Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/271 E. 2019/764 K. 16.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/271 Esas
KARAR NO : 2019/764 Karar

DAVA : Sigorta (Hayat Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 13/05/2019
KARAR TARİHİ : 16/09/2019

Mahkememizde görülmekte olan Sigorta (Hayat Sigortası Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin murisinin … Bankası, … Şubesi’nden 20.000,00-Türk Lirası tutarında ihtiyaç kredisi kullandığını, krediyi sigortalatmak isteyen müvekkili murisinin 03/03/2017 tarihinde, …’den … poliçe numaralı sigortayı temin ettiğini, poliçeyi düzenleyen davalı şirketin müvekkilinin murisinin herhangi bir dahili olmadan düzenlediğini, müvekkilinin murisinin ise sadece Online İmza’ya onayı olup olmadığı konusunda aradığını, dava dilekçesine ekli hayat sigortası formunda da görüleceği üzere poliçede herhangi bir ıslak imza ya da el yazısının olmadığını, müvekkilinin murisi işbu kısmı el yazısı ile doldurmuş olsa dahi bu durumun davalı sigorta şirketinin tazminat yükümlülüğünü bertaraf etmeyeceğini, müvekkilinin murisinin yanıltıcı herhangi bir beyanda bulunmadığını, müvekkilinin murisinin vefat tazminatı talebini içeren talep dilekçesinin davalı sigorta şirketinin 21/02/2019 tarihli cevabı ile reddedildiğini, müvekkilinin murisinin beyan yükümlülüğünü ihlal ettiği gerekçesiyle işbu sigortadan kaynaklı herhangi bir ödeme yapılmayacağının beyan edildiğini, bu nedenlerle; müvekkilinin murisinin 03/03/2017 tarihinde yaptırmış olduğu sigorta gereğince, bakiye kredi borcu olan 9.545,24 Türk Lirası’nın, 09/11/2018 tarihinde vefat eden …’ın yaptırmış olduğu sigortada tanımlı vefat tazminatından karşılanması ve geri kalan tazminat bedeli olan 4.923,78 Türk Lirası’nın, murisin kanuni mirasçısı, müvekkili …’a ödenmesine karar verilerek, tüm yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalılara yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın görevsiz mahkemede açılmış olduğundan davanın görevsizlik nedeniyle usulden reddine ve davanın görevli Tüketici Mahkemesi’ne gönderilmesini, … Bankası A.Ş.’nin dain- i mürtehin sıfatıyla öncelikli olarak hak ve alacak sahibi olduğunu, dava açma hakkının da dain – i mürtehin sıfatıyla … Bankası A.Ş’ne ait olacağını, sigorta sözleşmesi ile teminat altına alınan riskin gerçekleşmesi halinde sigortanın bağlı bulunduğu kredi borcu kalmışsa öncelikli olarak dain – i mürtehin alacağının kapatılacak olduğu, sigorta teminat bedelinden artakalan bir meblağ söz konusu olursa ancak kanuni varislere intikal edeceğini bundan dolayı husumet itirazlarının olduğunu, esasa ilişkin olarak da sigortalıya meme kanseri tanısının sigorta sözleşmesinin akdedilmesinden sonra konulduğunu, davacının talebinin teminat dışı kaldığını, zira sigortalının TTK 1435. Madde hükmüne göre sözleşmenin yapılmaması ya da daha ağır şartlarla yapılmasını gerektiren hususları bildirme yükümlülüğüne aykırı davrandığını, beyan yükümlülüğünün ihlali halinde TTK m 1439 ile getirilen yaptırımın söz konusu olacağını, sigorta şirketinin ödeme yükümlülüğünün ortadan kalkacağını, davalı şirket tarafından bilgilendirme yükümlülüğünün mevzuata uygun olarak yerine getirildiğini, davanın öncelikle usulden reddini, görevli Tüketici Mahkemesine gönderilmesini ve sonra da esastan reddini yargılama gideri ile vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar vermesini talep etmiştir.
GEREKÇE :
HMK’nun 115/1.maddesi uyarınca dava şartlarının bulunup bulunmadığı davanın her aşamasında resen araştırılır. HMK’nun 114/1-c maddesi uyarınca mahkemenin görevli olması dava şartı olarak düzenlenmiştir.
6102 Sayılı TTK’nun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın TTK veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin bakacağı yönünde düzenleme bulunması gerekir.
Bunun yanında 28.11.2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan ve 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un (TKHK) 2. maddesinde kanunun kapsamı “bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde belirtilmiştir. Kanun’un “tanımlar” başlıklı 3. maddesinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder” biçiminde tanımlanmıştır.
Somut olayda davacı, davalı tarafından kredili hayat sigortası ile sigortalandığını, sigortalının vefatı halinde murislerinin sigortadan alacakları için iş bu davayı açmış olduğu, ancak davacının davalı karşısında tüketici sıfatına sahip olduğu, bir tarafın tüketici sıfatını haiz olduğu davayı çözmekle görevli Mahkemelerin Tüketici Mahkemeleri olduğu kanaatine varılarak aşağıdaki gibi hüküm kurulmak gerekmiştir.
HÜKÜM :
1-Dava dilekçesinin HMK 114/1-c , 115/2 mad uyarınca görev yönünden usulden reddine ve mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Karar kesinleştiğinde ve HMK 20 md uyarınca 2 haftalık süre içinde talep halinde dosyanın görevli İstanbul Nöbetçi Tüketici Mahkemesine gönderilmesine,
3-Harç, vekalet ücreti, yargılama giderleri konusunda görevli mahkemece karar verilmesine,
Dair verilen karar davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliyesi ( İstinaf Mahkemesi ) nezdinde İSTİNAF YOLU açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usülen anlatıldı.16/09/2019

Katip
(e-imza)

Hakim …
(e-imza)