Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/991 E. 2019/5 K. 11.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/991
KARAR NO : 2019/5

DAVA : TİCARİ ŞİRKET GENEL KURUL KARARININ İPTALİ
DAVA TARİHİ : 23/10/2018
KARAR TARİHİ : 11/01/2019

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket Genel Kurul Kararının İptali Davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirketin %9,02 hissedarı olduğunu, davalı şirketin 03/10/2017 tarihli genel kurul ile müvekkillerinin şirketteki pay oranlarının %12,61 iken müvekkillerinin azınlık haklarını kullanmasını engellemek amacıyla hukuka aykırı olarak %9,02 ye düşürüldüğünü, söz konusu genel kurul kararının iptali için … 10 ATM nin …. Esas sayılı dosyası ile iptal davası açtıklarını, bu dosyanın halen derdest olduğunu, davalı şirkette 26/07/2018 tarihinde, ” 01/08/2016- 31/07/2017 tarihleri arası özel hesap dönemine ait olağan genel kurul toplantısı gerçekleştirdiğini, bu toplantıda karar ve toplantı nishabı sağlanamamasına rağmen kararlar alındığını, bu kararların yok hükmünde olduğunu, davalı şirketin ve müvekkillerinin taraf olduğu 2011 yılı aralık ayı hissedarlar sözleşmesinde, … Eğitim, … Eğitim, … Okulları dahil olmak üzere iştiraklerin tamanının grup şirket olarak tanımlandığını, bu nedenle davalı şirketin bir şirketler topluluğunun içerisinde yer alduğu ve şirketler topluluğuna ait düzenlemelere ve yükümlülüklere uygun hareket etmesi gerektiğini, bu yükümlülüklerini yerine getirmemesi halinde TTK 198 mad gereğince söz konusu paylara ait oy hakkı dahil tüm haklarının donmasının sözkonusu olduğunu, davalı şirketin bilanço ve finansal tabloları esas sözleşme ve hissedarlar sözleşmesine tutularak bilançodaki gereçeğe aykırı kalemler ile dürüst resim ilkesinin ihlal edildiğini, bilanço ve gelir gider tablosunun onaylanmasına dair kararın hukuka aykırı olduğunu ve iptali gerektiğini, hissedarlar sözleşmesinin davalı şirket ve şirket ortakları için bağlayıcı olduğunu, müvekkillerin onayı olmadın genel kurul dahi, ortaklık sözleşmesindeki bir hükmün aksine esas sözleşme değişikliğini tek başına yapamayacağını, davalı şirket yönetim kurulu faaliyet raporlarının kanuna ve yasal mevcuata aykırı olduğunu, kanuna aykırı faaliyet raporlarının onaylanmasına dair kararların iptali gerektiğini, dava konusu genel kurulda yönetim kurulu üyeleri kendi ibralarında oy kullandıklarını, karar nisabı sağlanmamasına rağmen yönetim kurulu üyeleri ibra edilmediğini, yönetim kurulu üyelerinin ibrasına ilişkin bu kararın yok hükmünde olduğunu, bağımsız denetim raporu, bağımsız denetimin gereklerine TTK ya ve ikincil mevcuata aykırı olduğunu, onaylanmasına dair genel kurul kararının iptali gerektiğini, genel kurulda gündeme bağlılık ilkesine aykırı şekilde oybirliği olmasına kağmen gündeme madde eklenerek, karar nisabı sağlanmaksızın hukuka aykırı şekilde esas sözleşme değişikliği yapıldığını bu alınan kararların iptali gerektiğini, bu nedenlerle dava konusu 26/07/2018 tarihli olağanüstü Genel Kurul Toplantısı ve bu toplantıda alınan tüm kararların yokluğuna karar verilmesini, bu taleplerinin kabul görmemesi halinde batıl olduğununun tespitine, bu taleplerinin de kabul edilmemesi halinde iptaline, taleplerinin kabul edilmesi halinde Olağan G enel Kurul Toplantısında olanan kararların her birinin ayrı ayrı yokluğunun tespitine, iş bu taleplerinin kabul görmemesi halinde, kararların her birinin ayrı ayrı batıl olduğunun tespitine, bu taleplerinin de kabul edilmemesi halinde kararların her birinin ayrı ayrı iptaline karar verilmesini talep etmiş olup öncelikle dava sonuçlanıncayaka kadar, ileride doğması muhtemel telafisi imkansız zararların önlenmesi için TTK’ 449 mad gereğince dava konusu 26/07/2018 tarihli Olağan Genel Kurul Toplantısında alınan kararların yürütmesinin tedbiren geri bırakılmasını ve neticede dava konusu 26/07/2018 tarihli Olağanüstü Genel Kurul Toplantısı ve bu toplantıdan alınan tüm kararların yokluğunu, bu talepleri kabul görmemesi halinde batıl olduğunun tespitini, bu talepleride kabul görmemesi halinde iptaline, aksi taktirde Olağan Genel Kurul Toplantısında alınan karrların her birinin ayrı ayrı yokluğnun, iş bu teleplerinin kabul edilmemesi halinde her birinin ayrı ayrı batıl olduğunun tespitine, aksi halde kararların her birinin ayrı ayrı iptaline karar verilerek yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesinekarar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı Vekili Davasında :
Davacı vekili 2812/2018 tarihli dilekçe ibraz ederek sulh olduklarını bu nedenle davadan feragat ettiğini, sulh sözleşmesi uyarınca karşılıklı olarak vekalet ve yargılama gideri talepleri bulunmadığını beyan etmiştir.
Davalı Vekili Davaya Cevabında :
Davalı vekili mahkememize hitaben verdiği cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın iddia ve taleplerinin temelden yoksun olduğunu, davacıların iptal davası açma hakkı bulunmadığını, iş bu davanın kötü niyetle ikame edildiğini, davacıların hakim pay sahiplerini dava yolu ile hisselerini ederinden fazlaya satın almaya zorladıklarını, oysa çoğunluk presibinin cari olduğu sermaye şirketlerinde pay sahiplerinin karar mekanizmalarını genel kurul yönetim kurulu etkilemelerinin sahip oldukları pay oranları ile orantılı olduğunu, davacıların hissedarları sözleşmesine atıfta bulunarak oyların donduğu ve toplantı ve alınan kararların nisabının bulunmaması sebebiyle kararların yok hükmünde olduğu yönündeki iddialarının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, somut olayla davacının iddiaının aksine müvekkili … Eğitim’in pay sahipliği yapısında 198 md. 1.fıkra uyarınca bildirimi gereken bir değişiklik gerçekleşmediğini, davacının iddia ettiği gibi Lacivert ile müvekkili arasında hakimiyet ilişkisi bulunmadığını, davacıların nisap yokluğu nedeniyle yönetim kurulunun ibrasına ilişkin kararın yokluğunun tespiti talebinin teknik olarak söz konusu kararın iptali istemi olduğunu, somut olayda genel kurul iptal davasının şartlarının oluşmadığını, bu nedenle davanın reddi gerektiğini, dava şartı oluşmadığından davanın esasına girilmesinin mümkün olmadığını, davacıların yönetim kurulu üyelerinin ibralarına ilişkin kararının hukuka aykırı olduğu iddiasının dayanaksız olduğunu, bir an için yasaklı payların oy kullanmış olduğu düşünülse dahi yasaklı oylar düşüldükten sonra kalan oylar etki prensibi uyarınca ibra kararı alınması için yeterli olmadığını, bu nedenlerle dava şartları bulunmaması nedeni ile davanın esasa girilmeksizin usulden reddine, icranın geri bırakılması yönündeki talebinin reddine, davacı aleyhine miktarı ve niteliği mahkemece belirlenecek takdiren en az 1.000.000 T Lteminat göstermesine karar verilmesini yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili 02/01/2019 tarihli dilekçe ibraz ederek taraflar arasında sulh olduklarını, davacının feragatine bir diyecekleri olmadığını, davacı taraftan yargılama gideri ve vekalet ücreti talep etmediğini beyan etmiştir.
Delillerin Değerlendirilmesi:
Tüm dosya kapsamı dikkate alınarak;Davacı vekilinin mahkememize vermiş olduğu dilekçesiyle davadan feragat ettiği, vekaletnamesinde feragat yetkisinin bulunduğu, davalı vekilinin davacı taraftan yargılama gideri ve vekalet ücreti talep etmediği anlaşılmış olmakla davacının davasının feragat nedeni ile reddi yönünde aşağıda ki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM; Yukarıda açıklanan gerekçeye göre;
1-)Davacının davasının HMK.307.md. Uyarınca feragat nedeni ile REDDİNE,
2-)Davalı taraf yargılama gideri ve vekalet ücreti talep etmediğinden vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, yargılama giderlerinin taraflar üzerinde bırakılmasına;
3-)Taraflarca yatırılan yargılama giderlerinin taraflar üzerinde bırakılmasına;
4-)Davacı tarafından yatırılan 35,90.TL. Peşin harcın 44,40.TL.karar ve ilam harcından mahsubu ile 8,50.TL.Bakiye harcın davacıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
5-)Davacı ile davalı tarafından yatırılan gider avansının karar kesinleştiğinde bakiye kısımının yatıran tarafa iadesine,
6100 Sayılı HMK.’ nın 345./1Maddesi uyarınca ilgililere kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize vereceği bir dilekçe ile İSTİNAF YOLU açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar alenen okunup usulen tefhim kılındı. 11/01/2019

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …