Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/308 E. 2021/884 K. 01.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/276 Esas
KARAR NO : 2021/871 Karar

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/05/2019
KARAR TARİHİ : 29/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … Anonim Şirketi/… Şirketi ile davacı arasında 2007 yılında 1 yıl süreli yetkili servis sözleşmesi imzalandığını, sözleşmenin sürekli yenilendiğini, sözleşme ayaktayken … A.Ş ile … arasında gizli anlaşma yapıldığını, davalılardan …’un yükümlülüklerini yerine getirmediğini, müvekkili ile … Yetkili Servisleri arasında haksız rekabet ortamı yarattığını, güven ve dürüstlük ilkesine aykırı olarak sözleşmeyi feshettiğini ve haksız rekabet hükümlerini davalıların ihlal ettiğini, … şirketleri ve … şirketlerinin, müvekkili ile yapılan sözleşme yürürlükteyken müvekkilinin haklarını yok sayarak yetkili olduğu servis hizmetlerini yapmasını engellediğini ve bu işlerin … şirketlerine gördürülmesi konusunda anlaştıklarını, müvekkili ile aralarındaki sözleşmenin henüz feshedilmemişken, … A.Ş. ile … A.Ş. gizli olarak anlaşma yaptıklarını, dolayısıyla Rekabet Kanunu m.57 uyarınca; … A.Ş.’nin, dava konusu yetkili servis sözleşmesinin haksız feshi nedeniyle müvekkilinin uğradığı tüm zararlardan … A.Ş. ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu, davacı şirketin sözleşmenin haksız olarak feshedilmesinden dolayı şimdilik 10.000-TL maddi , 10.000-TL manevi zararın haksız fiilin gerçekleştiği tarihten itibaren işleyecek ticari işlerde uygulanan temerrüt faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu davalılardan tahsilini davalı şirketin menkulleri, gayrimenkulleri, banka hesapları ve sair tüm alacakları üzerinde ihtiyati tedbir uygulanmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … A.Ş. Vekili cevap dilekçesinde; Davacının temelde sözleşmeye aykırılık iddialarına dayandığı anlaşılan tazminat taleplerinin sözleşmenin tarafı olmayan müvekkili şirkete yöneltmesinin mümkün olmadığını, müvekkili şirket ile … Şirketi arasındaki ticari ilişkinin haksız rekabet teşkil etmediğini ve Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’a aykırılık teşkil etmediğini, öncelikle pasif husumet yokluğundan davanın reddini talep ettiğini, davacı şirket ile müvekkil şirket arasında herhangi bir sözleşmesel ilişki bulunmadığını, … ile davacı arasındaki sözleşmenin feshine dair iddiaların müvekkil şirkete yöneltilemeyeceğini, dolayısıyla haksız rekabete dair taleplerin müvekkil şirkete yöneltilemeyeceğini, öncelikle davanın pasif husumet yokluğundan reddini, ve sonra da davanın esastan reddini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
Davalı … Ticaret A.Ş vekili cevap dilekçesinde; Davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, dava değerinin düzeltilmesi ve eksik olan harcın tamamlattırılmasını, HMK 119 ve 194’ uygun olmayan dava dilekçesi için kesin süre verilmesi gerektiğini, davalı … ile Davacı arasındaki sözleşmenin haksız fesih dolayısıyla feshine dair davanın müvekkili şirkete yöneltilemeyeceğini, müvekkili şirketin haksız rekabete yol açtığına dair somut delillerin olmadığını, davacıda bir zarar söz konusu ise buna dair taleplerin müvekkil şirkete yöneltilmesinin kabul edilemez olduğu belirtilerek öncelikle davanın usulden reddini yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
Davacı vekilince sunulan 04.12.2019 tarihli dilekçe ile, davalılardan … şirketleri yönünden davalarından feragat ettiklerini beyan etmiştir.
Mahkememizce verilen 17.07.2020 tarihli ara karar gereğince; “Davalılar … A.Ş ve … A.Ş yönünden dosyanın tefriki edilerek bu şirketler hususundaki taleplerin Mahkememiz 2020/357 E sayılı dosyası üzerinden devamına, diğer davalılar … AŞ ve … Ticaret A.Ş yönünden davanın işbu esas üzerinden devamına dair karar verilmiştir.
Mahkememizin 07.09.2020 tarihli celsesinde; davacı vekili tanık dinletme taleplerinden vazgeçmiş olduğunu, dosyanın Bilirkişiye tevdi edilmesini talep ettiklerini, heyette öncelikle haksız rekabete ilişkin talepleri doğrultusunda hukukçu bilirkişinin bulunmasını talep ettiklerini ayrıca beyaz eşya sektöründe uzman bilirkişiyle mali müşavirin de bilirkişi heyetinde bulunmasını talep etmiştir.
Mahkememiz 24.12.2020 tarihli ara kararı ile; Taraflar arasındaki uyuşmazlıkla ilgili olarak Mali Müşavir Bilirkişi, Hukukçu Bilirkişi seçilerek Bilirkişi ücretinin dosyaya yatırılması için davacı vekiline 2 haftalık kesin süre verilmiş ve ara karar tebliğ edilmiştir.
Mahkememiz 10.02.2021 tarihli celsesinde; Davacı vekilince Bilirkişi ücreti hususunda ek süre talep edilmiştir.
10.02.2021 tatihli celsede Mahkememizce sektör bilirkişisi de seçilmiş ve davacı vekiline bilirkişi heyeti ücretinin yatırılması için 1 aylık kesin süre verilmiş ve hazır bulunan davacı vekiline ihtaratta bulunulmuştur.
07.07.2021 tarihli celsede; davacı vekili bilirkişi ücretini yatıramadıkları, davacının adli yardım talebinin olduğunu belirtmiştir.
Mahkememizce adli yardım talebi celse arasında değerlendirilmiştir.
29.11.2021 tarihli karar celsesinde; davacı vekili adli yardım talebini tekrar etmiştir.
GEREKÇE;
Taraflar arasındaki ihtilaf; Davacı ile davalı … şirketi arasında düzenlenen sözleşmenin … şirketinin haksız olarak feshedip etmediği, diğer davalıların iş bu sözleşme kapsamında … şirketi ile haksız rekabet sayılacak eylemlerde bulunup bulunmadığı, Sözleşme haksız olarak feshedilmişse davacı şirketin zarar kalemleri ve meblağının ne olduğu ve bu zararlardan dolayı davalıların hangi oranlarda sorumlu olduğu hususlarındadır.
Tüm dosya kapsamından; Davacı tarafın ara karar gereği ve duruşmada kendisine yapılan ihtarat gereği bilirkişi ücretini verilen kesin süre içerisinde ve sonrasında Mahkeme veznesine depo ettirmemiştir. Bu nedenle davacı taraf bilirkişi deliline dayanmış olmaktan vazgeçmiş sayılmıştır.
Davacı vekilince adli yardım talebine dair dosyaya herhangi bir delil de sunulmamıştır.
Dava konusu uyuşmazlığın çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerden olup bilirkişi incelemesi gerekmektedir. (HMK md. 266)
HMK md 190 uyarınca İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Eldeki dava da ispat yükü davacıya ait olup ve ispat için bilirkişi incelemesi zorunlu olmasına karşın bilirkişi ücretinin yatırılmaması ve diğer delillerin alacağın varlığını ve miktarını ispatlayamaması nedeni ile davacı tarafından ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Açıklanan gerekçeye göre;
1-)Davacı vekilinin Adli Yardım Talebinin REDDİNE,
İspat edilemeyen davanın REDDİNE,
2-)Harçlar Kanununca alınması gerekli 59,30-TL ilam harcının peşin yatırılan 341,55-TL harçtan mahsubu ile bakiye 282,25-TL harcın davacıya iadesine,
3-)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Asgari Avukatlık Ücret Tarifesine göre 5.100,00-TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-)Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
5-)6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13,14. Maddeleri ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26.maddesi gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
6-)Taraflarca yapılan ve kullanılmayarak artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık kesin süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi (İstinaf Mahkemesi) nezdinde İstinaf Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usûlen anlatıldı. 29/11/2021

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır