Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/157 E. 2022/12 K. 17.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/157 Esas
KARAR NO : 2022/12 Karar

DAVA : Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/03/2019
KARAR TARİHİ : 17/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin mülkiyetinde yer alan … adresinde bulunan 3 adet daireyi davalı sigorta şirketinin acentesi olan …Ltd.Şti ile düzenlemiş olduğu … Poliçeleriyle sigortalatıldığını,
-… adresindeki dairenin … poliçe numaralı 30.05.2017 başlama – 30.05.2018 bitiş tarihli poliçeyle,
-… adresindeki dairenin … poliçe numaralı 30.05.2017 başlama – 30.05.2018 bitiş tarihli poliçeyle,
-… adresindeki dairenin … poliçe numaralı 30.05.2017 başlama – 30.05.2018 bitiş tarihli poliçeyle, davalı sigorta şirketine sigortalatıldığını,
Davalı ile imzalanan işbu sigorta poliçelerinin Yangın Sigortası Genel Şartları’na tabi olduğunu, işbu sigorta poliçelerinin her birinin ek teminatlar bölümünde sel, su baskını ve yer kayması sonucu sigortalanan her bir dairede meydana gelecek zararların teminat altına alınmış olduğunu, teminat altına alınan ek teminatların sigorta bedelinin her bir daire için 330.000,00-TL, 3 daire için toplam 990.000,00-TL olarak belirlendiğini, Sigorta Poliçelerinin sigorta konu – bina başlıklı bölümünde bina tanımının içinde nelerin yer aldığının belirlendiği, belirtilen bu tanımdan da anlaşılacağı üzere konutlarda yer kayması sonucu meydana gelen tüm zararların iş bu poliçelerden dolayı davalı sigorta şirketi tarafından teminat altına alındığını, müvekkilinin maliki olduğu taşınmazların bulunduğu bölgede 27.09.2017 – 03.10.2017 tarihleri arasında yoğun yağmur yağışından dolayı bir yer kayması meydana geldiğini, yaşanan yoğun yağış ve yer kayması olayının akabinde … Valiliği İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü tarafından müvekkilinin taşınmazlarının bulunduğu bölgede bir arazi araştırması yaptırıldığını, başlatılan bu arazi çalışmaları sonucunda tanzim edilen 25.12.2017 tarihli Jeolojik Etüt Raporu’nun Afet Durumu başlıklı bölümünde “… Bu nedenle söz konusu konutlarda ikamet edilmesi can ve mal güvenliği açısından sakıncalı olup acilen boşaltılmaları ve Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı’nın … tarih ve … sayılı Bölgesel Afet Etkililik Olur’u kapsamında nakledilmeleri uygun görülmüştür. Ayrıca inceleme bölgesinde meydana gelen heyelanın etki alanına göre belirlenen ve ekli halihazır harita üzerinde gösterilmiş alan için 7269 sayılı Kanunun 2. Maddesi uyarınca afete maruz saha kararı alınması gerekmektedir.” şeklinde bir sonucu varıldığını, yapılan iyileştirme neticesinde bölgedeki afet durumunu tespit eden uzman heyeti ilgili raporun İyileştirme Durumu başlıklı kısmında “…Yapılması önerilen istinaf duvarlarının maliyeti, konutların nakledilmesi durumunda oluşacak maliyet ile kıyaslandığında çok daha ekonomik olduğu, ayrıca söz konusu istinat duvarlarının büyük bölümünün aynı zamanda yol güvenliğine de katkı sağlayacağı düşünüldüğünde yaptırılmaları önem arz etmektedir…” denilerek yapılması istenen istinaf duvarlarının maliyetinin, konutların nakledilmelerinden daha az bir maliyete yol açacağının vurgulandığı, davacı müvekkilinin 3 adet daireden ibaret taşınmazı hakkında yapılan bu araştırma ve düzenlenen raporu takip ettiğini ve taşınmazları hakkında verilen nakil kararlarına itiraz ettiğini, ilgili rapor doğrultusunda müvekkilinin henüz yeni tamamlanmış olan taşınmazları hakkındaki nakil kararını kaldırmak maksadıyla raporda belirtildiği şekilde iyileştirme yapılması amacıyla bizzat davalı sigorta şirketinin eksperine danışılarak istinat duvarlarının yapımı için teknik destek almak maksadıyla mühendislik firmalarıyla iletişime geçtiğini, mühendislik firmalarıyla yapılan görüşmeler neticesinde müvekkilinin raporda belirtildiği şekilde bir iyileştirmeyi taşınmazının çevresinde davalı sigorta şirketine de bilgi vermek suretiyle gerçekleştirdiğini, müvekkili tarafından yapılan bu iyileştirme sonucunda, müvekkilinin sahibi olduğu taşınmaz hakkında verilmiş nakil kararının ortadan kaldırıldığını, müvekkilinin ilgili iyileştirme işlemlerini gerçekleştirirken davalı sigorta şirketinin karşılamaması nedeniyle tüm masrafları bizzat kendisinin karşılamak zorunda kaldığını, bu iyileştirme işlemleri neticesinde müvekkilinin hem taşınmazlarının yıkılmasını engellediğini hem de bu sayede sigorta şirketini de büyük bir ödeme yapma yükünden kurtardığını, müvekkili tarafından yapılan iyileştirme çalışmalarının taşınmazın yer kaymasından dolayı yıkılmasını ve daha büyük bir zararın doğmasını önlediğini, müvekkili tarafından bu tahliye kararının kaldırılmasına yönelik yapılan eylemlerin TTK 1448inci madde uyarınca sigorta teminatı kapsamında olduğunu, müvekkilinin sahibi olduğu taşınmaz hakkında verilmiş nakil kararının ortadan kaldırıldığını, iyileştirme işlemlerinin tamamlanmasının ardından müvekkilinin, iyileştirme masrafı olan 184.278,95 TL’lik tutarı davalı sigorta şirketinden talep ettiğini, davalı sigorta şirketine defalarca şifahi olarak başvuruda bulunan müvekkilinin bu yolla bir sonuç alamadığını, daha sonrasında başvurularını e-mail yoluyla gerçekleştirmeye başladığını, TTK’nun sigorta ettirenin borç ve yükümlülükleri kısmında yer alan zararı önleme, azaltma ve sigortacının rücu haklarını koruma yükümlülüğü başlıklı 1448inci maddesinin incelendiğinde; sigorta ettirenin rizikonun gerçekleştiği yahut gerçekleşme ihtimalinin yüksek olduğu durumlarda zararın artmasına engel olunması için önlemler alma yönünde yükümlülük yüklendiğini, 1448inci maddenin gerekçesinin incelenmesinden, sigorta ettirenin, sigortasını yaptırmış olsa bile ihmalkar davranmaması gerektiğini, rizikonun doğmaması veya doğmuşsa da zararın artmasını önleyici her türlü tedbiri alması belirtildiğini, Yangın sigortası genel şartlarında da açıkça belirtilen bu husustan dolayı sigorta şirketinin müvekkilin sigortalatmış olduğu taşınmazlarda yer kayması nedeniyle meydana gelen tüm zararlardan ve bu zararlar sonucu yapılan tüm masraflardan sorumlu olacağının izahtan vareste olduğunu, gerek kanun maddesinde, gerek kanunun gerekçesi ve gerekse de Yangın Sigortası Genel Şartları incelendiğinde sigorta ettirene zararın artmasına engel olma hususunda bir takım yükümlülüklerin yüklendiği, sigorta ettirenin yapmış olduğu giderlerin, bu giderlerin faydasız kalması halinde bile sigortacı tarafından sigorta ettirene ödenmesi gerektiğinin açıkça belirtildiği, iş bu davaya konu somut olayın incelenmesi halinde de; davacı sigorta ettirenin TTK 1448inci maddesi hükmü uyarınca; poliçeler kısmında sigortalanan taşınmazları için rizikonun gerçekleşmesinin akabinde zararın artmasını önlemek maksadıyla iyileştirme raporu çerçevesinde taşınmazlarda iyileştirmelerde bulunduğunu ve bu sayede taşınmazların yıkılması yönündeki kararın kaldırılmasını sağladığının ortada olduğunu, bu sebeple müvekkili tarafından zararın artmasını önleyici mahiyette yapılan giderlerin de teminat kapsamında olduğunu, iş bu giderlerin de davalı sigorta şirketi tarafından müvekkile ödenmesi gerekmekte olduğunu, işbu belirsiz alacak davasının kabulüyle bilirkişi incelemesi sonucu belirlenecek kısımlara ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, müvekkiline ait taşınmazlarda doğan zarar karşılığı olarak şimdilik 10.000,00 TL sigorta tazminatının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek reeskont avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yana tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; 6100 sayılı Kanun’nun 107nci maddesinin 1nci fıkrasında ifade edildiği üzere, davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkansız olduğu hallerde davacının belirsiz alacak davası açabileceğini, davanın niteliği itibarıyla belirsiz alacak davası olarak açılabilecek bir dava olmadığını, bu nedenle davanın usulden reddedilmesi gerektiğini, müvekkili Şirket nezdinde … no.lu … Konut Sigorta Poliçesi ile 30.05.2017-2018 tarihleri arasında geçerli poliçe akdedildiğini, davacının müvekkili şirkete yapmış olduğu başvuru üzerine bağımsız eksper görevlendirildiğini ve davacıya 3 adet bağımsız bölüm için toplam 36.600 TL hasar bedeli poliçe kapsamında olması hasebiyle 30.11.2017 tarihinde davacıya ödendiğini, davacı vekili tarafından henüz inşası yeni tamamlanan taşınmazlarının iyileştirilme işlemlerinin masraflarının talep edildiğini, ancak bu taleplerinin poliçe kapsamı dışında olduğunu, müvekkili şirket nezdinde akdedilen poliçede belirtilen taşınmaza teminat verildiğini, poliçe yapılırken var olmayan ve teminat içinde bulunmayan istinat duvarlarının hiç yer almadığını, ne zaman ki burada “yer kayması” başlamış ve güçlendirme için kamu otoriteleri tarafından zorunlu tutularak yeni istinat duvarları inşasına geçilmiş olduğunu, dava konusu tazminatın bununla ilgili olmadığını, davacının beyanlarında yer aldığı üzere talep ettiği 184.278,95-TL’lik tutarın poliçede olmayan istinat duvarlarına ilişkin olduğunu, yani davaya konu poliçede “halihazırdaki taşınmaza” teminat vermekte olduğunu ve bu sırada davaya konu “istinat duvarlarının” olmadığını, konut poliçesi yapılırken hiç olmayan istinat duvarlarının var olmayan bir teminattan karşılanmasının talep edildiğini, bunun kabulünün hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, TTK 1409’da ” 1) Sigortacı, sözleşmede öngörülen rizikonun gerçekleşmesinden doğan zararlardan veya bedelden sorumludur. 2) Sözleşmede öngörülen rizikolardan herhangi birinin veya bazılarının sigorta teminatı dışında kaldığını ispat yükü sigortacıya aittir.” şeklinde olduğunu, Poliçenin ayrılmaz parçası Genel Şartlarda ise; “Sigortalı binanın inşa edilmiş olduğu arsada ve civarda vuku bulan yer kayması veya toprak çökmesi sonucu sigortalı şeylerde doğrudan meydana gelecek zararlar” teminat kapsamında sayılmakta olduğunu, dolaylı zararların ise bu kapsamda sayılmadığını, İyileştirme ve Güçlendirme ile ilgili Poliçenin Yapılması Sırasında Var Olmayan istinat duvarlarının hasar tazminatı olarak değerlendirilmesinin mümkün olmadığını, davayı kabul anlamına gelmemek kaydı ile müvekkili şirketin yalnızca dava tarihinden itibaren faizden sorumlu olabileceğini ve dava konusu olaya uygulanması gereken faizin yasal faiz olduğunu, fazlaya ilişkin dava, itiraz ve beyan hakları saklı kalmak kaydıyla, davacı taleplerinin sigorta poliçesi teminatı kapsamında olmaması nedeniyle reddine, haksız ve hukuki mesnetten yoksun davacı taleplerinin reddi ile şirketie dava açılmasına sebep olmadığından, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Deliller; Faturalar, … İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü’nün Jeolojik Etüt Raporu, Hasar Dosyası, Sigorta Poliçeleri, Fotoğraflar, Maliyet Analiz Raporu, E-posta yazışmaları, Dekontlar, Banka Kayıtları, Bilirkişi İncelemesi.
… Valiliği İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü’nce düzenlenen 25.12.2017 rapor tarihli 06.03.2018 onay tarihli Jeolojik Etüt Raporunun incelenmesinden; … ili, … İlçesi, … Köyünde 27.09.2017 – 03.10.2017 tarihleri arasında yağan aşırı yağışlardan dolayı heyelan, sel ve su baskını olaylarının meydana geldiği, davaya konu …’ya ait konutun yüksek eğimli bir yamaç üzerinde bulunduğu, söz konusu yamaç üzerinde birçok noktada derinlikleri 1-5 metre arasında değişen toprak kaymalarının meydana geldiğinin gözlemlendiği, toprak kaymaları nedeniyle …’ya ait konutta yapısal bir hasar meydana gelmediğini, ancak konutun alt kısmında bulunan taş duvarın yıkıldığını, olayların konutlara yakın mesafede gelişmesinin bölgede meydana gelebilecek benzer kitle hareketlerinden çok daha yüksek derecede etkilenebileceklerinin tespit edildiği, bu nedenle söz konusu konutta ikamet edilmesinin can ve mal güvenliği açısından sakıncalı olduğu, acilen boşaltılmaları gerektiği, nakledilmesinin uygun olduğu raporlanmıştır.
Mahkememizce … Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine talimat yazılarak yerinde keşif yapılmak suretiyle İnşaat Mühendisi bir bilirkişi ve Sigorta Hukuku alanında bilirkişi tayin edilerek dava konusu taşınmazda heyelandan sonra davacı tarafından taşınmazın güçlendirilmesi için işlem gerçekleştirip gerçekleştirmediği, gerçekleştirmiş ise maliyeti, bu işlemlerin poliçe kapsamında olup olmadığı, bu işlemlerin … Valiliğince verilen yıkım kararına ne ölçüde etki ettiği, güçlendirme maliyetlerinden davalı sigorta şirketinin sorumlu olup olmadığı, sorumlu ise miktarı, bu işlemler yapılmamış olsaydı dava konusu taşınmazın akıbetinin ne olacağı, davalı sigorta şirketinin taşınmazın yıkılması halinde sorumlu olacağı poliçeden kaynaklı miktarın ne olabileceğine dair heyet raporu hazırlanmasına karar verilmiştir.
Talimat yazımız gereğince dosya … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin …Talimat sayılı dosyasına kaydedilmiş ve 26.08.2020 tarihinde Bilirkişi Heyetinin iştiraki ile mahallinde keşif icra edilmiştir. Keşif icrasına müteakip Bilirkişi Heyet Raporu aldırılmıştır. İnşaat Mühendisi Bilirkişi … ve Sigorta Hukuku Bilirkişi …’ın hazırlamış olduğu 09.09.2020 havale tarihli Bilirkişi Heyet Raporuna göre özetle;
“…davacı tarafından yapıldığı tespit edilen istinat duvarlarına ilişkin harcamaların (davacı tarafından söz konusu harcama tutarı 184.278,95 TL olarak belirtilmiş olsa da, yukarıda teknik bilirkişi tarafından yapılan tespitler çerçevesinde, söz konusu istinat duvarlarının değerinin dava tarihi itibariyle 177.721,00 TL, yapıldıkları tarih itibariyle 146.533,00 TL tutarında olduğu, kırmızı renkte gösterilen duvar bedelinin hesaplamadan çıkarılıp-çıkarılmamasının mahkemenizin takdirinde olduğu, davalı sigorta şirketinin taşınmazın yıkılması halinde sorumlu olacağı poliçeden kaynaklı miktarın 171.336,00 TL olabileceği ) ve buna ilişkin olarak yapılan işlemlerin taraflar arasında akdedilen Sigorta Poliçesi teminatları kapsamında olduğu,…” hususlarında görüş bildirilmiştir.
Bilirkişi Raporu taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
Davacı vekilince Bilirkişi Raporuna dair beyan ve itirazda bulunulmuştur.
Davalı vekilince Bilirkişi Raporuna dair beyan ve itirazda bulunulmuştur.
Mahkememizce taraf vekillerinin itirazları doğrultusunda itiraz olunan hususlarda denetime tabi olacak şekilde Ek Bilirkişi Heyeti Raporu alınmasına karar verilerek Bilirkişi Heyeti Ek Raporu aldırılmıştır. … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Talimat sayılı dosyasından İnşaat Mühendisi Bilirkişi … ve Sigorta Hukuku Bilirkişi …’ın hazırlamış olduğu 12.01.2021 havale tarihli Bilirkişi Heyeti Ek Raporuna göre özetle;
“…Davacı Vekili, 4 adet duvarın inşası esnasında 200 kamyon toprak dökülmek zorunda kaldığını iddia etmekle birlikte keşif esnasında 200 kamyon toprak miktar yaklaşık 200 kamyon x 17 m3— 3400 m3 toprak kütlesine karşılık gelmekte olup keşif esnasında böyle bir toprak kütlesi gözlemlenmemiş, ilave yük getirecek 200 kamyon toprağın zemin stabilitesine katkısı anlaşılamamıştır. Ayrıca kök raporda duvarların yapı sınıfı ve yapı sınıflarına ait birim fiyatlar ve çalışma zorluğu fiyat artışları dikkate alındığında … İlçesi piyasa şartlarında bu hesaplanan bedellerle duvarların her türlü masraf dahil yapılabileceği anlaşılmaktadır.
Davacı Vekili, sigortalanan zemin kattaki meskenin dışında, aynı binadaki normal katlardaki 2 dairenin de sigortalandığını belirterek 3 daire dikkate alınarak maliyet hesabının yapılmasını talep etmekte olup istinat duvarları inşası (… Valiliği, İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü tarafından siyah, yeşil, mavi renkteki duvarların varlığı yeterli görülmekte) işlemleri yapılmamış olsaydı dava konusu taşınmaz, 7269 Sayılı Kanunun 13. ve 14. maddelerine göre yıktırılması şeklinde akıbetinin olacağı, davacı sigortalının binanın zemin ve 2 normal katındaki meskenlerin dava tarihi itibariyle maliyet değerinin; Çevre Ve Şehircilik Bakanlığınca Yayımlanan Yapı Yaklaşık Maliyetleri Tebliğine göre yaklaşık olarak KDV dahil; 360 m2 x 980 TL/m2 x 1,185 416.304,00 TL olduğu tespit edilmiştir. Kök raporda “davacı sigortalının binanın zemin katındaki meskenin dava tarihi itibariyle maliyet değerinin; — Çevre Ve Şehircilik Bakanlığınca Yayımlanan Yapı Yaklaşık Maliyetleri T ebliğine göre yaklaşık olarak KDV dahil; 120 m2 x 1210 TL/m2 x 1,185 171.336,00 TL olduğu tespit edilmiştir.” şeklinde değerlendirmemizde binanın yapı sınıfı sehven III. Sınıf B Grubu Yapılar Sınıfındaki birim yapı değeri uygulandığı için değer yanlış hesaplanmış olup doğrusu zemin kattaki daire için: 120 m2 x 980 TL/m2 x 1,185 138.768,00 TL olacak şekilde kök raporumuzu düzeltiyoruz. Sonuç olarak dava konusu binadaki zemin kattaki dairenin dava tarihi itibariyle maliyet değeri: 138.768,00 TL, dava konusu binanın 3 kattan ibaret olacak şekilde tamamının dava tarihi itibariyle maliyet değeri: 416.304,00 TL olarak hesaplanmıştır.
Diğer taraftan, davalı … Sigorta A.Ş (Kamu sigorta şirketlerinin birleşmesi sonrasında … Sigorta ve … Sigorta ile birleşerek … Sigorta A.Ş), tarafından dava dosyası kapsamına sunulan 30.09.2020 tarihli itiraz dilekçesinde belirtilen, “..daha önce de beyan ettiğimiz üzere şirketimiz nezdinde poliçe düzenlenirken davaya konu edilen istinat duvarları bulunmamaktaydı ve poliçe taşınmazın o haline göre sigorta değeri-teminat-prim hesaplanarak düzenlenmiştir. Verilen bina teminatı kapsamına ancak ilgili poliçeye konu edilen taşınmazın poliçe düzenlenirken ki mevcut hali esas alınabilir. Sonradan eklenen unsurlar asla poliçe teminat kapsamına girmez, poliçe kapsamında değerlendirilmez. Bu sebeple davacı tarafın talep ettiği istinat duvarlarının maliyet bedelleri poliçe teminat kapsamında değildir. Burada incelenmesi gereken husus şudur; istinat duvarının gerçekten bir rzikoyu engellemek için mi yapıldığı, yoksa….ayıplı yapının zarara bilerek açık bırakıldıktan sonra ayıp’ın giderilmesi için mi yapıldığı” ile “Yangın Sigortası Genel Şartları Teminat Dışında Kalan Haller 4.4. Maddesi gereğince (Sel klozu, Yangın Sigortası Genel Şartları Hükümleri saklı kalmak kaydıyla hükmü ile) Sigortalı şeylerin kendi ayıplarından kaynakların zararlar teminat kapsamı dışındadır…” şeklindeki itirazlarıyla ilgili olarak, dava dosyası kapsamında yeniden ve ayrıntılı olarak yapılan incelemeler sonucunda kök raporda varılan görüşü değiştirecek bir kanaate ulaşılamamıştır.
Davalı Vekilinin itiraz dilekçesi ile ilgili olarak;
Dava konusu binanın alt kısmının eğimli zemin yapısına sahip olması nedeniyle bina inşasıyla birlikte binanın alt kısmına zemin stabilitesinin sağlanmasına yönelik istinat duvarlarının inşa edilmesi gerektiği düşünülmektedir.
İstinat duvarlarının hem dava tarihinde hem de yapıldığı tarihteki değerleri ayrı ayrı hesaplanmıştır,…” hususlarında görüş bildirilmiştir.
Bilirkişi Ek Raporu taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
Davalı …A.Ş vekilince Talimat Bilirkişi Heyeti Ek Raporuna karşı beyan ve itiraz dilekçesi sunulmuştur.
Davacı vekili 08/03/2021 tarihli talep arttırım dilekçesi ile: Dava dilekçesinde talep edilen alacak için ileri sürülen 10.000-TL lik taleplerini 63.348,00-TL arttırarak, toplamda 73.348,00-TL ‘nin temerrüt tarihi olan 20/08/2018 tarihinden itibaren işletilecek reeskont avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalıya tahmiline karar verilmesini beyan etmiştir.
Talep arttırım dilekçesi davalı vekiline tebliğ edilmiştir.
Bilirkişi Raporları hüküm kurmaya uygun bulunmuştur.
GEREKÇE;
Taraflar arasındaki ihtilaf; Davacı tarafın maliki olduğu dairelerde yer kaymasından dolayı meydana gelen zararın davalı sigorta şirketince ödenip ödenmemesi, zarardan sigorta şirketinin sorumlu olup olmadığı, meydana gelen zararda davacının zararının miktarının ne olduğu ve davacı talebinin zamanaşımına uğrayıp uğramadığı hususlarındadır.
Tüm dosya kapsamından; davacı vekilince, müvekkiline ait sigortalı konutun bulunduğu arazide meydana gelen toprak kaymalarından dolayı Valilikçe konutun nakli kararı alındığını, müvekkilinin nakil kararına itiraz ettiğini, arazide istinat duvarları inşa ederek nakil kararının ortadan kaldırıldığını, istinat duvarı yaparak iyileştirme masrafı olarak ödediği bedelin teminat kapsamında olduğunu, bu giderlerin sigortalı şirket tarafından müvekkiline ödenmesini talep ettiğini, davalı şirketin ise konut poliçesi kapsamında yıkılan taş duvara yönelik ödemenin yapıldığını, konut poliçesi yapılırken hiç olmayan duvarların bedelinin teminattan karşılanmasının mümkün olmadığını savunduğu, … Valiliği İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü’nce düzenlenen 06.03.2018 onay tarihli Jeolojik Etüt Raporu’nda 27.09.2017 – 03.10.2017 tarihleri arasında … İli, … İlçesi, … Köyü’nde meydana gelen aşırı yağışlardan dolayı heyelan, sel ve su baskını olaylarının meydana geldiği, aşırı yağışlardan dolayı heyelanların geliştiği, davaya konu davacı tarafın konutunda 1-5 metre arasında değişen toprak kaymalarının meydana geldiğinin gözlemlendiği, söz konusu konutta ikamet edilmesinin sakıncalı olduğu ve acilen boşaltılmasının gerekli olduğunun raporlandığı, mezkur raporun köyde herkesin görebileceği yerde askıya çıkarılarak ilan edilmesi varsa itirazların 30 gün içinde Valiliğe yapılması gerektiğinin bildirildiği, mezkur rapora süresi içinde itiraz edildiği, … Valiliği’nce 25.06.2018 onay tarihli Jeolojik Etüt Raporunda; itiraz dilekçelerinde … adı ile nakline karar verilen 3 katlı betonarme binanın alt kısmında ve sağ çapraz konumda 2 ayrı kayma meydana geldiği, bu alanda daha önce yapılan zayıf bir istinaf duvarının yıkıldığı, mezkur rapor tarihinden sonra konut sahipleri tarafından kayma zonuna 3 ayrı istinat duvarı yapılarak binanın stabilitesi için gerekli önlemlerin alındığı, bu nedenle söz konuakil kararının iptal edildiği, nakil karar iptal edilmiş olduğundan bina için 7269 sayılı Kanunda belirtilen yıkım şartlarının oluşmadığı, Talimat Mahkemesi’nce yapılan keşif esnasında konutun stabilitesi için yapılmış olan 4 farklı istinat duvarının gösterildiği, dava konusu mahalde taşınmazın bulunduğu muhite ulaşımı sağlayan yolun oldukça eğimli olduğu, duvar inşa edebilmek için fazladan nakliye masrafı yapılması gerektiği, aşırı eğimli ve heyelandan dolayı riskli bir yer olduğu, fazladan işçilik masrafı yapılması gerektiği, yapılan duvarların bedelinin hesabında hükme esas alınan Talimat Bilirkişi Heyet Raporu’nda dosyada mübrez evrakın incelendiği, dava tarihi itibarıyla duvarların maliyet değerinin 4 ayrı duvar için toplam 177.721,00-TL olduğu, duvarların yapıldığı tarihte ise maliyet değerinin toplam 146.533,00-TL olduğu, … Valiliği’nce düzenlenen 25.06.2018 onay tarihli raporda 3 ayrı istinat duvarından bahsedildiği, hükme esas alınan Talimat Bilirkişi Heyet Raporu’nda 4üncü ve bahsedilmeyen duvarın raporda belirtildiği ve bu duvarın zemin stabilitesine katkı sağladığı, söz konusu duvarların inşa edilmesi işlemlerinin Valilikçe verilen konutun nakil kararının kaldırılmasına sebep olduğu ve yeterli görüldüğü, taraflar arasındaki poliçe kapsamında davacı mülkiyetinde olup … adresinde bulunan, dava konusu ile ilgili 3 adet daire ile ilgili sigorta poliçesinin davalı sigorta şirketinin acentesi olan… Ltd Şti ile düzenlenmiş olduğu … Sigorta poliçesi kapsamında sigortalanmış olduğu, her bir daire için 330.000,00-TL ve toplam sigorta bedelinin 990.000,00-TL olarak belirlenmiş olduğu, taraflar arasındaki sözleşmenin teminat kapsamındaki sigorta konusu Bina ile ilgili olarak istinat duvarlarının bina tanımı içinde değerlendirildiği, Yangın Sigortası Genel Şartları kapsamında, taraflar arasında düzenlenen poliçeyle temin edilen ek teminatlar çerçevesinde sel ve su baskını, fırtına, yer kaymasının da teminat kapsamında olduğuna dair hükümlere yer verilmiş olduğu, dava konusu olup davacı tarafından yapıldığı tespit edilen istinat duvarlarına ilişkin harcamaların dava tarihi itibarı ile 177.721,00-TL, yapıldıkları tarih itibarıyla 146.533,00-TL tutarında olduğu, buna ilişkin olarak yapılan işlemlerin taraflar arasında akdedilen Sigorta Poliçesi teminatları kapsamında olduğu, davacı vekilince belirsiz alacak davası olarak davanın 22.03.2019 tarihinde ikame edildiği ve 10.000,00-TL talep edildiği, ıslah tarihinde ise 63.348,00-TL talep edildiği, dolayısıyla davacının davasının kabulü ile,10.000,00-TL’nin 22.03.2019 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, 63.348,00-TL’nin 08.03.2021 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine dair karar verilmiştir.
HÜKÜM: Açıklanan gerekçeye göre;
1-)Davacının davasının KABULÜ ile
10.000,00-TL’nin 22.03.2019 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
63.348,00-TL’nin 08.03.2021 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE
2-)Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hükmolunan kısım üzerinden hesaplanan 5.010,40-TL nispi karar harcından peşin ve ıslah olarak yatırılan 1.252,78-TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 3.757,62-TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
3-)Davacı vekili lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hükmolunan kısım üzerinden hesaplanan 10.335,24 -TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-)Davacı tarafından yatırılan 44,40-TL başvuru, 6,40-TL vekalet harcı, 1.252,78-TL peşin harç ve ıslah olarak yatırılan, 384,90-TL keşif harcı, 200,00-TL keşif gideri, 2.000,00-TL bilirkişi ücreti ve 205,70-TL posta giderinden ibaret toplam 4.094,18-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
5-)6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13,14. Maddeleri ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26.maddesi gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
6-)Taraflarca yatırılan kullanılmayan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık kesin süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi (İstinaf Mahkemesi) nezdinde İstinaf Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usûlen anlatıldı. 17/01/2022

Katip
✍e-imzalı

Hakim
✍e-imzalı