Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/217 E. 2022/645 K. 19.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/217 Esas
KARAR NO : 2022/645

DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Tazminat)
DAVA TARİHİ : 30/11/2016
KARAR TARİHİ : 19/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin murisi …’nın 30/07/2016 tarihinde vefat ettiğini ve mirasçılarının müvekkili ile …, … olduğunu, murisin ölüm tarihinden 2 gün sonra murise ait olan …bank … Şubesindeki vadeli hesabından 150.000,00 TL’nin vadesiz hesabına hesap hareketi olduğunu ve 150.248,49 TL’nin muhtelif günlerde …’nın hesabına aktarıldığını, bu işlemleri kimin yaptığının bilinmediğini, bu işlem sonucu murisin hesabındaki para üzerinde mirasçı sıfatıyla hak sahipliği bulunan müvekkilini zarara uğrattığını, müvekkilinin murisinin bu para transferi işlemini gerçekleştiremeyeceği için bu işlemin usulsüz olarak banka tarafından yapıldığını ve davalı bankanın bu işlemden dolayı sorumluluğunun bulunduğunu, bu nedenlerle; fazlaya ilişkin talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydı ile davanın kabulü ile 56.250,00 TL’nin bankaların vadeli mevduat hesaplarına uyguladığı en yüksek faiz oranıyla hesaplanacak faiz ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline verilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davanın mirasçılar … ile …’ya da ihbar edilmesi gerektiğini, dava konusu işlemin murisin kızı tarafından gerçekleştirildiğini ve babasının vefatından bankaya bilgi vermediğini, muris tarafından kızı …’ın bankadaki tüm işlemleri yapmada temsilci kılındığını, davanın müvekkiline yönlendirilmesinin haksız olduğunu, davacı tarafından iddia edilen zararın diğer mirasçılarca ortaya çıkarıldığını, bu işlemlerin yapıldığı esnada güvenlik şifrelerinin tamamının … adına kayıtlı telefon numarasına gönderildiğini, bu işlemlerin internet bankacılığı ile yapıldığını ve murisin vefatının müvekkili bankaya bildirilmesinden çok önce yapıldığını, müvekkili bankaya 27/10/2016 tarihinde mirasçılık belgesinin ibraz edildiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte müvekkili bankanın sorumluluğu olsa dahi davacının iddiasının haksız fiilden kaynaklanması sebebi ile yasal faiz talep edilebileceğini, bu nedenlerle; davanın … ile …’ya ihbarını, davanın reddine karar verilerek yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Müdahiller vekilinin müdahale dilekçesinde özetle; müvekkillerinin miras bırakanı …’nın uzun süredir görmüş olduğu ağır kanser tedavisinin sonucunda son dönemini yoğun bakımda geçirdiği Beylikdüzü Medicana Hastanesinde 30.07.2016 tarihinde vefat ettiği, bu süreçte müvekkillerinin …’ nın tedavi ve bakımı yürütmesinde yardımcı ve destek olduğu, her türlü giderlerini de karşıladığı, murisin vefatından sonra babasının bakım ve tedavisi ile hiçbir şekilde ilgilenmeyen davacı tarafından özellikle annesi müvekkili …’ ya yönelik olarak çeşitli suçlamalarda bulunması ve banka hesaplarındaki bakiyenin biran önce ödenmesi konusunda isteklerin gelmesi üzerine müvekkili tarafından … 14. Noterliğinden … tarih ve bu kez … 14. Noterliğinden …tarih, … yevmiye nolu ihtarname gönderildiği, ihtarnamede davacının dava konusu yaptığı 150.248,49 TL’ lik işlemde belirtilmek suretiyle davacıya bilgi verildiği, davacının bu bildiriminden sonra davacının itiraz etmediği, dolayısıyla dava konusu edilen 150.248,49 TL’ nin davacı ve banka arasındaki bir hukuki uyuşmazlığın konusu olmadığı, olsa olsa mirasçılar arasındaki uyuşmazlığın konusu olduğu, davacının bu işlemlerden haberi yokmuş gibi bankaya dava açması, müvekkillerini kötü niyetle suçlamasının apaçık kötü niyetli davranış olduğu, bu nedenle davaya Feri Müdahil olarak … A.Ş. yanında katılmalarına, davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yüklenilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Bilirkişi raporu ile bilirkişi ek raporları, …bank yazı cevabı, 30.07.2016 tarihli ölüm belgesi fotokopisi, murise ait mirasçılık belgesi sureti, murise ait hesap özeti ekstreleri dosya arasında delil olarak mevcuttur.
Bankacı bilirkişi tarafından hazırlanan 17/01/2018 tarihli raporda; Fer’i müdahil olarak katılan … ve …’ın dava konusu — muris … hesabından vefat tarihinden sonra gerçekleştirdikleri (115.000,00 *19.748,494500-) 135.248,49 TL.sı tutarın terekeye iadesi gerektiği, davalı bankaca, murisin vadeli hesabından toplamda 150.000,00TL’lık işlemle ilgili olarak murisin vefat etmiş olması nedeniyle ilgili bir yetki belgesi ibraz edilemeyeceği, dolayısıyla davalı bankanın bu konuda kusurlu ve sorumlu olduğu, davacı yan, 56.250,00 TLinin bankaların vadeli mevduat hesaplarına uyguladığı en yüksek faiz oranıyla hesaplanacak faizi talep etmiş ise de, huzurdaki dava bir alacak davası olmayıp tazminat davası olmakla, ancak avans faizi istenebileceği, yönünde rapor hazırlanmıştır.
Bankacı bilirkişinin dosyaya sunduğu bilirkişi raporu ile; feri müdahil olarak katılan … ve …’ nın dava konusu muris … hesabından vefat tarihinden sonra gerçekleştirilen 150.248,49 TL tutarın terekeye iadesi gerektiği, davalı banka tarafından murisin vadeli hesabındaki 150.000,00 TL’ nin yine murisin vadesiz hesabına yapılan aktarma işlemi ile ilgili internet bankacılığı belgesi sunulması halinde davalı bankaya atfedilecek bir kusurun bulunmadığı, diğer yandan davalı bankaca murisin vadeli hesabından toplamda 150.000,00 TL’ lik işlemle ilgili olarak murisin vefat etmiş olması nedeniyle ilgili bir yetki belgesi ibraz edilemeyeceği, dolayısıyla davalı bankanın bu konuda kusurlu ve sorumlu olabileceği, davacı yanın 56.250,00 TL’ nin bankaların vadeli mevduat hesaplarına uyguladığı en yüksek faiz oranıyla hesaplanacak faizi talep etmiş ise de, huzurdaki davanın bir alacak davası olmayıp tazminat davası olduğu, ancak avans faizinin istenebileceği sonucuna varıldığı görülmüştür.
Akademisyen bilirkişinin dosyaya sunduğu bilirkişi raporu ile; bankaların TTK anlamında tacir sıfatına haiz olduğu, bankanın yasal otoritelerden alınan izinle kurulabildiğinden ve denetime tabi olduğundan bankaların tacir sıfatına haiz olduğu, basiretli tacir ölçüsünde özen göstermelerinin yeterli olmadığı, banka havalelerini, havale gönderen ile bankası arasında ve havale alıcısı ile bankası arasında vekalet sözleşmesi niteliğinde bir ciro sözleşmesi kurulduğu ve bankanın bu ciro sözleşmesi kapsamında sorumluluk üstlendiği, Yargıtay’ ın bankaların objektif özen borcunun gereği olarak hafif kusurlarından da sorumlu olduğunu belirttiği, yine internet bankacılığında bankaların özen yükümüne aykırı davrandığından bahisle sorumlu olduğunun belirtildiği, davacının hesabından bilgisi ve rızası dışında çekilen paranın ödenmesinden bankanın sorumlu tutulması gerektiği, somut olayda internet şifresinin hesap sahibinin rızası olmadan ele geçirilmesi ve müterafik kusur gibi bir konu internet bankacılığını kullanan müteveffanın banka tarafından da tanınan kızı olduğu için söz konusu edilemeyeceği, vefattan sonra hesaptan çektiği paranın tamamının terekeye dönmesi gerektiği, …’ nın ve …’ ın dava konusu muris … hesabından vefat tarihinden sonra gerçekleştirdikleri 150.248,49 TL tutarın tereke iadesi gerektiği, bankanın kusurlu ve sorumlu olduğu, tüm bu değerlendirmeler sonucunda vefattan sonra hesaptan çektiği paranın tamamının terekeye dönmesi gerektiği, üçüncü kişi konumuna geçen müteveffanın kızının uyguladığı yöntemle, müteveffa mevduat sahibinin hesabından annesinin hesabına havale yapması ve müdahalede bulunması neticesinde ortaya çıkan zarardan bankanın sorumluluğunun değerlendirilmesinin gerektiği, bu tür durumlarda mevduat konusu paranın mülkiyeti bankada bulunduğundan yolsuzluk hem bankaya hem de paranın yer değiştirdiğinden haberi olmayan davacı diğer mirasçıya karşı işlenmiş olacağı sonucuna varıldığı görülmüştür.
Akademisyen bilirkişinin dosyaya sunduğu bilirkişi ek raporu ile; kök raporda da belirtildiği üzere vefattan sonra hesaptan çektiği paranın tamamının terekeye dönmesi gerektiği, üçüncü kişi konumuna geçen müteveffanın kızının uyguladığı yöntemle, müteveffa mevduat sahibinin hesabından annesinin hesabına havale yapması ve müdahalede bulunması neticesinde ortaya çıkan zarardan bankanın sorumluluğunun değerlendirilmesinin gerektiği, bu tür durumlarda mevduat konusu paranın mülkiyeti bankada bulunduğundan yolsuzluk hem bankaya hem de paranın yer değiştirdiğinden haberi olmayan davacı diğer mirasçıya karşı işlenmiş olacağı sonucuna varıldığı görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, davacının murisine ait hesaptan feri müdahil murislerce yasaya aykırı işlemleri ve davalı bankanın ihmali nedeniyle çıkan paranın tahsili amacıyla açılmıştır.
Davacı yan muris …’nın 30/07/2016 tarihinde vefat ettiği, geriye davacı ile feri müdahiller … ve … kaldığını, murisin ölümünden 2 gün sonra murise ait …bank … Şubesindeki vadeli hesabından 150.000,00 TL’nin vadesiz hesabına hesap hareketi olduğunu ve 150.248,49 TL’nin muhtelif günlerde …’nın hesabına aktarıldığını, murisin ölümünden sonra yapılan işlemden dolayı sorumluluğunun bulunduğunu, bu nedenle 56.250,00 TL’nin davalı bankadan tahsili amacıyla davayı açtıkları anlaşılmaktadır.
Davalı yanca, dava konusu işlemin murisin kızı tarafından gerçekleştirildiğini ve babasının vefatından bankaya bilgi vermediğini, muris tarafından kızı …’ın bankadaki tüm işlemleri yapmada temsilci kılındığını, yapılan işlemden ötürü davalı bankanın kusurunun olmadığı, yönünde savunma yapıldığı anlaşılmaktadır.
Davalı bankanın talebi üzeri dava, dava dışı mirasçılara ihbar edilmiş, ihbar olunanlar tarafından, murisin hesabından çekilen bir kısım paranın yine murisin tedavi ve bakımı için harcandığı, davacının talebi üzerine dava konusu edilen paranın kendi aralarında miras payı oranında paylaşıldığı, iddia edilmiştir.
Uyuşmazlık kapsamında, murisin hesapları üzerinde birden fazla bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişi raporlarından banka kayıtlarından, murisin vadeli mevduat hesap ektresinde ölümünden 2 gün sonra banka şubesinden 01/08/2016 tarihinde ihbar olunan …’ın talebi ile 150.000,00 TL’nin murisin vadesiz hesabına havale yapıldığı, aynı tarihte vadesiz hesaba gelen gelen 150.000,00 TL ihbar olunanlardan …’nın aşağıda sunulan … nolu hesabına 4 kalemde (15.000.00+115.000.00+19.748.49+500.00=) 150.248.49 TL olarak internet bankacılığı yoluyla havale edildiği, açıkça tespit edilmekle bu hususta da ihtilaf bulunmamaktadır.
09/06/2021 tarihli bilirkişi raporunda, ilgili işlemler bakımından davalı bankanın kusuru olmadığı ifade edilmiş ise de, üst paragrafta da açıkça ifade edildiği üzere, biran için davalı bankanın ilk işlem tarihi olan 01/08/2016 tarihi itibariyle murisin ölümünden haberdar olmadığı kabul edilse bile, murisin ölümünden sonra, murise ait hesaptan muris olmaksızın ve murise ait talimat ya da bu yönde temsil yetkisini gösterir belge olmaksızın banka şubesinden yapıldığı anlaşılmakla, banka personeli tarafından yapılan işlemden dolayı kusurlu ve sorumlu olduğu açıktır. Bu nedenle ilgili bilirkişi raporu Mahkememizce kabul edilmemiştir.
Bu kapsamda Mahkememizce, bankanın kusur ve murisin hesabından çıkan paranın mirasçılar tarafından paylaşılıp paylaşılmadığı hususunda yeniden rapor alınmasına karar verilmiş. Bu kapsamda hazırlana 17/01/2018 tarihli rapor, 20/03/2022 tarihli kök ve 26/08/2022 tarihli ek raporda; bankanın yasal otoritelerden alınan izinle kurulabildiğinden ve denetime tabi olduğu, banka havalelerini, havale gönderen ile bankası arasında ve havale alıcısı ile bankası arasında vekalet sözleşmesi niteliğinde bir ciro sözleşmesi kurulduğu ve bankanın bu ciro sözleşmesi kapsamında sorumluluk üstlendiği, Yargıtay’ ın bankaların objektif özen borcunun gereği olarak hafif kusurlarından da sorumlu olduğunu belirttiği, internet bankacılığını kullanan müteveffanın banka tarafından da tanınan kızı olduğu için söz konusu edilemeyeceği, vefattan sonra hesaptan çektiği paranın tamamının terekeye dönmesi gerektiği, …’nın ve …’ın dava konusu muris … hesabından vefat tarihinden sonra gerçekleştirdikleri 150.248,49 TL tutarın tereke iadesi gerektiği, bankanın kusurlu ve sorumlu olduğu, açıkça ortaya konulmuştur.
Yargıtay yerleşik içtihatlarında da belirtildiği üzere; “Bir güven kurumu olan davalı bankanın sorumluluğu, kusursuz ve yasadan doğan bir sorumluluk olup davalı bankanın bütün iş ve işlemlerindeki objektif, denetim gözetim ve özen yükümlülüğü nedeniyle hafif kusurlarından dahi sorumlu olduğu, bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmek zorunda bulunduğundan, dava konusu olayda davalı banka bu özen yükümlülüğünü getirmemesi nedeniyle davacının doğan tüm zararından sorumludur.” Nitekim gerek davalı banka tarafından gerekse de ihbar olunanlar tarafından işlemin ihbar olunan mirasçılar tarafından yapıldığı inkar edilmemektedir. Her ne kadar ihbar olunan murisin hesabından çekilen paranın hesaba iade edildiği ve davacı ile paylaşıldığı iddia edilmiş ise de, murisin hesabından çekilen para, banka hareketlerinden anlaşılacağı üzere murisin hesabına iade edilmemiş, mirasçılar tarafından paylaşılan para ise murisin hesabında kalan bakiye olduğu anlaşılmakla, bu hususta iddia ve savunmalara itibar edilmemiş ve davanın kabulü gerekmiştir.
HÜKÜM; Açıklanan yasal gerektici nedenlere göre;
1-Davanın KABULÜNE,
56.250,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı bankadan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gereken 3.842,44 TL nispi karar harcından peşin yatırılan toplam 960,61 TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 2.881,83‬ TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-Davacı vekili lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hükmolunan kısım üzerinden hesaplanan 9.200,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan toplam 2.921,11‬ TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan 1.250,00 TL yargılama giderinin davalının üzerinde bırakılmasına,
6-Feri Müdahiller tarafından yapılan 50,00 TL yargılama giderinin feri müdahillerin üzerinde bırakılmasına,
7-Taraflarca yatırılan, kullanılmayan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin, davalı vekilinin ve feri müdahil vekilinin yüzüne karşı verilen karara karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde mahkememize veya başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.19/10/2022

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır

Peşin Harç : 960,61 TL
Başvuru Harcı : 29,20 TL
Vekalet Harcı : 4,30 TL
Bilirkişi Ücreti: 1.500,00 TL
Posta Giderleri: 427,00 TL
Toplam : 2.921,11 TL