Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/120 E. 2021/137 K. 17.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/120 Esas
KARAR NO : 2021/137 Karar

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 06/03/2019
KARAR TARİHİ : 17/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 20/08/2018 günü saat 21:30 sıralarında sürücüsünün … olan … plakalı aracın …’dan … istikametine seyri esnasında bariyerlere çarptığını ve takla atarak yol dışına çıkması sonucu yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiğini, tek taraflı olarak gerçekleşen bu kazanın kaza tespit tutanağına göre sürücü … kusurlu olduğu kanaatine varılmış ise de herhangi bir bilgi ya da belirleme bulunamadığından … Cumhuriyet Başsavcılığınca kovuşturmanın yer olmadığı kararı verildiğini, müvekkiline ait … plakalı aracın 20/11/2017 tarihinde davalı şirket tarafından kasko sigortasının yapıldığını, kaza sonrası yapılan başvuru ile hasar dosyasının açıldığını, 11/09/2018 tarihinde gönderilen yazı ile taleplerinin reddedildiğini, aracın kaza tarihindeki rayiç bedelinin tespitinin yapılmasını, genişletilmiş kasko poliçesinde olay başına manevi tazminat için ödenecek azami miktarın 100.000-TL olduğunu, müvekkilinin emekli olduğunu, kendisine ait herhangi bir gayrimenkulü bulunmadığını, emekli maaşı haricinde bir gelirinin olmadığını, çalışabilecek durumda da olmadığını bu yüzden müvekkilinin adli yardımdan yararlandırılmasını, fazlaya ilişkin talep ve hakların saklı kalması kaydıyla şimdilik 1.000-TL maddi tazminatın temerrüt tarihinden itibaren ve 20.000-TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dosya kapsamında taraf beyanlarının incelenmesinde sigortalı araç sürücüsünün alkollü olup olmadığının şaibeli olduğunu, Kara Taşıtları Kasko Sigortası Genel Şartları uyarınca Kanunda belirtilen yasal sınırdan fazla içki almış kişilerin sebep olduğu zararların teminat dışında olduğunu, söz konusu araç hasarı ve değer kaybının uzman sigorta eksperi tarafından Yargıtay İçtihatları doğrultusunda belirlenmesi gerektiğini, haksız ve mesnetsiz davanın reddine, kusur oranının tespiti için yetkili mercilerden rapor alınmak üzere tekrar bilirkişi incelemesi yapılmasına, yetkili merciden alınmayan ve hatalı olan maluliyet raporunun karara esas alınmamasını ve raporun yetkili merciden alınmasını, her türlü yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Deliller; Kaza Tespit Tutanağı, Ruhsatname örneği, Genişletilmiş Kasko Süper Oto Poliçesi, Bilirkişi Raporu
… plakalı aracın ruhsatnamesinin incelenmesinden; Aracın ilk tescil tarihinin 01.07.2014 tarihi olduğu, …, 2014 model olduğu, … adına kayıtlı olduğu, Kullanım amacının hususi olduğu anlaşılmıştır.
Genişletilmiş Kasko Süper Oto Poliçesinin incelenmesinden; Tanzim yerinin İstanbul 20.11.2017 tarihi olduğu, Poliçe başlangıç ve bitiş tarihinin 20.11.2017- 20.11.2018 tarihi olduğu, … Sigorta A.Ş’nin Sigortacı taraf olduğu, …’in Sigortalı taraf olduğu anlaşılmıştır.
Dosya İstanbul Teknik Üniversitesi Öğretim Üyeleri Bilirkişi Prof Dr. … ile Prof .Dr. …’a tevdi edilerek Bilirkişi Heyet Raporu alınmıştır. Raporda özetle;
“…Davacıya ait … plakalı araçta meydana gelen maddi hasarın davalı şirketçe temin edilen kasko sigorta poliçesi kapsamında olduğu,
Davacının davalı şirketten talep edebileceği maddi zararın 28.500,00-TL olduğu,
Manevi tazminat taleplerinin 100.000,00-TL’ye kadar kasko sigorta poliçesine dahil olduğu ve tazminat miktarı bakımından takdirin sayın Mahkemeye ait olduğu…” yönünde görüş bildirilmiştir.
GEREKÇE;
Taraflar arasındaki ihtilaf; Meydana gelen tek taraflı kazadan dolayı Sigortalı tarafından sigortacıya karşı ikame edilmiş olan iş bu dava, kasko sigortasından dolayı davacı sigortalının alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarı hususlarındadır.
Tüm dosya kapsamından; Dava, 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun yürürlük tarihi olan 28.05.2014 tarihinden sonra açıldığından bu davaya bakma görevinin Tüketici Mahkemelerine mi, yoksa genel Mahkemelerine mi ait olduğu hususu önem taşımaktadır.
6502 Sayılı Kanunun 3. maddesine göre tüketici işlemi eser, taşıma, simsarlık, sigorta vekalet, bankacılık vb. sözleşmeleri de dahil olmak üzere mesleki ve ticari amaçla hareket etmeyen tüketicilerce kurulan her türlü sözleşme ve işlemi kapsar. Bu gelişen durum nedeniyle Asliye Hukuk veya Ticaret Mahkemelerinde görülmekte olan davalar da bu kanun kapsamına alınmıştır. Kanun koyucu yasanın 83/2 maddesinde “Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile diğer kanunlarda düzenleme yapılması bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez.” diyerek kanunun uygulanma alanını daha da genişletmiştir. Aynı yasanın 73. maddesinde tüketici işlemleri ile tüketmeye yönelik uygulamalarda değişebilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda Tüketici Mahkemesinin görevli olduğu düzenlemesi yer almıştır.
Somut olayda, davacı tarafın tüketici olduğu, davalı sigorta şirketi ile arasında hususi araca dair kasko sigorta sözleşmesine dayalı olarak talepte bulunulduğu, akdedilen sigorta sözleşmesinin de bir tüketici işlemi olduğu, (Yargıtay 17 HD 2016/10687 E, 2017/4979 K sayılı, 26/04/2017 tarihli kararı da bu doğrultudadır), dava tarihinden önce yürürlüğe girmiş olan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un 3, 73/1, 83/2 maddeleri uyarınca iş bu davaya bakma görevinin Mahkememize ait olmaması, Tüketici Mahkemelerine ait olması nedeniyle 6100 Sayılı HMK’nun 114/1-c, 115/2 maddeleri gereğince davanın görev nedeni ile usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Açıklanan gerekçeye göre;
1-Dava dilekçesinin HMK 114/1-c , 115/2 mad uyarınca görev yönünden USULDEN REDDİNE ve Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Karar kesinleştiğinde ve HMK 20 md uyarınca 2 haftalık süre içinde talep halinde dosyanın görevli NÖBETÇİ İSTANBUL TÜKETİCİ MAHKEMESİNE gönderilmesine,
3-Harç, vekalet ücreti, yargılama giderleri konusunda görevli mahkemece karar verilmesine,
Dair davacı vekilinin yokluğunda ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliyesi ( İstinaf Mahkemesi ) nezdinde İSTİNAF YOLU açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usûlen anlatıldı. 17/02/2021

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır