Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/18 E. 2019/372 K. 15.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/18 ESAS
KARAR NO : 2019/372 KARAR

DAVA : İTİRAZIN İPTALİ (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/01/2019
KARAR TARİHİ : 15/04/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirketin uzun yıllar tavuk yetiştiriciliği yapan ve sektörde güvenilir olarak bilinen bir firma olduğunu, müvekkili şirket ile borçlu … Tic. Ltd. Şti.’nin faaliyet konularının aynı olduğu borçlu şirketin, müvekkili şirkete 136.811,21-TL borçlu olduğunu, borçlunun borcunu ödememesi üzerine … 14. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, borcun varlığının müvekkili şirketin 01/01/2015-31/12/2015 dönemini kapsayan muavin defterleri incelendiğinde bir kısımın … Bankası A.Ş. Hesabından, bir kısmın da … Bankası A.Ş. Hesabından yapıldığının açıkça görüleceğini, borçlunun itirazının haksız ve kötü niyetli olduğunu, bu nedenle fazlaya ilişkin talep ve her türlü dava hakları saklı kalmak kaydıyla haklı davalarının kabulü ile borçlunun borca, faize ve icra takibine yaptığı haksız itirazın iptaline, … 14. İcra Dairesi … E. Sayılı dosyası üzerinden devamına, borçlunun takip konusu borcu işlemiş ticari faiziyle ödemeye ve takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; Öncelikle takibin yetkisiz icra dairesinde başlatıldığını, yetkisiz icra takibine itirazlarını tekrarladıklarını, müvekkili şirketin takip alacaklısı şirkete borcunun bulunmadığını, icra takibinin hukuka aykırı ve kötü niyetli olduğunu, müvekkili şirket ortağı …’nun hali hazırda iki çocuk sahibi olan %60 özürlü bir insan olduğunu, davacı şirketin ortağı olduğunu, diğer ortak … ve eşi …’nun da hiç bir birikimi olmadığını, müvekkili …’nun işlerin devamı için 05.11.2014 tarihinde kendi teminatları ile … Bankası A.Ş. … şubesinden 260.500,00-TL kredi alarak tavuk çiftliğinin inşaat yapım işlerinde kullandığını, … Bankası A.Ş. … şubesinden 260.500,00-TL kredi kullanımına ilişkin evrakların ve hesap hareketlerinin celp edildiğinde bu durumun ortaya çıkacağını, davacı şirketi 06.11.2013 tarihinde sermaye artışına gidildiğini, sermaye artışından kaynaklanan …’nun yatırması gereken 27.250,00-TL hisse bedeli yine müvekkili …’nun kendi şahsi hesabı olan … Bankası A.Ş. … şubesi hesabından ödendiğini, ayrıca 30.12.2017 tarihinde … GNEL MÜDÜRLÜĞÜ’NÜN kaynak sağlandığı Tarım ve Kırsal Kalkınma Destekleme Kurumu’ndan 760.760,00-TL hibe alındığını, alınan bu hibe … Tic. Ltd. Şti.’nin … Bankası A.Ş. … şubesi nezdinde ki hesabına aktarıldığını, bu hibe ile ilgili yasal prosedürün halen devam ettiğini, müvekkili …’nun ortağı ve kurucusu olduğu … Şti. Adına bir de alacaklı olduğundan bahisle müvekkili …’nun ortağı olduğu …Tic. Ltd. Şti. Aleyhine takip yapabilmekte olduğunu, müvekkiline kar payı ödemeleri gerektiği yerde müvekkilinden alacaklı olduklarını iddia ettiklerini, bu iddiaların gerçek olmadığını, Dava konusu alacağın varlığınının kabul alamına gelmemekle birlikte TBK M. 117 uyarınca “Muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtiyarıyla temerrüde düşer” şeklinde düzenleme ihtiva etmediğini, alacaklı olduğunu, iddia eden davacı tarafın takip konusu alacaklı olduğunu iddia ettiği asıl alacak miktarına temerrüt faizi işletmiş olduğunu, iddia edilen müvekkili şirkete usulüne uygun olarak temerrüde düşürülmediğini dolayısıyla temerrüt faizi de istenilmesinin mümkün olamayacağını, ileri sürerek yetki yönünden davanın reddine, davacı tarafından açılmış bulunan haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE;
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde;
01.01.2019 tarihinde yürürlüğe giren ve 03/01/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5 inci maddesinden sonra gelmek üzere eklenen maddeye göre :
MADDE 5/A- (1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasına eklenen cümle ile
“Dava şartı olarak arabuluculuk
MADDE 18/A- (1) İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.
(2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.
Dava dilekçesinin incelenmesi neticesinde; davanın 7155 sayılı Kanunun 26. Maddesinde belirtilen yürürlük tarihi olan 01.01.2019 tarihinden sonra açıldığı, davanın itirazın iptali davası olduğundan zorunlu arabuluculuk durumunun söz konusu olduğu ve davacının arabuluculuğa başvurmadan doğrudan dava açtığı anlaşılmakla 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun m.l8/A-f.2 hükmü gereğince davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Açıklanan yasal gerektirici nedenlere göre;
Davanın; 6325 Sayılı Kanunun 18/A-2 maddesindeki “Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” düzenlemesi nedeni ile dava şartı yokluğu sebebi ile REDDİNE,
Davacı tarafça yatırılan 2.211,87-TL Peşin Harçtan alınması gereken 44,40-TL Karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 2.167,47-TL harcın talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Yapılan yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
Davacı tarafından yatırılan gider avansının karar kesinleştiğinde bakiye kalan kısımlarının davacıya iadesine,
6100 Sayılı HMK.’ nın 345./1Maddesi uyarınca ilgililere kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize vereceği bir dilekçe ile İSTİNAF YOLU açık olmak üzere tarafların yokluğunda tensiben verilen karar alenen okunup usulen tefhim kılındı. 15/04/2019

Katip …
(e-imza)

Hakim …
(e-imza)