Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/940 E. 2019/535 K. 29.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/940 Esas
KARAR NO : 2019/535 Karar

DAVA : MENFİ TESPİT (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/10/2018
KARAR TARİHİ : 29/05/2019

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Müvekkili tarafından verilen ipoteklerin vekaleten … tarafından imzalandığını ancak bu ipotek karşılığında kullandırılan kredilerin ödendiğini, Müvekkilinin … ili … ilçesi 4502 ada 15 parsel üzerine konulan … gün ve … yevmiye numaralı 70.000,00-TL ve 7.1.2010 tarihli .. yevmiye numaralı 70.000,00-TL lik ipoteklerin yapıldığını, ancak yapılan icra takibindeki ipotek alacaklarının bir hükmünün kalmamasına rağmen müvekkilinin gayrimenkulünün daha sonradan kullandırılan krediler için teminat olarak kabul edilerek işlem yapıldığını, kanunen karşılıksız kaldığını ve teminatın yeniden ve müvekkili aleyhine canlandırılmak sureti ile işlem yapılamayacağını, tüm bunlarla birlikte müvekkilinin aleyhine, 26.11.2008 tarihinde tesisi edilen 1. Derece ipotek borcunun kapanmasına rağmen var kabul edildiği, ardından da 2010 yıllında tekrar 2. Dereceden ipotek tesisi yapıldığını, iş bu ipoteklerin paraya çevrilme yılının 2018 yılı olduğunu, müvekkilinin genel kredi sözleşmesinde imzasının bulunmadığını, bu nedenle de sonraki dönemlerde kullandırılan kredilerden sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, dava konusu ipoteğe konu gayrimenkulde kıymet takdiri yapılarak satış aşamasına gelindiğini, müvekkilinin evinin icra yolu ile satılması halinde telafisi güç ve imkansız zaraların doğacağını, müvekkilinin bugüne kadar beklemiş olmasının sebebinin hukuksal bilgi eksikliği olduğunu, ancak ipotek verilen borçların ödendiği bilgisine ulaştığında taraflarına gelerek iş bu davayı açtıklarını, bu nedenle … 6. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası atışının durdurulmasına,bu mümkün olmadığı takdirde icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmesinin durudurulmasına, yapılacak yargılama ile müvekkilinin … 6. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasındaki ipotek takibinden dolayı borçlu olmadığının tespitine ve takibin iptaline, alacağın % 20 sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmişitr.
Davalı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili banka ile davadışı … Ltd. Şti. arasında, 20.01.2010 tarihli 750.000,00-TL bedelli, 11.11.2012 tarihli 1.000.000,00-TL bedelli iki adet Kredi Genel Sözleşmesi imzalandığını, davacı ise anılan kredi sözleşmeleri kapsamında kullandırılacak kredilerin teminatı olarak adına kayıtlı … İli, … İlçesi, … Mah. 4498 ada, 4 parselde kayıtlı 6 nolu bağımsız bölüm ile … İli, … İlçesi, … Mah. 4502 ada, 15 parselde kayıtlı 10 nolu bağımsız bölüm üzerinde müvekkili banka lehine ipotek tesis ettirildiğini, bahsi geçen borçtan yalnız ipotekli taşınmazlar ile sorumlu olduğunu, bahsi geçen taşınmazlardan 6 numaralı bağımsız bölüm … 5. İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyasından yapılan 25.04.2018 tarihli açık artırmada satılarak üçüncü kişiye ihale ediliğini, ihalenin kesinleştiği ve bedelin borca mahsup edildiğini, öte yandan davaya temel teşkil eden 10 numaralı bağımsız bölümün ise … 6. İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyasından satış işlemlerinin devam ettiğini, öncelikle yetkisizlik kararı verilerek dosyanın Yetkili Niğde Mahkemelerine Gönderilmesi Gerektiğini, davacı yanca her ne kadar İstanbul’da dava açılmış ise de davaya dayanak KGS’nin imzalandığı yerin müvekkili bankanın Niğde Şubesi olduğunu ve sözleşmede Niğde mahkeme ve icra dairelerinin yetkili olduğunun kabul edildiğini, Buna göre HMK’nın 17. maddesi uyarınca taraflarca genel yetkili mahkemelerin yetkisi bertaraf edilerek yalnızca Niğde mahkemelerinin yetkili kılındığını, bu yön itibari ile yetkili mahkemelerin Niğde Mahkemeleri olduğunu, Müvekkili banka ile müşterileri arasında imzalanan KGS’ler kapsamında kullandırılan kredilerin cari hesap niteliğinde olduğunu ve kredi limiti dahilinde, talep edildiği zaman kredi tutarının müşterinin hesabına tanımlandığını, iş bu davada da davadışı asıl borçlu şirketin, ilk kredi genel sözleşmesinin imzalandığı tarihten bu yana müvekkili bankadan parça parça kredi kullandığını ve davacı yanın ipotek limiti dahilinde taşınmaz bedelleri oranında anılan borçtan sorumlu olduğunu, Anılan hukuki düzenlemelerden açıkça anlaşılacağı üzere ipoteğin tapudan terkini alacaklının talebi ile gerçekleşebileceğini, taşınmaz malikine alacaklıdan ipoteğin fekkini isteme hakkının tanındığını, bu da borcun sona ermiş olması yahut borcun ipotekli taşınmaz maliki tarafından ödenmesi koşuluna bağlandığını, Somut olayda, takibe konu borcun varlığı noktasında bir uyuşmazlığın bulunmadığını, davacı yanın iddiasında kendi sorumluluğunun bulunmadığını, zira taşınmazını teminat olarak gösterdiği borcun ödenmiş olduğu ve taşınmazının sonradan imzalandığını KGS’den doğan borcun teminatı olmayacağı yönünde olduğunu, davacı yanca imzalanan resmi senedin “Şartlar” başlıklı 1. maddesinde; “… Tic. Ltd. Şti.’nin … Merkez ve şubeleri ile yapmış olduğu ya da ileride yapacağı; … her türlü sebepten doğmuş ve doğacak borçlarını … fekki Bankaca bildirilinceye kadar hüküm ifade etmek üzere süresiz olarak ipotek etmeyi kabul ettiğini…” şeklinde ifade edilen durum uyarınca davacının borçtan sorumlu olmayacağını, Kaldı ki davacı yanca bugüne dek müvekkili bankaya ipoteğin fekki yönünde bir taleple başvurunun da yapılmadığını, Hal böyle olmakla hali hazırda borç devam ederken ipotekli taşınmazın maliki olan davacının bu borçtan sorumlu olmayacağının kabul edilemeyeceğini, ileri sürerek Davanın reddine, davacı yan aleyhine takip bedelinin %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Deliller;
Genel Kredi Sözleşmesi ve ihtarnamesi örneği, tapu kayıtları, … 6. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası uyap kayıtları, … Tapu Müdürlüğü’nce Mahkememize hitaplı yazılar.
Gerekçe;
HMK 17. Maddesi
“Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır”
HMK 18/2 m
“Yetki sözleşmesinin geçerli olabilmesi için yazılı olarak yapılması, uyuşmazlığın kaynaklandığı hukuki ilişkinin belirli veya belirlenebilir olması ve yetkili kılınan mahkeme veya mahkemelerin gösterilmesi şarttır.”
HMK 19/2 m
“Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi, birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi taktirde yetki itirazı dikkate alınmaz.” hükümlerini havidir.
Somut olayda, iki tarafın tacir olduğu, dava konusu sözleşmede Kredi Genel Sözleşmesinin 41. Maddesinde yetkili mahkeme konusunda anlaşmaya varmış olmaları ve cevap dilekçesinde davalı tacir tarafın yetki itirazında bulunmuş olduğu ve yetkili mahkemeyi belirtmiş olduğu görülmekle, iş bu davada YETKİSİZLİK ile dosyanın talep halinde NİĞDE ASLİYE(TİCARET) HUKUK MAHKEMESİNE gönderilmesine dair karar verilmek gerekmiştir.
HÜKÜM; Açıklanan gerekçeye göre;
1-)Davanın YETKİ NEDENİYLE REDDİNE, HMK 20. Maddesi gereğince kararın kesinleşmesinin ardından iki haftalık yasal süresi içerisinde talep edilmesi halinde dosyanın yetkili Niğde Asliye Hukuk (Ticaret) Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
2-)Kararın kesinleşmesini müteakiben iki hafta içerisinde başvurulması halinde dosyanın Görevli ve yetkili NİĞDE ASLİYE HUKUK(TİCARET) MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE;
3-)HMK.nın 331/2 maddesi gereğince yargılama gideri ve harcın yetkili mahkeme tarafından değerlendirilmesine,
4-)Yetkisizlik Kararının kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde Görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesi için başvurulmadığı taktirde harç ve yargılama gideri konusunda ek karar yazılmasına;
Dair tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF YOLU açık olmak üzere verilen karar davacı vekilinin yokluğunda davalı vekilinin yüzüne karşı açıkça okunup, usulen anlatıldı.29/05/2019

Katip …
(e-imza)

Hakim …
(e-imza)