik İl Müdürülüğü yazı cevabı, … Sigorta yazı cevabı dosya arasında delil olarak mevcuttur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Mahkemenin 16/06/2021 tarihli ara kararı ile dosyanın İstanbul ATK Trafik İhtisas Dairesi’ne gönderilmesine kararı verildiği, dosyanın ATK’ ya gönderildiği, raporun sunulduğu ve taraflara tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
Mahkemenin 09/03/2022 tarihli duruşması ara kararı ile dosyanın bilirkişiye tevdi edildiği, bilirkişinin dosyaya raporunu sunduğu ve taraflara tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
18/07/2022 tarihli bilirkişi raporu ile; Adli Tıp Kurumu 2. Adli Tıp İhtisas Kurulu’ nun 28/12/2020 tarihli davacının maluliyetine ve iyileşme sürecine ilişkin raporu ile davacı için sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığı tespit edildiğinden, sadece 2 aylık geçici iş göremezlik dönemi için hesaplama yapıldığı, Yerleşik Yargıtay içtihatları doğrultusunda davacının geçici iş göremezlik dönemi boyunca %100 oranında malul kaldığının kabul edildiği, davacının olayda %100 oranında kusurlu olan …’ ın sevk ve idaresindeki … plakalı araçta yolcu konumunda bulunmakla araçta bir ücret karşılığı olmaksızın hatır için taşınıp taşınmadığı hususunun dosya münderecatından tespit edilmemiş olup takdirin mahkemede olduğu, davacının 2 aylık geçici iş göremezlik dönemine ait maddi zararının 3.206,24 TL olduğu kanaatine varıldığı görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, trafik kazası nedeniyle davacının geçici ve sürekli iş göremezliğinden kaynaklı maddi tazminat talebine ilişkindir.
Davanın, 01.09.2018 tarihinde … plakalı aracın seyir halinde olan … plakalı araca çarpması neticesinde yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği, …plakalı araç içerisinde yolcu olarak bulunan davacının yaralandığı, davalı sigorta şirketine başvuru yapıldığı, ancak ödeme yapılmadığı ve maddi zararın tazmini amacıyla açıldığı anlaşılmıştır.
Meydana gelen trafik kazasında sürücülerin kusur oranlarının tespiti ile düzenlenecek olan raporun Mahkememize gönderilmesi için dosya Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Trafik İhtisas Daire’ne gönderilmiş; 07.07.2021 tarihli raporda; sürücü …’ın kusursuz olduğu, sürücü …’in %100 (yüzde yüz)oranında kusurlu olduğu, yönünde rapor tanzim edildiği, ancak Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Trafik İhtisas Dairesi tarafından tanzim edilen 31.12.2021 tarihli raporda; “07/07/2021 tarihli raporumuzda belirtilen kusur durumu ve gerekçelerinin oluşa uygun olduğu, ancak sürücü isimlerinin gerekçe ve sonuç kısmında sehven yanlış yazıldığı, meydana gelen kazada; sürücü …’ın %100 (yüzde yüz)oranında kusurlu olduğu, sürücü …’in kusursuz olduğu,” yönünde raporun düzeltildiği anlaşılmıştır.
Meydana gelen trafik kazasında davacının geçici ve sürekli iş göremezliğinin tespiti için dosya Adli Tıp Kurumu Başkanlığına gönderilmiş; 18.02.2020 tarihli raporda; “Kişinin tüm vücut engellilik oranının %0 (yüzdesıfır) olduğu, iyileşme (işgöremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 2 (iki) aya kadar uzayabileceği, yönünde rapor tanzim edildiği, benzer tespitin … Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığının 13.10.2020 tarihli raporunda da belirtildiği görülmektedir.
Mahkememizin 30.11.2020 tarihli ara kararı ile maluliyet durumunun kaza tarihindeki geçerli yönetmeliğe göre yapılması amacıyla dosyanın yeniden ATK’ya gönderilmesine karar verilmiş, ATK tarafından hazırlanan 31.12.2020 tarihli raporda; “03/08/2013 tarih ve 28727 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 11/10/2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğinin sadece Ek-1 bölümünde yapılan değişiklikler içerdiği, Ek-3 ve diğer cetvelleri, meslek grupları bölümünü içermediği, dolayısıyla 03/08/2013 tarih ve 28727 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği ile sadece beden çalışma gücünün en az %60’ını kaybedip kaybetmediğine (hangi hastalık ve arızaların malulen emeklilik kriterlerine uyduğu) ilişkin değerlendirme yapılabileceği, bu nedenle söz konusu yönetmeliğe göre meslekte kazanma gücü kaybı belirlenemeyeceği, … oğlu, 1985 doğumlu, …’in 01/09/2018 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı gelişen yaralanmasının 11/10/2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kapsamında fonksiyonel araz bırakmadan iyileşmiş olduğu, sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığı, iyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 2 (iki) aya kadar uzayabileceği,” yönünde raporun düzeltildiği anlaşılmıştır.
Hak sahiplerinin bakiye ömürleri önceki yıllarda Fransa’dan alınan 1931 tarihli “PMF” cetvellerine göre saptanmakta iken, Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, … Üniversitesi Fen Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölümü, … … Üniversitesi ve … Üniversitesi’nin çalışmaları ile “TRH 2010” adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” hazırlanmış olup, Sosyal Güvenlik Kurumunca’da ilk peşin sermaye değerinin hesaplanmasında anılan tabloların uygulanmasına . Gerek diğer kurumlar ile Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve gerekse bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içerdiği de göz önüne alınarak, ülkemizce de tazminat hesaplamalarında TRH 2010 Tablosu’na göre bakiye ömür sürelerinin belirlenmesinin, güncel verilere ve ülkemiz gerçeklerine daha uygun olacağına Yargıtay 17.Hukuk Dairesi’nce de karar verilmekle görüş değişikliğine gidilmiştir (Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin T:22/12/2020, E:2019/5206, K:2020/8874; T:14/01/2021, E:2020/2598, K:2021/34 Karar sayılı ilamları).
Öte yandan Anayasa Mahkemesi’nin 17/07/2020 tarih 2019/40 Esas – 2020/40 sayılı Kararı ile; KTK’nun 90. maddesindeki “Bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir.” bölümündeki “Bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmekle; zarar hesaplanmasında ZMMS Genel Şartları ekindeki cetvellerin kullanılması mümkün olmadığından ve %1,8 teknik faiz bu cetvellerle getirildiğinden, artık uygulanması mümkün değildir. Anılan nedenlerle tazminat hesaplamasında bakiye ömür sürelerinin TRH 2010 Tablosu’na göre belirlenmesi, zarar görenin bilinen dönem sonrası muhtemel gelirinin her yıl için % 10 artırılıp % 10 iskonto edilmesi ile belirlenecek peşin değeri esas alınıp işleyecek dönem tazminat hesabı yapılması gerekmektedir.
Yukarıda belirtilen kapsamda aktüerya bilirkişisi tarafından sunulan 18.07.2022 tarihli raporda; “davacının geçici iş göremezlik dönemi boyunca %0 oranında malul kaldığının kabul edildiği, davacının olayda %100 oranında kusurlu olan …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı araçta yolcu konumunda bulunmakla araçta bir ücret karşılığı olmaksızın hatır için taşınıp taşınmadığı hususunun dosya münderecatından tespit edilmemiş olup takdirin mahkemede olduğu, davacının 2 aylık geçici iş göremezlik dönemine ait maddi zararının 3.206,24 TL olduğu,” yönünde rapor hazırlanmıştır. Mahkememizce usul ve yasaya uygun olarak değerlendirilen aktüerya bilirkişisinin raporuna itibar edilerek, 01.09.2018 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi limitleri dahilinde davacı lehine tazminata hükmedilmesine karar vermek gerekmiştir.
Davacı yanca 20.11.2018 tarihinde davalı sigorta şirketine başvuru yapıldığı başvuru neticesinde ödeme yapılmadığı, bu anlamda davalı sigorta şirketi yönünden faiz başlangıcına yönelik olarak; 2918 sayılı KTK.nun 99/1. maddesi ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi Genel Şartları’nın B 2/a maddesi uyarınca, rizikonun bilgi ve belgeleri ile birlikte sigortacıya ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde sigortacının tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmakta, bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüt gerçekleşmektedir. Sigortaya başvurulmadan dava açılması veya icra takibi başlatılması halinde ise bu tarihlerde temerrüt gerçekleşir. Bu durumda, ilke olarak davadan önce usulüne uygun başvuru yapılmış ise bundan 8 iş günü sonrasında, başvuru yapılmamış ise dava tarihi itibarıyla, belirlenen tazminat alacağının tamamı için anılan tarihlere uygun faiz uygulanması (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi, T:04/11/2019, E:2017/2236, K:2019/10117; T:02/10/2018, E:2015/15961, K:2018/8502; T:17/06/2019, E:2016/16837, K:2019/7682 sayılı ilamları), gerektiği görülmekle, davalı sigorta şirketinin davacı sigortaya başvuru tarihinin 8 iş günü sonrası olan 03.12.2018 tarihinden faiz talep edebileceği anlaşılmaktadır.
7036 sayılı Yasa ile getirilen zorunlu arabuluculuk müessesi gereği aynı yasanın 3/14, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/13 ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26/2. Maddeleri, 6100 sayılı HMK 297/1-ç, 326.maddeleri uyarınca, arabuluculuk faaliyeti sonunda tarafların anlaşamamaları halinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre ileride haksız çıkan taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenir. Bakanlık bütçesinden ödenen arabuluculuk ücreti yargılama giderlerinden sayılır. Bu nedenle zorunlu arabuluculuk ücretinin devlet tarafından ödenen kısmının davada haksız çıkan taraftan re’sen alınmasına karar verilmesi gerekli olup, Devlet bütçesinden karşılanan zorunlu arabuluculuk ücretinin davadaki haklılık oranına göre taraflardan tahsiline karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM; Açıklanan yasal gerektici nedenlere göre;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE;
A-Davacının geçici iş göremezliğinden kaynaklı 3.206,24 TL tazminatın, 20.11.2018 tarihli sigortaya başvuru tarihinin 8 iş günü sonrası olan 03.12.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı sigorta şirketinden alınarak, davacıya verilmesine,
B-Sürekli iş göremezlik talebi yönünden davanın REDDİNE,
2-Karar tarihi itibarıyla alınması gereken ‭219,02 TL harçtan peşin + tamamlama harcı toplam 52,10 TL harcın mahsubu ile bakiye ‭166,92‬ TL harç ile 1.847,00 TL ATK rapor bedeli olmak üzere 2.013,93 TL’nin, 31,01 TL’sinin davacıdan, 1.982,92 TL’sinin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı duruşmalarda kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen miktar yönünden hesaplanan 3.206,24 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davalı kendisini duruşmalarda vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince ret edilen miktar yönünden hesaplanan 50,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 44,40 TL başvuru harcı, 44,40 Peşin harç, 7,70 TL tamamlama harcı, 6,40 TL vekalet harcı, 1.000,00 TL bilirkişi ücreti, 260,90 TL tebligat posta gideri olmak üzere toplam 1.363,80 TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre takdiren 1.342,85 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, arta kalan masrafın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13,14. Maddeleri ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26.maddesi gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin, 20,33 TL’sinin davacıdan, 1.299,67 TL’sinin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
7-Taraflarca yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair, tarafların yokluğunda miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulünce anlatıldı. 14/09/2022

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır