Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/283 E. 2021/786 K. 10.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/283 Esas
KARAR NO : 2021/786 Karar

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/05/2019
KARAR TARİHİ : 10/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı ile …AŞ ve … A.Ş arasında 13/04/2006 tarihinde 1 yıl süreli yetkili servis sözleşmesi imzalandığını, söz konusu sözleşmenin sürekli olarak yenilendiğini, ve ticari ilişki sözleşmenin haksız olarak feshedilmesine kadar devam ettiğini, davalı … şirketinin imzalanan sözleşmenin yükümlülüklerini yerine getirmediğini, davacı ile … Yetkili Servisleri arasında haksız rekabet ortamı yarattıklarını, güven ve dürüstlük ilkesine aykırı olarak sözleşmeyi feshettiğini, … Şirketleri ile … şirketlerinin , davacı ile yapılan sözleşme yürürlükteyken davacının haklarını yok sayarak yetkili olduğu servis hizmetlerini yapmasının engellediğini, bu işlerin … şirketlerine gördürülmesi hususunda anlaştıklarını, davacı ile … şirketi arasındaki sözleşme yürürlükteyken … A.Ş ile … A.Ş arasında gizli bir anlaşma yapıldığını, dolayısıyla Rekabet Kanununun 57. Maddesi uyarınca sözleşmenin haksız feshi nedeniyle davacının uğradığı zarardan … A.Ş ‘nin de diğer davalı ile müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu, davalı … A.Ş’nin 31/10/2018 tarihinde Türkiye’deki yerel satış operasyonundan çıkma kararı aldığını, bu duyuruda ” …günlük işlerimizi herhangi bir değişiklik olmadan yürütmeye devam edeceğiz” denilerek davacıda sözleşme ilişkisinin devamı konusunda güven uyandırıldığını, 02/11/2018 tarihinde ise davalı … A.Ş ek garanti kondlarının temininin sağlanmayacağının duyurulduğunu, davalı …’a 18/12/2018 tarihli ihtarname ile sözleşmeye aykırı davranışların sona erdirilmesi ve davacının sözleşmeden kaynaklanan haklarının teslim edilmesinin ihtar edildiği, … AŞ’nin keşide ettiği 16/01/2019 tarihli ihtarnamede ise servis hizmetlerinde herhangi bir değişime uğramaksızın aynen devam edeceğini, bu konuda hiç bir servisin ve müşterinin mağduriyetinin söz konusu olmayacağını beyan ettiğini, davalı … şirketinin ticari ilişkinin devam edeceğine yönelik olarak davacıda güven uyandırdığını, Aralık ayından itibaren yedek parça çıkışı yapılmadığını, davacı ve mağdur olan diğer yetkili servislerin zor durum yaşamış olduklarını, davalı …’un yedek parça sevkiyatı yapmadığını kabul ettiklerini, davalı … A.Ş’nin Aralık 2019 tarihinden itibaren taraflar arasındaki vade süresinde değişikliğe gittiğini, 90 gün olan ödeme süresini önce 30 güne indirdiğini 31/01/2019 tarihinden itibaren de geri ödeme vadesini peşin ödeme olarak düzenlediklerini, bu uygulamanın davacının ekonomik mahvına yol açtığını, 07/02/2019 tarihinde de ihtiyaç olan parçaların tekrar siparişini giriniz denilerek uzun bir süre yedek parça sevkiyatı yapılmadığını, sonraki süreçte de borçlu olduğundan dolayı yedek parça sevkiyatı yapılmadığını, davacının cari hesabına göre borçlu olmamasına rağmen davalı … şirketindeki cari hesapların karıştığı, cari hesabın tutarsız olduğunu ve bundan dolayı sorunlar yaşadıklarını, 18/03/2019 tarihinde sözleşmenin fesih halleri başlıklı 38. Maddesi uyarınca sözleşmenin 15 günlük ihbar öneline uyularak feshedilmiş olacağının davacıya ihbar ve ihtar edildiğini, feshin herhangi bir sebebe dayanmadığını, dürüstlük kuralı ve hakkın kötüye kullanılması yasağı çerçevesinde feshin geçersiz olduğunu, sözleşmenin sürdüğünü, … ile aralarında haksız rekabet ortamının onarılarak eski hale getirilmesi, aksi halde haksız fesih halinde menfi / müspet zararların tazmininin talep edileceğini ve zarar ve kar mahrumiyetlerinin tazmini yoluna gidileceğinin bildirildiğini, sözleşmenin … tarafından tek başına hazırlandığını, davacı ile müzakere imkanının sağlanmadığını, bunun genel işlem koşulu şeklinde olduğunu, genel işlem koşulu niteliğinde olan sözleşme maddelerinin geçersiz olduğunu, çerçeve maddelerden oluşan sözleşmenin davacı aleyhine olan hükümlerinin uygulanmayacağı yönünde güven uyandırıldığını, sözleşmenin bir yıl süreyle olduğunun kabulünün mümkün olmadığını, … A.Ş’nin Türkiye’deki üretimlerini durdurup Türkiye pazarından çıkmak üzere olduklarını ve bu anlamda servis hizmetlerini yeniden düzenleyeceklerini davacıya bildirdiklerini ancak ilgili şirketlerin halen Türkiyede aktif olarak ev aletleri ve beyaz eşya sektöründe faaliyette bulunduklarını, …’un Türkiye pazarından çıkmadan evvel yetkili servis hizmetlerini başka bir şirketin servislerine bıraktığını, davacının 10 yıl boyunca sağlayacağı kazançtan yoksun bıraktığını, dolayısıyla bu kapsamda yoksun kalınan karı talep ettiklerini, … şirketinin tüketicilerle yapmış olduğu sözleşme gereği uzatılmış garanti ile vadedilmiş bir garanti kapsamı ve süresi bulunduğunu, bu kazançlardan da mahrum bırakıldığını, haksız rekabete yol açarak … şirketi ile anlaştığını, davalı … un sözleşme ayaktayken geçersiz bir sözleşme hükmüne dayanarak sözleşmeyi feshettiği gerekçesiyle üzerine düşen yükümlülükleri zamanında ifa etmemesi temerrüde düştüğünü ve kusurlu olduğunu ortaya koyduğunu, davacının iş çevresinin ve ticari itibarının yok olduğunu, mülkiyetindeki araçları satmak zorunda kaldıklarını, bünyesinde çalışan işçilerin iş akitlerinin feshetmek zorunda kaldıklarını, davacının kısa vadede aynı iş hacmini yakalamasının zor olduğunu, nakliye, kurulum ve ek garanti satımı sebebiyle de kar kaybına uğradığını, … ile … arasında gizli bir anlaşma yapıldığının anlaşıldığı, aralarındaki gizli anlaşmanın özünün davacının … A.Ş. Yetkili servisi olarak çalışamaz hale getirilmesi ve … A.Ş yetkili servisleri ile rekabet etmesinin engellenmesi olduğunun anlaşıldığını, gizli anlaşma ile yetkili servis hizmetlerinin … AŞ tarafından yapılmasının planlandığı, davacının yetkili servis kriterlerine uymayacak şekilde çalışamaz hale getirildiğini, davacının ticari itibarı bile davacının uğradığı zarar için 10.000,00-TL manevi tazminat talep ettiklerini, davalıların haksız rekabet teşkil eden fiilleri sebebiyle davacı tarafından Rekabet Kurumu’na şikayet ettiklerini, incelemenin devam ettiğini, davalı … ile diğer davalı … A.Ş. İle yapmak istediğin anlaşma için davacıya yedek parça sevkiyatı yapmayarak ve Türkiye pazarından çekileceğini bildirerek sözleşmeyi ihlale ve sona erdirmeye çalıştığını, …’un sözleşme devam ederken müşterilerini … A.Ş’ye yönlendirdiğini, davacının taraf olduğu sözleşmenin feshedilmeden davalılara arasında yapılan gizli anlaşma olduğunu, bunun haksız rekabete yol açtığını, dürüst ve bozulmamış rekabet ortamının oluşmasını engellediğini, söz konusu gizli anlaşma neticesinde davacı ile davalının … A.Ş arasındaki yetkili servis sözleşmesinin haksız olarak feshedildiğini, … A.Ş’nin haksız rekabet teşkil eden eylemleri ile sözleşmenin feshi sürecine doğrudan katılan bir aktör olduğunu, bu kapsamda … A.Ş ile … A.Ş’nin davacının zararına birlikte sebep olduklarını, davalı şirketlerin haksız fesih ve haksız eylemleri nedeniyle davacı şirketin uğradığı tüm zararların uzman bilirkişi marifetiyle hesaplanmasını ve zararın davalı şirketlerden tazminini talep ettiklerini, … A.Ş ile … A.Ş menkulleri, gayrımenkulleri, banka hesapları ve sair tüm alacakları üzerinde ihtiyati haciz niteliğinde ihtiyati tedbir taleplerinin olduğunu, dolayısıyla davalıların ortak kusuruna dayanan haksız rekabet teşkil eden eylemleri sonucunda davacının taraf olduğu sözleşmenin haksız feshedilmesi nedeniyle doğan şimdilik 10.000,00-TL maddi, 10.000,00-TL manevi zararın haksız fiilin gerçekleştiği tarihten itibaren işleyecek ticari faizlerde uygulanan temerrüt faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle;Davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasının mümkün olmadığını, dava değerinin düzeltilmesi ve eksik olan harcın tamamlattırılması gerektiğini, bunun için kısa süre verilmesi gerektiğini, dava dilekçesinin HMK 119 ve 194. Maddelerine aykırı olduğunu, davacının tazminat isteğinin hukuki dayanağının anlaşılmadığını, dava konusu talebin sözleşmeye aykırılık sebebiyle mi doğduğu yoksa haksız fiilden mi meydana geldiğinin belirtilmediğini, dolayısıyla HMK 119/g kapsamında davanın dayanağı olan hukuki sebeplerin açıkça belirtilmediğini, davacı tarafın dava dilekçesinde bahsetmiş olduğu delilleri somutlaştırmadığını, delillerin hangi olguya ilişkin olduğu konusunda bir beyanda bulunmadığını bunun da savunma hakkını kısıtladığını, sözleşmenin nisbiliği ilkesi gereğince davacı ile … arasında akdedilmiş olan sözleşmenin feshine ilişkin iddia ve taleplerin 3. Kişi konumundaki davalı … şirketine yöneltilmesinin hukuken mümkün olmadığını dolayısıyla husumet yokluğundan davanın reddedilmesi gerektiğini, davalı … şirketinin haksız rekabet teşkil eden eylemleriyle … ile davacı arasındaki yetkili servis sözleşmesinin feshine zemin hazırladığı iddiasının, hiçbir somut delile dayanmayan hukuk dışı bir iddia niteliğinde olduğunu, salt … ile davalı … arasında sözleşme müzakerelerinin yapılmış olmasının ve …’un Türkiyedeki faaliyetlerini durdurma kararının ardından satış sonrası servis hizmetlerinin davalı … şirketince yürütülmesi hususunda müzekereler yapılmış olmasının haksız rekabet olarak nitelendirilmesinin mümkün olmadığını, davalı … ile … arasındaki anlaşmanın rekabet ortamını bozduğu ve iddia edilen zararlardan davacı şirketin müteselsil sorumlu olduğu iddiasının hukuken dayanaksız olduğunu, davacı tarafın dava dilekçesinde belirtmiş olduğu taleplerinin gerekçelerinin ve dayanaklarının net olmadığını, davacının taleplerinin sebebinin, hukuki dayanağının açıklattırılması gerektiğini, dolayısıyla öncelikle HMK’ya aykırı olarak açılmış bulunan davanın usulden reddini ve sonra da davanın esastan reddini talep etmiştir.
Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının temelde sözleşmeye aykırılık iddialarına dayandığı anlaşılan tazminat taleplerinin sözleşmenin tarafı olmayan müvekkili şirkete yöneltmesinin mümkün olmadığı gibi müvekkili şirket ile … ile de herhangi bir sözleşmesel ilişkisinin söz konusu olmadığından haksız rekabet ve Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’a aykırılık iddialarının da Müvekkili şirkete yöneltilmesinin mümkün olmadığını, bu nedenle huzurdaki davanın müvekkili şirket bakımından pasif husumet yokluğundan reddine, mahkemenin aksi kanaatte olması durumunda haksız ve kötü niyetli olarak açılan davanın müvekkili şirket yönünden esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar …Anonim Şirketi ve … Anonim Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının dava dilekçesinde iddia ettiği zararlarını açıkça belirttiğini, davacının kendi beyanlarından dava değerinin belirlenebilir olduğunu, talep sonucu belli olmayan davanın kısmi dava olarak mı yoksa belirsiz alacak davası olarak mı ikame edildiğinin sorulması gerektiğini, dava dilekçesinin HMK m 119. Ve 194. Maddelerine açıkça aykırı olduğunu, davacı ile aralarında olan sözleşmenin davalı … şirketince sözleşmeye uygun surette feshedildiğini, fesih hakkının karşı tarafa ulaşmakla sonuçlarını doğuran tek taraflı bozucu yenilik doğuran bir hak olduğunu, dolayısıyla feshin bildirilmiş olması sonrasında sözleşmenin feshedilemeyeceğini iddia etmenin kabul edilemez olduğunu, feshin haklı ya da haksız olduğu, karşı tarafa fesih bildiriminin ulaşıp ulaşmadığının değerlendirilebileceğini, feshin gerekçesiz ve dürüstlük kuralına aykırı olduğuna dair davacı beyanlarının anlaşılmadığını, davacının iddialarının, zarar taleplerinin haksız ve kötüniyetli olduğunu, kabulünün mümkün olmadığını, davacının hiçbir zaman davalı … şirketinin münhasır bir yetkili servisi olmadığını, davacının dava dilekçesinde davalı … şirketi dışında da iş yaptığını açıkça beyan ettiğini, davalı … şirketinin Türkiyedeki yerel satış operasyonundan çıkma kararı almasının ve buna bağlı olarak almış olduğu ticari kararları uygulamasının davacının sözleşmesinin feshedilmesi ile hiçbir ilgili olmadığını, davacının belirtmiş olduğu 10 yıllık mahrum kalınan kar hesabını hangi hukuki gerekçeyle talep ettiğinin anlaşılmadığını, yetkili servis sözleşmesinin feshi halinde öncelikle davacının emsal bir iş bulup bulamayacağının tespit edilmesi bulabileceğinin kabul edilmesi halinde hangi sürede bulabileceğinin belirlenerek belirlenecek makul süre için kazanç kaybı zararının hesaplanması gerektiğini, bulamayacağının kabul edilmesi halinde ise bu durumda da ne kadarlık bir süre için söz konusu zararı isteyebileceğinin belirlenmesi, sonrası ise bu sürede özel servis olarak çalışması halinde elde edebileceği kazanç ile davalının yetkili servis olarak çalışması halinde elde edebileceği kazancın tespit edilerek davalının yetkili servisi olarak çalışması halinde kazancının daha fazla olacağının anlaşılması halinde özel serbis olarak çalışması halinde elde edeceği miktarın yetkili servis olarak çalışması halinde elde edeceği miktardan mahsubunun yapılarak aradaki kazanç farkının davacının uğradığı kazanç kaybına ilişkin zararının tespitinin yapılabileceğini, davacının sözleşmenin süresine ilişkin beyanlarının kendi içinde çeliştiğini, davalı şirketin çalışma esasları uyarınca yetkili servis olarak belirlenen kişilerle 1 yıl süreli yetkili servis sözleşmesi akdedildiğini, taraflar arasındaki sözleşmenin süreli olduğunu, bu sürenin sonunda da her iki tarafında sözleşmeyi feshetme hakkı bulunduğunu, sözleşmenin hiçbir maddesinde davacıya 20 yıl süre ile ya da herhangi bir belirli süre ile herhangi bir malın satış sonrası bakım ve onarım hizmetlerini sağlaması taahhüt edilmediğini, davacının iddia ettiği hususların hiçbirinin gerçeği yansıtmadığını, kesinlikle kabul edilmemek kaydıyla, davacının yetkili servislerin yedek parça ihtiyacı olmadığı ve davalı … şirketinin bilgisi dahilinde sipariş listesi hazırladığını ve yedek parça ile sair ürünlerin satın alınması için baskı yapıldığını iddia ettiğini bu durumun kabul edilemeyeceğini, aksesuar satışındaki gibi yedek parça satışınıa ilişkin davalı … şirketi tarafından konulan hiçbir hedefin bulunmadığını, davacının tamamen kendi inisiyatifi ve ticari kararı ile davalı şirketten yedek parça siparişi ile yedek parça satın alımını yaptığını, davacının tamamen iş hacmi uyarınca yedek parça siparişi verdiğini, uzatılmış / genişletilmiş garantinin tamamen ticari bir karar olduğunu, yetkili servislerin kazanç elde etmesi için ortaya konulan bir gelir kaleminin olmadığını, bu hususta davalı … şirketinin davacı da dahil olmak üzere hiçbir yetkili servisine böyle bir taahhüdünün bulunmadığını, davacının sözleşmenin feshi ile elinde yaklaşık değeri 100.000,00-TL – 120.000,00-TL olan aksesuar ve 170.000,00-TL olan yedek parça olduğunu iddia etmekte olduğunu, davalı … şirketini bunları iade almadığını ve bilirkişilerce hesaplanacak rayiç bedel üzerinden bu aksesuarların değerinin tahsilini talep ettiğini, davacının bu aksesuarları satma yükümlülüğünün bulunduğunu, davalı şirket tarafında Türkiyede yerel satış operasyonundan çıkma kararı alındıktan sonra hiçbir servise aksesuar satışı yapılmadığını, davacının bunun aksini iddia ediyor ise bu iddiasını senetle ispat etmek zorunda olduğunu, dosyada iddia edilen aksesuarlara ilişkin herhangi bir somut belge bulunmadığını, sunulmasına muvaffakatleri olmadığını, sözleşmenin feshi ile davacının manevi tazminat talebine dayanak zarar iddiası arasında hiçbir illiyet bağının bulunmadığını, davalı ile diğer davalılar arasında imzalanmış bir sözleşmenin bulunmadığını, davacının bu yöndeki soyut ve mesnetsiz ve haksız iddialarının gerçeği yansıtmadığını, davalı şirketin TTK, RKHK ve ilgili diğer mevzuat kapsamında haksız rekabet teşkil edebilecek hiçbir eylemi bulunmadığını, davacının dava dilekçesindeki tüm iddialarının salt kendi soyut beyan ve iddialarına dayanmakta olduğunu, huzurdaki davanın reddedilmesi gerektiğini, basit yargılamaya tabi olan huzurdaki davada davacının ilave delil ve beyan sunmasına kesinlikle muvaffakatlerinin olmadığını, öncelikle davanın usulden reddini, eksik yatırılan harcın tamamlattırılmasını ve sonra da davanın esastan reddini talep etmiştir.
Davalı … A.Ş. ( Eski ünvanı: …A.Ş.) vekili 06/10/2021 UYAP tarihli dilekçesi ile Müvekkil Şirket’in unvanının ….Ticaret A.Ş. iken 28.09.2021 tarihli Genel Kurul’da alınan karar uyarınca …A.Ş. olarak değiştirildiğini, Söz konusu kararın 01.10.2021 tarihinde … Ticaret Müdürlüğünce tescil edilerek Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi’nin 01.10.2021 tarihli ve 10421 sayılı gazetesinde ilan olunduğunu, 30.06.2021 tarihli Genel Kurul’da alınan karar uyarınca Müvekkil Şirket’in adresi “…” adresine taşındığını, söz konusu kararın … Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından 30.06.2021 tarihinde tescil edildiğini ve Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nin 02.07.2021 tarihli ve 10362 sayılı gazetesinde usulüne uygun olarak yayımlandığını, yukarıda açıklanan nedenlerle; Müvekkil Şirket’in unvanı …A.Ş. ve adresi “…” olduğundan, UYAP kaydı da dahil olmak üzere dosya kapsamındaki kayıtların değiştirilmesini talep ettiğini beyan etmiştir.
Davacı vekili 15/10/2021 UYAP tarihli dilekçe ile; davalı … şirketlerinin müvekkili şirkete ödeme yaptığını, bu nedenle davadan tüm davalılar yönünden feragat ettiklerini beyan etmiştir.
Davalı … A.Ş. vekili 18/10/2021 UYAP tarihli dilekçe ile; davacının feragatini kabul ettiklerini, davacı taraftan, herhangi bir yargılama gideri ve vekalet ücreti talepleri olmadığını tarafların talepleri doğrultusunda davanın reddine karar verilerek işlem yapılmasını talep ettiğini beyan etmiştir.
Davalılar … A.Ş. Ve… A.Ş. vekili 27/10/2021 UYAP tarihli dilekçe ile; davacının dava dilekçesindeki maddi ve manevi tazminat talebinde bulunması ve taraflarına sulh olmadan feragat edilmesinden dolayı mahkemenin gerekçeli kararını hazırlarken kanunun gerektiği gibi taraflarına iki ayrı vekalet ücretine hükmedilmesini talep ettiğini beyan etmiştir.
Davacı vekilinin vekaletnamesinde davadan feragat yetkisinin bulunduğu, davalılar vekillerinin vekaletnamesinde davadan feragatı kabul yetkilerinin bulunduğu anlaşılmıştır.
GEREKÇE;
Taraflar arasındaki ihtilaf; Davacı ile … arasında sözleşmenin fesh olup olmadığı, fesh olmuş ise bunun haklı olup olmadığı, davalılar arasında rekabeti bozucu bir anlaşmanın yapılıp yapılmadığı, davacı tarafın sözleşmenin sona erdirilmesinden dolayı zarara uğrayıp uğramadığı, uğramış ise miktarı, bu kalemlerin maddi manevi tazminat kalemlerinin ne olacağı, davalılardan hangisinin bu zarardan dolayı sorumlu olacağı hususlarındadır.
Tüm dosya kapsamından; davacı vekilinin 15.10.2021 tarihli dilekçesi ile sulh olunduğu, protokol gereği tüm davalılar yönünden davadan feragat etmiş olunduğunun bildirildiği, bu ibarenin davadan feragat olarak değerlendirildiği, davacılar vekilinin vekaletnamesinde feragat yetkisinin bulunduğu, davalılar … A.Ş. Ve … A.Ş. vekili 27/10/2021 UYAP tarihli dilekçesi ile davacının dava dilekçesindeki maddi ve manevi tazminat talebinde bulunması ve taraflarına sulh olmadan feragat edilmesinden dolayı mahkemenin gerekçeli kararını hazırlarken kanunun gerektiği gibi taraflarına iki ayrı vekalet ücretine hükmedilmesini talep ettiği, davalı …A.Ş. vekili 18/10/2021 UYAP tarihli dilekçe ile; davacının feragatini kabul ettiklerini, davacı taraftan, herhangi bir yargılama gideri ve vekalet ücreti talepleri olmadığını tarafların talepleri doğrultusunda davanın reddine karar verilmesini talep ettiği anlaşıldığından, HMK 307 vd maddelerine istinaden davacının davasının feragat nedeniyle reddine dair karar verilmiş aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Açıklanan gerekçeye göre;
1-)Davalı … A.Ş. ‘nin (eski unvanı), Yeni ünvanının … A.Ş. olarak düzeltilmesine,
2-)Davanın davasının FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE,
3-)Davalı … A.Ş. Yönünden vekalet ücretine hükmedilmemesine,
4-)Davalı … A.Ş. ve … A.Ş. Yönünden yargılama giderinin davacı şirket üzerinde bırakılmasına,
5-)Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hükmolunan kısım üzerinden hesaplanan 59,30-TL nispi karar harcından peşin yatırılan 341,55-TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 282,25-TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacı yana iadesine,
6-)Maddi tazminat yönünden; Davalı … A.Ş. ve … A.Ş. Yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile bu davalılara verilmesine,
7-)Manevi tazminat yönünden; Davalı … A.Ş. ve … A.Ş. Yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile bu davalılara verilmesine,
8-)Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına ve vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
9-)6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13,14. Maddeleri ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26.maddesi gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin tarafların anlaşmalarına binaen 1/2 oranında 660,00-TL ‘sinin davacıdan, 660,00-TL’sinin Davalı … A.Ş. ( Eski ünvanı: … A.Ş.)’den alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
10-)Taraflarca yatırılan kullanılmayan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatıran tarafa iadesine,
Taraf vekillerinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 haftalık kesin süre içerisinde İstanbul Bölge Adliyesi Mahkemesi ( İstinaf Mahkemesi ) nezdinde İstinaf Yolu açık olmak üzere dosya üzerinden karar verildi. 10/11/2021

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır