Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/119 E. 2019/846 K. 02.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/353
KARAR NO : 2019/989

DAVA : MENFİ TESPİT (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/04/2018
KARAR TARİHİ : 07/11/2019

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit Davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Müvekkilinin Türkiyenin önde gelen kuruluşlarından olan … A.Ş.’nin 25 yıllık CEO’ su olarak görev yaptığını, ve holdinge bağlı şirketlerde yönetim kurulu üyelikleri bulunduğunu, müvekkilinin eski eşi …’ın 20/03/2018 tarihinde intihar girişiminde bulunması nedeniyle eşinin tek yetkili ve tek ortağı olduğu dava dışı … A.Ş. ünvanlı şirketin piyasaya yüklü miktarda borcu olduğunu eski eşinin beyanlarıyla öğrendiğini, eşinin kendinden habersiz yüklü miktarda borca girmesinin müvekkilinde yarattığı hayal kırıklığı ve evliliğin daha öncesinde var olan sorunlar neticesinde boşandıklarını, müvekkilinin bu boşanmanın ardından borçlu olduğundan bahisle hakkında ilk defa 26/03/2018 tarihinde ikamet adresinde haciz işlemi gerçekleştiğini ve tüm ev eşyalarının muhafaza altına alındığını ve üzerinde sahtecilik yapılmak suretiyle avalimdir … yazı ve imza örneklerinin bulunduğu dava dışı … A.Ş. tarafından keşide edilen çekten haberdar olduğunu, söz konusu haciz işleminden sonrada defalarca farklı alacaklı firmalarca müvekkili hakkında ihtiyati haciz kararı alınarak fili haciz ve muhafaza işlemi yapıldığını, müvekkili tarafından hacze konu ve tespit edilebilen her çek üzerinde teknik inceleme yaptıklarını inceleme yapılan çeklerdeki yazı ve imza örneklerinin müvekkiline ait olmadığı yönünde grafoloji bilirkişi vasıtasıyla tespit edildiğini, söz konusu sahtecilik işlemleri ile ilgili olarak … CBS’ ye şikayette bulunduklarını ve şikayete konu … soruşturma sayılı dosyasının devam ettiğini, ayrıca müvekkilinin imza ve yazısının taklit edildiği başka çekler içinde … CBS’ de … soruşturma sayılı dosyasının devam ettiğini, müvekkilinin eski eşinin tek yetkili ve ortağı olduğu dava dışı şirket tarafından keşide edilen çeke ilişkin haciz işlemi neticesinde hemen finans ve faktoring kurumlarına ihbarname göndererek ihtarda bulunduklarını, davalı … şirketinin elinde henüz vadesi gelmemiş ancak üzerinde müvekkilinin el ürünü olduğu iddia edilen aval metni ve sahte imzalar bulunduğu toplamda 440.000,00.TL. bedelli 4 adet çek olduğunu, müvekkilinin çeklerde keşideci sıfatı bulunan şirkete ortak olduğu dönemde ve payını devrettiği dönemden sonra da şirket ile alakalı hiçbir borçlandırıcı işlem yapmadığını, söz konusu şirketteki işlemler ile alakalı tek yetkilinin müvekkilinin eski eşi Ülkem Akerman olduğunu, davalı şirketin müvekkilinin çektiği ibranameye Beşiktaş 6.Noterliği vasıtasıyla cevap vererek belirtilen çeklerde müvekkilinin imza ve yazıları ile avalinin bulunduğunu ve sahteciliğe ilişkin itirazı kabul etmediklerini ve müvekkilinin sorumlu bulunduğunu ihtar ettiklerini, dava konusu haksız durum nedeniyle müvekkilinin telafisi imkansız maddi ve manevi zararlara uğrayacağını bu nedenle İ.İ.K.’ 72/2 mad uyarınca davaya konu çeklerin ödenmesini engeller mahiyette teminat mukabilinde tedbir kararı verilmesini ve davanın kabulüne karar verilerek müvekkili …’ın sahte el ürünü aval metni ve sahte imzalar sebebiyle borçlu olmadığının tespitine, dava konusu … A.Ş. tarafından keşide edilen … Bank … Şubesi 12/06/2018 vade, 110.000,00.TL., …bank … Şubesi 13/06/2018 vade 130.000,00.TL., … Bankası … Şubesi 18/06/2018 vade, 100.000,00.TL. ve … Bankası … Şubesine ait 21/06/2018 vade tarihli 100.000,00.TL. bedelli 4 adet çekin müvekkili yönünden iptallerine karar verilerek yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı Taraf Davasında :
Dava dilekçesini tekrar ederek davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Taraf Davaya Cevabında :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle:Davacının 10’dan fazla fakoring şirketine müvekkili şirkete verdiği gibi çekler verdiğini, tüm bu çeklerde aval sıfatı ile imzası ve yazılı olduğunu, buna rağmen davacının bütün çeklerdeki yazı ve imzayı inkar yoluna gitmesinin hayatın olağan akışına, müşterek tecrübe kurallarına ve ticaret hayatına aykırı olduğunu, davacının eşi …’ın tek başına temsil ve ilzama yetkili olduğu … A.Ş. tarafından keşide edilen dava konusu çeklerde davacının avali bulunduğunu, davacının eşi ile evlendikten sonra ticari hayatta söz sahibi olduğunu ve davacının da ortak olduğu dava dışı keşideci şirketin medyatik ve zengin kişilerin ev dekorasyonlarını yaptığını, davacının paylarını devrettikten sonra … A.Ş.’ nin icra kurulu başkanlığını yürüttüğünü, dolayısıyla davacının çeklerdeki aval konumunun çeklerin kredibilitesini ve değerlerini arttırdığının tartışmasız olduğunu, müvekkili şirkete verilen dava konusu 4 adet çeklerin keşidecisi olan şirketin ortağı ve bu çeklerde ayrıca aval olarak davacının imzasının bulunduğunu, söz konusu imza ve el yazısı inkarının mesnetsiz ve gerçek dışı olduğuğnu ve sorumluluktan kaçma gayesi taşıdığını, ayrıca dava dışı şirketin kayıtları incelendiğinde anlaşılacağı üzere davacının şirketin yönetim kurulu üyeliğini yaptığı ve ayrıca yönetim kurulu başkan yardımcısı olduğunu bu nedenle T.T.K. ve T.B.K. uyarınca yönetim kurulu üyesi sıfatıyla davacının hem şirkette hem pay sahiplerine hemde şirket alacaklılarına karşı verdikleri zarardan sorumlu olduğunu, ayrıca davacının başka bir dava dışı faktoring şirkete verdilen 4 adet çekte davacının aval olarak imzası bulunmasına rağmen davacının bu çeklerdeki yazı ve imzaya dair itirazı olmayarak çeklerin ödemelerini yaptığını, ancak müvekkili verdiği çekler için yazı ve imzasını inkar ederek sorumluluktan kaçma çabasına girdiğini, davacının dilekçesinde belirttiği … CBS’ nin … soruşturma numaralı dosyasında davacının hem müşteki hem şüpheli olduğunu, ayrıca yine … CBS’ nin … soruşturma numaralı dosyasında dava dışı … A.Ş.’ nin şikayeti üzerine başlatılan soruşturmada davacının sahtecilik suçundan cezalandırılmasının talep edildiğini, bu soruşturmanan devam ettiğini, ayrıca davacının eşinin kocasından habersiz olarak sürekli borç altına girmesi ve kocasının imzasını taklit ederek çeklere aval sıfatı ile imza atıp hem kendini hem de kocasını borçlandırmış olmasının bir inandırıcılığı bulunmadığını, davacının ya çekleri imzaladığını yada çeklerdeki imzaların atıldığından haberdar olmasına rağmen sessiz kalarak kendi aile şirketine kredi kullandırılmasını sağladığını, davacının eşinden boşanmasınnın akabinde yaptığı imza inkarının alacaklılardan kurtulabilmek amacıyla bir plan doğrultusunda gerçekleştirdiğinin açık olduğunu, dava dışı şirketin sicil adresi ile icra dosyası borçlusu …’ın aynı zamanda mernis adresinde gerçekleştirilen haciz işlemine davacının eşyalarının mevcut olması ve haczetilmesi üzerine davacı vekilinin öne sürdüğü iddilaranı karşılık … 4.İcra Müdürlüğünün 13/04/2018 tarihli kararı ile istihkak iddilarının mal kaçırmaya yönelik olduğuna dair kanaat bildirirerek dosyayı … 5.İcra Mahkemesine gönderdiğini ve mahkemenin … sayılı dosyasında inceleme yapıldığını, davacının aile şirketine ait çekleri inkar etmediği sadece avalini inkar ederek şahsi sorumluluğundan kurtulmaya çalıştığını, davayı kabul anlamına gelmemekle beraber bir an için dava konusu çeklerdeki imzaların davacıya ait olmadığı düşünülse dahi 10 dan fazla faktoring şirketine aynı şekilde çek verilmesi, davacının keşideci şirketin ortağı ve yönetim kurulu başkan yardımcılığı yapması, başka bir faktoring şirketine verilen ve davacının aval olarak imzasının bulunduğu bir kısım çeklerin ödenmesi, dava dışı keşideci şirketin davacı ve eşine ait aile şirketi olması ve davacının bilgisi dışında eşinin bu derece büyük borçlar altına girmesinin hayatın olağan akışına aykırı olması, dava dışı şirketin sicil kayıtlarında bulunan davacı imzası ile çeklerdeki imzaların karşılaştırıldığında çıplak gözle dahi açık şekilde imzaların aynı olması, bütün piyasada çeklerin davacı tarafından verildiğine dair kanaat uyandırılmış olması ve dava dışı keşideci şirketin tüm kararlarında ve bilançolarında davacının imzasının bulunması gerçekleri karşısında davacının haksız fiil sorumluluğuna gidilerek söz konusu çeklerden sorumlu tutulması gerektiğini beyan ederek mahkememizden verilen 20/04/2018 tarihli ihtiyati tedbir kararından rucu edilerek kararın kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilerek yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
Toplanan Deliller :
Davacı tarafça ibraz edilen Sözleşme, ibraname ve İcra takip dosyaları incelenmiştir.
Davacı tarafın imza ve yazı örnekleri alınmış, emsal imzalarının tespiti için bildirilen kurumlara müzekkere yazılmış, gelen müzekkere cevapları ile Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesine yazılan talimat ile çeklerde yer alan aval veren kısmında yer alan imzanın ve yazının davacıya ait olup olmadığı hususunun belirlenmesi istenilmiş; Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesinin 12/09/2019 Tarihli raporu ile ” İnceleme konusu çeklerin sağ alt köşesinde yer alan “…” yazıları ile …’ın mukayese yazıları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından farklılıklar saptandığından, söz konusu yazıların mevcut mukayese yazılarına kıyasla …’ın eli ürünü olmadığı, İnceleme konusu çeklerde “…” isim yazısının sağında yer alan imzalar ile …’ın mukayese imzaları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından farklılıklar saptandığından, söz konusu imzaların mevcut mukayese imzalarına kıyasla …’ın eli ürünü olmadığı hususlarını bildirir KANAAT RAPORUDUR.” şeklinde görüş bildirdikleri görülmüştür.
Davalı taraf ; … Cumhuriyet Başsavcılığı’na yapmış olduğu, soruşturmanın bekletici mesele yapılmasını talep etmiş ise de, dosyanın Aydınlığa kavuşmasına etki etmeyeceği yönünde mahkememizce hakim …’nun muhalefetine karşılık oy çokluğu ile kanaat hasıl olduğundan bekletici sorun yapılması yönündeki talebin reddine karar verilmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi:
Tüm dosya kapsamına göre;Davacı taraf özetle, Davalı … şirketinin elinde henüz vadesi gelmemiş ancak üzerinde müvekkilinin el ürünü olduğu iddia edilen aval metni ve sahte imzalar bulunduğu toplamda 440.000,00.TL. bedelli 4 adet çek olduğunu, davacının el yazısının ve imzasının sahte olarak yazıldığını belirterek borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı taraf davaya cevabında; Davacının 10’dan fazla fakoring şirketine davalı şirkete verdiği gibi çekler verdiğini, tüm bu çeklerde aval sıfatı ile imzası ve yazısı olduğunu, buna rağmen davacının bütün çeklerdeki yazı ve imzayı inkar yoluna gitmesinin hayatın olağan akışına, müşterek tecrübe kurallarına ve ticaret hayatına aykırı olduğunu, davacının eşi …’ın tek başına temsil ve ilzama yetkili olduğu … A.Ş. tarafından keşide edilen dava konusu çeklerde davacının avali bulunduğunu, davacının eşi ile evlendikten sonra ticari hayatta söz sahibi olduğunu ve davacının da ortak olduğu … A.Ş.’ nin icra kurulu başkanlığını yürüttüğünü, dolayısıyla davacının çeklerdeki aval konumunun çeklerin kredibilitesini ve değerlerini arttırdığının tartışmasız olduğunu, davalı şirkete verilen dava konusu 4 adet çeklerin keşidecisi olan şirketin ortağı ve bu çeklerde ayrıca aval olarak davacının imzasının bulunduğunu, söz konusu imza ve el yazısı inkarının mesnetsiz ve gerçek dışı olduğunu ve sorumluluktan kaçma gayesi taşıdığını, davacının hem şirkette hem pay sahiplerine hemde şirket alacaklılarına karşı verdikleri zarardan sorumlu olduğunu,davalı tarafa verdiği çekler için yazı ve imzasını inkar ederek sorumluluktan kaçma çabasına girdiğini, davacının eşinin kocasından habersiz olarak sürekli borç altına girmesi ve kocasının imzasını taklit ederek çeklere aval sıfatı ile imza atıp hem kendini hem de kocasını borçlandırmış olmasının bir inandırıcılığı bulunmadığını, davacının ya çekleri imzaladığını yada çeklerdeki imzaların atıldığından haberdar olmasına rağmen sessiz kalarak kendi aile şirketine kredi kullandırılmasını sağladığını, davacının eşinden boşanmasının akabinde yaptığı imza inkarının alacaklılardan kurtulabilmek amacıyla bir plan doğrultusunda gerçekleştirdiğinin açık olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı tarafça açılan davanın temeli davacının dava konusu çeklerde yer alan ” …” yazılarının ve yazıların altında bulunan imzaların davacı tarafa ait olmaması nedeni ile dava konusu çeklerden dolayı Borçlu olmadığının tespitine yöneliktir. Davalı taraf, davacı tarafın imza itirazını kabul etmemiştir.
Davacı tarafın davası İ.İ.K.’ nun 72.md ifadesini bulan İcra Takibinden önce açılan Menfi Tespit davasıdır. Dava konusu çekler ”… şubesi 12.06.2018 ödeme tarihli, 110.000 TL bedelli, …. şubesi 13.06.2018 ödeme tarihli ve 130.000 TL bedelli, … Bankası … şubesi 18.06.2018 ödeme tarihli 100.000.TL. bedelli,… Bankası … şubesi 21.06.2018 ödeme tarihli ve 100.000 TL bedelli çeklerdir. Dava konusu çeklerde ”… ” yazılarının ve yazıların altında bulunan imzaların davacı tarafa ait olup olmadığı hususununda Adli Tıp Kurumu vasıtası ile yapılan inceleme neticesinde düzenlenen 12/09/2019 Tarihli rapor ile ” İnceleme konusu çeklerin sağ alt köşesinde yer alan “…” yazıları ile …’ın mukayese yazıları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından farklılıklar saptandığından, söz konusu yazıların mevcut mukayese yazılarına kıyasla …’ın eli ürünü olmadığı, İnceleme konusu çeklerde “…” isim yazısının sağında yer alan imzalar ile …’ın mukayese imzaları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından farklılıklar saptandığından, söz konusu imzaların mevcut mukayese imzalarına kıyasla …’ın eli ürünü olmadığı ”hususunun tespit edildiği,bu haliyle davacı tarafın çeklerde avalist olarak yer alan imzanın kendisine ait olmadığı iddiasının mahkememizce sübut bulduğu anlaşılmakla davacı tarafın Menfi Tespit Davasının Kabulü yönünde karar verilmiştir. Her nekadar davacı taraf Menfi tespit davası ile birlikte İ.İ.K.’ nun 72.md/5f uyarınca Kötüniyet Tazminat talebinde bulunmuş ise de, çeklere ilişkin icra takibi yapılmadığı anlaşılmakla davacı tarafın bu yöndeki talebi reddedilmiştir.
Davalı taraf davaya cevap dilekçesi ile davacının çekin keşidecisi olan şirketin yetkilisinin eşi olduğu, davacının keşideci şirketin yönetim kurulu üyeliğini yaptığı ve ayrıca yönetim kurulu başkan yardımcısı olduğunu bu nedenle T.T.K. ve T.B.K. uyarınca yönetim kurulu üyesi sıfatıyla davacının hem şirkette hem pay sahiplerine hemde şirket alacaklılarına karşı verdikleri zarardan sorumlu olduğunu belirterek savunmada bulunmuş ise de; Yukarıda belirtildiği üzere, Davamızın konusu çeklerde yer alan avalist imzasının davacıya ait olup olmadığına yönelik Menfi Tespit Davasıdır. Davalı tarafın davacının çekten sorumlu olduğunu ileri sürdüğü iddialarının davalı tarafça açılabilecek Sorumluluk davasında ileri sürülebileceği göz önünde bulundurularak bu iddiaların değerlendirilmesi yoluna gidilmemiştir.
Davalı taraf; somut olayda davacıya karşı gerçekleştirilmiş sahtecilik değil , davalı taraf aleyhine gerçekleştirilmiş bulunan Dolandırıcılık faaliyeti olduğunu iddia etmiş, buna yönelik olarak … Cumhuriyet Başsavcılığının … Sayılı Soruşturma dosyası açıldığını ve bekletici mesele yapılmasını talep etmiş ise de; Davalı tarafça alacağın tahsili için başlatılan işlemler davacının avalist olmasından kaynaklanmakta olup, Mahkememizde görülmekte olan dava ise çekte avalist olarak yer alan imzanın davacıya ait olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas dairesi raporu ile çekte yer alan avalist imzasının davacı tarafa ait olmadığı kanıtlanmış, dava sübuta ermiştir. Mahkememizce verilen karar ; davacının dava konusu çeklerde yer alan avalist imzasının kendisine ait olmaması nedeni ile Borçlu olmadığının tespitine yönelik karardır. Davalı tarafın şikayeti üzerine başlatılan soruşturma neticesinde davacının söz konusu Dolandırıcılık eylemini işlediği kesinleştiği taktirde davamızın davalısı tarafından Haksız eyleme dayalı olarak açabileceği Tazminat davasında hamili bulunduğu çekten doğan zararını davacının karşılamasını talep edebileceği, açılabilecek bu dava açısından mahkememizce verilen ”Davacının dava konusu çeklerde yer alan avalist imzasının kendisine ait olmaması nedeni ile Borçlu olmadığının tespitine yönelik” kararın kesin hüküm niteliği bulunmayacağından davalı tarafın Soruşturma dosyasının neticesinin beklenilmesi talebi mahkememizce oy çokluğu ile reddedilmiştir.
HÜKÜM; Yukarıda açıklanan gerekçeye göre;.
1-)Davacı tarafın davasının KABULÜ ile,
-… şubesi 12.06.2018 ödeme tarihli, 110.000 TL bedelli,
-… şubesi 13.06.2018 ödeme tarihli ve 130.000 TL bedelli,
-… Bankası … şubesi 18.06.2018 ödeme tarihli 100.000.TL. bedelli,
– … Bankası … şubesi 21.06.2018 ödeme tarihli ve 100.000 TL bedelli çeklerden dolayı davacı tarafın BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE;
2-)Davacı tarafın kötüniyet tazminatı, davalı tarafın tazminat talebinin REDDİNE;
3-)Alınması gereken 30.056,40.-TL nispi karar harcından peşin yatırılan 7.514,10.-TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 22.542,30.-TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
4-)Davacı vekili lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hükmolunan kısım üzerinden hesaplanan 31.550,00.TL. nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
5-)Davacı tarafından yapılan toplam 8.691,18.TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
6-)Taraflarca yatırılan, bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatıran tarafa iadesine,
6100 Sayılı HMK.’ nın 345./1Maddesi uyarınca ilgililere kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize vereceği bir dilekçe ile İSTİNAF YOLU açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı hakim …’nun (muhalefetine karşılık) oy çokluğuyla verilen karar alenen okunup usulen tefhim kılındı.07/11/2019

Başkan …

Muhalif Üye …

Üye …

Katip …

MUHALEFET ŞERHİ

Dava Menfi Tespit davası olup, davacı borcun varlığını inkar ettiğinden ispat yükü davalı alacaklıya düşmektedir, davalı tarafça ileri sürülen nitelikli dolandırıcılık iddiasının yerinde olup olmadığının belirlenmesi bakımından davacının eylemlerinin TCK 158.maddesinde düzenlenen suç kapsamında kalıp kalmadığının tartışılması gerektiği dikkate alınarak, … CBS … soruşturma sayılı dosyanın sonucunun davacının hukuki durumunun anlaşılmasına ve davanın esasına etkili olduğu kanısı ile belirtilen soruşturmanın bekletici mesele sayılması gerektiği görüşünde olduğumdan sayın çoğunluğa katılmıyorum. 07/11/2019

Üye Hakim

Peşin Harç : 7.514,10,- TL
Başvuru Harcı : 35,90 .- TL
Vekalet Harcı : 5,20 .- TL
Adli Tıp Fatura: 835,00.-TL
Posta Giderleri : 300,98.- TL
Toplam : 8.691,98.- TL